Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: paşa olmak... Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: paşa olmak...
    Gönderim Zamanı: 29-Kasım-2019 Saat 23:19


Yüz milyar galaksi var.. bu da komşumuz Andromeda galaksisi.. her birinin içinde yüz milyar yani on üssü onbir yıldır var diyorlar.. böylece geçmiş bilgime göre yüz milyar galaksi varsa bu toplamda on üssü yirmi iki yıldız eder.. yani Yüce Yaratan her birimize bir GALAKSİ tahsis edemez mi ? İzzeti ve hikmeti iktiza ederse elbette verebilir.

Ancak muhabbetsizlik ve hürmetsizlik etmezsen.. ilmini ve iradesini tanırsan.. küfür ve inkarınla   kudretini ve rahmetini ittiham etmezsen.. bunlardan birini sana vermesi umulur.

Ancak biz ona layık bir insaniyet ve islamiyet sunabiliyor muyuz.. buna uygun bir çalışma, üretim ve başarı ortaya koyabiliyor muyuz.. asıl sorun da burada.. bu yazılarda da bunu anlatmaya çalıştım.


toplum süzgeç gibidir
kimseleri eler ve kişileri inceler
insanları tasfiye eder...

Tohumundan başlayıp köklerinden dallarına kadar yapılana yapılana ağacın meyveleri ortaya çıkar. Ve meyvenin kalbi olanda çekirdeğinde yepyeni bir ağacın geleceği çıkartır.

Aileden başlayarak medeniyete kadar çeşitli zümreler ve kültürler ve adetler ortaya çıkarır toplumlar, milletler ve ümmetler.. sosyolojik (içtimai) olarak dört sınıf vardır. Yani üç aydın, zengin ve yönetici çocuğun ve havassın anası olan avam-ı nas vardır. Sosyoloji ve özellikle marksizm dört sınıfla ilgilenir; proleterya (halk) burjuvazi (ağniya) ve bürokrasi (ümera) ve entelijensiya (ülema) ve ideolojisini buna göre ve halka dünyayı cenetten yapmak üzere kurar.. ne garip bir çelişki.. emek ve hakk derken Cenab-ı Hakkı ve hürriyeti ve insanı ve ahireti unutur.   

Diğer taraftan toplum (cemiyet) olarak üç tabaka vardır. Fakat toplumun asıl bel kemiği üç tabakadır. yoksullar ve hastalar ve yaşlılar alt tabaka.. anneler ve babalar olan patronlar ve amirler orta tabaka.. bir de toplumun motoru olan nebiler ve veliler ile dahiler ve delilerden oluşan üst tabaka.. üst insan.. üstün insan.. hür insan.. bunlardan çıkar.

Bu kavilerin (güçlülerin) ve zayıfların (güçsüzlerin) bulunduğu KAST sisteminin yüzyıllardır kemikleşmiş benzeri Doğu hind dinlerinde yer alır.. yani doğunun yokluk (Nirvana) felsefesine dayanan evrimi (seleksiyon) ile batının varlık (Narvana) felsefesine dayanan evrim (reankarne) birbirinden farklıdır. Ancak ailenin inkişafı ve insanın tekamülü üzerine kurulu HÜR-RUH böyle essance değil hem genişleyen (exsistance) immanient (içkin) bir var oluş.. hem yükselen (refia) transandantal (aşkın) bir yok ölüştür.   

Bu gün otistik evladlarımız hakkında bir videoyu paylaşınca orada da belirttiğim gibi FARKLILIKLARI HAZMEDEMEYEN bir ORTA tabakayı gördüm ve içerledim ve bu yazıyı hazırladım. Bu orta direk.. bunlar delileri kaldıramadıkları gibi dahileri de kaldıramazlar.. video da bu toplumda farklılıkları yer yok diye bas bas bağırıyor ADAM.. tek tip adam isteyerek.. Jacob Banette banal bir adam sanılmış.. ancak o uğraşarak dahi olduğunu ortaya koymuş.. keza Einstein için de benzer bir öykü anlatılır.

Eğer gücünü gösterip yukarı çıkmazsan altta seni ezerler.. dinciler evrimi reddederler.. bilimciler de yaratılışı inkar ederler amma YARATILIŞ ve EVRİM her ikisi bas bas bağırarak biz her ikimizde varız derler. Hatta bu ikisiyle birlikte buyruluş ve devrim de vardır.. hatta batı evriminin kökü dürülüş ve doğu evriminin zirvesi dirilişte vardır…

Neden ?

Çünkü toplum tek tiplilik ister.. farklılıkları kaldırmaz ve ayrılıklara yer yoktur. Doğal bir kuş sürüsüne giren yabancı kuş nasıl gagalanırsa dahiler ve deliler öylesine toplumda doğal olarak gagalanır.. ancak onlar buna mukavemet ederek saygın bir bilim adamı ya da muhterem bir kumandan olur.. hep derim anne ve babanın vazifesi çocuklarının yeteneklerini saptayıp ona uygun olanakları önüne sermektir.. ancak önüne olanaklar serilen yetenekler çoğu zaman tembellik ederek, becerilerinin ve başarılarının   yitirilmesine kendi kendine sebeb olur.. ne edersen kendine edersin kendi kendine.. hava direnci bulamayan güvercinin uçamadığı gibi.. çoğu zaman anne ve babanın tespit edemediği yetenek kişinin kendi tarafından tanınarak ortaya çıkacağı olanakları kendisi arar ve bulur. Ancak asıl olan annenin ve babanın.. toplumun ve devletin.. eğitim ve yönetim sisteminin.. hedefi, yeteneklerin heder olmamasına ve ortaya kederin çıkmasına engel olmaktır. Aksi halde bu nisbeten vahşi tabiattan nisbeten yahşi medeniyeti ve fakat dehşeteli medeniyetin çıkması vetiresi sekteye uğrar.. nev-i beşer de diğer türlerin gerisinde kalır.. medeniyetten insaniyet ve İslamiyet çıkmaz.

Bir de şu var; toplumlarda nihayet bir BİREY gibidir.. uluslar arası toplumda kendini ifade edecek koşulları ve ortamları oluşturmaya çalışır... İnşaallah gelecekte ANADOLU, etrafında cumhriyetlerin toplandığı birleşik bir güç haline gelecektir.


NEBİLER VE VELİLER İLE DAHİLER VE DELİLER

Nebiler ve veliler ile dahiler ve deliler.. sanırım artık nebilerin sadece adı var ve velilerin sayıları da oldukça azaldı ve geriye bilime ve teknolojiye soyunan dahiler ile ticarete ve siyasete giyinen deliler kaldı.. peki ya akıllılar ? Onlarda orta yolu tutup üretime işçi ve çalışan.. tüketime müşteri ve tedarikçi oldular.. hep beraber geçinip gidiyoruz.. ancak bu günde.. dün de.. yarın da.. her zaman TOPLAM KALİTE kazanmış.. kazanıyor ve kazanacaktır.. bir yanın kaliteli olur.. başka yanın değilse başarı çıkmaz.. bir kişi kaliteli olur diğerleri olmazsa keyfiyette muvaffakiyet doğmaz.. çünkü bir makin en düşük parçasına göre çalışır.. bir zincir en zayıf halkadan kopar.

Çalışmak ayrıdır.. üretim ayrıdır.. başarı ayrıdır.. bir örnek KENDİM.. kırk yıldır benden çok çalışan başka bir kimse tanımıyorum.. çünkü mesaim 7gün 24 saattir.. üstelik çişimi ederken ve işimi yaparken.. her zaman çalışırım.. düşünürüm.. yazarım.. ancak ortada BAŞARI yok.

Üretmesinde üretirim ancak ürettiklerimi çoğunu belki hepsini tüketirim.. lakin başkalarının tükettiği (ancak YBA tablolarını gelecekte tüketebilecekler, bunu ismim gibi biliyorum) bir ürün bulunmuyor ve sonuçta bu gün için bir BAŞARI’m yine yok.

Demek ki çalışmak, üretmek ve başkalarının tüketeceği bir mal ve hizmet sunmak gerekiyor ki işte bunun adı BAŞARIDIR…

Çünkü bu başarın ile ya para kazanırsın ya da ün.. veya ün ile beraber para elde ederek daha güçlü bir başarı ortaya koyarsın.. elbette İŞ burada kolayca söylediğim olmaz veya söylediğim sonuçlar olan çalışma, üretim ve başarı kolaylıkla gerçekleşmez.. ben nedenini ve niçini söyledim.. sen nasılını bulacaksın ve buyruklara uyacak ve bilgileri uygulayacaksın.. öyle ise bir işin mucibiyle amel etmek gerekmektedir.

Çalışma ve üretme ile giderinden çok GELİR getirecek bir mal ve hizmet sunma işini ortaya koymuşsan bu başarıdır.. bu gelir ile hem kendini hem eşini ve çocuklarını geçindirebiliyorsan.. bu daha büyük bir başarıdır.. bu üretim ile hem kendi geçimini sağlıyor hem işçilerini geçindirecek para kazandırıyorsan bu çok daha büyük bir başarıdır.. çalışırken ve çalıştırırken çalmıyorsan başarı yanında erdemi de kazanıyorsun demektir.. bu başarın ile rakiplerini geçmişsen bu pek çak daha büyük bir başarıdır.. bu başarı ile ürünün bir ÜN elde etmişse buna artık başarı değil PAŞA-rı adını veririm.. artık işinin paşası olmuşsun demektir.. ancak bir de paşaların paşası var ki bu durumda gerçekten BAŞ arı'sın.. başkansın.. reissin.. mastersin…

Yani ticarette veya siyasette büyük adam olmak istiyorsan önce limon satmayı (lütfen bu işi küçük görme.. her şey küçüğünden başlar) ve adam satmayı (lütfen bunu olumsuz olarak anlama.. futbolcular nasıl büyük paraya gidiyorlar) öğrenmelisin.. işte GERÇEKTEN başarı, hem BAŞARI sahibi olup.. hem de mutlu ve kutlu bir adam olmanın zorluğu da buradadır; adam satmadan adam olabilmek!

İster erdemli görün ister yetkinliğe bürün gerçekten HUZURLU bulunmayı ve asıl BAŞARI sahibi olmayı sağlaman.. sağ ile birlikte solu da çalıştırmanla mümkün.. ancak ne yazık insanlar ya solcu ve bilimci ya da sağcı ve dinci olmanı bekliyorlar.. tanrı tanımazlık veya tanrı tanırlık çekişmesi yapmaktan dinden (hukuktan) ve dilden ( bilimden) yeteri kadar yararlanamıyorlar.

Bir de havass-ı nas solun başına dinsizleri ve sağın başına hırsızları yerleştirerek sağın ve solun insan hak ve hürriyetlerini sağlam ve sağlıklı bir şekilde BİRLİKTE savunmaktan ve saldırılara karşı korunmaktan yana bir tavır alamıyorlar.. üstelik avam-ı nas sağ ve sol birbirinin kusurlu başlarına bakıp bir araya gelemiyorlar ve insan haklarını savunma başarısını iskalıyorlar.. oysa mal ve hizmet sunma başarısı zenginin malıyla çenesini yormaktan değil bir çalışmaktan.. iki üretmekten.. üç baş arı olmaktan geçiyordu.

ve şu iki NOT’u da unutmayalım:

Çalışanlar kazanmaz.. BİRLİKTE çalışanlar kazanır, birbirlerinin ayrılıkları ihtilafa değil kazanca dönüştürerek.. buna SEN de kazan-BEN de kazanayım denklemi adı veriyorlar.

Bir de yetenekli isen ve ileriyi görüyorsan şunu da unutma artık dilini ve dinini alet ederek BAŞARILI bir parti kuramayacağın gibi .. emek ve özgürlüğü bayrak yaparak BARIŞLI bir ideoloji kuramazsın.


30.11.2019 Üçyol İzmir OSMANZİYA

Düzenleyen osmanziya - 30-Kasım-2019 Saat 13:56
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk