Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

kissinger

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Genel
Forum Adı: Dünya
Forum Tanımlaması: Genel Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2867
Tarih: 14-Eylül-2025 Saat 00:38
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: kissinger
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: kissinger
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2025 Saat 02:52


Zayıflar güçlüye bir şey yapamaz trip atar.. hakaret eder.. söver.. kendini rahatlatır.
Güçlüler ise kendine güvenir, bildiğini okur ve karşı tarafı tehdit eder.
Oysa zayıflıkta tehlikedir.. güçlülükte tehlikedir.

TEHLİKE helak olarak tehdit ve tahkirin (tripin) bir işe yaramadığı helak DURUMU'dur.. zayıf ve güçlü herkes halk edildiği gibi helakta olacaktır.

Yaratan felak'tan çıkardığı evreni helaka götürüyor.. sadece halktan çıkan fıtratta FART'dan kaçınarak helaktan kurtulabileğimizi günde beş vakit ezanla söylüyor.. salata koşun.. felaha koşun.. felak yani büyük infilaktan yan bigbang'dan çıkan halk.. her türlü olasılıkla helaka giderken.. salattan kazanağınız salah ile kurtulup felaha.. halasa kavuşabilir.. eğer tahar olursanız rahat edersiniz diyor.

Ancak insanlar HAZIR çözüm istiyorlar.
Hazır karı ve hazır koca ile işlerin halledileceğini umuyorlar.
Hazır bilgi ve hazır çözüm ile kolaylığa erişebileceğini bekliyorlar.
Günlük Dilin Düz Yazısının GDD hazırladığını fark etmiyorlar.
GDDY sadece kültürel, siyasal ve askeri çözümleri anlatabilir.
Köklü çözümlere ulaşamaz.

Saygılarımla Osmanziya 11.09.2025 03:07

not: Kelin merhemi olsa başına sürer derler. Benim söylediğim merhem benim kelimi gidermediği lakin sizin giderebilir.. kim bilir.







MERHEM.. mrhm.. mRHM..
Rahmet benim elimde değir Rahmanürrahim.. olanın elinde.




face de Cemalettin GÜNAY yazdı:



Kissinger:
" Herşey Planlandığı Gibi Giderse Orta Doğu İsrailin Olacak ... "

Yakın gelecekte bir kıyamet savaşı yaşanacağını iddia eden Henry Kissinger:
"Her şey planlandığı gibi giderse, Ortadoğu’nun yarısı İsrail’in olacaktır” dedi ...
89 yaşındaki Amerikalı kurt politikacı Henry Kissinger kısa süre önce bir gazeteye verdiği röportaj, Arap Baharı ve BOP projelerinin mimarı ABD’nin gerçek niyetini gözler önüne serdi. “Amerika, Çin ve Rusya’yı özel olarak zayıflatıyor ve tabutun son çivisi tabii ki İran olacak” diyen Kissinger, “Şu ana kadar Çin’in askeri gücünü arttırmasına, Rusya’nın ise Sovyet dönemi etkilerinden arınmasına müsaade ediyorduk ki, kendilerini güçlü zannetsinler. Bu onları harap edecektir. Bugüne kadar biz tecrübeli nişancı gibi, amatörü silahı eline almaya itiyorduk. Silaha dokununca da işi tamam…” dedi.

| 3. Dünya Savaşı kapıda |

Gelecekte çok büyük bir dünya savaşı yaşanacağını iddia eden Henry Kissinger bu savaştan sadece ABD’nin galip çıkacağını söyledi. Kissinger şunları söyledi: “Gelecek savaş o kadar acımasız olacak ki, yalnız bizim gibi güçlü bir devlet bu savaştan galip çıkabilir. Bundan dolayı Avrupa Birliği hayatta kalmak için güçlü ve bir arada durmaya çalışıyor. Onların da gelecekteki karışıklıklardan haberleri var. Sıradan bir insan iseniz, bu savaşa karşı köye kaçarak hazırlıklı olabilirsiniz. Ama silahı yanınıza alınız, çünkü çokça aç insan oluşacak."

| Büyük İsrail kurulacak |

Amaçlarının Büyük İsrail’i kurmak olduğunu gizlemeyen ve İran işgalinin Ortadoğu’da dengeleri tamamen değiştireceğini söyleyen Kissinger şöyle konuştu:
“Askerimize kaynaklarını elde etmek için Ortadoğu’da yedi ülke işgal etmemiz gerekiyor dedik. Bu iş nerede ise tamamlandı. Askerler çok titiz uygulamakta emirleri ve son basamak kaldı. O da, dengeyi tamamen değiştirecek İran’dır. Her şey yolunda giderse, Ortadoğu’nun yarısı gelecekte İsrail’in olacaktır.”

Suriye kumpanyası, Büyük İsrail için ? BOP İşte bu fotoğraf Arz-ı Mevud'tur.Yani Vaadedilmiş topraklardır.Bunuda açarsak Büyük İsrail Devleti'dir.

YAHUDİLER BU PLAN İÇİN HER KİMLİĞE GİRERLER
Dünya Siyonist Örgütü'nün yayın organı Kivunim (Yönelimler) dergisi Şubat 1982'deki 14. sayısında 1980'ler









dedim ki:


Her iki yandaki açıklamalar.. duygusal ve tepkisel.. ancak müslümanların ki zayıfların attığı tripler Kissinger'in ki tepede bulunmanın verdiği özgüven.. Dünya zaten gizli devletin elinde.. küresel efendilerin bulunduğunu çeşitli isimlerle.. büyük birader.. üst akıl.. adıyla herkes biliyor. Bilmeyenlerde iki yıl süren KATLİAM ile öğrendi. Bazıları sorunu dile getirir.. yakınır.. ancak çözümü düşünmez.. başkaları sorunların çözümüne söylesin ve hazırca öğrensin.. sorun artarsa sorundan yakınanların yapabileceği şey bunalımı düşüp feryad etmektir. Oysa sorunu saptadıktan sonra çözümü yüklenenlerin karşılığı başkadır. Çözüme yönelik işlemleri de zaten müslümanlar.. masonlar.. marksistler düşünüyorlar ve uyguluyorlar. Ancak çözüme dair alanların düzeyleri farklı olduğu için çoğu zaman çatışıyorlar. Örneğin müslümanlardan çözümü KÜLTÜREL düşünün ekonomik ve politik düşünenler şu anda savaş halindeler.. ekonomik-politik düşünenler ASKERİ ÇÖZÜM düşünenler savaş halindeler. Bu üç, kültürel, ekonomik-politik ve askere alandaki çatışmalar sadece müslümanlar arasında değil.. masonlar ve marksistler arasında dahi cereyan ediyor. Ancak bir ALAN içinde bulunanlar diğerlerini görmüyor olabilir. En azında üç ideoloji ve üç alan dediğimiz ortaya dokuz alan çıkar. Şimdi saydığım üç ana akımda dışında elbette başka akımlar olabilir.. ancak bunlar KÜRESEL olan akımlar. Ben KÜLTÜREL bir çözüm düşünmüyorum.. hatta siyasal ve askeri olanlarda ilgilenmiyorum. Sadece YBA reklamı için meraklı ve gizemli konular yanında siyasi konularda girebilirim. Kendi çözümümü zaten on altı yıldır face açıklıyorum. Ancak Günlük Dilin Düz Yazsının yönlendirici ve kolay formatı olmadığı için fazla tâlibi de olmuyor. Bazıları anlamıyor.. anlarsa bile UKELA bulduğu beni kibirli buluyor kendi enaniyetini görmediğinden. Biri büyüklenirse öbürünün benliği engel olur diyaloğa.. biri benlik yaparsa bu sefer diğerinin büyüklenmesi kabarır ve ikisi de birbirinden uzaklaşır. Diğer taraftan üç ana akımı.. müslümanlığı ve masonluğu ve marksizmi reddettiğimden hiç kimse.. benim hatırım için yandaşlığı bırakmaz.. bununla beraber ben onlardan yandaşlıklarını bırakmalarını değil konuyu düşünmelerini isterim. Yani düşünüldüğünde anladıklarını eleştirsinler ya da anlamadıkları sorsunlar. İşte bunu tenezzül edilmediği için ve diğer bilmediğim başka nedenlerden dolayı soruna çözüme.. köklü çözüme.. köklü olduğu için uzun vadeli çözüme yandaş bulamıyorum. Ne yazık ki bunu da kaderim sayıyor ve kederden kurtuluyorum. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com

GELELİM İNGİLİZLERE VE ÖZELLİKLER ingilizden farkı bulunmayan Amerikan ingilizlerine.
çocukluğumuzdaa yutturdukları tommiks ve teksaslarla bizi uyutanlara:

