Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: ALISKANLIKLAR Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ALISKANLIKLAR
    Gönderim Zamanı: 03-Mayıs-2021 Saat 16:20
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 03-Mayıs-2021 Saat 16:20

 

 

YBA  (YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ)

 

 

Alakanızı minnettarım Hocam.. anlamamanız gayet normal.. YBA dilini bilmeseydim.. ben de anlamazdım. Ancak tablonun esası bizim mal denilen kalemimizin kitabetiyle AMELLER.. mel denilen kelamımızın kıraatıyla EMELLER ortaya çıktığıdır.. bunlarda ye EMİK çıkar olur ve bizi mutlu eder ya da ETİK yarar olur bizi kutlu eder. Peki bu nasıl olur.. işte bunu yoğun bir indirgeme ve kısa açıklamalarla yapıyor.. ki bunları bir makale ve kitap ile HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR hale getirme hocalığından ve yazarlığından bilerek ve isteyerek kaçınıyorum. Ta ki insanlar bunu bulmaca çözer gibi kendileri tabloya bakarak yapsınlar.. anladıklarını eleştirsinler.. anlamadıkalarını sorsunlar istiyorum. Nitekim www.yontembilim.com sayfamın FORUM kısmında bu tabloların yalından karmaşığını doğru versiyon sırasıyla ilerleyen tablolarım da bu mentalite ile hazırlandır.

 

ALIŞKANLIKLAR

 

 

ALIŞKANLIKLARIN yüzde doksanı iyi değildir.. zamanında iyi olsalar bile şimdi iyi değildirler. Bazı alışkanlıklar diğerlerinden daha yararlı olmaktan çıkıp zararlı oluyorlar. Sanırım bunların başında YAKINMAK gelmektedir. Sorundan yakınmak iyidir.. çünkü kendisinin ya da başkalarının çözümü yüklenmesine neden olur. Hatta sadece sorundan yakınmak değil.. sürekli çözümü yüklenmekte aynı zararı verir. Hatta bunun ikisine de alışmak insanı ne hale getirir biliyor musunuz ? DÜNYAYI KURTARMA havasına getirir.



Genelde kadına dır dır eder derler.. ama şunu görmezler.. sorunları ortaya koymazsa ve yapılacağı talep etmezse.. erkek kılını kıpratmaz. Erkeği harekete geçiren sadece kadındır, karısıdır. Ne ana babasını ne çoluk çocuğunu iplemez. Çünkü onurlu bir erkeği karısının talebini yerine getirmemek rahatsız eder. Çünkü erkeğin vazifesi karısını güldürmektir, en azından gülemsetmektir. Bunu da ancak karısının istediklerini yerine getirmekle birlikte hürriyetini elinden almamaktır. Böyle daşşaklı ve güvenilir erkekler fazla kalmadığından kadınlar başının çaresine bakmak istiyorlar.



Sorundan yakınma ve çözümü yüklenme.. konusundan kadınlık ve erkeklik konusuna atladık.. bu da normal çünkü güzellik ve dayanıklılık kadında.. iyilik ve güçlülük erkektedir. Birinci SEVGİ ikincisi SAYGI doğurur.. Bu sevgi ve saygı ortamında doğan SEKS'ten de sağlam ve sağlıklı çocuklar olur.. ki onlar bizim geleceğimizdir.

 

 

OSMANLI DÜŞMANLIĞI

 

Bi dogruyu yazarken on tane yanlışı yazmak buna denir.. homoseksuellik her millete gorulen bir pisliktir.. ozellikle seçkin ARISTOKRASİ tabakasında.. demek saltanat va ataerkli kuralı.. aşirı ve yaşadışı hale gelince.. bu da gelenek ve alişkanlik haline gelince.. burada betimlenen sonuçlari doguruyor.

Artik millet ögrendi..

 

 

 

Asimile edilirken asimile edilmek olayı doğrudur. Ancak bunlar gayet norma ve olagın işler.. KÜLTÜR böyledir.. birbirini özümleyerek var olurlar. Nitekim bedenimizde kendi dışındaki yapı (protein), yakı (karbonhidrat) ve yapış (lipit) taşlarını alarak varlığını sürdürebilir. Ancak bu gün için türk ya da kürt.. osmanlı sünnisi ya da iran alevisi.. değil beşeriyetin yapısından çıkan medeniyetin inşa etmekte olduğu İNSANLIK söz konusu.. her birimiz kendimizi bir dile ya da dine ya da kültüre ait hissetmemiz normal bir durum.. ancak "insanlık" olgusunu unuttuğumuz sorun başlıyor.

 

Demek ki  "insan" tanımaya ve "insanlık"ı tanımlamaya başlayınca ve hele kendimizi bilmeye girişince durumlarımızın bazıları anormal görünüyor ki yukarıda anlatılan hikaye de bunun bir örneği. neyi saptadığım ve ne onaylamadığımı tespit etmek ise ayrı bir tartışma konusu.

 

Bu yazıyı yazan DEĞERLİ ARAŞTIRMACI.. araştırmaları ve saptamaları içinde donup kalmış.. bildiği dışında bir gerçeği tanımıyor görünüyor. Bildiği ve bize öğrettiklerinden başkaları ve bizimde bildikilerimiz bulunuyor. Bunlar kültür denilen havuza girer onu değiştirir ve dönüştürür. Bu gün ülkemiz tarihte görülmemiş yeni bir değişim ve dönüşüme hazırlanıyor. Küresel ağaların hesapları ANADOLU'da bozulacak.

 

 

 

İNSANLIK VE İSLAMLIK

 

 

Şöyle bir sloganım vardı.. Dücane almış.. "bir insan olarak doğdum, kendimi bir dil (Türkçe) içinde buludum.. insaniyet-i kübra olan islamiyete doğru gidiyorum." belki bunu çalmamış da bunun aynısını ya da benzerini Dücane'nin kendisi de düşünmüş olabilir bu ayrı bir konu.. ancak bu İNTİHAL durumunu.. yani kaynak göstermeden FİKİR belirtme konusunu bir kaç yerde duyurduğum halde bana bir dönüş olmadı.. Bu sözümde geçen "insaniyet-i kübra" konusu ya da "islamiyet-i suğra" terimleri İmamı Nursiye aittir. Ancak "Beşeriyetin yapısından çıkan medeniyetin inşa ettiği en yüksek kule insaniyettir" cümlesi bana aittir. Hatta literatürde "Bilgi Toplumu" ve "Hukuk Devleti" ülküsünü birlikte dillendirmekte ilk defa bana aittir.

 

 

http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1644 şimdi anlatımımdaki meramım fikirlerimin GÖSTERİSİ kendimi öne çıkarmak değil.. ASIL SORUNUN insanları başkalarının fikirlerine bağımlı kılan canlı öğrenme ve diri düşünmeden yoksun olmaları ve böylece öğrenilmiş bilgiler.. ezberlenmiş görüşler yoluyla başkalarına.. hocalarına.. yazarlarına bağımlı kalmak olduğunu göstermektir. İnsanları kendi fikirlerimi paravana ve paratöner yaparak YBA çağırmamın nedeni onun hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı olarak bu bağımlılıktan kaçınmasına vesile olmasıdır.

 

 

Böylece görmelerinin.. örmelerinin.. bilmelerinin.. düşünmelerinin.. öğrenmelerinin.. anlamalarının.. inanmalarının.. korkularının.. umutlarının farkında olan ve bunları birbirinden ayıran İNSANLAR kolay kolay dinleştirilmiş felsefelere adanmaz ve ideolojileştirilmiş dinlere angaje olmaz. Karısına, kocasına.. anasına.. babasına.. kızına.. oğluna.. patronuna.. amirine.. hocasına.. yazarına.. liderine âmâde yani kör olmaz. Kimlik ve kişiliğini edinmiş kimseliğini BİREYSELLİK konumuna getirerek köleliğinde onurunu korur ve kulluğunda krallığını edinir. Bununda başlangıcı bir ailesinin bulunmasıdır.. kadınsa kocasının normal yani eril.. erkese karısının doğal yani dişil.. olmasıdır.

 

 

Çünkü bu dünyada bizim asıl görevimiz yeni bir eril ya da dişil ÇOCUK meydana getirmektir.. besleyip büyütmek, yetiştirip geliştirmektir. Onun yeteneklerini saptayıp buna uygun olanakları hazırlamaktır. Bunun dışındaki amaç, işlev, görev, ödev, istek, dilek ikincil ya da üçüncük kalır. Kimimiz bilgi üretiriz.. kimimiz karar üretiriz.. kimimiz mal ve hizmet üretiriz.. ancak her birimiz bir çocuk TÜRETİRİZ. Bunun sağlam olması insanlık sağlıklı olması islamlıktır.. diye düşünüyorum.

 

 

ERKEN YAŞTA EVLİLİK

 

INSAN da bio-psik iki özellik var.. rüşt ve temyiz.. yani eril-dişil hücreleri yumurtlama ve kötüyu iyiden ayırma.. yani rüşeym halinin bitmesi ve mezc halinin son bulması.

Bu iki durum ve statü de genel olarak örf ve bilim.. adet ve hukuk.. tarafından saptanır.. benim kararlarimla degil. Eskiden bu işi dil ve din yapıyordu. Bugun dil tıbba.. din ahlaka intikal etti.. tıbbın hikmeti tamamini ve ahlakin sanati kemalini bulunca kadin ve usta ÇABA (şarait).. erkek ve hoca YASA (şeriat) istemez hale gelecek. Tapılası olmak isteyen karılara.. kulluk edilesi olmak isteyen kocalara duyurulur.

Ne demiş hukuk: KIMSE 18 yaşinda ise reşid ve mumeyyiz KİŞİ olur. (18 yaş ekvatorda 12 kutuplarda 25 olabilir.. yani sicaklik biyolojiyi etkiler) 15 yaşında ise hakim karariyle evlenebilir. Evlilik işe yaşini tamamlamasa bile kimseyi kişi kılar.

Buradaki sohbetlerle sözu edilen statu ve durumlarda zarar goren olursa hukuka ve hakime başvurarak durumunu yasal konuma getirebilirler. Başvurulmamıs ise suç olan veya buyuk bir zarar veren bir durum bulunmuyor demektir. Sosyol ve ekonomik olumsuz sonuçları olmuyor demektir. Burada konuşup başkaları yerine karar vermeyelim.

Bir de bir işin fetvası (hukuku) ayri takvas (ahlakı) ı ayrı.. bir eylemin ruhsati (yasallığı) ayri azimeti (yararlılığı) ayridir.

Bir gunde hepimize 24 saat veriliyor amma kimimiz gunah kimimiz sevab kazaniyoruz. Hepimizin bir gundec1440 dakikasi var amma kimimiz dakikada 1 bir kuruş ya da 10 kuruş ya da 100 kuruş ya da 1lira ya da 10 lira ya da 100 lira ya da 1000 lira kazaniyor veya benim gibi çalışmayan emekliysen hiç kuruş kazaniyor.. böyle oturup face de geyik muhabbeti yapiyor.

 

 

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk