| Yasa/ kanun, yasak yani yasaklayan yasa yani KAİDE anlamında alındığından yapılan hukuki resmi  isabetli olmuş  Yalnız amme hukukundan sadece ceza hukuk nazara alınmış ve diğer kamu hukuku nazara alınmamış görülüyor. idare hukuku da kamu hukukudur ve orada yargılama da yasal yargılamadır. Vergi ve sair başkaları da var. Elbette hukukçu olmamanıza rağmen yöntembilimsel esaslarlarla muhakeme yaptığınızdan  yargılamanın taraflarını güzel oturtmuşsunuz.    Yasa deyince hukuk yasası nazara alındığında kamu / amme hukuku yanıda yani karşısında bir de özel / hususi hukuk var. Medeni kanun, borçlar kanunu ve ticaret kanunu gibi alanlarında ceza mahkemeleri yanında hukuk mahkemeleri var. İdare mahkemeleri var.     Kamu (ceza, idare)  hukukunda maddi hakkikat aranır. Özel (medeni, borçlar,t ticaret)  hukukta şekli hakikat aranırz. Örneğin bir suçlu ben filanı vurdum dese bile delili olmadan yargılanamaz. cünkü maddi delil ve içeriklik hakikat aranır. Ya da bir adam 5 bin lira aldım diye imza atmışsa gerçekten almamış olmasa bile onunla mahkum edilir. Çünkü şekli delil ve biçimsel hakikat aranır.   Şimdi bu durum da şemaya kanun / yasa  değilde HUKUK olarak düzenlediğimiz zaman yukarıdaki konuları da kapsayıca bir şema çıkartılabilir. Bu vesile ile şeriat (yasalar ve koşullar) ile şeriat (yasaklar ve kurallar) ayırımına dikkat çekmek istiyorum.        ŞERAİT / koşullar                                          ŞERİAT / yasaklar       KAVAİD / kurallar                                         KAVANİN / yasalar     Burada sol görünün koşulları yasalar şeklinde KURGULAMASI ile  sağ duyunun  yasaklara kurallar şeklinde uyması ve KILMASI'nı  birbirinden ayırıyorum.   Bunu şu Üstadın  sözden çıkarabiliriz: Cenabı Hakkın iki türlü  şeriat var, birisi irade sıfatından çıkan şeriatı ki büyük insan olan kainatın harekatını düzenler. Diğere kelam sıfıtandan çıkan  şeriatı ki bu küçük bir alem olan insanın harekatinı düzenler ki bu bizim bildiğimiz şeriat-ı Garra'dır.    Ben birinci şeriata ŞERAİT diyorum. İkinci şerait de ŞERİAT adını veriyorum.      İlkinin yasaklarına yasalar, ikincinin yasalarına yasaklar diyorum. İkisi de aynı kaynaktan çıkar ve birbiriyle çatışması düşünülemez. Fakat insan bunları karıştırır ve bu yüzden çatıştırırlar. Birinci yasaya  aykırılılğın cezası çoğunlukla dünyada verilir fakat mücizeler şeklinde istisnaları vardır. Herkesi yakan ateş ibrahim A.S. mı yakmaz.  İkinci yasağa aykırılığnceza çoğunlukla ahirette verilir fakat asi ve cebbar kavimlere dünyada gelen musibetler istisnasıdır.   Şimdi söylenenler  genel bir hukuk resmi çıkarmak istersek:     ESAS     KAMU          HUKUK           ÖZEL     USUL   Burada "esas" içerikli kanun maddeleridir. "usul"den maksat yargılama yöntemleridir. Kamu yargılama yönteminde içerikli  yargılama asıldır özel yargılama yönteminde biçimsel yargılama asıldır.   Özel hukuk bireysel yasaklar ve ilkeleri içerir. Medeni hukuk başta olmak üzere boruçlar hukuku ve ticaret hukukunda vatandaşın serbestiyeti esastır. Burada devlet bir kamu düzel kişisi olmasına  rağmen hukuk mahkememede avutları aracılığı ile özel hukuk kişisi gibi kendini savunur. Kuma hukukunda toplamsal yasaklar ve ilkeler yürür. Kamu hukuk söz konusu olunca devlet kravatını takar ve savcısı ve polisiyle suçlunun peşine düşer. Delilini bulur ve ceza kanunu ile yaptırımını uygulur. Burada devlet kamu erkini ve gücünü uygular. vergisini ve zorla işini yaptırır.   Devlet yasa koymaya başladığında yukarıda şema değişecektir. çünkü devlet erklerinden biri yargılamadır ve devletin yargılamadan başka yasama, yönetme gibi erkleride vardır ve bunlar hukuk devletinde yasal ve hukuksal dır.   YÜRÜTME / icra                        YAZMA / YAYMA     HUKUK     DEVLETİNİN  ERKLERİ     YARGILAMA / kaza                       YASAMA / teşri         Sağlıcakla kalın.   Osmanziya          |