Adamlar o kadar ince ki TAM İKİ YIL SÜREN.. Filistindeki katliamı görmüyorlar.. yahudi kalbi ve ingiliz aklı diye bir yazı yazmıştım.. o kalb ve akılda hepimizde bulunuyor lakin onların ki öyle kökleşmiş ve yerleşmiş ki.. Gladiston ve Şarona kadar bir dizi örnek.. bizim normal dünyacılığımızı ve çıkarcılığımızı kat kat aşıyorlar zulum ve acımasızlıklarıyla tarihsel bir belge oluyorlar. Niçin iki milyar hristiyan ve müslüman oluyor.. yahudi bulunmuyor.. çünkü sıradan insan değiller. Dini ve bilimi kirleten kötüler.. nerede olursa olsun.. hangi etkinlikte bulunursa bulunsun kötüdürler. Elbette biz bütün yahudi ve ingilizleri kötüleyemeyiz.. ne hakkımızı ne haddimize.. 07 iki yıl önce katliam başladığında iki hafta sonra.. yahu dedim bu adamların VATANI yok.. onu düşünmek lazım.. bir BOMBA da bana geldi anneme AMBÜLANS çarptı.. kafanın sol tarafı, kaburgası ve sol ayağı hasar gördü.. iyi ki ambülans çapmış dedik.. ambülans hemen hastaneye götürmüş.. kan kaybetmeden.. bu yüzden ambülanstan bile davacı olmadık. 88 yaşında idi şimdi 90 yaşında başımızın tacı.. çok şükür. Beni bağışlayın siz İngiliz dediniz aklıma Yahudi geldi.. ve katliamın başlama gününe dedenk geldiği için.. iki yıldır her akşam zehir zemberek yemek yiyoruz haberlerle. Tarihte iki kere derslerini vermişler.. sanırım üçüncüsüne hazırlanıyorlar.. dünyanın küresel efendilerinin oyununa geliyorlar. Üçüncü dünya harbini tetikleyerek uygarlığın kendini imhasına bile sebeb olabilirler. Bu olayları görünce insan kadere ve kehanete bigane kalamıyor. Ancak iyiliklerden kötülükler.. kötülüklerden iyilikler çıkaran UYGARLIK makinesinde iyiliğe taraftar olmaz insan olan insana düşer. Bunun için on kere iyilik yapmaktan başka bir kere de kötülüğün kötülüğünü de dillendirmek gerekiyor. Saygılarımla. osmanziy

face Mevlut UYANIK yazdı:



• 01 ŞUBAT 1979 İRAN DEVRİMİ VE İNGİLTERE (ABD) VE FRANSA MÜCADELESİ
• 12 EYLÜ 1980 TÜRKİYE İHTİLALİ DE BUNA YÖNELİK BİR HAREKET Mİ?
• Fransa'nın İran İslam Devrimi'nin lideri Ayetullah Humeyni'ye ev sahipliği yapması ve onu 1979'da İran'a göndermesi, devrimi desteklemesi anlamına gelmez mi?
• Bu devrimin Fransa’nın 1616 yılından itibaren İran’da etkili olan İngiltere ve (dolaylı olarak ABD) karşı bir eylem mi? Dönemin diğer sömürgeci güçleri Portekiz ve Hollanda idi.
• 12 Eylül’de buna karşılık ABD’nin bölgedeki etkinliğini koruma çabası olarak düşünmek, aşırı yorum mu olur?
• Her şey ekonomi politik mücadele için diyorum ya, işte tarihsel bilgiler:
• Afganlılar Mahmud Şah liderliğinde 1722'de İran'a akın etti ve İsfehanı ele geçirdi. Afgan işgali sekiz yıl sürdü ve Safevi yönetiminin sonunu getirdi.
• 1794'te Ağa Muhammed Han tarafından Kaçarlar Hanedanlığı kurulana kadar İran, nispeten genel bir istikrar dönemine tanık olmadı.
• 1722'de Doğu Hindistan Şirketi, İngilizlerin İran'daki temel çıkarlarını temsil ediyordu. Şirket, Doğu Hindistan baharat ticaretine katılmak üzere kuruldu.
• Bu ticaret, İngiltere'nin İspanyol Armadası'nı yenmesi (1588) ve İngilizlere tekeli kırma fırsatı vermesine kadar İspanya ve Portekiz'in tekelindeydi.
• İngiliz Aklının bölgedeki etkinliği 1616 yılında Basra Körfezi'nde ticarete başlamasıyladır.
• 1617 yazında Şiraz ve Safevi başkenti İsfahan'a yerleşmişlerdi. Portekizlilerin 1622'de Hürmüz'den sürülmesi, Körfez'in başlıca ticaret limanı olarak Bender Abbas'ın (Gombron) yerini almasına neden oldu.
• 1623'ten 1765'e kadar Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, İngiltere'nin İran'daki başlıca ticari rakibi oldu. 17. yüzyılın sonları ve 18. yüzyılın başlarında İngiliz ticareti gelişti.
• İngiliz unsurlar, "Büyük Britanya'nın yünlü mamullerinden büyük miktarlarda sattıkları" Hazar'ın batı kıyılarına ulaştı.
• İsfahan'daki İngiliz ve Hollandalı tüccarlar 1722'deki Afgan işgaline göğüs gerdi. Orada konsolosluk temsilciliği bulunan Fransızlar, rakiplerinden daha iyi şartlar sağladılar; ancak şartlar ticaretten ziyade dini tarikatları içeriyordu.
• Fransız Doğu Hindistan Şirketi, IV. Louis'nin 1664 yılında Maliye Bakanı Jean-Baptist Colbert tarafından kuruldu, ancak Hollandalı veya İngiliz şirketlerinden daha büyük ölçüde, Hindistan bağlamında, Fransız ulusal genişlemesinin ve Britanya ile rekabetinin bir aracı olarak görüldü.
• Dolayısıyla, 1761'den itibaren Hindistan'daki Fransız siyasi konumunun gerilemesi, Şirketin 1769'da lağvedilmesini hızlandırdı. Fransız şirketi de John Law'ın planlarından ve ülke ticaretini ihmal etmesinden olumsuz etkilenmişti.
Özetle İngiltere'nin İran'a yönelik diplomatik ve stratejik ilgisi başlangıçta bir Rus tehdidi algısından değil, bir Fransız tehdidinden kaynaklanıyordu. 1796'da, Doğu Hindistan Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Stephen Lushington, Fransız tehdidi konusunda Denetim Kurulu Başkanı Henry Dundas ile yazışıyordu.
• Rose Greaves, “Iranian Relations wıth The European Trading Companies, To 1798” The Cambridge History of Iran, vol 7 edit: Peter Avery vd, A.J. Arbery: Chairman Editors, (Cambridge: Cambridge Üniversity Press 2008), 350,374







Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2025 Saat 03:13
Aydınlanma Yolcuları öbeğinde
Muhsin BİLGİN paylaştı:

Birlikte Öğrenmenin Erdemi


Öğrenmek, tek başına bir eylem değildir. İnsan ne kadar okursa okusun, kendi içine kapanmış bir zihnin ürettikleri çoğu kez yankısız kalır. Oysa öğrenme, ancak başkasıyla karşılaşmada, sözün yankı bulduğu diyalogda gerçek anlamına kavuşur.
Sokrates’in diyalogları bunun ilk örneğidir: hakikat, tek bir kişinin zihninde doğmaz, iki kişinin ortak arayışında bir kıvılcım gibi belirir. Bu nedenle birlikte öğrenmek, yalnızca bilgi alışverişi değil, aynı zamanda bir ethostur. Karşımızdakini bir “öğretmen” ya da “öğrenci” olarak değil, birlikte hakikatin izini süren bir “yoldaş” olarak görmek, felsefi dostluğun özü budur.
Birlikte öğrenmenin erdemi, alçakgönüllülükte yatar: “Ben bilirim” iddiasından vazgeçmek, başkasının sözünden, itirazından ya da önerisinden beslenmeye açık olmaktır. Böylece öğrenme, bir üstünlük göstergesi değil, bir paylaşma eylemine dönüşür.
Ve nihayet, birlikte öğrenenler yalnızca bilgi edinmiş olmaz; aynı zamanda birbirlerinde kendilerini tanır, sınırlarını görür ve sınırların ötesinde hakikatin ufkuna yaklaşırlar.
Hasan Aydın







dedim ki:

Teşekkur ederim.. Değerli bir konu birlikte öğrenmek.. aslında bu
birlikte öğrenmek karşılıklı konuşabilmektir.


ÖGRENME bir tür rüyettir ve görmedir.. görme ise bir varlik veya olayin bir gercekligi iki kişin tanikligi kanitlanir.
Aksi halde ruyetin rüyadan farkı kalmaz.

Re'y denilen oylama hem düşü bilgi haline getirir hem karari uygulamaya donuk buyruk yapar.

Şöyle diyebiliriz ;
1 kişi rüya gorur..
2 kişi hilali rüyet eder..
3 kişi re'y ve oy ile ihtilaflari çözer.

Geriye ne kaldı "I R A E" den ?

Riya !

Bu da tek başina olmaz.
KENDINI Gosterene BAŞKA bir goren gerekir.

İşte asıl sorun bu bir tür kendini gerçekleştirme olan kendini göstermedir.. malum maslov'un ihtiyaçlar basamağının en üstü sınırı.. yani insan ister kendini göstersin ister kendini gerçekleştirsin.. bunun meşru ve makul ve makbul olması gerekiyor amacında erişebilmesi ve işini başarabilmesi için.

saygilarimla

osmanziya





Bu tabloya açıklamak isterdim.. ancak o zaman GDDY kullanmak zorunda kalacağım.. bunu yapmayı ise hiç istemiyorum.. çünkü o zamanlar insanlar hiç düşünmeyecek hazıra konacaklar.. oysa biraz düşünseler.. imgeleseler yani tahayyül etseler.. irdeleseler yani tevehhüm etseler.. kavrasalar yani tefehhüm etseler.. anlasalar yani tefekkuh etseler.. düşünseler yani fehim ve fıkhı açan TEFEKKÜR ise girseler.. bu çok kolay olacak.. ancak bu işin bir zorluğu bulunuyor.. çünkü yeni kelimeler öğrenmek zorunda kalacaklar. Bu da ilk, orta, lise ve yüksek tahsil sonra bıraktıkları iş.. hiç sözlüğü bakmayı ve yeni kelimeler öğrenmeyi sevmiyorlar. onlar sevmiyorlarsa benim de sevdirecek bir halim bulunmuyor ki.. mesele şimdi şu tabloyu eskisiyle karşılaştırsalar acaban ne gibi bir fark bulunuyor.



Buna rağmen ben yine onlara yardım edebiliriz.. ilgilenseler.. merak ve meram etseler.. sorsalar.. engin noyan ın dediğ gibi

Sormaz ki bilsin .. sorsa bilir.
Bilmez.. bilmez ki sorsun... bilse sorar.

Biz bu işi biraz ileri götürdük:

Sorular bilinenlerdeki bilinmeyenlerdir.
Yanıtlar bilinmeyenlerdeki bilinendir.

Soru ve yanıt ile bilinmeyen ve bilinen

Sav ve kanıt ile yanıt ve soru
dörtlüsü için yaptığımız ARA ve BUL
etkinliğinin herkes için geçerli olamamasının bir neden kişinin GEREKSİNİMİNDEN öte bir ARAYIŞA girmemesi oluyor.

Maalesef insan KENDİNİ kaptırdığı her şeye alışıyor.
Gereksinimler için erekleri ve hedefleri peşinde koşmaya
Arayışı peşinde amaçları ve gayeleri etrafında dolanmaya
Oysa yaratan işlerimizi ve amellerimizi DENGELİ v UYURMA ve ORTA YOLLU yapmamızı istiyor.

Fakat biz kendimizi kaptırdığımız işlerden kurtaracak oto-kontrol becerisin kolay kolay elede edemiyoruz.

Ancak umut kesmemekte lazım
Bilgi Kızım.. dediki Şükür ki Yaratan sonuca bakmıyor çabamızı bakıyor.. biz oto kontrolu sağlamaya çalışacağız yapabildiğimiz kadar..

Bu tabloda ilmi ve irae'yi anlattım..
Taleb eden olursa irade ve 4 tane muradı da anlatırım.

Osmanziya 11.09.2025 03:52


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 11-Eylül-2025 Saat 04:56
Teknoloji ve ideolojiden
üstün oldugunu
biliyormuydunuz ?


dedim lakin bunu bilmeyen yok ki.. hem teknoloji ve ideoloji meydana getirin FİKİR olduğu gibi onu değiştiren ve düzelten de.. hatta genişleten ve geliştiren de yine TEFEKKÜR'dür.


fikir ve tefekkür.. yani
düşünCE ve düşünME den başka
bir de DÜŞÜN-CEME ve DÜŞÜN_-MECE
bulunuyor.

Eskilerden kalma bir söz bulunur.. düşün düşün .oktur işin.
Bazı zararlı ata sözler gibi bu da zararlı bir söz.

Eğer düşünmenin kötü bir şey olsaydı KİTABIMIZ, tefekkür, tezekkür.. tedebbür.. tedekkür.. taakkul.. ediniz diye çoğu surelerin başlarında ve sonlarında düşünmeye teşvik etmezdi.

Yalnız DÜŞÜNCELER bir tür plan ve proje ve programlardır. Kimi kısa vadeli.. kimi orta vadeli.. kimi uzun vadeli olur. Örneğin benim YBA projesi uzun vadelidir.. ona bin yıl ömür biçtim.
120 proje..
10 yıl parti..
1 yıl para
ve 1000-131=869 yıl pazar aşamaları planladım.

Şimdi 74 yaşındmayım.. farz edelim ki 90 yaşında buradan tüydüm.. geriye 30 yıl proje miadı kalacak. Bu sure için dört beş kişilik bir EKİPDE yba bir kişinin düşüncesi değil de dört kişinin dili haline geldiğinde bu iş tamamdır. Geriye 870 yıl kalacaktır.

Şimdi bu proje kapsamında bazı fikirleri burada seriyorum:


YİNELENEN ve sürekli tekrar edilen fikirlerimden biri de son BİN YILDIR tefekkür ve düşünME'yi durdurup felsefe ve hikmet ilgilenmemiş olmamız.. son ÜÇ YÜZ YILDIR fikir ve düşünCE'yi dondurup "islami" bilimi ve "islami" hukuk dondurmuş bulunmamızdır. Bunu da halk bilmese bile müslümanların düşünenleri biliyordur.


