Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: 20 01 2021 Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2601

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: 20 01 2021
    Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2021 Saat 14:10




Ben "sen" değilsin.. sende "ben" değilim .. lakin ikimiz bir ailede, bir şirkette, bir partide, bir cemaatte ve bir takımda bir araya gelerek "BİZ" olarak birbirimizi anlamayı deneyebiliriz. Birbirimizin farklı yetenek ve özellik ve becerilerini bir araya getirerek çalışabiliriz. Çalışma, üretme ve başarma dinin de insanlar müşterek bir hedef ya da ortak bir amaç etrafında yararlı ve verimli mal ve hizmet sunumunu yaparlarken kimlik ve kişiliklerini de sağlam ve sağlıklı bir şekilde sergileyebilirler.


Hayat kısa, değmiyor alâka-i kâlbe vesselâm... demişsiniz.. haklısınız
ancak bu kısa yaşamdan da ebedi yaşam çıkartılıyor.. fakat insan gözü göreceğini öne aldığı gibi gönlüde sevdiğine öncelik tanıyor.. diğerleri görmüyor ya da görmek istemiyor.. Rabbim hepimize akıl ve kalb bağdaşımı, dünya ve ahiret dengesi versin. Amin.


Değerli arkadaşlarım..

Sağ olun.. bakmış beğenmişsiniz.. tabi ben bunu şahane bişi değil okudum anlamında alıyorum.. güzel.. ama "üç çizgi" demişim.. fakat orada açık ve seçik "dört" çizgi görünüyor.. abim neden dört çizgi olduğu halde üç çizgi yazıyorsun.. diye sormamışsınız.. tablo da anladığınız ya da anlamadığınız konular ve anlatımlar ve tümceler olabilir.. bu ayrı konu.. ancak orada CD üzerindekiler dışında yabancı bir sözcük kullanmadım.

Lütfen artık okuduğunu gösteren BEĞENDİM tuşuna basmaktan fazla yenilik ve değişim olsun.. anlıyorsanız eleştirin.. anlamıyorsanız.. anlamadığınız nesne ne ise sözcük, söz, tümce, tamlama, tanım, anlam ve anlatım bunu sorun.. hatta anladığınız konuyu da anlatın.. çünkü ancak böyle konuşmamızın ötesine ve düşünmemizin berisine geçebilir.. kendimizi her gün kopyelemenin ötesinde her gün yeni bir renk katabiliriz hayatımıza…

Kusura bakmayın bir beğendik bir sürü de laf işittik demeyin.. dost acı söyler doğru söyler.. siz de benim dostumsanız bana acı söyleyen.. ancak ben size hakaret etmediğim gibi siz de bana hakaret etmeyin.. eleştsiriler ve gerçekler acıtır.. övgüler ve yalanlar uyutur.. ne yazık ki insanların çoğunluğu bunu ister.. biz çoğunluğa uyan mutlular olmaktansa gerçeğe.. eleştiriye ve acıya dayanan mutsuzlar olalım.. bu daha yüksektir.
Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

Buradaki tablo 24.ncü tablonun resim haline getirilmişi.. bunun gibi tabloları word dosyasıyla yalından karmaşığa doğru versiyon sırasıyla genellikle web sayfamın forum kısmına http://www.yontembilim.com/forum/Forum.asp yüklerim.. birde bu gün bir değişiklik yaptım.. konu günlük dilin düz yazısıyla liste halinde yazdım.. eskiden osmanlıda ŞERİAT İSTERÜK deyip kazan kaldırırlarmış eski çeriler.. yeni çeriler de ŞERİAT İSTEMEZÜK deyip mazan kaldırıyorlar malum.. ya nedir dedim.. bu şeri at şeri at.. dedikleri şerler ve atlar.. şart ve şerait ya da daha doğru şarait.. nedir ? şerr ve şerait daha doğrusu kitab anlamaya çalıştım.. anladım ki ne ben ne de isteyenler ve istemeyenler ne yasakları biliyorlar ne yasaları.. ne kuralları biliyorlar ne de koşulları.. öyle ezbere yaşıyor gidiyoruz.. ben kalın kafamla kırk yıldır şeriatı ve şaraiti anlama çalışıyorum.. siz açık zihniniz. ve zeki kafanızla bir gün dahi anlamaya çalışmıyorsunuz.. pes...
ALINTI:
"Türk ENTELEKTÜELine entelektüel sıfatını vermek bile yanlıştır zira o, gerçekte bir entelektüel değil, toplumu aydınlatan kişi kisvesi altında devletin doğrultusunda düşünmeyi, yazıp çizmeyi, söz almayı ve hareket etmeyi kendine görev bilen bir devlet MİSYONERidir. Bazen bizatihi devletin uygun görerek resmi ya da gayri resmi yollarla bilfiil atadığı bir görevli, bazen de kendini gerçeği aramaya ve dillendirmeye değil de, devleti 'kurtarmaya' adamış bir HİZMETLİdir. Devlet ekseni dışında düşünme yetisine sahip olmayan ya da edindiği hayat tecrübesinin etkisiyle bunu yitirmiş olan bir devlet BAĞIMLIsıdır. Hayatta en büyük zevki ve gayesi devletin takdirini kazanmak olan bir 'KURŞUN ASKER'dir. Kalemi kuvvetli, belâgat sahibi, azimli ve kabul etmek gerekir ki toplumun birçok kademesinde de, özellikle tehdit algısının arttığı dönemlerde kamuoyunun hissiyatına tercüman olabilmesi suretiyle insanların minnetini kazanmayı başaran bir KILAVUZdur da. Ama bir ENTELEKTÜEL DEĞİL."
Nur Vergin (2006), "Entelektüel Olmak ya da Olmamanın Sosyolojik Belirlemeleri Üzerine Bir Deneme", Entelektüeller III, Doğu-Batı, yıl 9, sayı 37, Mayıs, Haziran, Temmuz 2006,
Mustafa ALTUN hocadan

