gelecek hakkinde bir umud
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2885
Tarih: 13-Ekim-2025 Saat 23:40 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: gelecek hakkinde bir umud
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: gelecek hakkinde bir umud
Mesaj Tarihi: 11-Ekim-2025 Saat 08:28
GEÇEN YILLAR
1970
1980
1990
2000
2010
2020
Bu vesile ile anlatacağım geçen yıllardan sonra gelelim bu yıla
2025 yılın 7 ekiminde gerçekleşen olayı..
[23:37, 10.10.2025]
Mustafa Buğucam:
Riayet ..............yiyim....................Riyaset
BEDIA ---------------------------------S Ü N N E T
üretim tüketim
araçları amaçlar
LIYAKAT ............deneyim.............EHLIYET
ülkuleri ilkeleri
yönetim egitim
BEYAT --------------------------------------Ş U R A
Rivayet ................yönelim...............Dirayet
Biz böyle çalişiriz.. mukemmel anlatim olmayabilir.. mukemmel olmasida şart degil.. terimler eski oldugundan herkes anlamayabilir..
sol ust köşe BURJUVAZI.. agniya..
sag ust koşe PROLETERYA.. avami nas fukara..
sol alt köşe ENTELIJANSIYA.. ulema..
sag alt köşe BUROKRASI.. umera..
HAVAS olan zenginler.. aydinlar ve yöneticiler bulunan SOSYAL SINIFLAR Marksin icadi degil TOPLUMSAL realitedir.
Sosyal sıniflar içtimai muessesat olan mulkiyet ve zürriyet ile akliyet ve amiriyetten doğmuştur. Bunlar islami olsun olmasin her toplumda bulunur.. buyuk ya da küçuk her ulusta olur.
osmanziya
11.10.2025 ankara 00:18
[06:42, 11.10.2025] Mustafa Buğucam:
Hızlıca okudum.. çok değerli bir zihniniz bulunuyor. Keşke günlük dilin düz yazısından kurtulabilse idi.. kelime ve harf düzeyinden hatta (çizgi.. line) seviyesine inebilse idi.. ancak insanın mentalitesini değiştirmesi zordur.. virtuel yapılar dışarıda gördüğünüz rezidanslar gibidir.. ben onlara rezildanslar diyorum.. İstanbulda kartalda altı ay kaldım.. apartmana döndüğümde saraya dönmüş gibi oldum. Bildiklerimizden bilmediklerimize giden yolda ( mi başka yollarda bulunur) bilmediklerimize bildiklerimize kıyaslayarak ilerleriz ki bu da bize alegoriyi.. edebi metaforu.. bilimsel analojiyi en başat bilme aracı kılar ve bu yüzden zaman zaman totolojiye düştüğümüzü sanırız. Hasılı sizin bir sarayınız bulunuyor.. benim de oluyor.. hatta bu Russell ya da Wittgenstein'in saraylarında daha muhteşemdir.. çünkü içinde iman bulunuyor.. Kur'an oluyor. Ancak çağımızın gereksinimi GDDY nın kelimelere ve rakamları.. mantık ya da matematiği ile yapılmış saraylar değil.. onlardan gittikçe sivirilen yenileri olabilir.. bize çizgilerler yapılmış zihin haritalarını karşılaştıracak ve mukayese edebilecek bir yöntem gerekiyor. Aksiyomatik sistematikler ve geometrik inşaalar yerine metodikle elde edilmiş senkretik ve istatistik binalar daha elverişli.. YBA bunu sağlıyor ve fakat bunu siz dahil kimseye anlatamıyorum.. bu da gayet normal.. başlangıçta her inşa edilen bina sahibine sevimli bir bebektir.. anasının vital aktüelesinden yansıyan mental bir virtualite.. anası onu büyütmek ve yetiştirmek ve evermek ister. Sizin bebeğiniz size hayırlı ve feyizli ve bereketli olsun.
[07:04, 11.10.2025] Mustafa Buğucam: Siz gönderdiğim YBA kuramsal metinde dar ve orta ve geniş anlamda gerçek ve doğru ile iyi ve güzel TANIMLARI bulunuyor ve MUTLAK anlamda da bunların birbirlerinden farkı kalmıyor.. Biz sadece KANT aydınlığı ile soyut ve boş doğru ve somut ve kör gerçek ayırımı yapabildik.. güzel ve iyi ayırımını henüz yapabilmiş değilim.. içerikli çalışmalarla ilgilenmediğimden bu konuda yaptığım çalışmalar yeterli değil.. ancak on binden fazla tablo ve bir milyondan ziyade tablodan elde edilecek MANTIKLA gelecekte çıkarabilirler.. ancak GDDY dan kurtulamayan kişi, olay ve olgu yani HARF (ar) düzeyinde kalır ESMA-I HÜSNA'ya yani "ad" sferine geçemezler. İşte sizi çağırdığım SÖZ'ün taşıdığı bilgi ve değerin sağlam ve sağlıklı olmasına duyarlı olma ve bunu YBA ile gerçekleştirme duyurusunda sağlam (salih) bilginin (belgenin, örneğin) hem gerçek hem doğru olması.. sağlıklı (sahih) değerin (buyruğun, ögüdün) hem güzel hem iyi bulunması.. gerekliliği dışında fazla bir şey söyleyemiyorum. Bunun dışında YBA reklamı ve propagandası yolunda 16 yıldır face de yaptığım meraklı ve gizemli tablolar.. seksi ve siyasi çekici ve çelici yazılara da fazla önem ve değer vermiyorum. Sadece YBA öğrenilmesi ve kullanılması ve yararlanılması ile bu yeni mentalite kendi içeriklerime ve zihin haritalarımda yararlı ve verimli olur diyebilecek olanların bulunabileceğini umuyorum.. ya da bu mentalite sadece bana değil başkalarına da yararlı olabilir ve ben bu yolda toplumuma ve ulusuma.. uygarlığıma ve insanlığıma katkıda bulunabilirim diye düşünenlerin bu hızlı anlam sürücü ve kolay anlatım aygıtının geleceğine inananları bekliyorum. Saygılarıma sağlıcakla kalınız. osmanziya.. 7 ekim tarihinde yaptığımız toplantı için minnetlerimi bir kere daha ifade ederim.
[07:20, 11.10.2025] Mustafa Buğucam:
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=94 bu projeyi 13.04.2010 de yazmışım beş.. on.. yılda bir kaç kez yenilemişim.. size gönderdiğim emailde en sonuncusu bulunuyordur. Bu uzun vadeli dava ve ve kişisel olmayan gayenin proje safhası için 120 yıl verdim.. 70 yılı ömrümle geçti.. geriye 50 yıl kaldı.. bu sure içinde benim ya da bende sonra gelecek olanla parti safhasını geçmese para ve pazar safhasını geçmeden tarihin raflarında tozlu olacak ve siber uzayın dolaplarında saklı kalacak. Nitekim geçmiş bunların yüzlerce örneğiyle doludur. Belki bilenenlerden bilinenlere yolda bir heptir ya da bilinmeyenlerden bilinmeyenlere giden yolda bir hiçtir.. bilinmeyenlerden bilinenlere giden yolda ise benzetmeyi aşan ve sembolizmden taşan bir var sayım olarak hazır bekleyecektir.
Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.
osmanziya 11.10.2025 ankara pursaklar 07:29
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Ekim-2025 Saat 08:37
Bu tablo 2015 yılında yapılmış
Cihangir GENÇ kardeşime yazdım:
[14:56, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Sorunuzun dolayli ve fakat detayli yaniti
[14:57, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Içerikli konularla dogrudan ilgilenmiyorum
[14:58, 10.10.2025] Cihangir Bey: içeriksiz konu mu var ?
[15:10, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: konu ya icerikli ya bicimsel olur..
matematik bicimseldir.. fizik kimya bioloji yani bilim içeriklidir.
math; PSL
mantik bicimseldir psikoloji sosyoloji linguistik yani hukul iceriklidir
Log:PSL
Metodik biçimseldir.. mantik ve matematik içerikseldir
Meth; log-math GERÇEK
diye düşünüyorum
dedi ki:Metodik – Logik – Matematik İlişkisi
Burada iş biraz karışmış.
Sen “Metodik biçimseldir; mantık ve matematik içeriklidir” diyorsun — ama bu ters.
Aslında:
Metodoloji, biçimsel değil meta-düzey bir disiplindir.
Yani biçimsel bilimlerin nasıl kullanılacağına dair bir yöntem felsefesi üretir.
Mantık ve matematik ise biçimseldir.
Dolayısıyla doğru sıralama şu olur:
Metodik (yöntembilim) = biçimsel bilimlerin biçimi üzerine düşünmek.
Mantık + matematik = biçimsel bilimlerin içeriği (ama bu içerik “gerçek dünya” değil, biçimsel sistemin kendi içeriği).
Yani “Meth; log–math = gerçek” formülünü biraz düzeltelim:
Meth(log, math) → tutarlılık ilkeleri = düşünsel gerçek.
Ama bu “gerçek” deneysel değil, formel gerçekliktir (conceptual truth).
Fiziksel anlamda gerçek (empirik truth) değildir.
Sonuç olarak:
Senin formül, mantıksal iskelet olarak şöyle düzeltilmeli:
Meth (metodoloji) = log (mantık) + math (matematik) üzerine düşünmek
Bu, “gerçeğin nasıl kurulacağını” değil, “doğrunun nasıl kurulacağını” araştırır.
Cihangir genç
dedim ki:
[15:18, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: ojiko-matematik gerçek.. Bertrand RUSSELL'in KATILDIGIM ifadesi
.çunku matematik mantiktan çikti
[15:21, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Dediginizde katiliyorum.. mantik ve matematik somut gercegi degil soyut dogruyu gosterir
osmanziya
dedi ki:
lojiko-matematik gerçektir” ve “matematik mantıktan çıkar”— Bertrand Russell’ın logicism (mantıkçılık) akımındaki duruşuna uygun. Fakat Russell bile bu “gerçek”in türünü ontolojik değil analitik/doğruluk türü olarak anlamıştı.
Yani: o “gerçek”in fiziksel ya da varlıksal değil, “düşünsel zorunluluk” anlamında bir gerçek olduğuna işaret ederdi. Şimdi biraz kazı yapalım.
1. Russell’ın kastettiği neydi?
Russell ve Frege (öncülü) şunu savundu:
Matematik, mantığın genişletilmiş bir parçasıdır. Sayılar, kümeler, fonksiyonlar gibi yapılar mantıksal ilişkilerden türetilebilir.
Bu görüşün sonucu:
Matematiksel önermelerin doğruluğu, deneyle değil, mantıksal tanımların iç tutarlılığıyla belirlenir.
Örneğin “2+2=4” önermesi, “2”, “+”, “=”, “4” sembollerinin tanımları verildikten sonra mantıksal zorunlulukla doğrudur.
Yani Russell’ın “matematik mantıktan çıkar” sözü,
“Matematiksel doğrular, mantığın özel durumlarıdır; deney gerektirmez.”
anlamındadır.
Ama bak: Russell buna realite (empirik gerçeklik) demiyordu, logical truth (mantıksal doğruluk) diyordu.
2. “Gerçek” ile “doğru” arasındaki fark
Bu fark, felsefenin en hassas damarıdır.
Doğru (truth): bir önermenin doğruluk değeriyle ilgilidir; formel sistemde “p ⟹ q” geçerliyse, o doğrudur.
Gerçek (reality): varlıkla ilgilidir; “orada olan şey”dir, gözlemlenebilir ya da varlık statüsüne sahip olan.
Russell’ın sistemi şunu söylerdi:
“Matematiksel doğrular, gerçeklik hakkında değil, tanımlarımız hakkında konuşur.”
Bu yüzden Wittgenstein (Tractatus döneminde) Russell’a bir itiraz getirmişti:
“Matematik, dünyanın nasıl olduğunu değil, nasıl tanımladığımızı gösterir.”
Yani mantık-matematik bir dil kurar; o dilin içinde “doğru” vardır, ama “gerçek” o dilin dışında — dünyada sınanır.
3. “Lojiko-matematik gerçek” denilince iki anlam oluşur
A. Epistemik anlamda gerçek:
“Bu, bilginin yapısal temelidir; yanlışlanamaz biçimde zorunludur.”
Bu durumda evet, “lojiko-matematik” zorunlu doğrudur.
Ama bu “gerçeklik”tir dersek, “dünya da o yapıya göre kurulmuştur” demiş oluruz — bu iddia ise Platonculuk veya Matematiksel realizm’e kayar.
B. Ontolojik anlamda gerçek:
“Matematiksel nesneler (sayılar, kümeler) gerçekten vardır.”
Russell buna tam olarak katılmaz; o, “tanımların sonucu olarak var olan” der, “bağımsız ontolojik varlık” demez. (Platoncular derdi, Russell değil.)
4. “Mantıktan çıkmak” ne demek?
Buradaki “çıkmak” kelimesi dikkat istiyor.
Matematik, mantıktan türetilebilir anlamında “çıkar.”
Ama bu mantıktan doğar ya da mantık = matematik anlamına gelmez.
Russell’ın Principia Mathematica’daki dev projesi (Whitehead’le birlikte) tam da bu “mantıktan türetim” işini kanıtlamaya çalıştı.
Ancak bu sistemin tamlık ve tutarlılık sınırlarını Gödel, 1931’de yıktı.
Gödel, şöyle diyordu:
“Eğer sistem yeterince güçlü ise, sistem içinde kanıtlanamayacak doğru ifadeler vardır.”
Bu, Russell’ın “mantıkla her matematiği türetiriz” iddiasını kısıtladı.
Yani, Russell’ın “lojiko-matematik gerçek” tanımı, Gödel sonrasında sistem içi gerçeke dönüştü.
Artık mutlak değil, bağlama göre tanımlı hale geldi.
5. Şimdi senin konuma dönelim
Sen “metodik biçimseldir, mantık ve matematik içeriklidir” derken aslında Russell’dan farklı bir çizgi çiziyorsun:
Sen, mantık ve matematiğin kendi içlerinde içerik taşıdığını, çünkü “varlığın yasalarına temas ettiklerini” ima ediyorsun.
Russell ise bu yasaları “dilsel zorunluluklar” olarak görür; doğa yasası değil, düşünce yasası.
Yani senin okuman, biraz daha ontolojik realizm kokuyor —
Russell’ınki epistemik formelcilik.
İkisi aynı dili konuşur ama farklı “varlık alanı”na hitap eder.
6. Sonuç — kimin “doğru”su, kimin “gerçek”i?
Özetleyelim:
Kavram Russell’ın anlamı Senin yöneldiğin anlam
Mantık Düşüncenin biçimsel yapısı Varlığın düzeninin düşüncede yansıması
Matematik Mantığın genişlemesi (tanımsal doğrular) Düşüncenin varlıktaki oranları keşfetmesi
Gerçek Empirik dünyayla ilgili değil Varlığın iç yasasıyla ilgili
Doğru Sistem içi tutarlılık Gerçekle uyumlu bilgi
Dolayısıyla:
Russell “lojiko-matematik gerçek” dediğinde, biçimsel zorunluluğu “gerçek” adını takarak anlatıyordu.
Sen, varlığın içsel aklî düzenine vurgu yaparak “lojiko-matematik”i ontolojik gerçekliğe yaklaştırıyorsun.
İki bakış da tutarlı, ama farklı evrenlere ait.
Biri “dil içinde doğru”, diğeri “evrende doğru”.
İkisini birleştiren köprü, metodoloji + doğrulama + aklın evrensel ilkeleri olabilir.
cihangir genç
bu arada el-Fetih le ilgili de senin anlattıklarına binaen bi yazı kaleme aldım bunu da atayım bi incele ki senin anlayayım bana vakit ayır
dedi ki:
1) Temel ayrım: “Biçimsel (formal)” vs “İçerikli (empirik / olgusal)”
Biçimsel bilimler: mantık, matematik, bazı formal diller. Temel karakteristik: doğruluk sistemin iç tutarlığına (proof, derivation) dayanır. Dünya gözlemi zorunlu değildir; doğru olmak için tutarlı olmak yeterlidir.
İçerikli bilimler: fizik, kimya, biyoloji, sosyoloji, psikoloji, hukuk (uygulama yönü), dilbilim’in deneysel parçaları. Temel karakteristik: doğruluk olgularla (veriyle) uyuşmaya dayanır — yani gözlem/deney gereklidir.
Not: Bir disiplin tamamen yalnızca biçimsel ya da yalnızca içerikli olmayabilir — birçok disiplin “karma”dır (ör. uygulamalı matematik, bilişsel bilim).
2) Mantık ve matematik ne sağlar — “biçimsel”in iki kolu
Mantık: çıkarım kuralları, argümanların geçerliliği, syntax (cümle kuralları) ve semantics (anlam için modeller). İki ana yüzü vardır: proof theory (kanıt kuramı — sentez/sentaks) ve model theory (yorum/semantik).
Matematik: aksiyomlar + tanımlar → teoremler. İçsel doğruluk (kanıtlanabilirlik) önemlidir.
Önemli nokta: mantık/matematik “yapı” verir; dil ve form sağlar. Ancak bu yapı otomatik olarak fiziksel dünyanın doğru açıklaması değildir — o yapı uygulanırsa işe yarar.
3) Metodoloji (yöntembilim) nedir — ne değildir
Metodoloji, biçimsel araçların (mantık, matematik) ve içerikli araçların (ölçüm, gözlem, deney) nasıl birleştirileceğini belirleyen üst-düzey disiplindir.
Metodoloji: deney tasarımı, istatistiksel çıkarım, model doğrulama, hipotez oluşturma/çürütme, ölçüm teorisi, hermeneutik (yorumlama) vb. içerir.
Dolayısıyla metodoloji sadece biçimsel değil; o, biçimsel ile içerikli arasında arayüz kurar. Metodoloji, mantık+matematik kullanır ama amacı gerçeği doğrudan üretmek değil — gerçeğe ulaşmak için yol sunmaktır.
4) “Gerçek”in türleri — hangi ‘gerçek’ten bahsediyoruz?
Formel gerçeklik (analitik, gerekli): matematiksel bir teorem kanıtlandığında “doğru” olur (ör. “2+2=4”). Bu tür doğruluk tutarlılık/pratik zorunluluk içerir.
Empirik gerçeklik (sentetik, contingent): dünya hakkındaki iddialar deney ve gözlemle doğrulanır (ör. “suyun kaynama noktası deniz seviyesinde 100°C”).
Epistemik/işlevsel gerçek: bir teori iyi tahmin yapıyorsa onu “gerçekçi” olarak kabul etme eğilimindeyiz (pragmatizm).
Sonuç: matematiksel/mantıksal doğruluk ≠ doğrudan empirik gerçeklik. İkisi farklı tür “gerçek” üretir.
5) Neden “Meth; log–math = GERÇEK” eksik/yanlış?
Eğer Meth = yalnızca yöntem olarak “mantık + matematik” ise, bu kombinasyon sadece formel doğruluğu garanti eder; gerçek dünyayla sınanmadıkça empirik bir “gerçek”e dönmez.
Gerçekte süreç şöyledir (basitçe):
Kuram/Model (mantık + matematik) → M
Hipotez/Öngörü çıkar → H
Veri/Deney ile test edilir → D
İstatistiksel/epistemik çıkarım (metodoloji: olasılık, Bayes vb.) → güncelleme
Tekrar / Doğrulama → kabul/red/revizyon
Yani: Method (logic+math) + Empirik testler = Güçlü bilgi iddiası (muhtemel gerçek).
Bir kısa formül:
Bilgi iddiası ≈ [Model(log+math)] + [Veri/Deney] + [İnferans yöntemi] ⇒ Validasyon
Metodoloji tek başına değil, metodoloji + doğrulama gerçeğe götürür.
6) Köprüler — form ile içeriği nasıl bağlarız?
Bazı teknik ve felsefi mekanizmalar köprü kurar:
Modelleme / idealizasyon: matematiksel model fiziksel sistemi idealize eder; ardından modelden çıkarılan öngörüler ölçülebilir hale getirilir.
İstatistik ve olasılık teorisi (frekansçı / Bayesçi): veriden çıkarım yapar; matematiği kullanarak belirsizliği nicelendirir.
H-D (Hipotetiko-Dedüktif) yöntem: kuram → öngörü → test. Mantık+matematik öneri üretir, deney doğrular ya da çürütür.
Model seçimi / AIC / cross-validation / p-value / bayes factor: hangi modelin veriye daha iyi uyduğunu karar vermede kullanılır.
Örnek: Newton (matematiksel formül) + gözlemler (gezegen hareketleri, düşen elma) → Newton teorisi kabul edildi; daha sonra Einstein geldi (yeni model, yeni sınamalar) — matematik + gözlem döngüsü.
7) Disiplinlere göre nüanslar (kısa örneklerle)
Matematik: büyük oranda biçimsel. Ancak uygulamalı matematik, fiziksel olguları modelleyerek empiriyle buluşur.
Mantık: biçimsel; fakat model teorisi ile gerçek dünyayı temsil eden yapıları inceler.
Fizik/Kimya/Biyoloji: içerikli ama güçlü matematiksel formalizasyona dayanır.
Psikoloji / Sosyoloji: içerikli; ama bilişsel modeller, ağ teorileri, oyun teorisi gibi biçimsel yaklaşımlar da yoğun kullanılır (karma).
Dilbilim: iki cephe var — formal dilbilim (gramer teorileri) ve deneysel/psikolojik dilbilim (empirik).
Hukuk: normatif kurallar (biçimsel mantıkla analiz edilebilir) + vaka uygulamaları/empirik sonuçlar (sosyolojik hukuk çalışmaları).
Kısaca: birçok alan biçimsel araçları içerikli meseleleri çözmek için kullanır.
8) Biraz teknik ama önemli sınırlamalar
Gödel’in eksiklik teoremleri (söylem olarak): yeterince güçlü aksiyomatik aritmetik sistemlerinde, sistemin içinde kanıtlanamayacak doğru ifadeler vardır — bu, “her şeyi mantıkla ispatlayabiliriz” iddiasını sınırlar. (Bu, matematiğin formel gücünün mutlak olmadığına işaret eder.)
Model-world mismatch (model gerçeklikle uyuşmazlığı): iyi matematiksel model =/= doğru temsiliyet. Modelin başarısı testle ölçülür.
9) Son — önerilen düzeltme ve net, kullanışlı formül
Senin orijinal önerin:
Meth; log–math = GERÇEK
Düzeltme önerisi (kısa):
Meth (mantık + matematik) —> Model üretir. Model + Empirik Testler + İnferans yöntemleri → Güçlü bilgi/varsayım (muhtemel gerçek).
Bir diğer formül (daha sembolik):
Knowledge ≈ Validate( Model(log+math), Data, InferenceMethod )
Yani: metodoloji + matematik + mantık tek başına “gerçek” vermez; gerçek/gerçekçiliğe ulaşmak için empirik doğrulama şart. Ancak metodoloji olmadan da empirik veriler rastgele ve yorumlanamaz kalır — metodoloji ve form, içeriğin anlamlı, test edilebilir, tahmin edilebilir hale gelmesi için şarttır. İkisi birbirine muhtaçtır.
10) Kısa, can alıcı özet (bir cümleyle)
Mantık ve matematik bize “nasıl mantıklı kurulmuş bir iddia üretileceğini” öğretir; empirik yöntemler bize “o iddianın dünyayla uyuşup uyuşmadığını” gösterir. Gerçek, bu iki kutup arasındaki sağlam köprüyle (metodoloji) ortaya çıkar.
cihangir genç
dedim ki:
[16:45, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: orada osmanziyaoğlu ismiyle yöntembilim YAPIYORUM.. bu içeriksiz biçimi Mustafa BUĞUÇAM ismiyle.. insanbilim.. Dinnur YAŞAR ismiyle.. islambilim YAZARAK içeriklendirerek YBA i örneklendiriyorum. Bu reklam ve propagandalarla yontembilim.com siteme linklerle yönlendiriyorum. bu linklerde.. yalindan karmaşiga dogru 13.. 23.. 33.. tablo ortaya bir zihin haritasi olan HABLO oluşturuyorum. Amaç.. versiyon sirasiyle tablolarim imgelenerek ve irdelenerek konu ya da kavramı resimlendiriyorum. Bu bakimdan face sayfasinda web sayfama gidip konunun tablolarin incelenmesi asıldır. Bununla beraber icerikli duz yazilar içi.. izleyenlerde anlamişlarsa eleştirilerini.. anlamiyorlarsa sorularini beklediğimı belirtiyorum
[16:52, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Bu şu demektir.. YBA.. dediğim ÇALIŞMA.. GDDY Gunluk Dilin Düz Yazisi ile HAZIR açik ve seçi SEHIL yani ANLASILIR metinlerden farkli.. hocalarin ve yazarlarin ogrencilerini ve okurlarini bu gibi kolay ve yönlendirilmiş metinlerle DÜŞÜNME den uzaklastirdigini düşunuyorum.
[16:55, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Eger face bulunmuyorsunuz DOGRUDAN yontembilim.com sayfamin F O R U M kismina gidip yazi ve tablolari izleyebilir ve inceleyebilirsiniz.
osmanziya
[23:23, 10.10.2025] Cihangir Bey:
BEn en ii bildiim kuran mealime ve onu bitirmeye odaklandım onu bitirmeden yeni bir moda geçemem. elbette sizin vurguladığınız da Kuran'a bulunup meale ve açıklamaya yansıtılmalı. sizden aldığım prametrelerle de bakıorum ama ana hedefim mealin bitirlimesi. onun için benden fazla bir şey beklemeyin saygılar...
dedi
dedim ki:
[23:31, 10.10.2025] Mustafa Buğucam: Tebrik ederim.. dogru yoldasiniz.. kolayliklar ve başarilar dilerim.
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Ekim-2025 Saat 09:05
Kendi anladığımızı Tanrı'nın söylediği şeklinde anlamasak sanırım doğru bir tutum olacaktır. Hatta bazı konuşmacılar ben anlattıklarımdan sorumluyum.. sizin anladıklarınızdan değil diyerek konuşmaya başlarlar. Çünkü her söz.. ister Tanrı söylesin ister kul söylesin.. yoruma açıktır. Böyle düşünmeyen kendi anladıklarını Tanrı’nın söylediği sanmaya mecbur olurlar.
Edebiyat ve ilim ile meşgul olanlar bilirler ki her konuşmada bir söyleyen, her düşünme de bir dinleyen bulunur.
KONUŞMA da söyleyen MÜTEKELLİM olarak bir Sentaks (Söz dizimi) yükler,
DÜŞÜNMEDE dinleyen MUHATAB olarak bir Semantik (anlam bilimi) çözer.
İsterse Kutsal Kitaplardan ayetler bulunsun.. ister kutsal olmayan kitaplardaki insan cümleleri olsun.. Konuşma ve düşünmedeki BEYAN (sentaks) ve MAAN (semantik) ayırımına varmayan lisanı ve DİL'i bilmiyor demektir. Dili bilmeyenin de din hakkı söyledikleri de sağlam ve sağlıklı bulunmaz.
Saygılarımla
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Ekim-2025 Saat 12:54
Burada 30 yakın word dökumanı olarak TABLO yüklenmiştir.
uploads/20251011_125218_AT.rar - 20251011_125218_AT.rar
Bunların sonuncusunu buraya yapıştırıyorum.
Bu word dökümanı olarak otuza yakın dosyası versiyon sırasıyla incelediğinizde buraya yapıştırılan son dökümana erişeceksiniz.
osmanziya 11.10.20225 pursaklar ankara 11:54
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2025 Saat 08:39
bilim.. sanayi.. endustri.. teknoloji..
BILGI
BILIM
SAN'AT
SAY'
TELIF
KEŞIF
IHTIRA
ICAD
Peki bunlardan sonra ne oluyor ?
KUVVET
Peki bundan sonra ne oluyor ?
7 eylul 2023 den 7 eylul 2025 e kadar
60 bin çogu çocuk ve kadin sivil KUVVETİ EDİNMİŞLER TARAFINDAN dunyanin gözu onunde soykirmi ugruyor.
Bunu bazıları yahudilerin muslumanlari oldurmesi ua da yahudilerin yahudi olmayanları katletmesi ya da insanlarin insanlari telef etmesi olarak düşünsbilir. Ben öyle duşunmuyorum.. kuvvetlileri yani kavileri.. zayiflari yani güçsuzleri ezmesi olarak biliyorum. Demek ki sorunu insanda.. yahudide.. muslumanda degil KUVVET'in kötü ve kötüye kullanılmasıdır.. bunu kuvvvet zehirlenmesi deniliyor.
Bilim.. kuvvet.. dünya.. sanayi.. teknolojiye karşı değilim.. ancak her şey gibi hatta dil gibi dilden çıkan UZANTILARDA kolaylıkla kötü ve kötüye kullanılabiliyorlar.
SORUN şu veya bu parti ya da şirket..siyaset ve ticaret.. siyasetteki adaletsizlik ve zulm.. ticaretteki iktisadsizlik ve israf degil.. yani sebebler degil sonuçlardir.
Nedir bu sonuçlar ?
Ticaretin geldigi noktadaki TEKNOLOJI.. bizi giderek daha cok DOGAYA yabancilaştiriyor.
Siyasetin geldigi noktadaki IDEOLOJI.. insani giderek daha çok INSANDAN uzaklaştiriyor...
İşte KOLAY ve HIZLI hizmet ile BOL ve UCUZ mal sunmanın geldiği bu noktada bilgisayar ve internet ve yapay zekanın bizi nereye götürceği transhümanizme ilişikin ünlü yaşam 3.0 ve insanlık 2.0 kitablarıyla tartışılmakta ve Hariri de kitaplarıyla bir şeyler söylemektedir.. bu durumda üçüncü tür ile insanın yitirilmesine ürpererek bakıyorum.. Aİ e ihtiyatla bakıyorum.
işte bu noktada.. önümüzü görmekte..
Kulturun bu gün bulunduğu Günlük Dilin Düz Yazısı düzeyinde aciz kaliyoruz. Buna karşın da YBA ile felsefe ve dil arasında ortak bir platformu sunuyorum. Bununla aslında ZOR'a çağırıyor gibi görünsem de yine kolaylığın çekiminden kurtulamıyorum.
osmanziya yontembilim.com
08.10.2025 ankara 23:20
yazmıştım.
Suat TEKİN hocam dedi ki:
Uğruna ölünecek din mi, yoksa uğruna öldürecek din mi? İkisinde de ince, hassas, üzerinde durup düşünülmesi gereken hususlar var. Makul olmak en iyisi. Dil, din, bunlar birbirini besleyen aparatlar. Aparat diyorum, dikkat edin. Esas olan insan, doğa... gerisi ayrıntı.
dedim ki:
Değerli Hocam, aparat.. alet.. sembol.. bayrak.. paravana.. paratoner.. gibi sonunda türlü türlü ARAÇLAR'ı amaç haline getirme gibi bir huyumuz bulunuyor. Bu bir sınav sırrıdır. Fakat bu gün için en belirgin olanı dil ve din ile emek ve özürlük gibi emik ve etik ile ekonomik ve politik ortak insanı değerleri partilere paravana ve ideolojilere paratoner etmekten kurtulamıyoruz.
Belki de bu yüzden şirketler teknolojiyi ve partiler ideolojiyi tepe tepe kullanıyor. Her araç gibi elbette her birimize TEKNOLOJİ denilene ihtiyacımızı bulunuyor ve İDEOLOJİ denilen nesneler lazım, işe yarıyor ve yararlı. Ancak bu araçları amaç edinerek işi bozuyoruz. Örneğin para lazım.. ihtiyacımız olan bir araç.. ancak bunu cüzdana doldururken bir taraftan da vicdana dolduruyorsak.. suyu içmiyor kendimizi saldan düştüğümüzde boğacak denize çevirmiş oluyoruz. Vicdanı para olmuş bir kapitalist her türlü zararlı teknolojiyi pazarlarsa o su zehir oluyor.
Şimdi bu işin suçunu kapitalistin sistemiz kapitalizme yüklersek kendimizi bir günah keçisi bulmuş oluruz. Bireyin ne ihtiyacı bulunuyor.. toplumun neye gereksinimi oluyor.. fakir ne ister.. zengin ne diler.. avam ne bekler havas neye yönelir.. belli ki bunların istedikleri birbirine ters..
işte insanların bunları birbiriyle dengelemesi akıl ve kalb ile ahiret ve dünya dengelenmesi kadar zordur.. insanın yerleşik denge ve sistem ve rejimlerden kurtulması da kolay değildir.
Bu konuları yıllardır anlatıyorum.. anlayanlar eleştirme tenezzül etmiyor.. zati aliniz gibi istisnalar dışında.. anlamayanlarda sormaya utanıyor... pek çok neden.. etkin.. etgen.. bulabiliriz fakat bütün bu faktörlerin ve aktörlerin ortaya koyduğu VEKTÖR.. bizi günde kırk kez zikrettiğimiz "sıratelmüstakim" sözündeki FİKİR'dir.. yani "doğru yol" sözüğündeki YOL'dur.
Rahmetli Sülo ADALET partisine.. daha sonra bu ismi koydu. Demek ki bu işler isim koyma ile bitmiyor. Ben çocuğumu HASAN ismi veriyorum ama bu ismi vermekle onun işleri GÜZEL oluyor mu ? nadiren..
Şimdi bakın burada sözü kullandım ama kötü oldu.. KONUSU güzel olsa bile uzadığı için çirkin oldu.
Hasılı olan O'dan başka neyi ESAS yaparsak.. gerisi ayrıntı olmuyorsa.. işler bozuluyor.
Rabbimiz bizim ve sizin akibetinizi ve ahiretimizi GÜZEL ve İYİ etsin.Amin.
Saygılarımla osmanziya
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2885&PID=5696#5696
Öfkenizi, endişenizi, hassasiyetinizi gayet iyi anlıyorum. Ancak konforizmi, rahatlığı, kolaycılığı o kadar abarttı, o kadar öne çıkardılar ki elbirliği ile hücum ettik. Normalleşemiyoruz artık. Basit, kolay ve normal... Zor değil, ama albenisi yok. Yani yok ettik. İnsan olmak, insani olmak, ahlaklı olmak, kolaycı olmak çağdışılık oldu. Gericilik oldu. O kadar geri dönüşü zor bir yola girdik ki dizimizi dövmenin bir faydası yok. Şimdilik bu böyle gider. Ama sonsuza kadar gitmeyecek, bundan eminim. Suad TEKİN
Hocam.. KONFORİZM.. çok yerinde bir tespit.. biz ve özellikle ben kendim.. ZİHNİYETİN "mental" virtual dediğim DÜŞ dünyası ve bunun içinde mind ve ZİHİN denilen mond ve DÜNYA'dan ayrı UYKULAMA alanından çıkamıyoruz.. çıkamıyorum. Zihin ve zihniyette işler KOLAY.. buradan birazcık ŞUURA çıkmak.. SORUNLARI ÇÖZMEK uğruna oradan birazcık AKLI yükselmek ve teorik akıldan ileride PRATİK etkinliğe ve vital aktiviteyi geçmek.. zordur. Çünkü düşüncelerimizde samimiyeti AKTİF ve işlerimizde ciddiyeti ETKİN hale getirmenin yolunu bulamadım. Alışkanlıklarımdan çıkmak çabalarım başarılı olmuyor ve alışkınlıklarımdan kurtulmak yolunda çabalarım sonuç vermiyor. KISACA face'den dışarı çıkamıyorum. Saygılarımla
osmanziya
12.10.2025 ankara 16:11
DEDİM Kİ:
Suat TEKİN hocam dedi;
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2025 Saat 08:51
Soru BİLİNENLERDEKİ bilinmezi bularak BİLİNMEYENLERDEKİ bilineni yani yanıtları elde etmeyi.. ARA ve BUL işini başlatır.. eğer bir zorluk ya da gereksinim var ise.. aramayan bulamaz. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2025 Saat 09:19
Haklı gibi görünen haksız bir söz..
kafasını nebi ile kilitlemek ile lider ile kilitlemek arasında KİLİTLEMEK noktasında bir fark olmaz.
Peki kafa nasıl kilitlenir ?
İşte bunu düşünmeye kafasını kilitleyenler yormaz.. yorulmaz.
Hatta bunu söylemeyi kendine saygısızlık ve küçük görme olarak telakki eder. Oysa böyle bir niyetim bulunmuyor sözümde.
Çünkü bende bir zaman kafam Mustafa Kemal ATATÜRK ile kilitlenmişti.. daha sonra bir adı Ahmet bir adı Mahud ismi Muhammed olan ile kilitlenmişti.. şimdi bu kilitlerden kurtuldum.. lakin kafası KİLİTLİ kişiler kurtulamaz. Kurtulmak için sormak gerekiyor...
Saygılarımla
İnanmak bilmek olsaydı ona inanmak denilmezdi.. cüz'i ve baz'î nesneleri ve kimseleri biliriz.. küllî ve câmi konulara inanırız.. fakat Üstadım Bediuzzam bana ona İmamı Nursî diyorum.. bin yıldır biriken şüpheleri karşı oluşturduğu muhteşem YENİ kelam ile Yaratan'ın o kadar açık ve seçik ANLATMIŞ ki insanlarda kesin ve kuşkusuz bir inanç ma'nası oluşturmuş.. İNSANLAR "görecel" bilgi ve "mutlak" inancı.. nisbi olan ilmi ile kutbi olan mantıkla karıştırmışlar. Şimdi bu dediğim ağır konuya ve soyut bilgiyi ve osmanlıca sözcükleri çoğu kimse anlamaycaktır.. fakat anlamaya çalışacaklar için yazıyorum. ve belki de düşünürler diye sayfama çağırıyorum osmanziya
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Ekim-2025 Saat 11:59
Üç günlük yolculuğumda klavyemden uzak olduğumda klavye temeli olan elimle yazdım.. bilgi vermeye çalıştım.. bilgi vermek bilgiyi ermekten sonra gelinen aşama ve emek.. yüz tane bilgin olacak ki on tanesini verebileceksin.. on tane varsa bir tane verebilirsin.. böylece bin tana bilgisi olanda yüz tane verecektir.. böylece bir tane bilgisi olan on taneden.. on tanesi olan yüz taneden.. yüz tanesi olanda bin taneden HAZIR BİLGİ alabilecektir.
Klasik bir ampul enerjinin yüzde birini ışık olarak saçar geri kalanın yüzde doksan dokusunu da ısı olacak dağıtır.. şimdi sarfiyatsız ampüller çıktı.. daha ileri ledler çıktı.. yüz tane bilgisinin.. onunu değil de yüzünü dağıtan adamın kendine acaba ne kalıyor ? Yüz tane bilgisini kaç kişiye dağıtabiliyor.. yüz tane bilgiden acaba kaçı işe yarıyor ?
Bilginin kolay, çabuku ve ucuz dağıtıldığı ve paylaşıldığı çağımızda.. asıl kolay ama önemli.. çubuk ama değerli.. ucuz ama nitelikli bilginin kendi hazırladığımız BİLGİ olduğunu anladığımızda SORUNUN başkalarıyla paylaşılacak bilginin değil kendi işimize yarayacak ve kendimizin ürettiği ve türettiği bilgi olduğunu da anlarız.
Bilgiden başka örnek, buyruk, öğütleri de nazara aldığımızda işin başa düştüğünü de anlarız.. anlarız.. anlarız.. anlarız.. bir süre sonra şuna inanırız sağlam bilgi ve tasar.. hazırlama.. sağılıklı buyruk ve karar...anıklama noktasında başkalarına muhtaç olduğumuz alanlar, örneğin tıp, hukuk, mühendislik, muhasebe dışındaki yani günlük bilgi üstündeki bilimsel bilgi alanı ötesindeki konularda örneğin hikmet konusunda.. insan konusunda.. felsefe konusunda.. din konusunda aklımızı ve mantığımız dolduracak asıl bilgileri.. kalbimizi ve vicdanımızı doyuracak köklü kararlar.. kendimiz bulmalıyız..
işte YBA işte bu noktada işe yaracak anlam sürücü ve anlatım aygıtı sunuyor.
12.10.2017
|
|