Yine benim kimsenin eleştirmeye ve katılmaya cesaret edemediği fikirlerimden birisi de dinlerin AHKAM (fıkıh-hukuk) kısımlarının altı yüz yıl içinde geçerliğini ve yürürlüğünü yitirdiğidir.. Yani 3000 yıl öncekİ.. Yahudi.. 2000 yıl önceki Hristiyan.. 1500 yıl önceki Müslüman.. ŞERİATLARININ artık meri ve cari olmadığıdır. Bunu değil söylemek düşünmek bile deliliktir bir müslüman için.

Şimdi bunu bir din düşmanı dese gavurdur denilir geçilir.. bir din dostu dese delidir denilir geçilir.. fakat akıllı bir adam düşünse.. eğer böyle ise neden yahudiler ve müslümanlar birbirini öldürmeye çalışıyor.. Kudus senindir benimdir diye kavga ediyorlar.. bunu anladığın anda YORGAN gitti kavga bitti olur.

Biliyoruz ki en az 2000 yıldır dini hatta dili ekonomik ve politik çıkarlarımızı ALET ediyoruz.. ortak insani değerler olan dili ve dini partilere paravana.. emek ve özgürlüğü ideolojilere bayrak yapıyoruz.

Düşünün.. ipek yolunu ele geçirmek için HAÇLI savaşlarını bunun için yaptık.. çöllerden yeşillikleri giden CİHAD savaşlarını bunun için yaptık.. petrolü ele geçirmek için DEMOKRASİ ve BARIŞ savaşları yaptık.

Neden yaptık çünkü çıkarımız için yani İNSANLARI TOPYALABİLMEK zorundayız. Bu amaçla dili dinleştirdik.. dini dilleştirtik.. İDEOLOJİLER icad ettik.

Eğer biz şimdi bu yanlışları bırakabilsek.. kavga edecek konu kalmadığından her türlü zorluk bir anda bitecek.. işte bunu bizden daha iyi bilen KÜRESEL EFENDİLER.. marksistleri.. masonları ve müslümanları (diğer dinlerde tek tanrıya inanan müslümanlardır aslında.. yani paganizm ve animizm sahibi kimseler değiller) üç ana akım halinde toplayıp insanları birbirinden uzaklaştırıyor. İnsanlıktan dağa değerli hale getirdikleri İDEOLOJİLER için insanları aklını liderinin cebini sokuyorlar.


Bunun için bazı ön yargıları ve saplantıları kullanıyorlar.. hatta dinsel dogmalardan bilimsel paradigmalardan yararlanıyor. Bunlar teker teker söylemek GDDY tuzağına düşerek GDD ağına çekilmektir.


Bununla beraber bazı örnekler vereceğim: Tanrı müslümanlar beraberdir.. Solcular dinsizdir.. sağcılar hırsızdır.. ilk din bizim.. SONRADAN ÇIKAN dinler batıldır.. son kitab bizim.. BİZE UYMAYAN öncekiler kafirdir.. Tanrı müslümanlar yani bir tek tanrıya inananlarda beraberdir lakin fasid ve fasık ve müşrik olan hangi dinden olursa olsun islam olabilir mi.. solcuların nadir bazıları dinsiz.. nasıl hepsini dinsiz yaparsın.. sağcıların çok az bazıları hırsızdır.. nasıl hepsini hırsız yaparsın.. hangi kitab olursa olsun.. 600 yıl çoktan geçmiş.. nasıl onların şeriatını uymayanı kafir yaparsın.. din'in itikadı ve ibadet ve ahlakı asla yürürlükten kalkmaz.. onlar ilk insan âdem nebiden son insana kaçar geçerlidir.. ancak AHKAM denilen evrensel bulunmayan TARİHSEL anlamlar nasıl geçersiz ise aynen bunun gibi MUHKEM olmayan MÜTEŞABİH anlatımlar yürürlükleri kalmazlar.


Bu neden böyle.. çünkü lafızın mecazi ve hakikisi.. mananın harfisi ve ismisi.. fikrin enfüsü ve afaki.. zikrin cehrisi ve hafisi bize dilin kötü ve kötüye kullanılmasının bulunduğunu söyler.. akılsız kimseler ve bilgisiz kişiler halka yapılan retorik ve aydına uygulan diyalektik ile İDEOLOJİLER tarafından avlanıyorlar.


RUHBAN SINIFI a hahamlar v ve papazlar ile hocalar ve mollalar gibi teknolog ve ideolog kimseler halkı YÖNLENDİRİYORLAR.. biz BİLGİSAYAR ve İNTERNETİN.. bu yönlendirme sorununu aşacağını düşünmüştük.. fakat insanların KOLAY işlerle tuzağa düşürülmeyeceğini öngörmemiştik.. yine umut kesmemek lazım.

Duyarlı bir FİKİR samimi ve ciddi insanlara yol gösterirse.. uyarlı bir ZİKİR safi ve hasbi islamlara istikamet verirse.. KIYAMET kopmadan beşere İNSANLIK projesini tamamlatabilir.

İnşaallah

osmanziya 05:15 üçyol izmir


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Eylül-2025 Saat 11:50
Bu tabloda o kadar çok degisiklikler yaptık.. fotografa telefonda bakmakla olmaz bilgisarayiniza indireceksiniz.. orada inceleyeceksiniz.. ama bu yetmez tabloyu imgeleyek ve irdeleyeceksinixmz.. buda yetmez bunlara önem ve deger vereceksiniz.. bu dahi yetmez YBA ögrenne ve kullanma ve yararlanmak girişimini başlatacaksiniz.. bu girişimi başlatma girişiminden sonraki çabalara SALATLA katlancak ve uğraşlara SABIRLA direneceksiniz.. çünku farkindaliğinizin artması ve kadrindeliginizin açilmasi gerekiyor.

Başkın olan gorsel ve işitsel hassasiyetimiz bulunuyor fakat koklamak ve tatmak ve dokunma pencerelerimizde söz konusu.. keza dominant olan kavramak ve anlamak hissiyatimizdan söz ederiz lâkin tanimak ve düşünmek ve inanmak kapılarimiz dahi bulunuyor.. hatta bu sayilanlarin.. CENNETE eynessera minessureyya daha oteleri de oluyor.

Amma bu dunya da benim gibi.. pazartesiyi kolyalsyip saliya yapiştiriyor.. saliyi ezberleyip çarşambada okuyorsaniz.. perşembede hiç bi değişiklik yapmadan cumya.. sagdan soldan kopyaladiginiz japslsrla cuma tebrikleri yapiyorsani bu elbette hiç yoktan iyidir..amma iyinin daha guzeli de bulunuyor: YBAi edinerek yeni bir dili.. yeni bir kulturu ve yeni bir uygarliğın yolunu açabilirsiniz.

Bu belki size uçuk ve saçma gorunebilir.. ancak unutmayin koca bir orman küçuk bir tohumla başlar..

Saygilarimla

Sağlicakla kaliniz. 06:35

Mustafa BUGUÇAM 11.09.2025


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Eylül-2025 Saat 11:50


Bu tabloda o kadar çok degisiklikler yaptık.. fotografa telefonda bakmakla olmaz bilgisarayiniza indireceksiniz.. orada inceleyeceksiniz.. ama bu yetmez tabloyu imgeleyek ve irdeleyeceksinixmz.. buda yetmez bunlara önem ve deger vereceksiniz.. bu dahi yetmez YBA ögrenne ve kullanma ve yararlanmak girişimini başlatacaksiniz.. bu girişimi başlatma girişiminden sonraki çabalara SALATLA katlancak ve uğraşlara SABIRLA direneceksiniz.. çünku farkindaliğinizin artması ve kadrindeliginizin açilmasi gerekiyor.



Başkın olan gorsel ve işitsel hassasiyetimiz bulunuyor fakat koklamak ve tatmak ve dokunma pencerelerimizde söz konusu.. keza dominant olan kavramak ve anlamak hissiyatimizdan söz ederiz lâkin tanimak ve düşünmek ve inanmak kapılarimiz dahi bulunuyor.. hatta bu sayilanlarin.. CENNETE eynessera minessureyya daha oteleri de oluyor.


Amma bu dunya da benim gibi.. pazartesiyi kolyalsyip saliya yapiştiriyor.. saliyi ezberleyip çarşambada okuyorsaniz.. perşembede hiç bi değişiklik yapmadan cumya.. sagdan soldan kopyaladiginiz japslsrla cuma tebrikleri yapiyorsani bu elbette hiç yoktan iyidir..amma iyinin daha guzeli de bulunuyor: YBAi edinerek yeni bir dili.. yeni bir kulturu ve yeni bir uygarliğın yolunu açabilirsiniz.


Bu belki size uçuk ve saçma gorunebilir.. ancak unutmayin koca bir orman küçuk bir tohumla başlar..

Saygilarimla

Sağlicakla kaliniz. 06:35

Mustafa BUGUÇAM 11.09.2025





Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 12-Eylül-2025 Saat 11:53
Nurettin DURSUN

YAYIMLADI



YAŞASIN ADALETİYLE CİHANA HÜKMEDEN BÜYÜK TÜRK MİLLETİ!

Rahmetli Bülent Ecevit, vefatından önce kaleme aldığı kitabında bu hakikatleri açıkça dile getirmiştir. Ne devrim yobazlarının ne de din yobazlarının çarpıtmaları, tarihimizin onurunu gölgeleyemez.

Osmanlı bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Ne Osmanlı’nın devlet adamları haindir ne de Cumhuriyet’in öncüleri… Onların hepsi bu vatan için alın teri döken, yeri geldiğinde canını veren vatanseverlerdir. Elbette insan olmaları hasebiyle doğruları da olmuştur, hataları da. Bizim vazifemiz; doğruya “evet” yanlışa da “hayır” demektir.

Ve bugün bir kez daha haykırıyoruz:

Yaşasın adaletiyle cihana hükmeden büyük Türk milleti!




Hakikati aramak..
Orta yolu bulmak
ZORDUR
Insan olmak
İslamı bumak
KOLAY DEGILDIR
Hakk ucuz
Hurriyet lüzumsuz
DEGILDIR
osmanziya



Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 13-Eylül-2025 Saat 00:30



Senin rahmetullahi aleyh büyük israilin kurulmasının başlangıcı olan eski adıyla "Yeni Dünya Düzeni" yeni adıyla BOP projesinin başlangıcında bi yerlerini paralıyordu bizde ABD ile birlikte işgal ve katliama katılalım diye. Meşhur "üç koyup bir alacağız" sözü unutulur gibi değil. O kadar masum insan öldürüldü ve Irak ABD tarafından işgal edildi, Irakta birçok altına,eski esere vs. el kondu.Bir çok kadına tecavüz edildi.Ayrıca Türkiyemizin parçalanması için düğmeye de Irak işgali ile basıldı. Yanılmıyorsam İkiz Yasaların ilk ayağı Özal zamanında çıkarıldı. Rahmet olsun diyemiyorum. demiş faceden Kasım SOYDAŞ


dedim ki:

Bütün sağcılar Menderese.. Demirele.. Özala.. Erdoğon'a destek verdiler.. yani suçu baştakilere atmak SORUNA şamar oğlanı bulmak demektir.. Bunların hiç bir sorunu çözemedi ve bu güne getirdiyse bunun vebalini bin yıldır düşünmeyi durduran ve söz üç yüz yıldır bilim ve hukuk olarak düşünceyi donduran ÜMMETTE yani kendimizde aramak lazım diye düşünüyorum. osmanziya yontembilim.com


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 13-Eylül-2025 Saat 00:46
Değerli Arkadaşımız Sibel ATOSOY dedi
Bilinçli Unutuşun Teknolojisi
Söz, nefesle doğar. Söylenir ve kaybolur. Her söz bir dalga gibidir; yükselir, titreşir ve evrenin sonsuz “Şimdi”sinde erir. İnsanlık uzun süre böyle yaşadı: Bilgi, kalpten kalbe, canlı bir akışla aktı.
Ama Sümerler bir gün sözü taşa kazıdı. Anın akışını dondurdu. Artık bilgi, nefesin titreşiminde değil, kil tabletin soğuk yüzeyinde saklanacaktı. İşte o anda “zamansızlık” kırıldı ve çizgisel zaman icat edildi.
Bu, yalnızca pratik bir buluş değildi. Belki de bilinçli bir düşüştü. Çünkü onlar da biliyordu: Zaman yoktur, sadece Şimdi vardır. Yine de unutuşu seçtiler. Belki ölümsüzlük arzusuyla, belki Tanrı’ya öykünmenin kibriyle, belki de insanlık oyununu daha da derinleştirmek için.
Yazı, aslında unutuşun teknolojisiydi. An’ı sabitleyerek onu öldürdü; ama aynı zamanda geleceğin insanlarına bir iz bıraktı. Bu ikilik, bizim varoluşumuzun sırrı gibi: kaybolmak ile kalmak arasındaki gerilim.
Bugün biz, tekrar nefesin titreşimine dönmeye çağrılıyoruz. Yazının icat ettiği “geçmiş ve gelecek” yanılsamasını çözerek, yeniden yalnızca Şimdinin kalbine inmeye. Çünkü gerçek yaratım — düşünce ile duygunun birleştiği o eşsiz an — hâlâ orada, nefesimizin ortasında bizi bekliyor.
Bana böyle geliyor işte, belki de yanlıştır bilmiyorum. Yıllardır içimden gelip söylediğim yazdığım cümle hala diri: YAZI İCAT OLDU MERTLİK BOZULDU
Sizce?

dedim ki:

YAZI tüm kültür ve teknoloji ve medeniyetin başı ise MEDENİYET çıktı mertlik bozuldu diyebilir mi yiz ? Üstelik altı bin yıllık YAZILI dil ve din birlikteliğinin ardında altmış bin yıllık SESLİ birliktelik bulunuyor. Sonuçta YARATILIŞ ve EVRİMİ bir arada düşündüğümüz gibi DAYATIM ve DENEYİMİ de bir arada düşüneceğiz.. DENEYİM'lerimizde olumlu sonuçları katkımız kadar ONURLU .. olumsuz sonuçlar için payımız kadar SORUMLU.. olduğumuzu düşünmeliyiz derim..





Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info