İŞ'in İÇ'i



İş'in iç'inden çıkmak kolay değildir.

Ancak yapabildiğimiz kadar işin önünü ve sonunu düşünürsek o bile bize yetecektir.

İşin içinde ne var ? Diye bakın işin dışında ne olmadığını unutursak olayı tek yanlı ele almış oluruz. Bir de her işte önceki bir olay olduğu gibi işten sonraki bir olay dahi bulunur.


işte çok yanlı ve yönle KAVRAM'ların düşünülmesi ve anlaşılması için YBA in mutfağı olan ANALATİK DÜZLEMİ kullanıyoruz.


Biz etliye ve sütlüye karışmıyoruz.. sadece DÜŞÜNMEK noktasın reklam ve propaganda ediyoruz.. bu yüzden İÇERİKLİ siyasi ve ideolojik ve dini metinler yazmıyoruz.
Buna rağmen dediklerimize bir dediklere çıkmıyor.. eski tabirle bir ma'kes bulmuyor yeni tabirle bir yansıma alamıyoruz ve böyle de yakınıyoruz.. bağışlana. Saygılarımla.

Sağlıcakla kalınız.

osmanziya 25.04.2024











İnsani bir "iş"te.. beşerin karıştığı bir "olay"da.. sebeb ve sonuç iki taraflıdır.. hem nedende hem netice birden fazla aktörün ve faktörün payı ve katkısı ve sorumluluğu olur.. bazen "iş"in dış ve GÜÇ tarafında olursun.. bazen "iç"in iç ve GÜR tarafında olursun.. bazen "olay"ın KOLAY tarafında bulunursun.. bazende "kolay"ın OLAY tarafında yer alırsın. Tablo bu dediklerimi daha açık ve seçik gösteriyor.. ancak sizi görmek için illa ki kelimeler ve cümleler ile örülmesini bekliyorsunuz.. çünkü alışmışsınız.. alışkanlıklar da kurtulunması kolay olmayan işlerdir.



Yıllardır yazdığım YUKARIDAKİ hassasiyet ile AŞAĞIDAKİ hissiyatın ne anlama geldiğini soran bile olmadı.. ha bir kişi dikkat etti ve dedi.. HASSASİYETİ hep yukarı yazıyorsun.. bu OLAY'a katılmanız için okuma ve yazma bilmek yeterli değildir. şimdi onu makineler bile yapıyor.. sizin düşünmeniz gerekiyor BEŞER olarak.. insan olarakta ANLAMANIZ.. insan olarakta İNANMANIZ.

Düşünmek kolay değildir.. düşünmek için bir CÜR'ET istediğini Bilgi Kuram’ın kaşifi ve resmi felsefenin temsilcisi İmmanüel KANT 250 yıl önce haber vermiş ve 2250 yıl önce de düşünmenin esası olan karşılaştırma ile yapılan yargılamaların yani AKIL YÜRÜTME'lerinin nasıl olacağını ARİSTO bildirmiştir. Aristonun saltanıtını yıkan DESCARTES de Aristo ve Kant arasında arabuluculuk yapmıştır.

Bununla beraber bu zevat aslında bir benzeşiz bir iş ve eşsiz bir keşif yapmamışlar.. insanın yaptığını şeyini ne olduğunu insana yani kendilerine bakıp söylemişler.. YBA de bu işlerden bir farkı olmayan olay. Çünkü bu işlerin aynısı bi tamamiha.. eksiksiz her birimizde bulunuyor.. ancak korkuyorsunuz.. cür'et edemiyorsunuz.. bu işin bilgi ile birikimle yapılacağını sanıyorsunuz oysa bu iş kürekle yürekle yapılır.. yığın yığın bilgiyi kürek kürek zihne doldurmakla değil.. eğer yürek yoksa onlarda bir işe yaramıyor.. yarasaydı benim işime yarardı…

Her ne ise bu DÜŞÜNME "cür'ett"i ve KONUŞMA "cesareti" "iş"inin pek çok yönü ve yanı oluyor ki YBA mutfağı olan AD (analitik düzlem) bize bu konuda YARDIMCI oluyor.. MERAK ilmin hocası ve SUAL (soru) onun asistanı ise YBA asistanın en başat aracı ve aleti ve enstrümanıdır. İnsan olarak elbette herkes merak eder.. gerçi merak'ın yerakı ve meramı olmayan çok insan bulunuyor. Merak ve Meram X ve Y gibidir bir araya gelmezlerse Z ortaya çıkmaz. IŞK'ın parlaması ancak aklın zekası ve kalbin hafızası ile kurulan beşikte filizlendirilir.. yani iki şey olmadan, Yaratan dışında, bir şey ortaya konulamaz.

Işık bir SURET imalatı ve ameliyesi ve ışk ise bir ŞEKİL imaratı ve mühendisliğidir. İlki MECAZİ aydınlık verir ikincisi HAKİKİ açıklık. Bu ikisini anladığınızda LAFZ’ı da anlamış olursunuz.

SURETLER levn ve renklerden.. ŞEKİLLER sibga ve boyalardan.. yapılır ve yapılandırılırlar. işte HASSASİYET bir renk ve biçim ve çizgi dansı.. HİSSİYAT iise bir boya ve tasım ve çiftgi raksıdır. Siz bu dalgalanma ve titreşimlerin farkında olmayabilirsiniz ancak millet onu beyindeki sinaptik filizlenmenin dentrik çiceklenmesin de arıyor.. beyni betimleyip ruhu tahtından etmek istiyorlar.. lakin yemezler.


Bir işin NASIL olduğunu anlatmak onun NEDEN ve NİÇİN olduğunu anlamak ve anlatmak anlamına gelmiyor. Kaldı ki onlar betimlediğim ve yorumladığım.. açıkladığım ve indirgediğim İŞ'in bile farkında değiller.. onların işi sorunluluktaki sorumluluğumuz nasıl kaldırırız ve kendimizi kandırırız onun peşindeler.

ÖZETLERSEM konuşmak için önce düşünmek.. düşünmek içinde anladığını eleştirmeye CÜR'ET'iniz isteniyor ve anlamadığınızın da sormaya CESARET'iniz bulunması bekleniyor.. ancak yıllardır bunu sizde göremiyorum.. anlamak için bilemediğinizi ve sormak için düşünmediğinizi sanıyorsanız.. aldanıyorsunuz.. bal gibi biliyor ve kal gibi düşünüyorsunuz.. lakin HAL'iniz.. o haliniz yok mu makul ve muhal arasında kırk bin takla atarken.. İRAZ ettiğinizden İSMA' ediyorsunuz.. uzaklaştığından işitmiyorsunuz.. işitmeyen de düşünmez.. düşünmeyen de anlamaz.. anlamaz kı düşünsün.. düşünmez ki anlasın.. şu Engin NOYAN'ın sormaz ki bilsin.. bilmez ki sorsun.. İKİLEM’ine benziyor bu iş.
Nedensellik ilişkisinin çift taraflı olduğu İLGİNÇ olaylar ve işler bulunur.. KUANTUM bunun resmi deklaresidir. İş'teki ve İç'deki ve Dış'taki olaylar ile olaydaki önceler ve sonralar.. bu tablolarda ÖRÜLEREK gösterilmiştir. GEÇMİŞTEKİ tahsisi kabiliyet ve GELECEKTEKİ ihtisas-ı ikbaliyet.. hepimizin İSTİKBALİDİR.

Bunun için TABAKAT'a önem ve değer verelim.. konuşmama katılmasanız.. masaüstü zoom çalışmalarına gelmeye zorlanırsanız.. bu işleri yapmak için dizüstü ya da masaüstü bir PLATFORM bulundurmazsınız.. ben böyle gevezelik yapmaktan siz de zevegelik etmekten kurtulamazsınız vesselam.

Saygılarımla.. sağlıcaklak kalınız.
Osmanziya 25.04.2024 07.01



Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 13:23

Alegori
[00:28, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Bilinenlerden bilinmeyenlere.. SORU çıkararak... ilerleriz.
[00:29, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Bilinmeyenlerden bilinenlere.. YANIT bularak yürüruz.
[00:32, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Bilinenlerden bilinenlere.. AÇIKLAMA yaparak geçeriz.
[00:39, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Bilinmeyenlerden bilinmeyenlere.. "ANLAMA" ederek INANIRIZ ki en karanlik AYDINLANMA.. en kapali AÇILMA.. en zor KOLAYLIK.. en sorunlu ÇÖZUM budur.
[00:42, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Soru ve yanita DUSUNME.. anlama ve inanmaya KONUŞMA.. adi veriyoruz.. düşunme ve konuşmaya da SESLENME (salavat) diyoruz.
[01:01, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Dilthey kulturumuzu anlama ve açiklama ilimleri olarak ayirirken matematik temelli EVREN ilimleri   FKB nin AÇIKLAMAYA dayandigini ve mantik temelli INSAN ilimleri   PSL in ANLAMAYA bagladigini ve bunun da ARISTO dan gelen kinetik ve kinematik.. HUSSERL den gelen neotik ve neomatik.. DESCARTES den gelen uzam ve düşunce.. KANT'dan gelen teorik ve pratik akil.. GAZALI den gelen akil ve kalb gozü.. Imami NURSÎ nin ad anlami ve ar anlami ve sonuçta dilin bilime ve dinin hukuka intikal ettigini biliyoruz.
[01:10, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Ancak sorun bu EPISTEMOLOJIK problem değildir. Problem bir kimsenin gereksiniminden dogan SUNUMU ile arayişindan çikan SERIMINI.. yani sorunlulugunu geçimle çözümlerken.. sorumlulugunu seçimle çözerken.. GIDA gayretini ve GAYE himmetini ayirabilmesidir. Bu tefrik en azindam orta duzeyde saglamamadiginda saadetliler faziletli bulunamiyor.. faziletliler saadetli olamiyor.
[01:20, 25.04.2024] Mustafa BUGUCAM:

Gerçek.. hakikat.. realite
Sorun.. mes'ele.. proplem
Olanak.. imkan.. posibble
Olasilik.. ihtimal.. probable

Benzetim.. temsil.. analoji
Benzetme.. teşbih.. metafor
Andırı.. istiare.. alegori
Dünya.. dil.. din

Osmanziya 25.04.2024 uçyol izmir 01.20
Hft:17 kdm:16 htm:23

İnsan dediğimiz hayvani şehvet ve şiddet KUVVELERİ ile beşeri ilim ve irade LATİFELERİNDEN meydana getirilmiş bir yapı.. ESKİ hikmet onu kuvve-i şeheviye.. kuvve-i gadabiye ve kuvve-i akliye ile donanmış üçlü bir yapı olarak görüyordu YENİ hikmet ise id.. ego ve süper ego adını verdi bir alt, orta ve üst beyin olarak düşünüyor.
Biz dörtlemeyi sevdiğimizden bu işi DÖRTLÜYEREK yapıyoruz.. isten sende seviyorsan beşleyerek yapar beşerin şerrim şerrim üzerine işerim tarafını gösterebilirsin.





Şimdi siz ortada DEĞERLİ EŞİMİN.. ses çıkarmamasından cesaret alarak 4 senedir bu DOLAB'I insanın dolayı ve kolayı ve olayı için öğrenmekte.. kullanmakta.. yararlanmakta çalıştırıyoruz.





Beni dinlerseniz önce dolabın bütününe şöyle bir göz atınız.. gözünüzü atmak için çıkartmanız gerekmez.. nasıl çicekleri koparmak gerekmeden telefonla şıpşak onu yerinden alıyorsanız.. gözünüzle bütün dolabın yüzeyini taradıktan sonra onun SAĞ ALT tarafına odaklanınız.. Orada göreceğiniz nesne şu DVD olacaktır.



Bu işi öncelikle ENE NUR'u ile başlatıyorız.


Tanrı'nun nuru olur ene'nin NUR'u mu olur diyeceksiniz.. ancak nurun aydınlığını görmek narın karanlığına ihtiyacınız bulunmuyor mu ? işte narın karanlığını ve kapalılığını ve ateşini örmek için de AKLIN ışığına ve nurunu gereksinimimiz bulunur. Şimdilik ışık ve ziya ile aydınlık ve nur hakkında köklü bir bilgimiz bulunmadığından bu

Ziya

Zulmet

Tenvir

Nur

hakkında çözümlemeyi sonraya bırakarak bu DVD üzerined Ene ve Nur sözcüklerinden başka hangilerinin bulunduğunu bir okuyalım.. öküzümüzü yani gözüme yazalım.Bundan sonra kafamızı SOL tarafa çevirelim. Ne görüyoruz:






Burada önce Ene Nuru ile başlattığımız işe sonra surada ZÜMRE SIRRI ile bitiriyoruz.

Nedir bu ZÜMRE sırrı.. bunu DVD üstündeki yazıları okuyarak daha önce AKLINIZI tanımladığınız gibi burada da KALBİNİZİ tanımış olacaksınız. Tanı ve tanımlama arasndaki farkı biliyorsunız kalb ve akıl arasında farkı da iyi kötü anlamış olursunuz.. elbette bir değil onlarca hatta yüzlerce hatta binlerce FARK bulunuyor lakin şimdilik farkında olamayabiliriz.. sadece birinin solda diğerinin sağda yer aldığını bilelim.. şimdilik bize yeter.



Şimdi size ortadaki DAMLA'ya çağırıyorum.Bu damlayı dolabın ortasındaki TUTAMAK yerine yerlertirdim.. bir TUTANAK bulunmada bir şey tutabilir misiniz ?




ortadaki damla için vatsaptaki TABAKAT GURUBUNDA şunları yazdım:


[17:44, 24.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Ortadaki DAMLAnin ardinda BESINCI DVD bulunuyor.. damla SU ise bu DVD dahi US'un "sırrı"dir. DVD nin ortasinda ( = ) eşitlik isareti olan ÇIFT ÇIZGI yer alir.. tabloyu buyuterek bakarsani bunun altinda +    | ---   [ .   ] simgeleri yerleştirilmiştir.. çift eşitlik çizgisinin ustunde de üç çizgi ust uste DENKLIK isareti kunulmuştur.



[17:50, 24.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Sonuç ilim ve irade latifesinin hissiyati ile sehvet ve siddet hassasiyetinin arasinda kalan.. nesne ve kimse arasinda ÖZNE olan.. nesne AR i ve kimse AD i taşiyan.. bazen kartal bazen tavuk olan AT.. surekli kosturarak ne yere gidiyor ?


Bilinenlerden bilinmeyenlere mi ?

Bilinmiyenlerden bilinenlere mi ?

Bilinenlerden bilinenlere mi ?

Bilinmeyenlerden bilinmeyenlere mı


işte bütün bunlarda ORTADAKİ DAMLA içinde idi..



Şimdi bu ALT taraftaki işleri bitirdikten sonra ÜST taraftaki işlere gelelim.

Önce SOL tarafa bakalım ne görüyoruz:






Tüm bunları size deyebilmem için MASSA temas eden ve rüyet ile tespit edilebilin ZERRE NARI gerekiyordu..


İnsanların bedenden beyine kadar.. şehvetten şiddete kadar.. cansızdan canlıya kadar.. bütün TEN ve CAN işleri ile tüm bilebildiği NESNE bu.. bu bizim nesnemiz olan eşya.. şeyin çoğulu.. şey' nedir "kimse" bilmez.. nesne bilmez.. kimse bilmez.. kim bilir ? ÖZNE

Ne garip daha ÖZNE'yi bilmeyen nice solak ve salak.. sağcı körler ve solcu sağırlar.. ÖZ'den bahsediyorlar.. ne yapılım biz OZ olarak buna katlanacağız.. ancak bir gün bizim OZ'umuzun okunduğu zaman gelecek.. işte o zaman zaman hep aleyhimize çalışacak.. bundan önce ve bundan sonra çalışacağız gibi.. işte bunun için size DÜŞMANIMIZ olan YBA tanıtmaya çalışıyorum.. çünkü düşmanını bilmeyen onu yenemez.. koltuklardan seyrettiğiniz ne Star Wars.. ne The Matrix ve ne de Yüzüklerin Efendisi.. size size anlatamaz. Dışını anlatır içine giremez.. çünkü ekranda ancak bu kadar yapılabilir.. başkasının öğretti bilgi kağıda yazılabilin bilgidir.. içselleştirdiğiniz ve beyinden öte götürebildiğiniz ilgi.. değildir.. ilgi ile saygı ve sevgi olmadan öğrenilen bilgi belki başımıza çorap ve kafamızı sepet olmaktan başka işe yaramayabilir.

İşte YBA öğrenir ve kullanır ve yararlanır ve böylece bu dili edinebilirsen bu DÜŞ çorabını ve DİL sepetini fark edebilirsin.





zerrelerle hücrelerin yapıldığını biliyorsan yıldızların da zerrelerden yapıldığını öğrenmişsindir.. çağdaş bilimin bize verdiği bu bilgi için HÜCRE SEYRİ isteniyordu.. Her ne kadar böyle bilgiç bilgiç UKELECA konuşuyorsam kendimi cahil değil zır zır cahil olduğunu biliyorum.. yoksa başka türlü dır dır yapamaz.. düşünmeye ve konuşmaya cesaret edemezdim.

Ancak inkardan inkara.. cehalette cehalete fark bulunuyor ancak daha önce ilim ve cehil ile inkar ve irfan hakkında temel bilgiyi edinmek gerekiyor bunun için sayfamın girişinde ÖĞRENMEK ÜZERİNE bir yazı bulunuyor. Bu koca yazıyla bile öğrenemezsiniz.. ilim ve irfan farkını.. ancak son OGRENME adlı dizinde bunu bir derece açmaya çalıştım. bunu da buraya yükleyeyim İnşaallah .. belki merak edip okuyabilirsiniz pardon izleyebilir ve imgeleyebilir ve irdeleyebilirsiniz..



işte bu dört dane DVD yapıştırdık dolaba..

ve ortadaki DAMLA'nun SU'yu ardındaki US'U DA gösterdik





Şimdi siz öküzün trene baktığı gibi bu DVD'leri bakacaksınız yoksa burada neler yazıyor diye okuyacak mısınız ?

Elbette öküzler okuma yazma bilmez.. bu yüzden de ne okuyabilir ne de yazabilir.. ancak BEŞER okuma ve yazma öğrenerek kağıt ve kalemle Bilinenlerden bilinmeyenlere doğru yolculuğu başlatmış.. bu tablet ya da bilgisayar ya da telefonu ELİNİZE vermiş.. kimbilir hale bunlara da öküzün trene baktığı gibi bakıyorusnuzdur.. HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR yazılan günlük dilin düz yazısını (GDDY) okumayı sürdürüyorsunuzdur.. eğer böyle yapıyorsanız elbette öküz değilsiniz.. zükö'sunuzdur. Ha öküz ha zükö olmuşsunuz fark etmez.. hindular neden öküzü değil de ineğe taparlar bilmiyorum.. fakat şimdi de erkeğe değil kadına tapınılmaya başlandı.. tamam kadına tapmaya tapta.. fakat önce onu TAPILASI kadın haline getir.. yoksa öküz gelir öküz gidersin.

Saygılarımla

Osmanziya
25.04.2024 08:07 08:42

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 08:42