Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: özgürlük nedir ? Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: özgürlük nedir ?
    Gönderim Zamanı: 01-Ocak-2021 Saat 09:18

HÜRRİYET'i "gür" olarak karşılarım kudret ve iktidarın güç'ün karşıtı olarak.. çünkü "iş" bu ihtiyar ve iktidar ile ortaya çıkar. Ancak hürriyet karşılığı GÜZEL TÜRKÇE'mizde "özgürlük" olarak yerleştiği için bu terimi kullanırım. Ancak bu terim bana şu soruyu sordurur: Özün mü gür yoksa gürün mü öz ? İkisine de hayır diyorsak biz bulunmayan bir özgürlükten söz ediyoruz demektir.. uzun sure bu savı sürdürdüm.. ancak geçen sene Voltair'in "insan isterse özgürdür" sözünün ışığı ile her ne kadar gereksinim ve alışkanlıklarımızla BAĞIMLI bir kral.. arayış ve alışkınlıklarımıza BAĞLI bir köle.. olsak bile Tanrı bizi SORUMLU kıldığına göre bir ÖZGÜRLÜK sorumluluğumuz bulunmalı.. üstelik yetkinliği isteyen vicdanımızda bize özgür olduğumuzu hissettirir ki Kant bunu AHLAK YASASI olarak formüle etmiştir.. Tanrı.. yetkinlik.. özgürlük.. özdeşlik.. bunlar bizde EMANET olarak bulunan KAVRAM'lar.. ancak bunların boş bir kavram olmaktan öte bir anlam ve anlatımları var ki işte bu yazıda bu anlatılardan birini bulacaksınız.


ÖZGÜRLÜK NEDİR ?

Hiç kimse aid olmak istemez.. "id" olan herkes sahip olmak ister. Açıkçası a-it denilmekte istemem.. çünkü limbik sistem hepimizde var. Şakayı bırakıp metafiziğe geçersem; Bezmi Elestte Yaratan ben sizin Başkanınız değil mi yim ? dedi. Yaradan'a adanan hiç kimse çıkmadı.. sade bir ses BELÂ.. evet.. dedi. Sonra derecesine göre diğerleri tüm KİMSELER de Rububiyeti onayladı.. zaten hepsinin ubudiyeti vardı Uluhiyete karşı.. Çünkü hepsinin mayaları HÜRRİYET idi...


Bu uzun bir konu.. kadın erkek.. çocuk yaşlı.. herkes hem güçlü (iktidarlı) hem de gür (ihtiyarlı) olmak ister çünkü bu İŞ'in iki koşuludur. Özgür istencin seçimde bulanabilmesi.. hür iradenin ihtiyarın olması fizik ya da psik bir sorun değil metafizik bir konudur.

Görüyorsunuz daha bu tümcede 5 kavram bulunuyor.. beşte bundan evvelisi.. on kavramın hepsini nasıl görüp örebilirim ki ? İnsan zaten iki nesne bilir, bir de buna üçüncüsünü eklesen karıştırır. Onuyla birden nasıl başa çıkabilirim ki ? İnsan bir kendini bilir bir de evreni.. kendinden bakarsa evren gölgede kalır.. evrende bakarsa kendi psedo ve ikincil ve yalancı olay olur.. ikisi hakkından tam bir karara varamamış iken birde işin içine TANRI'yı dahil edersek iyicene karıştıracağı muhakkaktır.

Bu yüzden agnostizmin ve sofizmin kapasını açan Sokrat haddini aşmış hiç bir şey bilmiyorum demiş.. oysa bilmese ortada bir "bilmeme" olayını nasıl bilebilirdi ki? Sorun gene yukarıdaki gibi ya özgürlüğü seçecektir ya da sonsuzluğu seçecektir insan.. ikisinden birini seçse tek yanlı kalacaktır.. iki yanlı kalarak bunu bağdaştırmayı yeğledim.. tapılası karı ve kulluk edilesi koca KURAMI ile insan tohumunun kuluçkası olan AİLE yuvasını kurtarmaya koyuldum.


Çünkü bağımlı krallık ve bağlı kölelik düzenini kaldırılması olası olmadığına göre bari ÖLÇÜ'sünu kuralım dedim.. çünkü evrenden anti ve kontrayı kaldırmak mümkün olmadığı gibi insanda parite ve dualite dahi “yok” sayılamaz.. öyle ise bulunmayan özgürlüğün ve olmayan sonsuzluğun “var” sanılması üzerine temellenen yaşamı (hayatı) ve tanıncı (şuuru) birleştiren sırrın aranması "öz"de değil “var oluş”ta arayalım.. amma GDDY ile değil YBA ile.. derim.




İtaat ve ittiba hürriyet ve hakimiyete terstir… ancak
İtaat rububiyet-i islamiyettir.. ittiba ubudiyet-i teslimiyettir.. bunun müsameresi Tapılasi.. karı..Kulluk edilesi.. koca.. arasında.. yapılacaktır.


İtaat ve ittiba gibi akıl ve mantık dahi vardır.. hatta akıl ve mantık ikilisinin bir ucu usule bir ucu imana dayanır. Maharet teorik aklın temeli usul ile pratik aklın zirvesi imanı birbiriyle bağdaştırabilmektir.. diye düşünüyorum.


Itaat kadinda sadakat erkekte emanet olarak gorunur.. ittiba fakirde sabir zenginde şükur olarak gorunur. Itaat zahirde adalet-i hukuk ve iktisat-ı bilim suretinde.. batinda vefa-yı ahlak ve feda-yi din şeklinde.. ortaya çikar.

Mustafa BUĞUÇAM 01.01.2021 09:18 Üçyol-İzmir


Düzenleyen osmanziya - 01-Ocak-2021 Saat 09:31
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 01-Ocak-2021 Saat 17:17
A'raf Suresi K: 7/31﴿
Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.
A'raf Suresi K: 7/32﴿
De ki: "Allah’ın kulları için yarattığı süsü, temiz ve iyi rızıkları kim haram kıldı?" De ki: "Onlar dünya hayatında müminlere yaraşır; kıyamet gününde ise yalnız onlara mahsus olacaktır." İşte bilmek isteyen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.

Şeriatta ve din de HARAMLAR ve HALELER, emirler ve nehiyler EDİLLE-İ ŞERİYYE denilen dört kaynakla belirlenir. Bu edille (deliller) dört tanedir; Kitap, sünnet, KIYAS-I FUKUHA ve icma-i ümmettir. Burada üçüncü madde olan KIYAS-I FUKAHA hem hem bilgi kaynağ hem bilgi aracıdır. Bu iki fonksiyon gözden kaçırılırsa ve kyas-ı fukuha nin özel hali olan İCMA-İ UMMET unutulursa evrenle ilişkimizi düzenleyen BİLİM ve toplumla ilişkimizi düzenleyen HUKUK’da bozulmalara meydana gelir hatt-ı vasattan uzaklaşılarak tefrit ile din kabuğunun içine çekiliriz.. ifrat ile din kabuğunu kırabilir.. sonuçta bilimin (fununun) dirilğini ve hukukun (fıkıhın) canlılığını yitiririz.

Nitekim de öyle olmuş.. ÖZGÜRLÜK ve hürriyetlerde geç ikmeler.. MEŞVERET ve danışma da gerilemeler ortaya çıkmış. İstibdad din gibi görülmüş, otoriter ve totoliter despotluk mübarek sayılmış ve bu yüzden bilimi, kuvveti ve dünyaya yitiren islam milletleri ve topyekun ümmet acziyet ve zillet içine düşmüştür. Suçu da kendine almamış kafirlere, münafıklara, masonları ve Marksistleri suçlu bulmuştur. Belki bu gün öyledir.. kendi gibi düşünmeyen her Müslümanı da zındık sayan Müslümanlar çıkmıştır. Bu konuda yani gelenek ve yenilik konusunda yazdıklarıma bu güne kadar yanıt verilmediği için daha fazla yazmayacağım.

Ancak şunu belirtmeliyim ki Haram ve Helal konusunda Şeriatta bize öğretilen TAKVA ve fetva.. AZİMET ve ruhsat konusunda söylenenlerin hiçbir hukuki değeri kalmamıştır. Sadece DÜNYEVİ SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM GETİREN bir çare değil ibadet ve ahirete müteallik konular halindedir. Ancak 300 yıldır durmuş ve donmuş bilimi kendi aralarında ve halk ile beraber İŞLEYEN bir sınıf oluşmuştur. Bu sınıf sadece İsviçre kanunlarına göre doğan İsviçre kanunlarına göre evlenen alman kanunlarına göre yargılanan ve İtalyan kanunlarına göre cezalandırılan bir milleti İSLAM kanunlarına göre toprağa gömmektedir. Gelin bunu itiraf edelim.. ondan sonra dini, şeriat, islam davası güdelim. Ne yazık ki özgür ve içten ve etkin ve dürüst insan davasını kaybettiğimizden bunu bile yapamıyoruz şimdi.. gelecekte.. belki…

Osmanziya 01.01.2021     
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk