FACE de hayat ve farkındalık paylaştı:

7 Ocak 1943,
bu gezegende yaşamış en büyük adam,
aç, fakir ve herkes tarafından unutulmuş, odasında tek başına öldü.
En büyük hümanist,
en büyük dahi.
Hayatı boyunca olağanüstü, şaşırtıcı ve harika şeyler yaptı.
Bunu insanlığa hizmet etmek için yaptı ve hizmetlerinden hiçbir şey istemedi.
Para umurunda değildi. Onur - bir başkasını onurlandırabilecek kişi kim? Onun tavrı buydu. 700'den fazla patent yazmış bir adamdan bahsediyorum.
Nobel Ödülü'ne aday gösterilen ve onu geri çeviren bir adamdan bahsediyorum.
Onun insanlığa fedakarca bağışını hatırlayın.
En azından bugün için. Onun için olmamasından başka bir sebep olmasaydı, şimdi sevdiklerinizin doğum günlerini evinizin ışığıyla kutlayamazdınız..
#Hayatvefarkındalık
---
NICOLA TESLA
10 Temmuz 1856 -
7 Ocak 1943

dedim ki:

Hiç kimsenin yaptığı dünya ve ahirette karşılıksız kalmaz.

Bilimi Eintein ve Planck'tan.. teknolojiyi Edison ve Tesla'dan ibaret bilen bir zihniyet.. yuzeysel bir bilimcilik yapar.. bilim yapmaz.

Bilimi kuram ve kurumlariyla ihzarinin seslinin altmış bin yazilisinin alti bin yapildigini ve temelini bin beş yüz yildir atildigini.. binasini uç yüz yilda misir ve yunan ve roma medeniyetlerini 400 yilda batiya aktaran ISLAM MEDENIYETININ mirasina konan alman ve fransiz ve ingiliz kulturlerince inşa edildigini bilmez.
Hatta kulturun sadece dil ve bilim ve teknik ile degil din ve hukuk ve ahlak ile oluştugunda haberi olmaz.
Beşerin kultur yapisindan çikan bu medeniyetin.. dili ve dini ile.. BILGI ve DEGERI.. bilimi ve hukuku ile IKTISAT ve ADALETİ.. ticaret ve siyaseti ile MEŞVERET ve HURRIYETI.. teknolojisi ve ideolojisi ile BILIM TOPLUMUNU ve HUKUK DEVLETIN inşa ederek INSANIYET KULESINI bina ettigini goruyoruz.
Iste bu kule.. iki yil olmasina 5 gun kalan katliam ile yikildi..muslumanlar.. masonlar.. marksistler hiç bir şey yapamadilar.
Insani giderek dogaya YABANCILAŞTIRAN teknoloji.. insani giderek birbirinden UZAKLASTIRAN yesil ve mavi ve kizıl ideoloji.. bu yikilisa engel olamadigi gibi Israf ve zulum sacan ticaret ve siyaseti ile insaniyet kulesinin yikilisini hazirladi.. hurriyet laiklik ve lâikrahelik.. mesvereti demokrasi ve islamiyet ile çatistirdi.. kuru kuru bilimcilik bomboş dincilik ile carpiştirdi...
Peki çare nedir ?
Insaniyetim küçuk bir islamiyet.. islamiyetin buyuk bir insaniyet oldugunu anlamak.. öyleki aklindaki bu nuru ve kalbindeki bu ziyayi kavradiginda.. insan olmadan islam olamadigini.. çünku hayat ve maişet MESAIL çikariyor.. insanin islam olmadan kurtulamadigini.. ćunku şuur ve meşiet MESULIYET doğuruyor.. anlarsin.
Öyle ise mesaine dikkat et.. haram karişmasın.. meşaine dikkat et.. istikametten sapmasin.. bu eşyayi imtisatli kullanman.. eşhasi adaletli çaliştirman demektir.
osmanziya
yontembilim.com
02.09.2025 üçkuyular izmir 08:30


ÇILGIN TÜRKLER KİTABINDAN;
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi.
Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü.
insanın başını bir saniye siperden çıkaramayacağı bir ateş altındaydılar.
Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
- Gitmeğe değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük ihtimal ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!
Ama asker o kadar israr etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
- Peki, dene bakalım!
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri; arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtladığı gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:
- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim? Bu zaten ölmüş...
- Değdi Komutanım, değdi! dedi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...
Ve, hıçkırarak, şehit olan arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
"GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!"
Kalbimizde 'arkadaşlık' denilen bir mucize var. Nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz.
Ama bunun özel bir armağan olduğunu, Allah'ın bir lutfu olduğunu bilirsiniz.
Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir.
Yüzünüzü güldürüp, başarmanız icin cesaret verirler.
Sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
Turgut Özakman

dedim ki:

Bilgi ve değer.. hakkinda onlarca kitab okursunda bilgiyi anlarsin lakin degeri anlamazsin.. çunku birlgi fark etmenle deger kadr etmenle ilgilidir.
Dikkat edersen çoğu kişisel gelişimciler hep fark etmek ve marifetten dem vurur da kadr etmek ve muhabbetten pek az bahseder.. çunku bunlar KIŞISEL gelişimcidir TOPLUMSAL degil.
Fark etmek ve ayirt etmek bilgi ve marifete..
Kadr etmek ve deger vermek sevgi ve muhabbete..
giden..
iki ters istikamete yolculuktur..
Fark eden geçmise ve varliga ve doguma dogru..
Kadr eden gelecege ve yokluga ve ölüme dogru..
yüruyen..
bir yolcudur.
Bir yolcu iki.. hemde ters.. iki yuruyuşu ve gidişi birden nasil yapabilir ki...
Peki gençler neden hep gelecekten ve kendinden ve hayallerinden söz eder de yaşlilar durmadan geçmişten ve başkalarindan ve hatiralarindan konuşur.. hiç dusundunuz mu ?
Belki bunu siz gençlerin orta beynin limbik sistemine ve heyecanli amigdalasina.. yaşlilarin gelişmiş frantol lobuna ve sakin hipokampusune.. bağlayabilirsiniz.. ancak bu gereksinime bağli biolojisinin kalin hormonal fiziğini ve ince nörotransmitter kimyasini verir.. var olus psikolojisini.. aid oluş sosyolojisini ve sahib olus linguistigini vermez.
Sonuçta bizler varligi fark eder.. yokluğu kadr ederiz.. fakat yokluk ve varlik hakkina hiç bir şey bilmeyiz hatta bilemeyiz. Olanaklar ve koşullar ve yetenekler arasinda çirpinir deviniriz.. bazen géçmişten gelecege akar. bazende gelecekten gecmise anar dururuz.
Sadece elimizde iken kullanir ve yararlanir.. elimizden çikinca.. elim ve ayagim eşim yavrum ya da gozum kulagim anam babam bulunuyormuş..deriz.
Degerlerin ve ni'metlerin elimizde iken kadrini tamamiyle anlamayiz ve kiymetini kemaliyle kavrayamayiz.
İşte dinin ögudu.. vicdanin sesi ve hukukun sorgulamasini nedeni budur.. bunlari sırtinda yük gordugunde.. hayal bulunan ve hakikat olan birbirine karişir.. öykünun oyununu unutur.. kör gorulerin ve boş kavramlarinla ördugun düsuncenin hapsinde.. örttuğun dilinin karanliginda kalir.. Wittgentein gibi insan dilinden ve bilgisinden ibarettir der.. dinini ve degerini inkar edersin.
Saygilarimla
osmanziya
yontembilim.com
02.09.2025 uçkuyular izmir 07:40





Düzenleyen osmanziya - 02-Eylül-2025 Saat 10:01