Din: mehdilik ve imamet

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

mehdilik ve imamet

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=789
Tarih: 18-Eylül-2025 Saat 22:22
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com

Konu: mehdilik ve imamet

Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: mehdilik ve imamet
Mesaj Tarihi: 10-Nisan-2014 Saat 15:08

Mehdilik ve İmamet

9800 tıklama almış bu yazıyı revize ettim.. sanırım içeriğinden ziyade başlığı dikkat çekmiş ki bu kadar tıklalama almış.. 10 nisan 2014'denberi böylesine ilgi alan yazıya eleştiri ve katkı da gelmemiş.. her halde anlatım bıçak sırtında olduğundan.. ancak bu böyle olmak zorunda çünkü bu günkü ekonomik bilgilere ve politik sorunları bakmıyor.. tarihin kültürel ilerleyişini izlemeye çalışıyor.. geleceği öndeyiyor.

Samanyolu galaksisindeki bir MİLYAR yıldızdan bir güneş olan sobamızın ne zaman söndürüleceği ya da lambamızın ne zaman kırılacağı belli değil.. bu soba ve lambanın bir MİLYARDA bir yansıyan ışı ve ısının aydınlattığı ve ısıttığı yer küremize yerleştirilen beşeriyetin ortaya koyduğu medeniyetin çıkardığı İNSANİYET bu gün can çekişiyor.

Çünkü zalim vuruyor.. insan susuyor.. imamı nursi İSLAMİYET, insaniyet-i kübra'dır diyordu.. tarihlerini 1400 olarak gören yeni müslümanlarda geçmiş müslümanların hatasına düştüler.. müslümanın insanla bağını kestiler ve imanın ilimle bağını koparttılar.. güçlerini yitirdiler.. haklarını koruyamaz hale geldiler.. ilmi ele alan ve kendiyle yalnız kalan insanda SİYONİST olarak görünerek. İlimde gücü elde edip yahudilik rengine boyanarak.. soyunu kadından alıp musevilik ismini kirleterek.. hayvandan aşağıya düştü.

Dünya da bir uzay gemisi olmaktan çıktı uyuz gemisi oldu.. öyle ise insanla islamı buluşturmak ve ilimi imanla kaynaştırmak gerekiyordu.. bunu da İmamı Nursi yaptı.. ancak dünya bizi de kaptı.. şimdi devrilenleri doğrultmak ve yıkılanları onarmak zamanı.. umudu tüketmeden ve sabrı bitirmeden.. Aslında gülen hareketini bitirmenin ardında risale-i nuru bitirme planı yatıyor..

GODOT’ye beklerken.. ( http://tr.wikipedia.org/wiki/Godot'yu_Beklerken ) diye bir yazı ya da kitab var.. Okumadım ama konusu özetle Hristiyanlıkta beklenen mesih ya da kurtarıcı.. geçmiş dinlerde ve kültürlerde de varmış.. insanlara yön veren genelde karizmalar olmuş.. Yaradan genel ve tümel ilmi topluma, kavme verir fakat ilm-i ummanı özel bireylere ve tekil kişilere verir. Yani nebilere ve velilere.. dâhilere ve zekilere verir. Bu yüzden sosyal ve siyasal tahripler gibi belli başlı ilmi ve dini keşif ve tamirlerin BAŞLATICISI bireylerdir. Hilmi Ziya ÜLKEN, buna büyük adamlar ve büyük insanlar diyor. Birilerinin yıktığını birileri onarıyor.

Bu geçmişi nazara alan şuur altı da kendini kurtaracak birine beklemeye hazırdır.. ona bağlanmaya müheyyadır.. Bu hiss-i halaskarı İYİYE kullanan ciddi ve reddi kimselerde olur.. bu hiss-i riyaseti KÖTÜYE şarlatan ve sahtekarlarda bulunur. Ayinesi iştir kişinin lafza bakılmaz.. hayatı ile gerçek rasul.. kelamı ile hakiki nebi.. ameli ile ciddi veli.. kalemi reddi dahi.. kendilerini yapıt ve icraatı ile belli eder. Hizmetleri ve eserleri yüzyıllar geçer unutulmaz.. Musa Peygamber gibi.. İsa Peygamber gibi.. Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam gibi.. Kant gibi.. Aristo gibi.. Dekart gibi.. İmamı Rabbani gibi İmamı Gazali gibi..,

İslam kültüründe de hazreti peygamberden sonra gelmiş bu imamlardan başka sünni kesimde MEHDİ şii kesimde İMAM adı verilen risalet ve velayet kanatlarının birleştirici BEKLENEN zatlar var. Bunlardan üçünün eserleri ile yapıtları ve geleceğe yankılarıyla cihanşümul devletlerle belirmiştir. İmamı Gazali hidayetinin temelini teşkil eden Selçuklular.. Osmanlı devletinin temelinde bulunan Hacı Bektaşi Veli ve Mevlana Celaleldin.. Hindistan’da ümmetin müceddidi elfisani dediği İmamı Rabbanı Hazretleri örneğin.

Şimdi bu isimlere zamanında Mehdi ya da İmam denildiğini sanmıyorum.. daha sonra ümmet onların hizmet-i hidayeteni görmüş ve bu ünvanı İMAM kendilerine vermiş. Ancak TEVHİD ve KELAM ilminde tecdid ile gelmiş ve hizmeti RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI olarak tarihe geçmiş ve gelecekte İMAM denilecek bir zatı görüyoruz ve adını şimdiden koyuyoruz: İMAMI NURSİ… eğer onun eserlerine kendine proğram yapan bir zat çıkarsa ve çıkacaksa bu evlad-ı rasul de sanırım MEHDİ olacaktır. Doğrusunu Allah bilir.

17 Aralıktan beri İmamı Nursi’nin (R.A) İslam dünyasın islam alemi haline getirecek YENİLİK harketi hakkında o kadar yazı yazdım. Çünkü Bediuzzaman’ın eşsiz eserlerini okudum, hatta külliyatını Osmanlıca olarak istinsah ettim. Üstadımın zihnimi yoğuran ifadelerinden anlıyorum ki ahir zamanda gelecek son mehdi artık KARİZMATİK olmayacak KURUMSAL olacak.. Evlad-I Rasul karizması neseben ve ilmen gelir. Ümmetin başında bulunan alim ve fazıl insanlar büyük bir olasılıkla evlad-I rasüldürler. Risale-I Nurun iman ve kur’an hizmetiyle medeniyetin müesseseleri.. akliyet.. amiriyet.. zürriyet.. mülkiyet.. tekmil ve ikmal ediliyor. Salih akıl.. sahih nakil.. salim lisan.. selim kalb tafsil ve tefsir ediliyor.. Devletin teşkilatı teşrii.. icrai.. kazai.. erkleri tasrih ve teşrih ediliyor… Fukara (avam-ı nas)’nın artık yetiştirdiği ülema (entelijensiya), ümera (bürokrasi), ağniya (burjuvazi) dan oluşan havass, kendini yetiştiren hass (veraset-i rasul taşıyan evlad-ı rasulü) tanıyor, seviyor ve ona uyuyor .

Ahir zamanda gerçekleşeceği bildirilen semavi dinlerin birliği üç aşamalı hade gerçekleşecek:

BİRİNCİ aşamayı İmamı Nursinin iman temellerini ve Kur’an gerçeklerini açıklayan ve yorumlayan yapıtları teşkil ediyordu.. Mustafa Kemal Osmanlıdan kalan mirasın donanımını yeni hale adapte ederken imamı Nursi de bu mirasın yazılımını update ediyordu.. görünürde ikisi de çatışıyordu.. aynen bu gün G. Adam ile A. Adam gibi…

İKİNCİ aşama Gülen hareketi arkasında bu iman ve Kuran mesajının türk illerine.. islam ülkelerine ve dünyaya tanıtılması oldu. Ancak bu hareket şimdi ilginç bir dönemece girdi.

ÜÇÜNCÜ aşama da bu dönemeçten sonra olacak. Türkiye Müslümanları türkiyle kürdiyle bu sınavı veriyor. Ortadoğu Müslümanları bu sınavı veriyor türkiyle arabiyle.. Dünya Müslümanları bu sınavı veriyor Hristiyan ve yahudisiyle.. ilahi, semavi.. ibrahimi.. kitabi ve kur’ani kökenlerine dönerek… Doğunun ve batının keşistiği bu ülkede geçmiş ve geleceğin kavşaklaştığı bu günlerde.. doğu ülkelerine ÖNDER ve batı ülkelerine ÖRNEK olacak bir yeni medeniyet başlayacak. Ümmet-i davet (son mesajı daha kabul etmeyen Yahudi ve Hristayan kültürlerini) ve ümmet-i icabate (Son mesajı kabul eden Ortadoğu milletlerini) buluşturacak ve barıştıracak böylece medeniyetin hasenatını seyyiatını galip getirecek bir BİRLİK doğacak. ANADOLU’nun gerçekleştireceği bu birlikle cehalet, zaruret ve ihtilaf SORUNU’nun çözümünde, KÜRESEL olanla bireysel olanın arasında yer alan toplumsal değişim ve ulusal kalkınmanın yerinin TÜRKİYE olduğunu düşünüyordum. Adalet ve kalkınma partisini de bilimi ve hukuku silah yapmış bir parti olarak düşünüyordum. Şükrün ve Sabrın zirvesi ile Sadakat ve Emanetin tepelerinin SİMETRİ’sinin.. iki önemli şahsın Gülen Adam ve Asabi Adam olacağını düşünüyordum.. fakat şimdi onların kavga (PARa-LEL'lik suçlaması ) karşılaştık.. olur böyle.. bazen başarının gücü, bağlılığı gürünü bozabilir. Doğuyu ve batıyı dengeleyen gücün ortak ekonomik ve politik çıkarları.. bölgenin dini ve etnik yararlarını etkisiz hale getirebilir. Ancak hangi sonucun hangi nedenden çıkacağı tam öngörülemez ve kestirilemez. Neyin kimi doğuracağını bilemeyiz.. kimin neyi çıkaracağını göremeyiz…

M. Kemal ile İ. Nursi’nin idari ve siyasi.. adli ve ilmi kavgasından öylesine yararlı sonuçlar çıktı ki bunlar bu kavganın zararlarından çok daha nicelik ve nitelikli meyveler verdiler. Umarım bu Gülen ve Asabiyet çatışmasından hayırlı sonuçlar çıkar. Asabi adam vurdukça.. Gülen hareketi daha da temizlenecek. Gülen adam vurdukça.. Ak parti hizmeti daha çok temizlenecek.. Böylece gelecekte cemaat ve parti daha yüksek himmetlere ve daha temiz hizmetlere kavuşacak.. İnşaallah. Bütün bunlar bizim gelecek öngörümüz. Allah”dan başka kimse gaybı bilmez.

Ne diyor Yaradan.. sizin hoşlanmadağınız sizin yararınızadır.. sizen hoşlandığınız sizin zararınazıdır. Hem de diyor ki zorlukta kolaylık var.. kolaylıkta zorluk var. Siz hangisini seçersiniz.. Geçici olarak hoşlanılan kolaylığı mı yoksa kalıcı olarak yararlı olacak zorluğu mu ?

Ümmet.. ve bu ülkedeki millet.. zorluğu seçti.. Asabi olan adamı Gülen adam üzerine gönderiyor.. bize de bu temizlik hareketlerine ilim, irfan ve basiretle bakmak düşüyor.

Tahrik ve tahkir etmeden.. tekfir ve tadlil etmeden..
hakk ve hakikat ne ise onu görmek.. onu göstermek.. onu izlemek gerekiyor.

Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA

NOT: Yazı yüksek bir okuma sayısı aldığı için zaman zaman revize ediyorum.18.07.2014

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim.

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/ -

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/ -

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/ -

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/ -

http://www.yontembilim.com/ -

http://www.insan-bilim.com/ -

http://www.osmanziya.com/ -

http://www.mustafabugucam.com.tr/ -

http://sites.google.com/site/yontembilim/ -

http://sites.google.com/site/insanilim -

Cevaplar:

Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 06-Ağustos-2014 Saat 16:11

Her şeyi söyleyip bir şeyi söylemek ile bir şeyi söyleyip her şeyi söylemek arasındaki farkı anlamak kolay değildir ama söylenende dava ile delili ayırt edemeyenleri teşhis etmek zor değildir.. bunlardan birisi için biraz daha açıklayayım ki ona çare olmasa bile başkalarına şifa olabilir.. o dava da şudur: Makasıd-ı Kur'an altıdır.. dördü malum: Tevhid, risalet, ahiret ve ibadet içinde adalet.. beşinci batını maksad İMAMET.. altıncı zahiri maksad KISSA-İ MUSA.. fakat zaman içinde bu maksatların gizlenen imamet açığa çıkarılmış zahir olan kıssa-ı musa maksadı kapatılmış.. görülmemiş.. gizlenmiş.. Geçmiş ümmetlerin ve Müslümanların halleri örnek ve ders ve ibret olarak kıssa-i musa olarak haber verildiği halde buradan Musevileri bir düşmanlık çıkarılmış. Bu husumette Musevilerin bu semavi dini peygamberimizden önce DİNE KARŞI DİN olan Yahudilik ve islamiyetten sonra daha da kötü olarak İSLAMA DÜŞMAN olan Siyonizm haline getirmesinde payı var. Ancak bizde dine karşı din olarak Şİİ ve SÜNNİ olarak olarak yıllardır birbirimizi katletmemizde.. derin bir TAGUT sırrı.. Türkiye söz konusu olunca İsrail ve İran’ın dost olmasında bir sır var. MİLLET sırrın zahir yansıması BB olarak görüyor ve fakat onun milletin adamı olamamasının mahiyetini anlamıyor. Yani bu dava göründüğü gibi yalın değil.. delili olarak bu dar yerde ve face’in geyik ortamında kısaca işare hale yanıtı verilmemiş şu iletidir: TAGUT… HAKK çoğu zaman iktidarın değil muhalefetin elindedir. Dünyada Hakkın iktidar olduğu dönemler bir zirvedir.. bu zirve iner çıkar.. sinozodial bir eğri çizerek kemalin yazını ve zevalin kışını sergiler.. Bu yüzden şimdiye kadar iktidar olduğu halde gerçekte muhalif olduğu için başbakanı tutuyordum.. Şimdi iktidar olduğu halde çoğu iktidarların yapmadığı gibi yani hakkı tutamadığı ve kuvvetine dayandığı için tutmuyorum. Zaten bu iletime de kimse yanıt vermemişti..

TAGUT

Yakınların ya da uzaklarım.. dostlarım veya düşmanlarım.. beni ahmak sayan akıllılar ya da akıllı sanan ahmaklar.. daha önce de bu iletiyi mealan yazdım hiç bir ileri zekalıdan GERİ tepki gelmedi.. bu sefer çarpıcı bir şekilde verecem.. Ayetülkürsüyü günde beş vakit okursunuz.. benim gibi bazıları için bu yetmez her gün yola çıkarken de yedi kere okur oldu mu 12 kez.. işte bu ayet Bakara Suresinin 255 nci ayeti olup bu ayetten bir önceki ayet ile bu ayetten bir sonraki iki ayetin dördü birden ve toplam olarak bir bütün teşkil eder. Yani 254, 255, 256 ve 257 numaralı ayetlerin toplamı bir KONU fıkrası eder ve sure-i bakarada böyle sacevendi duraklarından AYIN ile biten tam 40 tane FIKRA var bu 33 fıkradan sonra gelen 34 fıkradır ve mushafta 42 nci sahifededir.. önce bunu mealden okuyun burada hazır lop meal ararsınız avcunuzu yalarsınız.. benim söz konusu edeceğim ayet 257 nci ayettir.. bu fıkranın son ayettinde Allah'ın müminlerin dostu olup onları KARANLIKTAN aydınlığa çıkardığını.. kafirlerin ise ise Tagut'un dostu olup tağutta onları AYDINLIKTAN karanlığa götürdüğünü söylüyor.. burada TAGUT kim KAFİR kim.. tağutun kim olduğu bir imtihan sorunudur.. fakat burada kafirlerin kim oldukları belli.. aydınlıkta olan müminler.. yani onlar tagutlarını öyle çok seviyorlar ki öyle çok seviyorlar ki kusurlarını görmüyorlar.. Allahın buyruklarını ve bilgilerinden daha çok tagutun buyrukularını ve bilgilerini tutuyorlar.. tagut böylece onları küfrün karanlığına götürüyor.. Tagut böyle bazılarına göre çok çekici gelen ya da bazılarını göre cok itici gelen bir GÖT gibidir.. kendi tagutunu çok seviyor ve başkasınınkine çok sövüyürsa bu TA-GÖT olmaz mı ?
Tagötü onu sevenler de onun TA-GÖZ'ü olmaz mı.. Eğer bir insana sadece seçimin gerekçesi ve gerçeği olan bir kişi olmanın ötesinde karşı taraftan nefret etmeye sebeb olan bir KURTARICI olarak görülüyorsa bu kişi sevelen veya sövülen bir TA-göt'ten başkası olabilir mi ?
İşte doğunun batının beklediği GODOT’un peşinde koşanlar.. ister gülen adam ister uzun adam olsun.. kendileri masum ve bir davası ve gerekçesi olan YENİLİKÇİ ve GELENEKÇİ olabilir.. fakat siz tutuşunuzla onları kendinize tagut ve kurtarıcı yapıyorsunuz.. diye uyarıyor ve anladığınız dilden konuyoşuyorum.. o kadar beni bağışlayın.. bağışlamasınaz bile hiç olmaz GODOT hakkında bu yazımı okumuş olsananız bile G ile T arasında bulun id’inizi için daha okunuyun.. öğğ deyin.. manevi safranızı çıkararak ve fabrika ayarlarınıza dönün.