DÜŞÜNME VE DÜŞÜNCE

Bilinen ve bilinmeyen.. DOĞRU ve YANLIŞ soru ve yanıt.. YALAN ve GERÇEK okuma ve yazma.. SAĞLAM ve SAĞLIKLI savma ve kanıtlama.. herkes düşünmesine göre düşünce üretir. [OZO]
KENDİNİ İNŞA
Herkes kendini inşa edecek.. Aziz Kardeşim.
Asıl dinin çalış, üret ve başar dini olduğunu anladığımızda.. başarmanın ve muvaffak olmanın sadece dini muvafık (BAŞARILI) ve münafık (BAŞARISIZ) karşıtlığı bulunmadığını.. muhalif (iktidar karşıtı) ve mutabık (iktidar yandaşı) karşıtlığının daha kaba bir karşıtlık olduğunu.. itaat ve ittibanın bir islamiyet ve teslimiyet sorunu olduğunu.. bunun da bir ibadet ve istiane mes'elesi olduğunu , bunun da ibadetin bir hamd davası olduğunu.. istianin bir hüda duası olduğunu.. bununda bir rıza ve ila meselesi bulunduğunu ve bunları bilmek için insanı bilmek gerektiğini.. insanı bilmedin islamın bilinmeyeceğini anlamak, risalet ve velayet ile ubudiyet ve rububiyet gibi “esrar-ı şeriatı” anlamak gerekiyor.
Bu gibi çok yönlü ve yanlı konular ve alanlar ve katmanlar için günlük dilin mantığının ve bilimsel dilin matematiğini yetmediğini.. anlıyorsan eleştirmen.. anlamıyorsan sorman gerektiğini.. artık bundan sonra günlük dilin düz yazılarıyla yapılan HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR yazılarla yapılan felsefi edebiyat ve dini vaz ile bir yere gidilemeyeceğini anladığımda face de bu gibi tartışmaları bıraktım ve YBA reklamına başladım.
Bunun için artık Ne YENİ BİR Gandi’yi ne de YENİ BİR İmamı Nursi’yi beklemeye gerek yok.. daha doğrusu mehdi ve imam bekleyenlerden olmaya gerek yok. Beklenen Müslüman ve aranan insan olmak yeter.. vesselam.

IMAMI NURSİ VE M.K.ATATÜRK
Bana göre ülkenin donanımı değiştiren M.K.Atatürk, yazılımını değiştiren İmamı Nursi, ikisi de hem evli değil di.. hem Türk değildi.. ancak bu ülkeye hizmetlerinin çapına ve etkisine hiç bir çağdaşı türkler ya da kürtler erişemedi.. her ne kadar zihniyetleri ve siyasetleri birbirinin zıddı olsa da bir araya gelemediler.. M.Kemal Atatürk onu çağırdı ancak herkes gibi kendine has gerekçesiyle kabul etmedi.. ikisi de cumhuriyetçi olmalarına.. saltanatçı olmamalarına rağmen. İmamı Nursî dindar bir cumhuriyet istiyordu.. M.Kemal çağdaş laikliğe taraftardı.. benim sözü getirmek istediğim nokta AİLE idi.. ailesi olmayan her zaman yalnız kalır.. Feto'un güçlü cemaatine rağmen ailesi yoktu.. Reto'nun gevşek partisine rağmen ailesi vardı.. Avantajını kullandı ve başarılı oldu. Bu bir örnek.. dünyayı yöneten ve kuvvete dayanan 22 aile bir yanda.. onların yönettikleri kalitesiz.. aileler bir yanda.. 22 aileye ait fabrikalarda 7/24 saat çalıştırılan "işçi" uluslararası şirketlere müşteri olmaktan öte özellikleri olmayan yığın çoğunluk olan zayıf aileler.. bunların üstünde kuvvetli aileler.. bu aileleri yönetenler; ailede kadın ve erkek.. ekonomide emek ve sermaye.. siyasette muhalefet ve iktidar.. sanayide patent ve standart.. toplumda gelenekçi ve yenilikçi dokuları ve sosyal sınıfları ve toplumsal tabakaları ÖZENLE kullanarak ve onlardan yararlanarak işlerini yürütmektedirler.. solun başına dinsizleri ve sağın başına hırsızları getirerek halkın tepkisinin yukarı çıkmasını önlemektedirler. Sözün özü artık ulusal devletler paravan.. bunların arkasında küresel efendiler bu güne kadar geldiler.. sanırım bu gün PARA'ya çakılıp kaldılar.. altına ve dövize bağlanamayan para ile nereye kadar gidecekler bilmiyorum.. artık sorun ulusal ve yerel olmaktan çıktı KÜRESEL hale geldi.. sorun küresel ile çözüm bireyseldir.. birey olan insanda AİLE'den çıkar ve fakat ortada bu "aile" de bulunmuyor.. sonuçta İNSAN da olmuyor.. insan olmayınca MÜSLÜMAN asla bulunmayacaktır.. diye düşünüyorum.

MEVLANA

Değerli Kardeşim, ilim canlı.. irade diri.. kudret yaşamı rahmet şuuru YARATILANLA beraber giderken.. bunların nihayetsiz ve hadsiz asılları YARATAN'da bulurken.. tam ORTADA dururuz.. kah zamanla halka YÖNELERİZ kah namazla Hakka DÖNERİZ.. nizamı canlı ve mizani diri tutarız.. ancak şunu.. hiç unutmayız.. İmamı Nursî’nin dediği gibi… mahlukat YATAY olarak Uluhiyetten uzaklık noktasında birbirinde eşittir.. (Mevlana Celaleddin ile Muhammed Mustafa ile eşittir.. fakat ubudiyet noktasında DİKEY olarak tahtında bir ZERRE fevkinde ise zübde-i âlem olan İNSAN bulunur. bunları ben söylüyorum)


İşte bu hakikat-ı insan başlangıcında Nur-u Muhammedi ve sonucunda ise Zat-ı Muhammedî olarak inanırız. Bu bir İMAN değil metafiziktir. Kimileri bu zübde-i âlemi zat-ı isa.. zat-ı musa.. zat-ı ali.. zat-i veli olarak görebilir ki bu onların tercihleridir.


İman ise La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah.. işte biz TÜMCEDEKİ bu dört noktaya ESRAR-I ŞERİAT diyoruz.. yani rububiyet ve uluhiyet ile velayat ve risalet.. diyoruz.


Velayet de nebiler ve veliler ile dahiler ve delillerdir. Nebilere bir örnek ali.. velilere bir örnek imamı nursi (siz galiba mevlana diyorsunuz) .. dahileri bir örnek Kant ve delilere de kendimi misal verebilirim ve fakat en iyisi M.Kemal ATATÜRK'dür... ancak sonuçta SON RASUL Muhammed Mustafa'dan (ASM) sonra her birimizin elinde bir ÖRNEK var.. adı üstünde her bir ayrı bir RENK.. bu renklerden birini büyütüp başına bela etmeye gerek yok.. diyorum. Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız. Osmanziya 05.02.2021

Zaman Mekan İlişkisi
.
Yatay Dikey Kavramı
.
Elinde mızrakla Dolu dizgin giden bir Atlıyı
Onlarca , yahut yüzyıllarca sonra gören bir çocuk
Yine aynı atlıyı
Elinde mızrakla
Olduğu yerde duruyor görür...
Ki buna metafizik diyende olur
Kuantum Fiziği diyende...
İnsanoğlunun başlangıcı Yatay düzlemde Âdem ile başlayıp kıyamete birlikte son doğan insanla Sonlanırken
Aynı yatay düzlem üzerinde
Dikey doğrultuda her insan birbirinden farklı zaman ve mekanlarda ecelleri/enerjileri kadar ayrı ayrı resmolunur...
Kimine kiminin
Neresinden nasıl baktığı nasıl gördüğü Göze göre farklılaşîr Atlı òrneğindeki gibi...
Kimini göğe çıkartîrken
Yatay doğrultu úzerinde
Aşağı dikey de eksideyken oysa,
Kimini esasında göğe yükselirken
Aşağıda görür ki bu bir Gözlük Sorunudur..!
.
Hülasa,
Biz
Birbirine zıd ve yine birbirine muhalif ćizgilerde farklı yönlere doğru eğim başlangıcı olan iki noktayı Aynı düzlem üzerinde aynı noktada görmüyoruz
Ki bu Uluhiyyet ve Rububiyyet Tevhidi Gözlüğümüzden dolayıdır...
Ve yine biz
Bir noktayı
Başka bir noktadan ayırıp
Daha üstün tutmuyoruz ki
Bunları ayrı kılan sadece
Zaman ve mekân...
Üstünlük Takvada buyurulmuş...
Üstünlüğün derecesini biz bilemek beyim...
İşte odur metafizik olan...
.
Rububiyyet ve Uluhiyyet
el-an Tevhid üzere bilinir.
Ki Tevhid
Kabul ve Red
Tasdik ve İnkâr/isyanla beraberdir...
KuLluk
Neyi/kimi kabul edip
Neyi/kimi reddetmeklik ve ona göre yaşam bilinci/sürecidir...
Demişler;
- Lâ kılıcını kuşanmazsan
İllallah sarayına varamazsın...
Lâ/red-inkar ve isyan(neyi-sahte ilahları)
İllallah/kabul/tasdik ve onay...(neyi-Alemlerin Rabbi 1 Allahı)
.
İşte bizim Yunus OL
Başlıklı kelam ve görselimizdeki
Yunus oLmaklık şudur ki;
Zaman ve mekân avuç içinde yahut yüzde bir nokta, bir ben hükmünde basit bir şeyken;
Her bir Nebiyi
Her bir Veliyi
Her bir İlmi
Her bir tarihsel süreci
Her bir politik gelişmeyi
Her bir lideri
Her bir şeyleri
Kendilerine has, zata mahsus birer kitap nevinden
Kütüphanedeki yerlerinde bilmekliktir ayrı ayrı...
.
Kitap yük'lü olmaklıktır
bilgisayarın kapasitesini taşıran...
Megabayt değilken Terabaytlık işi sırtlanan...
Metahan

Zaman ve Mekan konusunda tanım ve tasvirlerimi burada https://webyonetim.bandirma.edu.tr/Content/Web/Yuklemeler/DosyaYoneticisi/437/files/2nd%20BICOASP%20Proceedings%20Book.pdf
yazdım, lakin tabloları yayımlanamadı.. emailinizi verirseniz size bu anlatıların TABLOLARINI da gönderebilirim.


Mana ve Gaye gibi bu “süre” ve “sıra” kavramlarını da şuurumuzun köşe taşlarından bilirim. Her ne kadar mekan ve zaman olarak fizik ve optik “yapı”lardan , lojik ve psik “işlev”lerden söz edilse de epistemik ve ontik kavramlar için ortaya açık ve seçik anlam, konulamamıştır. Bu yüzden bu muhtevası herkesçe malum bu “varlık” ve “olay” kılıflarına mahiyeti meçhul sınır taşları diyorum. Bundan dolayı bunların ötesindeki METAFİZİK’den kaçıyor ve kaçınıyorum.


Yine bu yüzden Arabi gibî gerçeği ve hakikatı görmeden ve göstermeden bahsetmiyorum realiteyi "örme"den söz ediyorum. Üstelik bu örgüyü YBA ile tartışmayı ögütlüyorum. Bu çok yönlü ve yanlı konular, alanlar ve katmanlar için YBA hızlı anlam sürücüsünü ve kolay anlatım aygıtını öneriyorum. Bu dilin hikmete yeni bir yaklaşım olduğunu savunuyorum.


Şu da var ki felsefi edebiyat veya dini vaaz yapacaksak Descartes’den Spinoza’ya.. Arabî’den Razî’ye kadar batının ve doğunun düşünce saraylarında ziyafetler ve marifetler bizleri bekliyor. Fakat ne yazık ki bunlarla güne ve güncele ve gündeme; bir bilim ve çözüm, bir kuvvet ve kolaylık ve bir başarı ve muvaffakiyet veremezsiniz. Çünkü bunları anlayıncaya kadar ömrünüz biter ve ortaya yeni ve özgün "kendi" çözümünüzü koyamazsınız.


Matematiksel denklemler içeren izafiyet ve kuantumu kadim anlatımlara benzetmek doğru değildir. Bunu bazen bende yapıyorum. Bizim en birinci bilme aletimiz teşbih, temsil ve benzetmedir ve fakat en şüpheli vasıtamız da odur ki bu yüzden Ali İmran suresinin ilk sayfası bu MÜTEŞABİHAT tehlikelerinden bahseder. Yatay ve Dikey tehlikeleri için sonunda "Fi amedimmümeddede" diye VEYL suresini ögütlerim. Zaten konu bu face sayfalarında ciddi ve köklü çözümlenemez. Yazıma ilgi ve katkınız için teşekkür ederim. Sağlıcakla kalınız.



PİYANGO KUMARI

Emeksiz yemek.. çalışmaksızin kazanmak.. düşünmeksizin konuşmak.. inanmaksızın iş.. olabilir.. ancak çoğunun yararını.. verimini ve gelecegini bulamazsınız. Zaten mutlu ve kutlu da olamazlar. PIYANGO ahir zamanin riba ve kumar ve fuhuş ve terör dörtlusunu golgesinde yetişen resmi kumardir. Aslında insanlar kuantum ve istatistik ve hürriyet ve tesaduf sırrın arasalar bu yarasınin kulaklarini nasil goz yapabildigini bulabilirler saniyorum.

NİÇİN UYURUZ ?
Yatmak ve kalkmak İRADE ile.. uyumak ve uyanmak ise gayr-i iradidir.. bunu iradi yapmaya çalışılırsa için uyunamıyor. Uyumak için malum YATAY konuma geçmek gerekir beyne yardım etmek için. Karanlık yer seçmek gerekir.. göze yardım etmek için.. bir de yemek ile uyku saati arasında beş altı saat bırakmak gerekir ta ki gece ve uyku hormonu olan MELATONİN çıkması için.. örneğin yemeği 18.00 de yenmişse saat 23 de uyku vakti gelecektir.. ancak en azından UYKU'nun ne olduğunu öğrenmek isterseniz Matthew WALKER'in Niçin Uyuruz ? kitabını öneririm.

VEFAT
İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciun.. isimleri esma'dan geldi güzellikleri hüsnaya.. gitti.. nesnelerin ve kimselerin ar'ların ve ad'larının nereden gelip nereye gittiklerini bilmek bize fenadan kurtarır ve faniden korur..

REJİMLER
SADDAMIN, muhalifleri temizleme operasyonunu anlatan arkadaşa dedim ki: Totaliter ve otoriter YEŞİL, KIRMIZI ve MAVİ tüm rejimlerin birlik ve bütün adına yaptıkları aynen bu.. bunu bilmediğinizi sanmıyorum.. sadece renginizi belli ettiğini bilmiyorsunuz.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız


OSMANZİYA 05.02.2021

CESED ve cisim ile zihin ve RUH yani Ten ve Tin
Gerçek ne kadar gerçek..
Ya da gerçek ne demektir..
Gerçek hakkında gerçekten ne biliyoruz..
gibi "?"lar.. hala "?"kalmayı sürdürüyor
Buna rağmen biz yine üşenmedik altı yıl önce yaptığımız tabloyu yine paylaştık.. bakalım ne kadar değişmiş bildiklerimiz...





Düzenleyen osmanziya - 05-Şubat-2021 Saat 09:36