Teşekkür ederim, bir an evvel ölelim, Hocam. .. Eğer "taakkul" düzeyini "entelleketüel" seviyeye çıkarmış bir "aydın" katmanında isek.. okunmak ve anlaşılmak için..

Evet "taakkul" düzeyini "entelleketüel" seviyeye çıkarmış bir "aydın"a. . genelde okurları ve öğrencileri peşlerine takmış kimselere.. titr almışlara HOCA denilir.. lakin insanları peşlerine takmamış KOCA adamlarda yok değil.. fakat asıl olan AİLE'de yetişmiş erkek "Koca"ların HOCA olması.. kadın "karı"ların da USTA olmasıdır.. ailenin değil cemaatlerin ve partilerin yetiştirdiği kimseler bizi giderek doğaya yabancılaştıran TEKNOLOJİ'nin maaşında bir MESAİ ile MAİŞET sunmak yolundalar .. insanı insandan uzaklaştıran İDEOLOJİ'nin güdümünde bir MEŞAİ ile MEŞİET sergileme yürüyüşündeler.

Bu yüzden ülkede ve dünyada müslümanlığı.. masonluğu ve marksistliği ideolojik bağlamda savunanların yerelde i ve küreselde verebilecekleri fazla bir iş yoktur. Bunu son pandemide dünyanın yaşadığına bakarak kesinlikle söyleyebiliyorum.

Sonuçta çoğumuz gücten korkan ya da gücü tapan entellektüel.. çıkara banan ya da çanak yalayan aydın konumundayız. Kendimi ise emekli maaşı yalayan bir "müteakkıl" görüyorum.. hiç olmazsa itiraf ediyorum.

Elbette böyle toptan kabul veya toptan red doğru değildir.. siyasi muvafık ve muhaliflerin hepsini kötülemek haddim değil.. elbette her iki yanın içinde değerli.. değer üreten.. çalışan, üreten ve başaran kimseler bulunur.. ancak çok nadirdir ve uygarlığı sürdürende onları katkılarıdır.

NUR VERGİN hocayı ancak böyle ölünce anabiliyorsak.. vefat edince haberimiz oluyorsa.. PAKDİL'i herkes tanıyorsa VERGİN kimse bilmiyorsa.. bu elhükmü lilekser sırrınca.. iyi değiliz demektir.
Dil bilmeden ne dünya hakikatiyle yaşanır ne de dine hakkıyla inanılır. Çünkü dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan dildir."Osmanziya"


KURALLAR





İLİŞKİLER


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2601

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2021 Saat 14:29
19.01.2021



YOL

Muslumanın yolu.. aslinda bu yol ayni zamanda insaninda yürüyüşü.. insan islam olurken.. beşer insan olurken.. sağlanan koşullarin kendisine engel.. elindeki araçların düşmanina silah.. iyilik ve kötülüklerinin başarı ve başarısızlıkların yoluna tuzak oldugunu geç anliyor…

AYNA
Ayine-i Şuur.. eskiler bilinç ya da zihin dedigimiz şeyi boyle adlandirmişlar. Fakat " şey' " denilen nesne en az şuur kadar karanliktir. Biz de bunun için dört ayna kullandik..
Bu fotoğrafı bu sabah çektim.. yukarıda paylaştığım teksti de telefonla eşim göndermişti.. hem fotoğraf hem tekst.. gösterdiklerinden çok fazla ANLATIM yapıyorlar.. ancak bu anlatımlar; okuyacak.. düşünecek.. anlayacak.. tartışacak.. eleştirecek.. değiştirecek.. düzeltecek ve geliştirecek bir süreç içinde ortaya çıkabilirler. Örneğin tekst metnin fotoğrafına ya da ayna fotoğrafına tıklayıp masa üstü ya da laptop ekranına daha geniş ve ayrıntılı okunur yazılarını erişmedikçe bu verilere erişemezsiniz.

Teşekkür ederim, iki video gönderdiniz.. ancak bakma fırsatım olmadı bağışlayın.Sesli ve yazili konuşmadan once resimli ve remizli düşunme vardi..Konuşmaktan önce düşunmek varsa.. düşünmekten öncede bilmek gelir.. bilmekten önce de bakmak ve görmek.. biz işi gormek ve örmek ve bakmaktan başlatiyoruz.
Örneğin şimdi size göndereceğim tablo tamamen görmeye ve örmeye bakıyor.. belki orada çizgiler ve kelimeler görünüyor olabilir ancak aslında sözcüklerin yerleştiği “yer”ler anlatım yapıyor. Belki de bu “yer” seslenme ve susma arasında bir “yer” de bulunuyor. Ancak biz başımıza konulan dil ve konuşma sepeti ve onun altında bulunan düş ve kavrama çorabı yüzünden onları göremiyor, öremiyor ve bakamıyor olabiliriz.


OLAY


Olayi nasıl buldunuz.. aslinda genelde olayları fotograflamam olgulari resimlerim.. kalemimde OLAY çiktı...
Bey.. katkiniz için teşekkur ederim. KARARLAR koşullar ve kurallar nazara sorunları çozum ve konulari baglamak için alinirlar.
Kararlar ya kurul önerileridir ya da başkanin onaylaridirlar.

Münasebetler ve ilişkiler.. kral ve köle ilişkisinden Tanrı ve kul ilişkisine.. insanların yaşantı ve davranışlarından görüş ve tutumlarına kadar bazı değişmez bağlantılar ortaya koyabilir. Bunun içinde ortak bir ilişki modeli kurmak gerekectir.
Katkınız için teşekkür ederim.. zıdd deyince aklı nidde geliyor. Bunu türkçe karşılamaya çalışırsak zıdd-nidd gibi ayn-gayr "karşıtlık"ı akla gelecektir.. keza mümasil (msl) ve mübayin (byn) sözcüklerinin birbirine "karşı" olması da gelecektir. sonuçta tüm bu KARŞILAŞTIRMALAR ve mukayeseler ile başa çıkmamız zorlaşacaktır. Üstelik karşıtlıklar arasında karşıtlıkları "fark" etmek daha zor hale gelecektir. Her ne kadar SOKRAT bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğim demişse de aslında insan bir şey değil iki şey bilir lakin onu da "karıştırır" Karşılaşma yapılamadığında akibet karıştırmak ve iltibas etmek olacaktır. İşte bütün bu zorluklar karşısında kırk yıl önce YBA dediğin bir AYNA ortaya çıkardım.. bu tür karışıklıklarla başa çıkacak bir karşılaştırma AYGITI elde ettim.. şimdi bu aynayı kullanarak yukarıdaki KARIŞIK anlatımımı biraz daha açık ve seçik hale getirmeye çalışayım. Bir önceki paylaşımımı

BAŞARI
Uyarınız için teşekkür ederim.. ancak bana verdiğiniz uyarıyı başta kendiniz tutmamışsınız.. ikincisi sizin 40 yıllık geçmişiniz kadar benim tahsilim var.. çünkü 70 e yaklaşıyorum. Peşimde olan adam sayısını da fazla önemsemiyorum artık.. 40 yıldır 80 milyonun kaderiyle oynayan Gülen ve Erdoğan liderlerin bu gün geldikleri noktaya görünce.. ancak şimdi verdiğim tabloya bakınca çok saydıklarımız hiç.. az sandıklarımızın hep.. olmasının var sayımdan ve yok sanımdan ibaret olduğunu görürsünüz.. bu sizin ubuk ve kubik benzetmesini benzemez.. tüm bilgi gücümüz teşbih (metafor) ve temsil (analoji) benzetmesini dayanır ancak en aldatıcı bilgilenme de budur. Bu yüzden insan kendini tanrı da sayabilir sanrı da görebilir.. önemli olan savlarımızın kanıtı.. tezlerimizin testi olmasıdır. Başarımız ise ekip halinde çalışabilme yeteneğine bağlıdır.



..mekan.. zaman.. boyutlar.. alanlar.. kuvvetler.. parçalar.. dünya.. dil.. din.. anlam.. amaç... siz nerede siniz ?

Zihnin hudutlarını mekan ve zaman ile mana ve gaye köşe taşlarını tuttuğunu düşünüyorum.. bu nesneler ve kimselerin işlemlerinin ve eylemlerinin bulunduğunu var sanıyorum.. daha pek çok var ve yok sayma ve sanmalarımız bulunabilir.


Ancak gereksinim ve arayışlarımızda giderek daha samimi ve ciddi.. daha safi ve halis oldukça dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan Dil'i kötü ve kötüye kullanımımızı azaltacağımızı umuyorum.










Düzenleyen osmanziya - 20-Ocak-2021 Saat 14:31
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk