Ömer Özköylü paylaştı

face de

Fırıldak İşler... 🙂
Amerikalı'nın biri karısını da almış yanına Afrika gezisindeler...
Duruma bakılırsa herifte para var, kolay diil öyle Afrika savanasında hanımıyla dolaşmak...
Geniş düzlükte gezerlerken arslanın biri gizlice yaklaşıp kadını lüp yapıyor...
Adam çok hafifçe üzülüyor. Çünkü müessif olayın "karıdan kurtulma" kısmını daha hayırlı görüyor...
Tek kişilik bilet alarak dönüyor Amerika'ya; ooh kebab, masraf hemen düştü.
Zaman içinde yeniden evleniyor...
Yeni aldığı eş öbüründen cadaloz...
Onunla da bir Afrika seyahati...
Kadınla aynı yerde gezerken yine aynı arslana kaptırıyo...
Kilise, tören, tek kişilik bilet falan, aynı hikaye...
Arslanla neredeyse arkadaş oluyor adam...
Zamanla kurtulmak istediği iş ortaklarını, kızlarının kocalarını falan getiriyo arslana ikram ediyor...
Adam işi büyütüyor...
Çevresindekiler, kurtulmak istedikleri öğretmen, siyasetçi, işadamı, belediye başkanı, vali, bakkal, inşaatçı vb kim varsa adamın yanına veriyorlar, biletlerini alıyor, adama teslim ediyorlar; adam da dönüşte komisyonunu alıyor...
...
Hoşunuza gitti değil mi?
Bu macerayı okuyan herkes birilerini o adama götürmek için iştahlandı...
Böyle kirli işlere bulaşmayın; Afrika'ya gidecekseniz beni götürün.
ÖMER ÖZKÜYLÜ

dedim ki


Bak.. gulmeden duramadim.. teşekkur ederim.
Dedim ki tam yazacak yer.. şimdi büronun kapisini kitliyorum.. 20 saniye tutuyor.. ilerliyorum koridorda 40 saniye tutuyor.. acaba kapiyi kilitledim mi diye TEREDDUD ediyorum.. hatta bazı duraksamadan sonra bazen en iyi kontrol kafayla değil elle yapilir diye.. geri donup kapınin kolunu kontrol ediyorum..
olaydan ve bilgiden sonra gelelim olguya ve inanca..
Yarini bilemem ancak bu gun yer yuzunde Tanri'yi benden daha iyi taniyacak ve bilecek başka birinin bulunabilecegini sanmiyorum.. kuşkusu olan varsa gelsin ona TANRI'yi tanitayim.
Asariyle..ef'aliyle.. sıfatiyle.. esmasiyle.. şuunatiyle.. celal ve ikrami.. cemal ve intikami.. kemal ve kibriyasi.. uzma ve ulyasi.. izzeti ve hikmeti ile anlatayim.
Fakat bazen dunyada INSANIN bu kadar pislikleri ve ISLAMIN bu kadar rezilliklerini gordukten sonra SÜBHE ediyorum.. sonra kendime geliyorum pislikler olmadan temizlik.. zillet olmadan izzet olmaz diyorum.Inancima dönuyorum.
Sonra anliyorum ki
şübhe başka şekk başka
Sonra anliyorum
şekk başka rayb başka
Sonra anliyorum ki
isbat başka ikna başka
Sonra anliyorum ki
icab başka imtina başka
Sonra anliyorum ki
iman başka itikad başka
Özetle insan mizaha gulmeden duramadigi gibi izaha da kuşkulanmadan duramaz...
Eget mendini tanimiyor ve insani bilmiyorsa onun dilini ve dinini bilmesinin ve tanimasinin kiymeti harbiyesi bulunmaz...
Bundan dolayidir ki INSAN olmadan islam olmaz.. insan ISLAM olmadan kurtulmaz.
01.08.2025 uçyol izmir 19:15
Saygilarimla
Saglicakla kaliniz
Osmanziya Osmanziyaoğlu
yontembilim.com

Dişil ve eril ile birey ve toplum YAPI'sındmaki insanın işlevleri..




iştah hem heva hem haya uçları var.. iştiyakın hem hırs hem hilm uçları var.. merakın hem heves hem hikmet uçları var.. aşkın hem hased hem şefkat uçları var.. iştah ve iştiyak tavuğun ayakları.. aşk ve merak ise kartalın kanatları.. biz her ikisi de var.. kanatları unutursak tavuklar gibi yerde iştah ile enerji alır iştiyak ile enerji vererek eşeleniriz.. eşleniriz.. iştak ve iştiyak ayaklarımızı unutursak bu sefer yere basacak zemin bulamayız.. Kuş olmak zordur... Bir de Halil Dalman ın ünlü eldeki kuş.. daldaki kuş.. ayırımı var.. 😉

2017 01 Ağustos

İnsan İRADESİYLA yaptıgi AMELİ (IŞ’i) ameliye (YAŞANTI) ve muamele (DAVRANIŞ) olarak ikiye ayrilir.
İnsan İLMİYLE oluşturdugu EMELİ (DE'si) nazar (GÖRUŞ) ve niyet (TUTUM) olarak ikiye ayrilir.
İŞ-TE böylece sureti ameli ve şekli muamelesi ile tarzi nazari ve tavri niyeti ile insanlar yollarinin dogrultusunu ortaya koyarlar.. diye düşünüyorum.
Günde kırk kez yaptığımız "ihdi-nâ esSırât-elMüstakîm"duası.
Saglik ve huzur ve bu yolda başarilar dilerim.
01.08.2025 cuma İzmir
üçyol

Resme bakıp önce bir Subhanallah demeli..
Biz cisimlerin büyüklüğünü değil Rabbimizin büyüklüğünü görürüz.

Sonrainsanin bedeninden beytine.. duşuncesinden diline..

Bu gördugunuz buyuk bosluklari ilmi ve ibadeti ile doldurmuştur insan..

Guneş sistsminde yakaladigi termodinamik yasalar sadece burada degil tüm evrende geçerlidir.

Yıldızlarim ışıklarindaki imzalardan anliyoruz ki evrenin her yerinde yildizlar guneşimizde bulunan ayni atomlardan yapilmiştir.

Yer yuzunun bitki ve hayvan FANI canli dunyasi sibernetik yasalarla bir birine yaşam ortamini hidrosfer.. litosfer ve atmosferde dahi surdururler. Bu canli yasam ortami sadece yerkurede kendini arz etmektedir. Ancak elbette başka evrenlerde başka galaksilerde.. başka yıldızlarda yaşam bulunur.

Cenabı Hakkın MÜLKÜNÜ bitiremediğini Cebrail peygamberimize bildirmiştir.

Sadece yaşan FANI degil guneşde fani.. yildizda fani.. galaksilerde fani.. evrenlerde fanidir.

Yuzden her bir nesne.. kimse ve özne ićin ölum.. anidir.

Rabbimiz akibetimizi guzel ahiretimizi iyi etsin Amin


Osmanziya 02.08.2025 00:37

https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2818
Tebrik ederim.. ameli ilmi çok güzel anlatmışsınız.

KAİNAT bilgi kaynağıdır..
Kainatın küçültülmüş örneğin İNSAN bir başka bilgi kaynağıdır.
KİTAB bir bilgi kaynağıdır.
Kitabın en büyük cümlesi RASUL başka bir bilgi kaynağıdır.
Kolaylık olsun diye bu dördüne "KİTAB" adı verilebilir.

Fakat bunları mal ve mel ile amel ve emel olarak dörtlerim ve kalemin kitabetinde ve kelamın kıraatında imamı mübin ve kitabı mübini ararım.

Fakat bu çok yönlü ve yanlı arayışta GDDY (Günlük Dilin Düz Yazısı) yeterli gelmiyor. Bunun için de YBA (Yöntem Bilimsel Analiz) ortaya çıkardım.
Dediğiniz gibi Fuad-ı Sadr HİSSİYATI ile Ayad-ı Sarf HASSASİYETİ arasında dillendirilen DÜNYA..
Gözün ŞUHUD zahiri ile Gönlün GAYB batını mabeyninde dile getirilen ÂLEM..

Bu dile getirilen ve dillendirilen dünyanın ve âlemin HABERLERİNİ nebiler ve veliler ile dâhiler ve delilerin KİTABLARINDAN okuyoruz.
Ma’na-yı Harfi veİsmi sırrıyla bunlar birbirlerini reddederler.
Sanırım bu dörtlünün artık bir araya gelerek islamların ve insanların bir arada yaşamalarının zamanı geldi..
Çünkü birde düşe götürülen ve düşündürülen dünya ve âlem bulunuyor ve bunlarda İNSAN’da toplanıyor. İnsan dahi KURTULUŞ’u arıyor. İSLAM da bu iş için görevlendirilmiş.

Korganlı Rahmetli Mes’ut Hoca bana bir hadisten bahsetmişti. Aklımda kaldığı kadariyle “İlim ikidir, birisi âdem oğlunun lisanında bulunan Kur’an . Bu Allah’ın adem oğluna hüccetidir. Diğeri kalbde sabit olan ilim ki asıl faydalı olan ilim budur. “ Sanırım bu dediğiniz SADIR ilmine işaret eder.
Özetlersem günlük dilin mantığı ve bilimsel bilginin matematiğinden başka çok yönlü ve pek çeşitli konular ve alanlar içinde felsefi dilin “mantığı” ile dini dilin “matematiği” arasında ortak bir PLATFORMUN açılması gerekiyor ki İnşaallah bunu SATIRLARIMIN ARASINDA anlatabilmişimdir.
Sayılarımla Osmanziya 02.08.2025 10:09

Yavuz TELLİOĞLU face paylaşımı:
Satırdan Değil Sadırdan Okumak

"Sudûru'l ahrâr kubûru'l esrâr" yani "ilâhî sırlar, ehlullahın kalblerinde gizlidir" denilmişdir. "İlm-i ma'rifet, satırdan değil sadırdan okunur" denilmesinin hikmeti de budur. Zîrâ esrâr-ı ilâhiyye ve hakâik-i Kur`âniyye kitaplardan öğrenilemez. Bunlar ancak ehlinden öğrenilir. Bunların ehli de ârif-i billah olan evliyâullah hazerâtıdır. Evliyâullah hazerâtının serdârı da İmâm Ali Kerremallahu Vecheh Hazretleridir. "Ene medînetü'l-ilm ve aliyyün bâbuhâ" yani "Ben ilim şehriyim, Ali de onun kapısıdır" hadîs-i şerîfi de buna işâret eder. Bu hadîs-i şerîfde zikredilen ilimden maksad, fizik, kimyâ, biyoloji ya da diğer zâhirî ilimler değil ilimlerin en yücesi olan "marifetullah" ilmidir. Eskiden, bu sırra işâret emek için, büyük âlimlerin meşhûr eserlerine atfen, darb-ı mesel gibi söylenen şu söz pek mânidârdır :

Okudum Kâdî vü Keşşâf u Cerîr-i Taberî
Yazmamış hiçbirisi şeyhden aldım haberi

Mürşid-i azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu sözü çoğu zaman "Okudum Keşşâf u Taberî, şeyhden aldım haberi" diye kısaltarak söyler ve "Satırdan okuyan yanılabilir, sadırdan okuyan yanılmaz" buyururlardı.   Tasavvufî ve Mistik Yorumu:
1. Satır = Zâhir

Görünen bilgi, aklın topladığı veridir.

Ancak bu bilgi sınırlıdır, geçicidir.

Satırda kalan ilim, benlik üretir, kibir doğurur:
“Ben biliyorum” diyen, hâl ehli değil, söz ehlidir.

2. Sadır = Bâtın (Gönül)

Gönülde tecelli eden bilgi, hakikate açılır.

Bu bilgi, sadece okumakla değil, yaşayarak, hissederek gelir.

Kalpten gelen ilim, aşk ile yoğrulur, erdemle şekillenir.

İmam-ı Azam Der ki:

“İlim amel ile güzeldir. Amelsiz ilim, yüke benzer.”

Yani ilim sadıra inmedikçe, kişiyi yormaktan başka bir işe yaramaz.
Yavuz TELLİOĞLU