Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: KENTLEŞME Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: KENTLEŞME
    Gönderim Zamanı: 05-Haziran-2021 Saat 23:45

Cogito yayınlarından:

Bozkurt GÜVENÇ

kültürün abc’si  Sahife: 21

ÇAGDASLIK: KENT VE ENDÜSTRİ

 

Rönesans’tan bu yana batı medeniyeti ve san’atı,  modern olagelmiş ya da modern olduklarını söylemişler;  çağdaş olmakla övünme, dünyanın öteki toplumlarının da çağdaşlığa özendirmişlerdir. Her toplum çağını, kendi kültürü içinde, çağdaş yapan temel özellik nedir ?

Kültür tarihçileri, Rönesans’ı   izleyen reformasyonu  (dinde reform çabalarını,  yönetimlerin laikleşmesini),  17 YY daki keşifler çağını, 18 YY daki aydınlanma hareketleriyle, siyasi devrimleri, 19 YY da yaygınlaşan Sanayi Devrimini, onu izleyen kentleşme, uluslaşma ve ulusal devletlerin kurulmasını, çağdaşlık tarihin birbirini izleyen aşamaları görmüş ve yorumlamışlardır. Öyle ki günümüzde  “çağdaş kültür” denince nüfüsunun büyük bölümü (% 80  dolaylarında) endüstrileşmiş ve kentleşmiş  toplam ve uluslar akla gelmektedir. Bu anlayışın ayrılmaz ikizi olarakta, eğer bir toplum kentlileşiyor ve endüstrileşiyor ise, onun çağdaşlığı da var sayılır.  Modernlik ya da çağdaşlık kuramının öncülleri bunlardır.

Büyük çoğunluğu köylerde yaşayan tarım toplumları, nasıl oldu da kentlerde hatta büyük kentlerde yaşar duruma  geldiler ?

Kent tarihçileri ile kent plancıları bu olaya “kent devrimi” adını veriyor. Kent devrimleri üretim ekonomisinde  gerçekleşen iki büyük teknoloji devriminin sonucu olarak ortaya çıkmışlardır.

Birinci kent devrimi, günümüzden binlerce yıl önce gerçekleşen neolitik (tarım) devrimdi.

İkinci kent devrimi ise çok daha yakın zamanlarda 1750’lerde Britanya adalarında başlayan sanayi devriminden sonra Avrupa’ya , Amerika’ya, Uzakdoğu’ya yayılmıştır.

İlk yerleşik tarımcılar,  ancak temel gereksinimlerini karşılayacak kadar üretim yapıyordu. Avcılık yerine hayvancılık,  toplayıcılık yerine evcilleştirdikleri  türleri üretiyor, ürettikleri besinler ancak kendilerine yetiyordu.

Bol yağış ile bol üretim bolluk, az yağış ile az üretim kıtlık demekti. Masal ve destanlarda hatırladığımız “yed yıllık bolluktan sonra beklenen yedi yıllık kıtlık” kehanetlerinin kaynağı buradadır.  Tarım yerleşmeleri, sürekli bir açlık kaygısı ve korkusu içinde yaşamışlardır. Ekim başak tutmazsa, hayvanlara hastalık vurursa, toplum açlığa mahkum olurdu…

 

Zamanla üretimin verimini artırıp geleceğin kıtlık tehdidine karşı güvenceye kavuşup rahatladılar. Binlerce yıl süren birikimden ve özellikle sulu tarıma geçtikten sonra dokuz tarımcı ailesi 10 aileyi  yaşatacak kadar artı ürün elde etmeye başladı. İlk kentlerin hemşerileri, çoğunlukla bu onuncu ailelerden oluşuyordu.

 

Tarım kültürü küçük kentlerin eseri ve başarısıdır: Askerlik, yönetim, dinler, yazı, ticaret, para, sermaye, eğitim, bilim, san’at, felsefe ve hukuk vb.  Mezopotamya ve Nil vadilerindeki elverişli iklim ve sulama koşulları artı ürünü %10 -%15 düzeyine çıkardı. İlk kentler bu teknolojik devrimin sonunda ortaya çıktı. Büyük ticaret merkezleri, devletler ve başkentler dışında kentleşme düşük düzeyde sınırlı kaldı.

 

Endüstri devrimi, bir ENERJİ devrimi oldu. Tarımcı, yalnız kas gücüyle evcilleştirdiği bitki ve hayvanların organik enerjisinden yararlanırken ; sanayici, yer altından çıkarılan bitki (kömür) ve hayvan fosillerinin (petrol) enerjisinden yararlanarak, tarımcı ve hayvancı atalarının üretim verimini ona katladı.  20. YY ortalarına gelindiğinde, gelişmiş endüstri ülkelerinde bir tarımcı, yaklaşık on aileye yetecek kadar artı ürün elde ediyordu. Tarım ürünlerinin verimi yaklaşık 100 kat artmıştı. “Endüstri Çağı” adı verilen  büyük devrim budur. Topraktan ve rençberlikten kurtulan köylüler kentlere göç ettiler günümüzün kültürlerini oluşturdular. Gelenek düzen alt üst oldu.

 

* * * * * *

 

Kentlileşin nüfus iş bölümü yoluyla farklılaştı, uzmanlaştı; Bilimde,  teknolojide, san ’atta ilerledi, sağlık ve eğitim alanlarında büyük atılımlar yaptı; ortalama ömür beklentisini ikiye katladı. Geleneksel tarım kentinde torun görmek “mürüvvet” (ödül) sayılırken,  çağdaş endüstri kentinde, insanlar torunlarının torunlarını görecek kadar uzun yaşamaya başladı. Yaşlanan nüfus yapısı, kentlerin yapısını, dokusunu, kurumlarını kökten değiştirdi. “İkinci Kent Devrimi” adı verilen olgu / süreç budur.  

İngiltere gibi çağdaş toplumlarda, endüstrileşme kentleşmenin önünde, Türkiye gibi bazı toplumlarda ise, kentleşme süreci endüstrileşmenin önünde gelişti. Bütün bu değişmeler, ülkeler arasında önemli yoğunluk, alt yapı, yaşam kalitesi farklarına ve sorunlarına yol açtı. Kimi ülkelerde tarımsal kentler endüstri kentine dönüşürken; öteki ülkelerde, kentler kır kökenli kitleleri sindiremedi, göçmenlere iş veremedi “köyleşmeye” başladı.

Çağdaş dünya, bu tür çelişkiler yaşıyor. Kimi toplumlarda kent ve endüstri kültürleri çağdaşlığı simgelerken kimi “gelişen” toplumlarda kentlileşme ve endüstrileşme az gelişmişliğin simgesi oldu.

 

* * * * * *


Ülkemizde kentlileşme (ikinci kent devrimi) geleneksel tarım kentlerini hazırlıksız yakaladı. Kasaba ölçeğindeki kentlerimiz, endüstri ürünleriyle, su, yol, ulaşam, iletişim, eğitim ve sağlık alt yapılarını yenileme fırsatını bile bulamadan göçmen kitlelerin yükünü taşımak zorunda kaldı. Ülke nüfusu yılda %2,3 oranında artarken büyük kentlerimiz %5,6 oranında büyüdü. Kapitalist ya da sosyalist, dünyamızın hiçbir gelişmiş ülkesinde..  bu hızlı büyüyen kentleri sorunları çözümleyecek bir yönetim düzeni   bulunamamıştır.  Kent (polis) lerin etkinliğini ve denetleme gücünü yitirdiği durum ve zamanlarda, kentlileşemeyen kentliler (gecekonducular, varoşlar ve işsizler) kendi sorunları kendi bildikleri gibi çözümlemeye başladılar. Türk toplumu büyük bir hızla kentleşti ama kentlileşemedi.

Bütün yaşadığımız yakındığımız “çarpık kentleşme” diye eleştirdiğimiz çağdaşlaşma ve çağdaşlaşmaya karşı duyulan yaygın tepki, bu tür sorunlardan kaynaklanmaktadır. Batı dünyasının 1650 ile 1950 arasındaki 300 yılda ve 15 kuşakta gerçekleştirdiği çağdaşlaşma sürecini, yaklaşık üç kuşakta yaşadık ama  geride bırakamadık.  Bu süreçten alınacak pek çok dersler var; ama hayatta kalma başarısını da görmezlikten gelmemeliyiz.

Britanya adaları, “tarım devrimi”nin en geç ulaştığı bir kültür alanıydı. Byzantion kenti, en parlak dönemini yaşarken Robin Hood’ların ataları ormanlarda hâlâ avcılık ve toplayıcılık düzeyinde yaşıyordu. Tarım devriminde binlerce yıl geç kalan Britanyalılar endüstri devrimin öncüsü oldular. Endüstri devriminde gecikmiş olan Türk toplumunun, bu gün kazandığı ivme ile BİLGİ TOPLUMUNA geçiş sürecinde pek çok toplumu geride bırakması beklenebilir. Geneleksel toplumun harekete geçirmek kolay olmadığı ama değişen toplumu frenle durdurmakta kolay olmayacak.  

Bütün çabalara karşın, yıllardır düşünemediğimiz yapısal enflasyonda,  çarpık ya da çarpıtılmış kentleşmenin payı olmalı.

Kuşkusuz emin olamayız ama umutsuz da olmayalım: Değişme her zaman gelişme sayılmasa da; kalkınma için değişim şarttır.  Gelişme ve gelecek için,  değişimin ön şartlarını büyük ölçüde yerine getirdiğimizi söyleyebiliriz.

KAYNAK:

Mumford, 1961, City in History (“Tarihte Kent”) Harcourt, Brace and World.

Van Loon, 1990, İnsanlığın Vatanı, Güneş

Childe, 1992, Kendini Yaratan İnsan

Zerzan, 2000, Gelecekteki  İlkel, Kaos

Duben, 2002, Kent, Aile ve Tarih, İletişim

 

 

 

 

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk