Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: İBRETLİK BİR HİKAYE(Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
fazilet
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 02-Nisan-2010
Konum: Yzmir
Gönderilenler: 88

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

bullet Konu: İBRETLİK BİR HİKAYE
    Gönderim Zamanı: 26-Kasım-2012 Saat 14:06
Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.
Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır.
Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlic
e bakar ve hızla çıkar gider..
Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar..
Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını.
Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan..
Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..
Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile..
İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar..
İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:
“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın?
Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”
Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar
“Âdetiniz böyle değil mi?”
“Ne âdeti?!” der Hoca..
Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..
Der ki meczub bu kez:
“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!
Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der..
“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..
Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır..
Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:
“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı..
Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”
Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;
“ Boş yok, boş yok hiç!..diye tekrarlar.
O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!
Aynen doğrudur dedikleri çünkü;
Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda,
kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını,
biri onaracağı kapıyı,
diğeri lokantasında pişireceği yemeği..
Biri açtır aklında yiyeceği tavuk,
birinin sırtında sevdiği kadın,
diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.
“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca..
O da der ki:
“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!
Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda...
“Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var.”
Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet..
fazilet
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2715

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

bullet Gönderim Zamanı: 26-Kasım-2012 Saat 23:27

 

 

 

 

 

 

 

Selamün Alyeküm,

 

Faziletli kardeşim, seçkin paylaşımın için teşekkür ederim.

 

Bu arada yazıların için link göstermeme daha doğrusu gösterememe nedenin  facebook olmasından kaynaklandığını öğrendim. Gerçekten biz içeriklerimizi oraya yüklüyoruz ve oraya yüklerken kaynak gösterilmiyorsa paylaşan kişilerin kaynak gösterme olanağı bulunmuyor.

 

Paylaştığın konu oldukça değerli ve anlatım etkili, teşekkür ederim.

 

Namaz ve Zaman arasında gidip gelmek kolay değil. Genelde biz namazdaki bilgi ve buyrukları zamana taşımamız gerekirken namazda zamanın geçmişinden anılar ve geleceğinden projeler getiririz. Yani işin düzünü değil tersini yaparız.

 

İnsan öylesine çok yönlü ve yanlı var oluş ki bir bakıyorsun melekler gibi düşüngen bir bakıyorsun cinler gibi döğüşken.. bir bakıyorsun ruhaniler gibi saygın iken bir bakıyorsun hayvanlar gibi sevişken olabiliyor.

 

Bu gidip gelmeler nasıl oluyor ?

 

Çünkü insan dört ayrı pencereden bakıyor.. çünkü insan bunların hepsini toplayan bir var oluş. Özgür fakat sorumluluğu var.. serberstçe hareket edebilir fakat yükümlülüğü var.

 

Zayıf fakat merhmametli bir Rabbi var. Dünyada oldukça bencil fakat dünyadan başka bir de ahiret geleceği var. ve bunun için başkacıl ve fedakar olabiliyor. 

 

Şimdi bütün bu çeşitliliğin değişiminin, farklı alanlara giriş çıkışının en yüksek örneği zaman ve namaz giriş çıkışıdır.. zamana girer fakat ondan namaz için çıkar.. namaza girer fakat ondan zaman için çıkar.

 Buna benzer başka bir giriş çıkışımız var bizim:

Her gün uyku (nevm)  ile gece alem-i misale (rüyalar dünyasına) gireriz sonra sabahleyin uyanırak buradan çıkar  alem-i şehadete yani dünyaya  gireriz. Fakat biz bunu her gün yapa yapa kanıksarız ve bunu sıradan bir olay haline getiririz. Oysa rüya alemi mezarda gireceğimiz alem-i berzahdan başkası değil. Birinde geçici girdiğimiz için cesedimizi bırakamıyoruz ölümde ise temelli girdiğimiz için cesede bırakıyoruz. Her ne ise.

Fikri yaşantımda, YÖNTEMBİLİMSEL ANALİZLE, harici suret ile dahi şekil arasında misal dünyasının bulunduğunu suretlerin timsal ve temsili ile şekillerin misil ve meselinin bulunduğunu saptadım. Yani misal aleminin kodlarıyla akseden dünyayı  gördüğümüzve hadseden dünyayı ördüğümüzü öğrendim.

 

Demek insan bir alemlere  girme ve çıkma konusunda deneyimli.

 

Bunun bir başka örneği..  seyrettiğimiz filimler ve dizilerdir.

 

Filim ve dizilerdeki senaryo ve öykünün bir yalan ve oyun olduğunu bildiğimiz halde gerçekmiş gibi nasıl heyecanlanıyoruz, seviniyoruz ve üzülüyoruz.

 

Keza bir roman okurken, bir müzik dinlerken insan “hafifce” dünya değiştirir ve kendini öykünün ve filmin kahramanıyla özdeşleştirir ve ya da güftedeki olayı, kavuşmayı ve ayrılmayı,  yaşayan  sanki kendisi  imiş gibi etkilenir ve güler ya da ağlar.

 

Namaza giriş sahabeler için öylesine canlı, ciddi ve etkili idi ki.. kendilerinden geçerler ve birbirini tanımazlardı.. Meşhurdur Hz. Ali Ayağına batan okun çıkarılması için namaza girmiş.. acısını duymamıştı.

 

Namazın kalitesini yükseltmek için biz ne yapmalıyız ?

 

Bir defa ciddi ve sağlam müslüman olmayılız.

Beş vakit namazı kaçırmamalıyız.

Haram lokma yememeliyiz.

Gühah işlememeliyiz.

Haram yesek hellaleşme günah işlesek tevbe etmeliyiz.

Namazda okunun ayetin ne buyurduğunu veya neyi bildirdiğini anlamalıyız.

Anlamak için meal ve tefsir okumalayıız.

Mümkünse arapça özne-yüklem-tümleç ayıracak derecede öğrenmeliyiz.

Dünya bir işi takip edersen başarırısın.

Dünya işini başarmak için medyaya takip etmelisin.

Namaz da dahi böyledir..

Eğer İslam  DÜNYASI'nın dertleriyle ilgilenmiyor, AHİRET kaygısını taşımıyor ve Kur'en MEDYA'sınıizlemiyorsak aklamızı NAMAZA nasıl vereceğiz, kalbimizi AYETE  nasıl daldıracağız ve ruhumu RAHMANA nasıl teslim edeceğiz.

 

Elbette ciddi ve samimi yöneliş, canlı bir fikir  ve diri bir zikir kolay değil.

 

Ancak kurtuluş için başka bir çare var mı ?

 

Allah bizim ve sizin  akibetimizi güzel ve ahiretimizi iyi etsin.

 

Sağlıcakla kal.

 

 

OSMANZİYA

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com

www.insan-bilim.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Düzenleyen osmanziya - 26-Kasım-2012 Saat 23:38
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2715

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

bullet Gönderim Zamanı: 17-Aralık-2012 Saat 17:31

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KİTAB

 

 

 

KİTAB  dizini içindeki dosyalar

 
 
 
Dokuzuncu (9.) sözde bu söylediğim  namazın hakikati  anlatılmıştır..  üstadın  ayrıca hakikat-ı namaz dediği külliyet  onbirinci (11.) sözde açıklanmıştır. Anlatılan ve açıklananların yaşanılarak ve  yinelerek  yeniden yeniye fethedilmesi açılan yepyeni  bir boyuttur. Bununla esrar-ı şeriat açılıyor. Esrar-ı şeriata (risalet ve velayet ile rububiyet ve ubudiyet)  ilişkin olarak çok dini yazılarımda ve özellikle tablolarımda  FATİHA-İ ŞERİFE  ANAHTARI'ını açıklamaya ve anlatmaya çalıştım. Ancak merakların ve aşkların iştah ve iştiyak kadar yoğun olmadığından şikayetçiyim...
 

İsm-I fail ve mef’ul levhası geçti elime..

 

MAHLUK mef’ul (nesne) isimdi  HÂLIK fa’il isim..

MASNU  nesne isimdi SÂNİ özne isim..

MEFTUR nesne addı FÂTIR özne ad..

MEFTUH nesne ad ise FÂTİH özne ad olmaz mı ?

 

Ve

 

KİTAB nesne ve mef’ul ise KÂTİB fa’il ve özne olmaz mı ?

 

Demek her bir varlıkta şu beş ismi okuyabiliyoruz.

Hâlik, Sâni, Fâtır, Fâtih ve Kâtib ismi dışında bir suret-I mahluk, suret-I masnu, suret-I meftur, suret-I meftuh ve suret-I mektup  yoktur.

 

Haydi  kitab okuyalım  ve hangi kitabı okuyalım kampanyası  için yazmıştım:

 

Kitabın ve okumanın ne anlamda kullanıldığına bağlı bir soru..

Okunacak olan Kainat kitabı mı ?  İnsan kitabı m ?  Telif kitab  mı ?

Yoksa Tanrı'nın Kitabı mı ?

Evrenin gerçeğinin okunması mı ?

İnsanın var oluşunun okunması mı ?

Yoksa Yazının okunması mı ?

Ve daha önemlisi Yaradan ve Yaratan Allah'ın Hakk'ının okunması mı ?

Okumak elbette zorunlu bir giriş

ve bu yüzden KİTABIN ilk buyruğu: İkra!  (Oku!)

Kutsal da olsa “kitab” başka hangi istek beklenebilirdi ki ?

 

Ancak okuduğumuzu ne kadar anlıyor, inanıyor

ve uyguluyoruz ve yararlanıyoruz  ?

 

Yararlanmaksak, uygulamasak bile tüm bu işler

OKUMA'ya başlama başlar ve  girişmekle gerçekleşir.

 

 

Ayet diyor VAKİTLERDE mü’minler üzerine salat mektup edilmiştir yani  yazılmıştır.

Ünlü ASR suresin de ZAMAN üzerine  yemin edilerek imanlı ve salih amelli olarak başkalarını SABRI ve HAKKI tavsiye edenler dışında hüsrana uğrayacağı uyarısı yapılıyor.

Işte bu İKİ ayetteki sekiz kavramın birleştirerek KİTAB üzerine bir tablo serisi hazırladık bu iletinin ekindeki dizinde.

 

İnsan bir mektuptur.

Yani hem yazarı ve  kalemi kendi olan

hem levhası ve defteri  kendi olan

bir kitaptır.

 

Bu kitabta dahi yukarıda yazılan dört isim okunur.

 

Yani insanın yapıp etmelerinde yaratılan

Meftuh olan fıtratın sahibi ve maliki olan

Yaratan’ın ve Yaradan’ın adları okumak

zor değildir.

 

Bir binanın inşa ve imarını görüpte

Insanın yaratılmasını ve yapılmasını bilmemek

onun görmesinin beş para etmediğini gösterir mi göstermez mi ?

Bu görüp bildiğini anlayanın vereceği bir yanıt.

Hatta inananın bileceği bir cevab.

 

Ancak herkes anlar ki görmek ve bilmek arasında muazzam bir fark var.

 

Kaplumbağa da görüyor ve bir tehlike sezince kabuğunun içine çekiliyor fakat insan kamlumbağadan çok farklı gördüğünü ve bildiğini onun kurduğu medeniyet ve teknoloji kabuğu gösteriyor.

 

Kaplumbağanın hazır bulduğu kabuk ile beşeriyetin kurduğu, teknolojiyle yapatığı  ve medeniyetin  yarlandığı  volksvagen otomobile (kabuğuna) binen arkadaş kaplumbağadan aşağı kalmamak için daha fazla görmeli, bilmeli ve anlamalıdır.

 

İşte bu görme, bilme ve anlamayı yükseltmek için Cenabı Hakk mü’minler üzerine vakitlerde salatını kılmasına  hamletmiş ve  zamanlar namazının niyazına hükmetmiştir. Beşeriyeti ve medeniyeti yüklenen insana da bu külfeti teklif etmiştir.

 

VAKİT                                              SALAT

 

Mü’minîn

 

SABIR                                               KİTAB

 

 

Biz mü’minler  vakit gelince salata gidiyoruz da fakat kitab ve sabıra gidip gelişimizde yani teslimiyetimizde sorunlarımız var.

 

Zamanın sabrını ve namazın kitabını derinleştirmekte fazla gayret ve himmet gösteremiyoruz. Zamanı YÜKLENİP  namaza götürmekte başarılıyızda namazı HAMLEDİP zamana götürmekte fazla başarılı olamıyoruz.

 

Bu iletinin başındaki öyküde.. namaza götürülen ZAMAN çeşitleri dillendiriliyor.. zamanı kimse görmemiştir fakat bunu yineleme ve yenileme içeren değişimlerle f ark ediyoruz ve onun yürüyüşüne ilişkin bir takvimimiz var.  Bu görmediğimiz zaman üç aşaması var, geçmiş şimdi ve gelecek.. ŞİMDİ VE BU ARADA’yı ortaya sıfır noktası olarak yerleştirirsek sağa geçmiş zamanı artı, sola gelecek zamanı eksi olarak gösterebiliriz. İşte bu sağımızdaki hatıralar ile solumuzdaki projeleri  yani ZAMANI namaza taşımakta pek başarılıyız. Burada zaman ile yani mazi ve müstakbel ile  meşgul olmaktan  hali hazırdaki  namazla meşgul olmaya pek fırsat bulamıyoruz.  

 

Zamanda geçmiş, şimdi ve gelecek varsa Namazda ne var ?

 

Zaman ne gösteriyor ?

 

Namaz ne gösteriyor ?

 

Zamanda kaç kitab okunuyor ?

 

Namazda kaç kitab okunuyor ?

 

Zaman  kimin görüngüsü ?

 

Namaz neyin göstergesi ?

 

Bu soruları bir düşünün..

Değil mi bizi asıl işimiz görmek ve göstermek, öyleyse bu soruların yanıtlarını verebilmeliyiz.

 

 

Sağlıcakla kalın.

 

Osmanziya

 

DUYURU

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim.

 

UYARI

 

Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları  izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.

 

www.yontembilim.com

www.osmanziya.com

www.insan-bilim.com

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Düzenleyen osmanziya - 18-Aralık-2012 Saat 12:06
IP
mustafa
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 27-Nisan-2010
Gönderilenler: 81

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

bullet Gönderim Zamanı: 18-Aralık-2012 Saat 13:54

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NAMAZA SAHİP ÇIKMAK

 

 

 

Namaza sahip çıkmak.. namazına sahip çıkmak.. cemaatla kıldığımız namazlarımıza sahip çıkmak.. namazı ciddiyetle kılmak demektir.

 

Cemaatla namaz kılınırken namazın ilk sahibi imam ve müezzindir.. sonra birinci saftakiler.. sonra ikinci saftakiler.. sonra.. herkes.

 

Kaçıncı rekattayız.. rekatın neresindeyiz.. kaç rekat kıldık ? Bütün bu soruların ilk muhatabı imam sonra müezzindir.

 

Eğer bunu bilmezlerse ve yanlış yapılır ve sehiv secdesi yapılması lazım gelirse bunun kusurun, unutmanın ve yanılmanın ayıbı onlara düşer önce sonra diğer musalli’lere…

 

Eğer onlar Halktan utanıp bu mahcub duruma düşmememek için namazın rekatlarındaki sıraya, farza ve vacibe dikkat ediyorlarsa Bu onların bileceği bir miş. Eğer buna karşılık cemaatta bu işleri imam ve müezzin bilir ve ondan sorumlu olur diye düşünüyor ve namazın kaçıncı rekatinde olduumuzu bilmiyorsak biz de Hakk’tan utanmıyoruz demektir.

 

O zaman her birimiz dahi namaza sahip çıkmalıyız.

Hakk’dan utanıp namazı ciddiyetle kılmalıyız.

 

Evet çoğumuz kadından kızdan.. biraz daha mutaassıp olanlarımız  arabadan kattan ve yattan bahsederiz.. maceralarımız üzerine konuşuruz da  ACABA namaz  maceralarımızdan NEDEN VE NİÇİN hiç  bahsetmeyiz ?  Çok garib değil mi ?

 

Ya mecaralarımız yok ya da utanılacak bir mecaramız  var namazda..  veya namaz  macerasından bahsetmek ayıp ya da günah mı ?

 

Namaz kılarken kabeyi görüp Allahü ekber diyenler neden niçin bunu söylemiyorlar ?

Namaz kılarken alnını kabenin memerlerine değdiğini söyleyen niçin çıkmıyor ?

Namaz kılarken  ufukta  ve uzayda yer küresinin müthiş manzarasını GÖRÜPTE söylemeyenler acaba bu RİYA olur diye mi söylemiyorlar ?

 

Olabilir.

 

Ya da bizlerin bunu söyleyecek NİTELİKLİ adamlarla arkadaşlığımız yok.

 

Amma şunu yapamaz mıyız ?

 

Benim bir sorunum vardı.. çözümünü de bir türlü bulamamıştım fakat öğle namazında  okuduğum zammı surede tam bu çözüm anlatılıyordu.. bunu açıkça bir sohbet konusu yapamaz mıyız ?

 

Benim bir sorum vardı.. yanıtını bir türlü bulamamıştım fakat akşam namazını kılarken okudum zammı surede bu sorunun şu yanıtı vardı, bu dillendiremez miyiz ?

 

Acaba, eğer biz okuduğumuz ARAPÇA metnin Türkçe çevirisini, mealini ve anlamı bilmemize rağmen bu sorun çözme ve yanıt bulma olayı olmamış  ise bunun nedeni nedir ? Allah bize namaz ve sabır ile YARDIM isteyin diyor… emrediyor.. oysa bir namazdan bilgi belirtme ve buyruk yaptırma YARDIMI almıyorsak ya da alamıyorsak bunda bir olumsuzluk yok mu ?

 

 

Acaba namazın medyasını izlemiyor muyuz ?

 

Ne demek namazın MEDYASI ?

 

Dünyanın bir günü ve güncel GÜNDEMİ mi vardır ? Bunu medyadan yani televizyon, gazete, radyo, internet herhangi bir kitle iletişim kanalından izlersiniz. Peki siz beş vakit namazlı (müsalli) iseniz sizin  de  bir kur’an medyanız yok mu ?

 

Eğer siz bir namazda sureleri ve ayetleri  sıralı izliyorsanız.. eğer siz kıldığınız GÜNLÜK beş vakit namazda; sureleri ve ayetleri SIRALI izliyorsanız siniz bir  sohbet-i Bakiye MEDYANIZ  var demektir.

 

Ancak diyeceksiniz,  ben değil bir günde, değil bir vakit namazında, değil kılınan dört ŞU  iki rekatlı NAMAZ’da bile o dediğin medyayı yapamıyorum. İkinci rekatta iken, bir dakka önce kıldığım  birinci rekatta okuduğum zammı sureyi UNUTUYORUM.

 

İşte zaten sorun da orada.. önem ve değer vermediğin ve ciddiyetle yapmadığın bir işte BALIK HAFIZAN iş başındadır.. bir dakika önce yaptığın işi ve söylediğin sözü unutursan.

 

Bu normaldir.

 

İnsan Sokrat’ın dediği gibi, bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir, sözü doğrudur fakat ona  fazla itibar etmeyin.. çünkü İNSAN iki şey bilir  ancak onu da karıştırır… unutması ve yanılması da cabası…

 

Şu da var ki eğer insan ciddi olursa, reddi olursa, azim ederse çabalarsa balık hafızasının etkisinden çıkar.. ciddi ve heyecanlı olarak yaptığı. işleri. reddi ve dikkatli olarak ettiği işlemleri, unutmaz ve sırasında yanılmaz.

 

O zaman söylemesi riya olmayan namaz maceralarımız paylaşalım diyorum.

 

Bu namaza öncelik ve önem verdiğimizi gösterir.  

 

 

Sağlıcakla kalın.

 

Mustafa

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Düzenleyen mustafa - 18-Aralık-2012 Saat 14:04
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk