Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Yöntembilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4226 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 31-Mayıs-2025 Saat 14:44 |
Boyutlar.. katmanlar.. tabakalar.. sferler. Birbiri üstünde bulunan ya da birbiri içine giren dünyalar. Bir birini yaplandıran inşaalar.. Bunların hangisinin gerçek ve doğru.. hangsinin yapay ve sanal.. olduğunu fark edebilir misiniz ? Fakat önemli olan bunların bir işe yaramasıdır. Bununla beraber değerli olan kafamıza konulan dil sepeti ile başımıza örülen düş çorabını fark etmemizi sağlıyor bu sefer değerli hale gelirler. Osmanziya 01.06.2025 üçkuyular 55:55 ![]() bit mi dir pire midir ? Demiş ki bu piredir ? Digeri pire ziplar.. demişki bu topaldir.. Digeri pire çift gezer bu tekdir. demiş ki bu bekardır.. Digeri pire beyaz olur bu siyahdır.. demiş ki bu yaşlidir. Bu tablo bir okunusta anlasilan yukardaki gibi gunluk dilin duz yazisiyla (GDDY) sunulan bir anlatim ve fıkra degil. GDDY yapilan bu anlatimlarda EZBERIMIZDE olan düşünce.. bilgi.. deger.. inanç.. ilke.. ülku.. veri ve bulgularla bit pire.. siyah beyaz.. yanlış dogru.. gercek yalan.. kotu iyi.. guzel çirkin gosterilebilir. Bu tablonun butununu birden anlamak olasi değil. Ancak parça parça anladiklarini eleştirebilir.. anlamadiklarinizi sorabilir.. böylece karşilikli bilgilerimizi degiştirebilir ve duzeltebiliriz. Aksi halde ezberimizdeki dogrular dogru.. gercekler gerçek.. iyiler iyi.. guzeĺller güzel olarak var oluşlarini surdururler. saygilarimla saglicakla kalliniz. OZO 31.05.2025 14:25 ![]() TEŞEHHÜD Çoğalma-DOGUM yasası Beslenme-ÖLÜM yasası Seslenme-KONUŞ yasası Sevinme-SUUUUS yasası DÖRT YASA EImuberakatü Ettahiyyatü Essalavatü Ettayyibatü LILLAH. Osmanziya 31.05.2025 yontembilim.com Düzenleyen osmanziya - 01-Haziran-2025 Saat 15:58 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4226 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
![]() 30.05.2025 17.ci cuma günü çalışmasından.. Biz bu çalışmayı biraz daha genişletmek istedik: BOYUTLAR Buud DIMENTION Aristo’nun varlık tabakaları ve İmamı Nursi’nin hayat katmanları gibi biliminde fiziğe ilişin alan ve kütle ve parçacık kavramlarını yerleştirebilecekleri geometrik boyutları söz konusu olur. Çünkü bilimin dili matematiktir. Biz bu çalışmada İmamı Nursî’nin hayat tabakaları kavramını anlamaya ve açmaya çalıştık.. ve bunu bu linkte paylaştık. Aristo’nun Şecere-i Forforyüs de açıkladığı KAİNAT AĞACI hakkında açıklamalar yapmak istiyorum. Aristo var oluşu cevher üzerine kurulu cemad ve bitki ve hayvan ve insan tabakaları olarak tasnif eder. Nikoloi Hartman (1882-1950)..hocası Husserl’in (1859-1938) ve Husserl’in hocası Franz Brantona (1838-1917)’nın hocası Aristo’nun kurduğu ve Descartes’in sağlamlaştırdığı ve sonunda Max SHELER (1874-1928) İnsanın Kainattaki (Kosmosdaki) Yeri kitabı kıvamına ulaşan Kainat AĞACI’ın çeşitliliğini en geniş TÜRLERİ ifade ediyor. ? Cansız Bitki Hayvan İnsan Hartman bu varlık tabakalarının birbirine indirgenemeyeceğini ve ikibin beş yüz yıldır kabullenilen bu satırlar arasında AÇIKLANAMAZ akıl dışı uçurumlar olduğunu söylemiştir. Bilim ise bu boşlukları doldurmak için üç yüz yıldan beri çalışmaktadır. Sonuçta bilimde birliği sağlamak için insanın hayvana.. hayvanın bitkiye.. bitkinin cansıza indirgenmesi için fizik ve bio arasına REEL kimya.. psiko ve sosyo arasına rasyonel LOJİK.. yerleştirerek metafizik ve parapsiği ortan kaldırmaya çalışmıştır. Bu birbirine indirgenme ile birbirinden ayırmanın spekülatif ve entelektüel bir gayret olduğunu anlamak için birazcık bilim ve azıcık da felsefe bilmek yetiyor. Biz bu tartışmayı bilime bırakarak felsefe ve din arasında ortak bir platform olarak inşa etmeye çalıştığımız YÖNTEM BİLİMSEL ANASALİS’i in mutfağı ANALATİK DÜZLEMİN kökeni GEOMETRİ’den yararlanarak BOYUTLAR konusun kendimce biraz aralamak istedim. Saygılarımla, sağlıcakla kalınız Osmanziya 01.06.2025 üçkuyulur İzmir 13:00 ![]() 3 boyutlu MEKANA eklemlenen 4 boyut ZAMAN.. Çizgi nasil noktayi içeriyorsa.. yuzey nasil çizgiyi içine aliyorsa.. hacim ve mekan nasıl yüzeyi kapsiyaorsa.. zaman nasıl mekanı içinde barindiriyorsa.. aynen bu dördu gibi.. 5.boyut olan ŞUUR dahi Zaman-Mekan Kadrosunu içinde bulundurur. ![]() Zaman Mekan Kadrosu içinde BİLİM yapılır.. fakat ZMK içinde bulunduğu ŞUUR platformunda da FELSEFE yapılır.. bizim yok sanma ve var sayma yeteneğiniz ile düşünceler ve kuramlar ile.. sistemler ve dizgeler ile.. dünyalar kurar.. dünyalar yıkarız.. kendi kurduğumuz dünyayı var sayar.. başkasının kurduğu sistemi ve dizgeyi yok sanırız.. işte bu ŞUUR düzlemini itibar ve ihdas ile makul ve muhal arasında yerleştirdiğimiz RASAT ile gösteriyor.. rast gelen ya da rast gelmeyen bu İMKAN ile ŞUURU birbirinden ayırmak kolay değildir.. yani makul ve mümkün arasını bulmak zordur. Şahsen bu güne elli yaşımdan sonra İmamı Nursî'nin "imkanı tarafeyni mutesaviyendir." sözüyle İMKAN'ı fark etmişsem de.. pek çok fartların yüzünden makul ve mümkünü ayırt edemiyorum.. sadece AKIL ve ŞUUR ve İMKAN bir düzlem üzerinde.. yani BEŞİNCİ BOYUT üzerinde görünüyorlar.. insanın mantıkı ve nutku arasında ibare ve ifade edilen DİLİN ve DÜŞÜNCENİN birbirinden ayrılmaz olduğunu ilan eden SAUSSUR'e rağmen.. dilin ve düşüncenin arasını yer ve gök kadar ayırdık.. doğu ve batı kadar arasını açtık.. Şimdi bu ŞUUR üstündeki boyut.. İMKAN üstündeki buud.. nedir ve AKIL ötesindeki İMAN'a nasıl atlanır.. VUCUD ötesindeki VUCUB nasıl açılır ? İşte biz buna HİDAYET diyoruz ve TAFTAZANİ'nin "Kulun cüz'i ihtiyarını sarfından sonra Rabbin kulunun kalbine ilka ettiği bir NUR'dur." tanımına katılıyoruz. Ancak buradaki NUR yerine SIRDIR diyoruz.. çünkü kalb denilen nesne yani ENE, bir NUR'dur.. işte bu NUR kaianat ağacının çekirdeği olar BİG-BANG kuramıyla bilimsel olarak tanımlanmaya çalışılmıştır.. diye düşünüyoruz. 14:28 ![]() 4.boyut ZAMAN.. 5. boyut İMKAN.. 6.boyut dahi İMAN ve Vucub'dur.. İmkandan İmana.. Şuurdan İtikada HİDAYET ile atlamak, düşünmeden anlamaya geçiren.. cür'et.. SORUYU arama ve YANITI bulma işi düşünme.. bir cür'et ve cesarettir ki KONUŞMANIN söyleme ve dinlemesi.. dilin ve düşün kendisiyle ve başkasıyla konuşması.. ve bunların anlaşılması ve açıklanması.. artık sadece BİLİM'in işi ve FELSEFE'nin meşgalesi değil.. insanın kendini aramasının başlaması.. kendi göstermesinin amacı.. kendini gerçekleştirmesinin konusu.. öğrenmeden öğrenmeye geçilmesi.. düşünmeden düşünmenin düşünmesine yürünmesi.. insanın ANLAMASINI artırmıştır.. Beyazıd Bistami'nin.. aramakla bulunmaz.. lakin bulanlar arayanlardır.. duyurusu Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin "Anlarsam uzağım yakınımdır.. anlamazsam yakınım uzağıdır".. uyarısı.. bize artık yeni bir İNSAN anlaşıyışının doğacağı ve HALİFE-İ ARZ olan insan ÇEKİRDEĞİ'nin meyve vereceğine işaret etmektedir.. diye düşünüyorum. ![]() ![]() Bilimin Boyutlara ilişkin çalışması dört boyutlu zaman mekan sürekli içinde cereyan eder.. Dört boyutun MATEMATİK hesabı 1611 yılında Descartes'in (1596-1650) geometriden aritmetiğe.. Fermat'ın (1601-1665) aritmetikden geometriye.. Euler'inde (1707-1783) MATEMATİĞİ geometri ve aritmetik arasında bir ARAYÜZ yapması ile sağlanmıştır. Bu matematik temel üzerine bina edilen Newton Fiziği ve buna eklemlenen Einstein'in izafi determine denklemleri ve Planc'ın istatistik kuantum mekaniği ile FİZİK ortada STANDART MODEL denilen bir ATOM altı yapılanması ortaya çıkarmıştır. Bu yapılanmadaki dört kuvvet ve bu kuvvetin parçalarından en minik güç olan ÇEKİM gücünün GRİVATİON parçağı henuz bulanamamıştır. Yanlış anlaşılmasın.. fizik atomun parçalarını kuarklara kadar saptadı.. fakat kuvvetlerin parçacıklarının da saptanması gerekiyor.. Elektro manyetik gücün parçası foton (lepton) .. zayıf ve güçlü kuvvetin parçaları bozonlar olarak biliniyor. Fakat bütün evreni ayakta tutan en küçük dalga olan ÇEKİM gücünün parçası Grivation Sicim kuramının 11 boyutlu binası inşa edildi.. lakin onu saptayacak teknolojimiz bulunmuyor ve ortaya çıkacak gibi görünmüyor yakın bir gelecekte.. benim bu bilimin işi olan dördüncü boyutu anlayacak ve anlayacak ne matamatiğim bulunuyor ne de bir uzmanlığım. Ancak beşinci ve altıncı boyut olun vuCud ve vuCub cübbesine girme cudum bulunuyor. Ki bu konuda cür'etli düşünceleri anlattımn.. ancak altıncı boyuttan sonra 1 ile 11 boyutu burada SATIRLAR halinde gösterdim. ![]() Kosmos Dengeli Aşırı Kaos . . bulunmayan AK.AN nizam ...ölen.... LOG.OS.....olan... mizan AN.AN aranmayan . . Patos Abarti Uyumlu Homos ![]() Yukaridaki simetriyi şoyle özetleyebiliriz; KDAK Kainat HUAP İnsan Kainati asıl olgu insan GOLGE goren realist materyalizm ile insani gercek gercek olay kainati SÖZDE bilen idealist spritulizm.. eskiden beri gelen MADDE ve MÂNA çekişmesinin FELSEFECE yansimasidir. Bunun bilimsel yankımasi ise determine rolativite ile istatistik kuantumdur. Dini anlatimin da Birlik tecellisi ve Teklik cilvesi diyebiliriz. Benim bu anlatimlarin hayali hazir ve vehmi hatir zeminimizden yukselen var sayim ve yok sanim yetimizin.. kuramlarimindan ibaret oldugunu söylemek bazilarimiz için duşundurucu olurken bazilarimiza da inandirici gelmeyecektir. Fakat bizim farzi mevcud ve zanni madum kabiliyetimiz altinda hic yok deme (HİÇLEME) ve hep var (HEPLEME),yetkimizin bulundugunu nazara aldigimizda.. yukaridaki savlardan daha otesini de yapabildigimizi anlariz: Kainat ve insan HIC YOK.. Tanri HEP VAR. Ya da bunun tersi Tanri hiç yok.. kainat ve insan hep var. Demek ki bizim imkani makul ve muhal arasindaki degerlendirmelerimizden otede bir şeyden IMTINA edip bir şeye IMAN edecek selb ve icablarimiz oluyor.. hatta bi seýi TERK edip bir şeyi TALK edecek amellerimizde bulunuyor. Bu konuda bir otorite Terki dunya terki ukba terki hesti terki terk... derken başka bir otorite Aczi mutlak.. fakrı mutlak.. şükrü mutlak.. şevki mutlak.. diyor. Şimdi size boyutlar konusunda yaptigim bir calişmadan sonra ortsya çikan bu KABE-I KÜBDE.."özne" dedigim kimse ve nesne bileseni gözlerinizin önüne getirerek kime taptiğimizi gostermek için "özkim" başligi açmak isterim. Öz ne ? Öz kim ? Saygilarimla Saglicakla kaliniz Osmanziya Osmanziyaoğlu 01.06.2025 üçkuyular izmir 02:00 ![]() Boyutları sembolik bir işaret olarak DAİRE ile göstergeliyoruz.. dairenin merkezi selb edilen İMTİNA.. dairenin çevresi icab edilen İMAN.. ARADAKİ "çizgili" dairesi şuur İMKANI.. İCAB yani İMAN İMKAN yani ŞUUR İMTİNA yanİ SELB Bu durumda vucud ve adem de imkan icinde yer alıyor ki bir var bi yok yani çizgi ve boşluk ile bir DAİRE çizilmiş. osmanziya 01.06.2025 üçkuyular izmir 15:42 Düzenleyen osmanziya - 01-Haziran-2025 Saat 15:43 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4226 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
![]() İmamı Nursî Mektabut isimli eserinin ilk mektubunda mertebe-i hayat beştir diyerek bulunduğumuz hayat tabakasından sonraki dört tabakayı anlatır. Söz konusu yaşam katmanları bu tabloda 25 tablodan sonra böylece ortaya çıkarılmıştır. Diğer önceki 24 tabloya buraya BERZAH dizini ile bindirilmiştir: 20250531_202429_BERZAH.rar |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4226 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D. von Mikusch'un ''GASI MUSTAFA KEMAL'' kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk'ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi. Yazdıklarından oldukça etkilendim ve okuması zor gotik yazılı Almanca metni Türkçe'ye çevirdim. Okuyun derim.
*** ATATÜRK İÇİN YAS Ankara'da cenaze töreni Ankara, 21 Kasım 1938 Atatürk'ün cenazesi onun son zaferi oldu. Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu. Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı. Stalin ve Hitler'in temsilcileri aynı sıradaydı. Valencia ve Franco çelenk göndermişlerdi. Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler. Türk halkının her kesimi ağlıyordu . Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiç bir fark yoktu. Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu. Tören, bir süvari bölüğü tarafından açıldı. Onların arkasından bir topçu bölüğü ile ellerinde bayraklarla ve bando ile cumhuriyet muhafızları geliyordu. Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik sırayla önce Almanlar olmak üzere Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, Romenler, Ruslar ve nihayet Yugoslavlar’dan oluşan birlikler yer alıyordu. Her dilde komutlar yükseliyordu. Almanca komutu Farsça komut, Yunanca komutu Rusça komut takip ediyordu. Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini göndermişlerdi. Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v. Neurath, kolu yukarıda, Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye birliğini selamlıyordu. Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti. Bando, Chopin'in cenaze marşını çalıyordu. Onların arkasından büyük ölünün naaşını taşıyan top arabası geliyordu. Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş oniki general yürüyordu. Mütevazi giyimli yaşlı bir kadın, tek aile üyesi olarak Atatürk’ün kızkardeşi, eşinin kolundaydı. Onları, kanunun öngördüğü şekilde yalnız olarak cumhuriyetin yeni başkanı İsmet İnönü takip ediyordu. Onun arkasında tek sıra halinde millet meclisi başkanı, başbakan ve Türk ordusunun genel kurmay başkanı geliyordu. Yabancı özel misyonların renkli üniformaları harika bir görüntü teşkil ediyordu. Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu. İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi Baron Aloisi, Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut, Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık ediyordu. Onların arkasından Türk hükümeti üyeleri, milletvekilleri, devlet memurları ve subaylar geliyordu. Bir bölük piyade ile görkemli cenaze alayı son buluyordu. Cenaze alayı saat onikide, Atatürk’ün şanına layık bir anıtkabir yapılıncaya kadar geçici istirahatgahı olan etnografya müzesine ulaştı. Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Mustafa Kemal Atatürk ölümünde de aynı şeyi yaptı. Onun naaşının arkasında ilk defa birbirleri ile savaşan İspanyol cumhuriyet hükümetinin temsilcileri ile Franco’nun resmi olmayan askeri idaresinin temsilcileri yürüyorlardı. Müzenin önüne gelindiğinde tabut generaller tarafından top arabasından alınarak salona taşındı. Orada, cumhurbaşkanı ve Atatürk'ün kızkardeşinin yanı sıra yüksek yetkililer toplanmıştı. Üç dakikalık saygı duruşunda salona sessizlik hakimdi. Hiç konuşulmadı ve hiç bir dini tören düzenlenmedi. Cumhurbaşkanının müzeyi terk etmesiyle resmi cenaze töreni tamamlandı. Dünyanın her yanından çelenkler gönderilmişti. Türk gazetelerinin tahminlerine göre bunların sayısı yirmi bini buluyordu. Bunları Ankara’ya getirmek için sekiz vagon gerekmişti. Müze içinde naaşın her iki tarafına sadece devlet başkanlarının gönderdikleri çelenkler konuldu. Diğer çelenkler, yaşamı sırasında kendisi için yapılan anıtlarda yerlerini aldılar. Tören sırasında bazı ufak hadiseler de yaşandı. Yunanistan başbakanı General Metaksas bayıldı ve subayları tarafından cenaze alayından çıkarılmak zorunda kaldı. Türkiye'de, 10 Aralık’a kadar ulusal yas tutulacak. Tüm okullar sekiz gün daha kapalı. Anıtların önünde meşaleler yanıyor ve halk önderinin heykellerini seyrediyor. Yas sadece devlet başkanı için değil, aynı zamanda cumhuriyetin kurucusu ve şekil vereni için de. Atatürk’ün naaşını taşıyan top arabası geçerken askerler gözyaşlarını tutamadılar; aynı imparatorluk muhafızlarının Napolyon’la vedalaşırken ağladıkları gibi. Asım Çak dedim ki: Garip dini bir tören yapılmamış.. üç yüz yıldır dünyayı yönetenler.. bütün dinleri KÜLTÜREL düzeylerinde bıraktılar.. SOSYAL ETKİNLİKLER ve ASKERİ ETKİNLİKLER dışında dini ekonomik ve politik sorunlarını çözmekte kullanmadılar.. yani halkın dinini kullanarak saltanatlarını sürdürdüler.. savaşlarda ölenler yahudiler ve hristiyanlar ve müslümanlardı.. halkı kullanma konusunda bu üstadlar acaba neden halkın sırtından geçindiler ? Zavallı proletarya.. garib nas.. acib halk şimdi teknolojiyi ele geçirenler 7 ekimden beri soyunu tüketmeye çalışıyor.. oysa bunu yahudiler müslümanları öldürüyor diye yutturuyorlar. osmanziya 01.06.2025 ![]() Düzenleyen osmanziya - 01-Haziran-2025 Saat 17:24 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |