MUZARI

MUZARI dizini içindeki dosyalar

20160911_141240_MUZARI.rar



İNsAN.. inSan.. inanan bir var oluş.. ancak onun “tek” özü değil çift “oz”u var ve bu ikilikten dolayı bu inancı ya kesin olur ya da kuşkulu.. kuşkulu olursa bilgi formunda kalır.. kesin olursa inancı bilgisinin içeriği olur.

SİN dalgalanır.. ya bilgiyi oluşturan esbab dairesinde kalır.. ya da itikad dairesine geçer.. orada kalır.. kaldığı yerleri de gereğine gör değiştirir.. i hem sebebler dairesinde bilimleri kurar hem itikad dairesinde Yaratan’ın esmasını kurar.. diyor İmamı Nursi’yi bu konuda destekleyen Max Scheler.. Sin’e Geist diyor.

İmamı Nursi’nin buna benzer ve bu konuda bir başka anlatımıyla AKIL ya imkan-ı vucud dairesinde makul ve muhaller inşa eder.. ya da vucub-u vucud dairesinde zat, sıfat, esma, ef’al ve asar katmanlarından birisinde yer alır. Zat’a yaklaştığı kadar azalır ve sonunda sıfırlanır. Sonuçta insan esma ve kainat hüsna olur. İnsanın da bir ismi olur ve onu a’zam mertebesine çıkarmaya çalışır. Böylece de ahsen-i takvim ahseni amel halini alır. Böylece medeniyetin hasenatı seyyiatına galip gelir. Böylece insaniyetten islamiyete giden beşeriyeti yükselir.

Bütün bunlar nerede olur ?

Muzari de!

Muzari nedir ?

Mazi ve ati arasındaki hali hazır ve kali hatırdır.

Demek ŞİMDİ BURADA ki muzari bir dildir.. her bir insan bir alemdir ve her alemin de bir dili vardır. Masal bu ya misil olur mesel olur.. timsal olur temsil olur.. ne aynı ne de gayr olan.. ne zıdd ne de nidd bulunan.. bir masal bu.. bu yüzden hakikati hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatine de erişmek zordur.   Bu yüzden sin sahibi bir inSan olarak her birimizin yükümlüğü bulunan AYRIK bir yolu vardır.


Peki ORTAK bir yol.. ortak bir dil.. ortak bir din yok mudur ? (*)


İşte o zaman muzari olmaktan.. mazi olmaktan.. ati olmaktan çıkar zaruri olan “geniş” zaman içine gireriz. İnsanlar buna zaruret-i akıl adını verirler.

Aklın zaruretinden başka ruhun lüzumu dahi vardır.. kalbin bedeati (eşsizi) olduğu gibi nefsin bedaheti (apaçığı) dahi vardır.. yani olurlu.. olmalı.. olsalı.. olası dört tane dünya vardır genel olarak.

Geniş zaman olan “olur”lu bu genel olarak içine alınınca ve buna dahi üç, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak temel zaman ekleyince.. bize yedi yol açılmış olur.

demek ki yedi nota (ses) gibi ve yedi renk (em dalga) ve yedi sema ve yedi gün gibi dilin de yedi yolu gibi dilin yedi katmanını da kurguladım.. ta tabakaların tam ortasında ki 4. Cü tabakada ise bir tarafında İLİM bir tarafında İSİM olarak KELİME duruyor. İnsan iki nesne bilir onu da karıştırır. Size burada iki değil üç çift yedi sununca elbette altı kelime birbirine öyle karışacaktır ki karanlıkta kapalı kalacaksınız.. bu başınızda düş çorabı ve kafanızda dil sepeti bulunduğundandır.. işte bunları çıkarıp hemen şimdi buraya yani “muzari”ye gelip nefes alın…

Şimdi bu düz yazı ile bayrağını diktiğimiz MUZARI dizini içinde 64’e yakın tablodan oluşan bir hablo cıvıl cıvıl canlı ilerliyor.. bu tablolar çok çok fazla onun için biz onun beş alt tabloyo böldük.

Böylece beşinci boyut olan şuurun içindeki dördüncü zaman boyutunu mazi.. muzari ve ati olarak açtık. Altında boyut ise şuurdan imana.. imkan vucuba.. esbabdan itikada açılmaktır.    

Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

(*)

Ortak bir dilin bulunduğunu (ayniyet) ve müşterek bir dinin olduğunu (hürriyet)   var sayıyorum.. Yaratan’ın bizi sorumlu kılan ortak bir dili (iktisat)   müşterek bir dini (adalet) emanet ettiğine inanıyorum. Bu ilahi, kitabi ve semavi DİN, kanlı geçmiş bir tarih ortaya çıkarmış görünse bile.. canlı bir BİLİM ve diri bir HUKUK… yaşayan CANLI bir gerçeği ÖRME’yi ve hürrriyet, meşveret ve cumhuriyeti bize sunmanın başka bir yolu olmadığını da düşününce.. yazgıma razı oluyorum yargımı marzi olduğum gibi.


Bu kanlı ve canlı bir uygarlığın ne zamana kadar yaşayabileceğini.. ömürünü.. mesajını.. misyonunu.. vizyonunu çıkarabileceğimizi sanıyorum. Bu sanı ve sayı arasında size kanı ve kanıtlarımı sunmak benim ne görevim ne de ödevim.. beni işlevim yöntembilimsel analizi size sunmak ve bundan ötesine de karışmamaktır.

Çünkü BEN bekleyen bir MÜSELMAN değil her birimiz gibi beklenen Müslüman olmaya çalışanlardanım.. ancak genel çerçeve içinde müselmanlardan bir tanesiyim.. Hristiyan ya da Yahudi değilim. Çok fazla “ben”lik ve “bencillik” yapmak hoş görülmez lakin bizlerin ve sizlerin altında gizli beklenilen imam ve mehdiye görünce bu başa ve ışığa karşı beklenen “ben”i işletmek tek kurtarıcı çaredir.

http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/
www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com


     
     

     



Düzenleyen osmanziya - 11-Eylül-2016 Saat 14:25