İnsanı var oluştur iki tür başarı iki çeşit yöneliş vardır..
içerinin ve dışarının fethi.. zaten
insanın da bir dışa dönük yaklaşımı bir de içe dönük yaklaşımı yok mu bu
yönelişte.. çoğu insan her iki dönüşü birden gerçekleştiremez.. bazıları dış dönük
bazıları içe dönüktür.. her ikisini birden gerçekleştirmek kolay değildir.
Ancak zorun gerçekleştirilmesine BAŞARI denilmesi bu yüzden
değil mi ? İnsani var oluşumuzu tanımada, bilmede ve sevmede yol almada bir
girişi başlatmanın zamanı hiç bir zaman bitmez.. çünkü bu yolda ne yapsan o
kazançtır.. kimbilir bu yolda farkında bile olmadığınız bir iş, ya her şeyi
kazandıracak ya da her şeyi kaybettirecektir.. öyle ise dönüşü olmayan bu yolda
kaçınılmaz yürüyüşümüzü umut ve iyimserlikle sürdürelim.. kötülüğün faydası
olmadığı gibi kötümserliğinde hiç bir yararı yoktur.
Kişisel
gelişim kitapları bilgiden çok öğüt içeren yapıtlardır. Elimde bir kişisel
gelişim kitabı var.. Nasuh Mahruki’nin KENDİ EVERESTİNİZE TIRMANIN.. mevcut
kişisel gelişim kitaplarının şişkin ene pompaladığını söyleyen Doğan CÜCELOĞLU yaşanan bir gelişimin canlı
hikayesi olarak okuyucularına önerdiği
MAHRUKİ’nin eserini “yaşanmamış
yaşamlar” için öneriyor.
Mahruki’nin
yaşamı yaşanmıştır.. çünkü başarısı, eseri ürünü var.. Cüceloğlu’nun yaşamı da yaşanmış
yaşamdır.. çünkü adı sanı ve ünü var. Oysa benim ve senin yaşamının nesi var ?
Başarmamış insan yaşamamış adam mı ?
Yaşam amaç olmadığına göre öyle.. doğmak, büyümek, çoğalmak ölmeye YAŞAM
denilir fakat insan düzeyinde bunun ayrıca YAŞANMASI ve BENİM diyebileceği bir
amacını gerçekleştirmesi gerekir. Amacını gerçekleştirdin mi ? Gerçekleştirmemişsen
yaşamışsın demektir. Eğer böyle değilse yaşanmamış yani hiç yaşamamış sayılıyoruz.
Bu yaşanmamışlık bende olsun sende olsun hiç fark etmez.. ha ne diyor sun ? Amacının ne
olduğunu bilmiyor musun ? Öyleyse senin yaşamın bile yok ki yaşanmamış olsun!
Neden yok ? Şişkin bir enen var da ondan.
Diyelim çalıştım, amacımı gerçekleştirdim ve
başardım. Eğer enem-benim-egom varsa ve hala
şişkin bir şekilde duruyorsa.. bu başarılı yaşam yani yaşanmış yaşam dahi
yaşanmamış bir yaşamdır!
Demek
yaşanmış yaşam yani başarılı bir yaşam, yaşamak için gereklidir fakat yeterli
değildir.. Çoğu kişisel gelişim kitablarının bu tür yaşanmamış yaşamlara
dayandığını söylüyor Cüceloğlu.. Belki çağdaş kişisel gelişimcilerin çoğu böyle
olabilir ancak onlar gerçekleşmesi gereken gelişime gidişin yollarını açtıkları
için değerlidirler.. geçmişin insan-ı kamillerinin Allah’ın rızasına ve Ahretin
hesabına dayalı uhrevi faziletleri ve dünyavi kemalatları gibi olmasalar
bile bu yola bir taş daha çakarlar..
Evet enenin
ezilmesi bir fazilet olduğu gibi işin başarılması da bir kemalattır. Belki
birini yapan öbürünü yapamıyor ancak her ikisini de gerçekleştiren gelişimciler
oluyor ki sanırım yukarıda saydığım iki isim onlardan.
Peki sen..
ben.. biz.. siz onlardan biri olamaz mıyız ?
Onlara
öykünemez miyiz ?
Öğütlerinden
yararlanamaz mıyız ?
İçimizde
aradığımız amacı yani Everest’imizi bulamaz mıyız ?
Bulduğumuz
onun asıl evrenimiz olduğunu göremez miyiz ?
Asıl
evimizin de bu gönül beyti olduğunu bilemez miyiz ?
Bilebiliriz.
İşte o zaman namazda yöneldiğimiz kabe ile yıktığımızKabelerin bir mukayesesini
yapalım.. bunu nerden biliyorum ben bir
kabe yıktım da onun için.. kendisinden özür dilerim. niçin ve hangi amaç için kabeye yöneldiğimizi bilelim. belki o zaman bizde neden başarılı,
yaşanmış bir yaşam yaşayamadığımızı anlarız.
Sağlıcakla
kalın.
OSMANZİYA
|