TEMELLER
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Yöntem Bilim
Forum Adı: Yöntembilim
Forum Tanımlaması: Yöntembilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2905
Tarih: 03-Kasım-2025 Saat 06:04
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: TEMELLER
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: TEMELLER
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 16:16
|
Temeller üzerine yükselen emeller ve ameller ve ilimler ve bunların sonucunda ortaya çıkan elemler..
emel amel ilim elem MERAK ediyorsanız ? osmanziya 
Temeller... esaslar ve asıllar emeller.. teemmül.. düşünmeler.. ameller.. ameliye ve muamele yaşantı ve davranış elemler.. teessür ve esefler acılar ve üzüntüler ancak bundan önce şu EL-LER kafiyesine dikkat: temeller emeller ameller ELLER elemler Bizim sıkıntımız bu işe TEMELLER'den başlamamak. 
haber ve hikaye ile hak ve hakikat HAKİKATI HİKAYE etmek TARİH VE HİSTOİRE ve USTURE'yi EDEBİYAT yapmaktan ibaret değildir. ŞİMDİ bu yuvarlık ve soyut sözcüklerle yapılan anlatım bir anlam yansıtırmış gibi görünse de yuvarlak sözcüklerle yapılan anlatımlar KÖŞELİ ve ayakları yere basan bir BEYAN vermez.. o yuvarlanır.. zihninizin MAAN'ından kayarak şuura düşer.. DONK diye bir ses çıkardıktan sonra kaybolur gider ve siz zihninizle baş başa kalır.. vehim ve hayaller ile yaşar gidersiniz.. hangi sesin hangi yerden geldiğini bilemezsiniz.. her ne kadar sesler görüntülerden ziyade yere basar görünürse YER'in ne olduğunu bilmiyorsanız sizin iyi bir COĞRAFYA bilgisine sahip olmadığınızı gösterir. Bu günkü 31.10.2025 CUMA günü öğleden sonraki üç arkadaşımızla yaptığımız YBA çalışmasında TONY BUZAN'IN zihin haritası dediği bir ZİHİN TARHI ve VİRTUAL PEYZAJI yaptık.. buna TANZİMİ SAHA ya da ALAN DÜZENLEMESİ desek bile sonuç değişmez Bu HARİTAYI hep birlikte uydurduk. yani bunu dördümüz yaptık.. lakin bu değişken atması ve değer ataması tutarsa.. üstelik yerleşirse.. gelecekte HAKİKATIN temelleri olarak dahi yerleşebilir. osmanziya 01.11.2025 üçyol izmir 00:35 N O T : İnsan masal ve uydurmadan.. efsane ve destanlardan.. kısaca MİTOLOJİ’den kaçarak TEOLOJİ’ye sığınmış.. lakin yine denk durmayarak ondan İDEOLOJİ üretmiştir.. kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olan dil ve din üzerinde OYNAMIŞ.. dili dinleştirerek.. din dilleştirerek.. umutlarını ve beklentilerini dillendirmiş.. bu arada bilgilerini.. düşüncelerini ve inançlarını dile getirmiş… Dilleştirmek.. Dillendirmek.. Dile getirmek.. Kültürlenme.. Kültürleme.. Kültürleşme.. Dinleştirmek.. Dinlendirmek.. Dine getirmek.. Her birimiz çok “iyi” bildiği dili.. dini.. kültürü hiçte “güzel” bilmediğini anladığımızda acaba her şeyden önce güzel ve iyi HAKKINDA köklü bilgiler edinmeyi hiç düşündünüz mü ? osmanziya Not’un Notu: Eğer en yuvarlak kelimelerimizden “iyi” ve “kötü” terimlerini kökenini aramaya karar verdiyseniz.. bunlardan daha mutlak ve soyut “doğru” ve “yalan” hakkında bilgi edinmek isteyeceksiniz.. belki de güzele ve gerçeğe.. erişmek.. güzel gerçeğe.. ulaşmak böyle olacaktır. Ancak siz DİL’i sadece gereksinimleriniz için kullanmaya alışmışsanız onu arayışınız için istimal ve istihdam etmek zor olacaktır. OSMANZİYA 31.10.2025 Yarım saatten fazla sürmeyen bir çalışmada şu tabloyu elde ettik. 
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 16:41
|
En'am sûresi, 59 ayette; "Yaş ve kuru her şey Kitab-ı Mübin'de vardır." buyurulmaktadır.
sözüyle işe başladık: Yaş ve Kurunun çağrıştırdığı sıcak (hareret) ve burudet (soğuk)i tablomuzun dört köşesine yerleştirdik. 
Sonra bizim gözümüzün önündeki perde olan kalil ve kesir ile sagir ve kebir dörtlüsünü yerleştirdik Dikkat ederseniz bu yerleştirmelerimiz evvel ve ahire ile zahir ve batın koordinatlarına göre sağlanmaktadır. 
Yine dikkat ederseniz.. daha önce yerleştirdiğimiz ikinci kesir ve kalil ila kebir ve sagir dörtlüsüne göre birinci ratbin ve yabisin ile burudet ve hararet dörtlüsünün YERLEŞTİRİLMESİ değişti.. en sağa kalil ve hararet ikilisi.. en sola kesir ve burudet ikilisi yerleştirildi.. neden ? Çünkü ünlü BigBang kainatın yaratılışı kuramına (ki bu teori kul euzu birabbilfelak yani FELAK suresi ile büyük infilaka işaret edilmiştir) göre bu gün gördüğümüz bütün ve kütle ve enerji atomdan çok ama çok küçük ve sagir TOHUM'un içinde idi.. uzayın genişlemesinden ve büyük ve kebir hale gelip -273 derecelik bir burudet ve soğukluğa ulaştığında bu günkü gördüğümüz MANZARA ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan kalil ve sagir evvel sağ tarafa.. kesir ve kebiri sol tarafa aldık.. ne oldu: evvel.. kalil.. sagir.. SAĞ tarafa yerleşti.. ahir.. kesir.. kebir.. SOL taraf yerleşti.. Bu durumu tablo da bakıp gördünüz mü ? Şimdi bu durumu GÜZEL TÜRKÇE'mizle daha açık ve seçik halde gözlere gösterelim: 
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 17:49
İlk üç tabloyu yaptıktan sonra Latif Bey Hocamız peki bu tabloda SU'yu nereye yerleştireceğiz dedi.. Abdulhakim Hocamız ortaya.. Uftade Hocamıs sol üste.. yerleştirebiliriz dedi.. bende aynı düşüncede idim.. Latif hocamızda destekleyince SU'yu sol üste yerleştirdik.. ben de ne zaman SU aklıma gelirse US yani AKIL kelimesi de aklıma gelir.. Us ve Aklın karşısına da Uz ve Vicdanı yerleştiririm..yani akıl usa vurma yapar ve karar verir.. vicdan ise uzlaşma yapar ve işler kararlaştırır.. bu durumda boş kalan sağ üt köşeye de sahip olmak anlamında ZU sesini yerleştiririm..zevil-hayat..zî-idrak sözcüklerinde SAHİB OLMAK sesi yani.. böylece zahirde HAYATIN su ve zu gerçeği ile batındaki ŞUURUN us ve uz gerçeğini.. bu tablo ile KOORDİNE etmiş oluruz:
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 18:29
Tablo'nunu diğer karmaşık görünen dörtlülerine girmeden önce TEMEL bir dörtlüyü ard zamanlı NAMAZ ve ZAMAN "yatay" MEDDİ ekseni ile eş zamanlı MİZAN ve NİZAM "dikey" AMEDİ eksenini.. NAMAZ.. Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'da SALAT olarak geçen ve maalesef aklıevvelerimizin onu DİKEY irtibat hamd davası ve hüda duası arz etmek yalvarmak ve yakarmak olmaktan çıkarıp yatay irtibat zekata halka yardım etmek olan YATAY çevirmeye çalışıyorlar.. oysa hem HAKKA dikey irtibat SALAT hem HALKA yatay irtibat olan ZEKAT.. ikisi birlikte zikredilir.. fakat uygulamada ne hikmetse bu ikisi yani akıl ve kalb.. dünya ve ahiret.. denge ve uyumu kuralamadığından.. insanların bazısı salata düşkündür.. bazıları ise salata düşkündür.. oysa ikisinin birlikte dengelenmesi gerekir.. ve bu da kolay değildir. Buna rağmen bu işin aslının yani ARZ ZAMANLI olarak hem Hakk ile namazda SALAT ile dikey irtibatının.. hem Halk ile zamanda ZEKAT ile yatay irtibanın.. birlikte ve ard zamanlı olarak.. yani zamanı namaza taşımak ile namazı zamana taşımak.. ne ile EŞ ZAMANLI olan mizan ve nizam yani yaşantımızı yeniden yeniye tanzim ve tevzin ile.. yürütmek gerekir ki bunu anlamak ve anlatmak dahi zordur. On altı yıldır anlatıyorum anlatamıyorum.. insanları bu işi gerçekleştirmeyi temen edebilecek ŞFA ŞEREFLİ FATİHA ANAHTARI ile sağlanacak TANRI TANIKLIĞA çağırıyorum.. başaramadım.. her ne ise biz konumuza dönerek yukarıdaki söylediklerimizi göze gösterelim: 
Tabloyu bakıp ? Evvelden sonra NAMAZ geldiğini.. Ahirden önce ZAMAN geldiğini.. Zahirin altında NİZAM olduğunu.. Batının üstünde MİZAN olduğunu gördünüz mü ? Görmediyseniz lütfen bakıp görünüz Saygılarımla Osmanziya 01.11.2025 18:29 |
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 18:48
Evvel ve ahir arasında ne bulunuyor.. Geçmiş ve gelecek arasında ne oluyor.. Dün ve yarın arasında olan BU GÜN.. Hangi TEMELLER duruyor ? Tablo diyor ki: TEMELLERİN üstünde su ve zu ile HAYAT uz ve us ile ŞUUR yer alıyor.. Amme TEMELLERİN sağında ve solunda yerleştirilen evvel ve namaz ile zaman ve ahir arasında ne YATAY temeller çizgisinin ne olduğunun ne olduğunun düşünülmesini.. aranmasını ve bulunmasını size bırakarak zahir nizamın altında olanlarla.. batın mizanın üstünde olanlarını şu tablo ile gösterelim: 
Tabloda zahir NİZAM'ın altında GIDA ile yapılan VİTAL aktüelite.. yani paranın ve ekonomi-politik faaliyetlerin uğraştığı GEÇİM ve RIZIK konusu.. Tabloda batın MİZAN'ın üstünde GAYE ile yapılan MENTAL virtualite.. yani imanın ve sosyo-kültürel zihniyetin uğraştığı SEÇİM ve İNFAK konusu... gösteriliyor.. Bakıp gördünüz mü ? Yoksa günlük dilin düz yazısıyla yapılan bu anlatımlarımı izliyorsunuz.. Düz yazıları yüz sene okusanız.. yine YBA anlamazsınız.. ancak burada bulunan tabloları versiyon sırasıyla bakıp izlediğinizde ve incelediğinizde.. imgelediğinizde ve irdelediğinizde anlamak.. eleştirmek.. değerlendirmek.. sormak yetenekleri ortaya çıkacak.. bilgilerimizi ve değerlerimizi tartışma olanağı meydana gelecektir.. İnşaallah. osmanziya 01.11.2025 18:48 |
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 20:15
|
Çalışma hakkında Doğan HÜSEYİN Kardeşim dedi ki:
kitab-ı mübin: bildiğimiz anlamda kitap değildir. Apaçık kitap demektir. Ama okunması gereken kitap “evren”dir. Dört unsur vardır ama özünde yaş ve kuru olarakta sınıflandırma yapılabilir. Çünkü bu Kuran’ın dilidir. Akla hitap eder. Yaş ve kuru kelimelerini avam için kullanır. Toprak Su hava ve ateşten söz ediyor. Ki temeli varlıktır. Toprak soğuk kurudur su soğuk yaştır. Hava sıcak yaştır Ateş sıcak kurudur. Fakat bu varlık unsurları alemdeki nesneleri oluştursalarda varlığı bunlara dayansa da stabildirler, durağandırlar. Eylemleri yoktur. Sadece vardırlar. Bunları eyleme dönüştüren iki temel güç vardır. Empodekles bunları şöyle sınıflandırmış: Biri şiddet, diğeri şefkat. Kuran şiddet için Rahman kelimesini kullanır, Şefkat için Rahim. Sanıldığı gibi Rahman merhamet demek değildir. Gazap demektir. Rahmanın gazabından sana sığınırım. İbrahim. Rahman ve rahim Allahın eylemsel faaliyetleridir. dedim ki: Haklısınız Hocam.. Rabbimizi bize tarif eden dört külli tanıtıcı bulunuyor.. biri Evren KİTABI.. diğeri Kur'an KİTABI.. diğer evren kitabının en büyük cümlesi olan son nebi olan Muhammed aleyhisselam.. biri İNSAN kitabı.. biri de bu üçünü içinde barındıran her BİRİMİZ.. ben bunlara "âlem" böylece ortada dört KİTAB söz konusu.. başka kitablarda söz konusu olabilirler.. biri levhi MAHFUZ.. biri ise levhi mahv ve isbat olan ZAMAN.. bu ikisinden başka birde Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'da geçen İmamı MÜBİN ve kitabı MÜBİN.. sonuçta biz bütün bu bilgileri PARANTEZ içine alarak.. yani birbirimizin bu konuda bilgi ve birikimlerine saygı göstererek.. ANALİTİK DÜZLEMDE bir harita ortaya çıkarmaya çalıştım bu konuda. osmanziya 01.11.2025 20:15 |
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 01-Kasım-2025 Saat 22:17
|
Daha önce sağ evvel NAMAZ ve sol ahirde ZAMAN olanı.. SUBJEKTİF ve OBJEKTİF yaptık.. ustte NİZAM altta MİZAN olanı TEORİK ve PRATİK yaptık.. zaman ve namaz ile nizam ve nizam dörtlüsü subjektif ve objektif ile teorik ve pratik dörtlüsü oldu.. ilk dörtlüye "âlem" adını veriyorduk.. bu dörtlüye de "ilim" adını verebiliriz. 
Tablo da dikkatinizi çekti ise subjektif ve enfüsi olanı alışıla geldiği üzere ÖZNEL diye karşılamadıkta KİMSEL diye karşıladık.. çünkü ÖZNE'yi merkeze yani TEMELE alıp EŞHASİ yani subjektif ve enfüsi olana sağa KİMSEL.. EŞHASİ yani objektif ve "afakî olanı sola NESNEL.. olarak yerleştiriyoruz. Çünkü ŞAHS olan ÖZNE nesne ve kimse bileşeni bir BİLİNMEYEN'dir.. Bu bilgi TEMEL olarak alınacak bir bilgidir.. âlem olanın yatay ve dikey ekseni birleşterien bir dünya olması gibi. osmanziya 01.11.2025 22:17 |
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 02-Kasım-2025 Saat 00:04
|
Face Matematiksel paylaştı:
Antik Yunan filozofu Sokrates kendisini bir “at sineği” olarak tanımlamıştı. Ona göre kendisi sinekti, Atinalılar ise at. Görevi, yurttaşlarını sorgulamak, rahatsız etmek ve harekete geçmeye zorlamaktı. Bunu sorular sorarak yapardı; hem de çok sayıda soru sorarak. Günümüzde bu sorgulayıcı yaklaşım, yani Sokratik Yöntem, felsefenin temel taşlarından biri hâline geldi. dedim ki: Nasıl soruyordu acaba.. Günlük Dilin Düz Yazılarıyla felsefcilerin ve avukatların yaptıkları gibi.. hakikatlı çıkmak için diyalektikle mi yoksa haklı çıkmak için retorikle mi ? Yani SOKRAT ne hakkı ne de hakikatı arıyordu.. o hakikati kendince MAĞARA İSTİARESİ ile bulmuş ve onları görünen dünyadan görünmeyen dünyaya çağırıyor zamanındaki bir AYDIN olarak görevini yapıyordu.. Kuşkusuz zeki olanlar bilinenlerin içinde bilinmeyeni yani soruyu.. bilinmeyenler içinde bilineni yani yanıtı.. bulmakta pek zorlanmazlar.. bu konusuna ve alan bilgisindeki olan uzmanlığına göre değişir.. örneğin YAPAY ZEKA sana soru mu soruyor yoksa sen yapay zekayı soru mu soruyorsun.. işler nasıl ilerliyor.. yapay zekaya sen soru SORUYORSUN.. kolay işi yapıyorsun.. yapay zeka da zor işi yapıyor YANITI BULUYOR.. hatta sen soru sorma işini de uygun bir şekilde yapabilmen için biraz BİLGİLENMEN gerekiyor.. PROMP nedir diye soruyorum Google a diyor ki "yapay zekâya veya bir kişiye belirli bir konuda yol gösteren ve istenilen cevabı almak için verilen komuttur." Şimdi bunu yapay zekaya sorsam bana biraz daha ayrıntılı yanıt verecektir.. bir süre sonra insanlar google gibi yapay zekanın kolaylığını da alışarak kaynaklardan araştırarak ve zeka ve hafızası işleterek.. KENDİ BİLGİLERİNİ elde etmede zorlanacaklar.. insanın kalitesi giderek düşecek ve yapay zekanın kalitesi giderek yükselecek.. sonuç ne olacak ? Buna bunu yaşam 3.0 okuyarak kendimiz bulalım.. saygılarımla 02.11.2025 00:03 osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2905 |
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 02-Kasım-2025 Saat 00:15
25 dosyadan sonra geldiğimiz son dosyayı resimleyip buraya yapıştırdım:
buradaki kaynaklar ve bu 25 dosya da bu dizin.. içinde bilgiyarasını indirerek versiyon sırasıyla indirebilirsiniz. uploads/20251102_001530_31_EKİM.zip - 20251102_001530_31_EKİM.zip |