Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Din | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4419 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 15-Temmuz-2025 Saat 10:45 |
İLLÜZYON
Dünya bir İLLÜZYON'dur.. bunu herkes biliyor.. bunun din buna "yalancı" diyor.. felsefe Platon'dan beri ise "gölge"… der dünya yaşamına. Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan gaybın örten perdeye ŞUHUD derken felsefe Noumenonun (numen) önünde fenomenon (fenomen) bulunduğunu kabul eder.. Fenomen yani fani ve yalancı ÖNCE başlat SONRA bitir başat YASASININ cereyan ettiği bir akıştır. İşte bu AKIŞ dünyasında anlamı olmayan doğum GİRİŞİ ile amacı olmayan ölümün ÇIKIŞI nın anlamlandırılması ve amaçlandırılması gerekiyor. Öyle ya.. madem doğduk NİÇİN ölüyoruz.. madem öleceğiz NEDEN doğduk.. diye sormaz mı insan! Eğer buraya neden geldiğimiz ve buradan nereye gideceğimiz belli değilse doğumla başlatmanın ve ölümle bitirmenin ANLAMI ve AMACI kalmıyor. İşBu köklü ve derin İLK SORULARI bu güne kadar KESİN olarak çözen olmadı.. çözüleceği de beklenmediği için onu diğer sorulardan ayırıyor ve bunlara SORUSAL diyorum. Felsefenin işi KUŞKULU sorular sormaktır.. dinin işi de KESİN yanıtlar vermektir.. bu nereden gelip nereye gittiğimize dair kuşkulu sorulara felsefeden kandırıcı ve inandırıcı yanıtlar gelmemesine rağmen dinde bunun kesin yanıtları bulunur: Nereden geldik ? Allah'dan.. nereye gidiyoruz ? Ahirete... işte bunun içindir ki bir müslüman vefat ederse bu yanıtları ifade eden İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciun."ayeti okunur ve inanan müslüman huzur bulur. Şimdi bu illüzyon ve aynı zaman bu bilim için similasyon konusu olan gizemli soru FELSEFEDE hasır altı edilmemiş.. çeşitli çözümler getirilmiş ve türlü resimler yapılmıştır. işte ben resimlere İLLÜSTİRASYON adını veriyor. İllüzyonun arkasındaki illüstrasyonun bir anlatımını gençliğimde Einstein’in Fiziğin Evrimi kitabında okudum.. okumanızı öneririm. Bilimde bu tür anlatımlar nadirdir fakat felsefede pek çoktur. Bunların bilindik örnekleri Platon'un MAĞARA İSTİARESİ ile başlamış Aristo'nun DÖRT SEBEB kuramı devam eden çeşitli ütopyalar ve distopyalar inşa edilmiştir. Bunların ciddi olanları müslüman mi'racından kopya Dante'nin İLAHİ KOMEDYASI.. Descartes'in PARALELİZM'i.. Leibniz'in MONODOLOJİSİ.. Spinoza'nın Etikası.. masonların resmi ideolojisi Comte'un İnsanlık Dini.. Hegel'in ibni Haldun'un Organizma kuramından mülhem tarihin tez ve sentez ve antitez DİYALEKTİK ilerleyişi Marksizm'in Sınıfsız toplumu.. Bu arada İslam Kültüründe benim bildiğim Feridunü Attarın Zümrüdü Ankası (Mantıkutayyr) ve Şeyh Galibin Hüsnü Aşkını zikretmeliyim. Bütün bu BÜYÜK RESİM yapılandırılması eğer bir gurup kişi tarafından İLLÜMİNE olunan bir AYDINLIĞA dönüştüğünde.. illustarsyondan illüminasyona geçilmiş demektir.. bundan bir adım ötesi.. bu kuram kişisel bir uygulama ve yürütme haline geldiğinde.. inisinasyon yani dirayetin ve rivayetin riyaset ve riayete dönüşeceği bağımlı krallık bağlı kölelik düzeni başlayacaktır. İşte bu büyük resim yapma yolunda 16 senedir siyasi ve seksi ile gizemli ve meraklı yazılarımla ve yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz TABLOLARIMLA yaptığım YBA reklamları bana bir GERİ DÖNÜŞ sağlamadı.. hiç kimse kimse YBA öğrenme ve kullanma ve yararlanma için alaka ve merak ve iştiyak göstermedi.. anladığınızı eleştirin ve anlamadığınızı sorun ve bu vesile ile YBA tablolaranın nasıl oluştuğu ortaya çıksın uyarılarım işe yaramadı.. bununla beraber bu parça parça ışıklar olan özgün bilgilendirmelerim ve entelektüel buluşlarım.. pek çoklarınca yararlanıldı.. hatta birisi sen çok konuştun biraz de ben konuşayım diye husumet bile gösterdi.. benim de niyetimde zaten bir İÇERİKLİ bir kuram çıkaracak HAZIR açık ve seçik SEHİL yani ANLAŞILIR yazılarla YAZARLIK ve HOCALIK yapmak değildi.. Şimdi işe yaramamasına rağmen bu gittiğimiz yolu yine de sürdürüyor ve büyük resimler sizlerle böylece paylaşıyorum. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com ![]() 20250715_104831_TABAKALAR.zip Düzenleyen osmanziya - 15-Temmuz-2025 Saat 10:48 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4419 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Uyanık birini sözünden değil, titreşiminden anlarsın. Ve o titreşim, kendisini göstermemeye çalışan bir sadelikle yayılır. Uyanık birisi seninle konuştuğunda, bir şey olur: Zaman genişler. Zihin durur. Kendini acele içinde değil, bir alanın içinde hissedersin. Çünkü uyanmış biri, kendi merkezinde sabitlenmiştir. Ve merkezde olan, çevresindekileri de o merkeze çeker. Bir nevi sessiz yerçekimi gibidir. Onun yanında olmak “bir şey öğrenmek” gibi değildir. Onun yanında olmak, olduğunu hatırlamaktır. Konuşurken seni “cevaplamak” için dinlemez. Sadece dinler. Hiçbir şeyi düzeltmeye, yönlendirmeye çalışmaz. Çünkü senin ruhunun kendi yolunu bildiğini hisseder. O cevap vermez, alan açar. Konuşmaz, “duyulmanı sağlar.” Zekâsı değil, varlığı çalışır. Sabitlenmiştir ama katı değildir. Köklüdür. Ama esnektir. Netliği vardır ama hükmetmez. Kendi hakikatine sadıktır ama sana alan tanır. Uyanmış biri, seni değiştirmeye çalışmaz. Çünkü bilir: Değişim, içten gelen çağrıyla olur. Dıştan gelen etkiyle değil. Kendinden bahsederken ego parlamaz. Çünkü kim olduğunu anlatmaz; ne olmadığını bilir. Ve bu, onu sessiz kılar. Gösterişsiz. Abartısız. Etiketlerden özgür. Uyanmış kişi, kendine tanım aramaz. Çünkü merkezinde artık “isim” yoktur. Sadece olma hâli vardır. Uyanmış biri “iyi hisseden” biri değildir. Ama acı geldiğinde kaçmayan kişidir. Yüzleşebilir. Gölgesini sever. Kaygısını bastırmaz, onunla kalır. Ve bu yüzden başkasının acısıyla karşılaştığında da, “teselli” değil, gerçek tanıklık sunar. İnanç KAYAKIRAN'ın yazısı Ayşe AŞKIN Kardeşim paylaştı: Gerçekten uyanmış birinin bakışı seni bir anda kendine getirir. Gözlerinde yargı yoktur, acelesi yoktur. Ama içinden şöyle bir his geçer: “Bu kişi beni görüyor.. Gerçekten görüyor…” Ve sen o an kendini ilk kez gerçekten “var” hissedersin. Gerçekten uyanmış birini anlamak için senin de biraz uyanmış olman gerekir. Yani zihinle değil, kalple fark etmen gerekir. Çünkü o kişi ışık yaymaz; ışık haline gelir. Ve sen, onun yanında dururken, içindeki karanlıkta bile aydınlık bir şeyin kıpırdadığını hissedersin inanç kayakıran dedim ki: Uyuma ve uyanma.. hakiki anlamda.. ne olduğunu çoğumuz biliriz. Fakat mecazi anlamda kullanılmaya başlandığında bana göre dört olguyu anlatır: İllüzyon.. illüstrasyon.. illüminasyon.. inisiyasyon.. ilki hepimizin uykusudur.. ikincisi düşünenlerin uykusudur.. üçüncüsü aydınlananların uykusudur.. dördüncüsü bağlananların uykusudur. osmanziya 29.07.2025 üçyol izmir 14:11 Bu da UYKU hakkında bildiklerimiz: ![]() Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 14:24 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |