Uyanık birini sözünden değil, titreşiminden anlarsın.
Ve o titreşim, kendisini göstermemeye çalışan bir sadelikle yayılır.
Uyanık birisi seninle konuştuğunda, bir şey olur:
Zaman genişler.
Zihin durur.
Kendini acele içinde değil, bir alanın içinde hissedersin.
Çünkü uyanmış biri, kendi merkezinde sabitlenmiştir.
Ve merkezde olan, çevresindekileri de o merkeze çeker.
Bir nevi sessiz yerçekimi gibidir.
Onun yanında olmak “bir şey öğrenmek” gibi değildir.
Onun yanında olmak, olduğunu hatırlamaktır.
Konuşurken seni “cevaplamak” için dinlemez.
Sadece dinler.
Hiçbir şeyi düzeltmeye, yönlendirmeye çalışmaz.
Çünkü senin ruhunun kendi yolunu bildiğini hisseder.
O cevap vermez, alan açar.
Konuşmaz, “duyulmanı sağlar.”
Zekâsı değil, varlığı çalışır.
Sabitlenmiştir ama katı değildir.
Köklüdür. Ama esnektir.
Netliği vardır ama hükmetmez.
Kendi hakikatine sadıktır ama sana alan tanır.
Uyanmış biri, seni değiştirmeye çalışmaz.
Çünkü bilir:
Değişim, içten gelen çağrıyla olur.
Dıştan gelen etkiyle değil.
Kendinden bahsederken ego parlamaz.
Çünkü kim olduğunu anlatmaz;
ne olmadığını bilir.
Ve bu, onu sessiz kılar.
Gösterişsiz. Abartısız. Etiketlerden özgür.
Uyanmış kişi, kendine tanım aramaz.
Çünkü merkezinde artık “isim” yoktur.
Sadece olma hâli vardır.
Uyanmış biri “iyi hisseden” biri değildir.
Ama acı geldiğinde kaçmayan kişidir.
Yüzleşebilir.
Gölgesini sever.
Kaygısını bastırmaz, onunla kalır.
Ve bu yüzden başkasının acısıyla karşılaştığında da,
“teselli” değil, gerçek tanıklık sunar.
İnanç KAYAKIRAN'ın yazısı Ayşe AŞKIN Kardeşim paylaştı:
Gerçekten uyanmış birinin bakışı seni bir anda kendine getirir.
Gözlerinde yargı yoktur, acelesi yoktur.
Ama içinden şöyle bir his geçer:
“Bu kişi beni görüyor.. Gerçekten görüyor…”
Ve sen o an kendini ilk kez gerçekten “var” hissedersin.
Gerçekten uyanmış birini anlamak için
senin de biraz uyanmış olman gerekir.
Yani zihinle değil,
kalple fark etmen gerekir.
Çünkü o kişi ışık yaymaz;
ışık haline gelir.
Ve sen, onun yanında dururken,
içindeki karanlıkta bile aydınlık bir şeyin kıpırdadığını hissedersin
inanç kayakıran
dedim ki:
Uyuma ve uyanma.. hakiki anlamda.. ne olduğunu çoğumuz biliriz. Fakat mecazi anlamda kullanılmaya başlandığında bana göre dört olguyu anlatır: İllüzyon.. illüstrasyon.. illüminasyon.. inisiyasyon.. ilki hepimizin uykusudur.. ikincisi düşünenlerin uykusudur.. üçüncüsü aydınlananların uykusudur.. dördüncüsü bağlananların uykusudur. osmanziya 29.07.2025 üçyol izmir 14:11
Bu da UYKU hakkında bildiklerimiz:
|