Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
İnsan Bilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4228 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 04-Haziran-2025 Saat 14:26 |
Yavuz Tellioğlu face sayfasında paylaştı
Özdeşlik.. eşitlik.. denklik.. özgürlük.. egemenlik.. bağımsızlık.. baskı.. gibi kavramsal taban üzerinde diğer somut nesneler çıkar.. siyah ve beyaz cansız.. mavi ve kırmızı canlı.. kız ve kadın dişil.. kızan ve erkek ve eril.. bilinçli ve bilinçsiz uslu.. içten ve etkin olmayan.. dürüst ve özgür olan inançlı.. ve yarak ve yarık birliğinden atılan bizler çıktığımız yerden başkasını düşünemiyoruz. Yazılacak çok konular bulunuyor.. lakin düşünmediğinden ezberlerini dillendirenler için söylenecek fazla bir şey olmuyor. "Ya tam tersi olsaydı? Bir kadına 72 Nuri düşseydi, yine iman eder miydiniz?" sorusuna karşı "Erkeklere mi soruyorsunuz kadınlara mı ?" yanıtıma bile yanıt vermeyene değil onu dinleyenlere söylemek zorunda kaldım.. bağışlana. osmanziya yontembilim.com ![]() Her bir hayvan türünün bireyleri bulunur.. fakat insan türünde her bir ferd başlı başına bir tür.. bir dünya bir âlemdir. Bu yönden felsefede SOLİPSİZM adı verilen okulda her bir birey ortak noktası bulunmayan apayrı bir gerçek.. başka bir dünyadır. Bir de bireylerin bu ayrık taraflarından başka ortak bir alanı bulunur ki dilin ve dinin olmazsa olmaz bileşenleri olan bir kültür ortamında ortaya çıkan bir kitap başka kültürlere ve dillere çevrilebilir ki bu müşterek dünyada SOSYALİZM adı verilen ana akımı ortaya çıkarır. Kapitalizm solipsizmi bir dünya nizamı haline getirmişse sosyalizm marksizmi müslümanlara muhalif olan masonlara muhlif bir ortak dünyayı MARKSİZMİ doğurmuştur. Şimdi müslümanlar deyince aslında biz sadece hazrete peygambere inanan 1400 yıllık müslümanları sanırız.. lakin kazın ayağa öyle değil.. İsa aleyhisselam gelinceye kadar bütün yahudiler müslümandı.. peygamberimiz gelinceye kadar dabütün hristiyanlarda müslümanlar idi.. aslında bütün dinler bir.. Aliimran suresinin dördüncü ayeti tek bir kitapta birleşemeyenler Aziz olan Allah'ın intikamını alacağını söyler.. böylece Yaratan iti ite kırdırarak intikamını almıyor mu ? Lakin ilki kitap bizde sizler kafirsiniz.. son kitap bizde siz kafirsiniz demekten başkasına aklı çalışmayan körü körüne inanıp boşu boşu savaşanlar bunu anlayamıyor. Bu da bize gösterir ki DİL denilen aleti kullandığımızda eğer DÜŞ makinasını sağlam ve sağlıklı kullanılmıyorsa.. her birimiz GERÇEĞİ kendi tekelimize alıp SOLİPSİZME düşme tehlikemiz bulunuyor demektir. Ancak biz otuz beş yıldır.. Sözün taşıdığı bilgi ve değerin sağlam ve sağlıklı olmasına duyarlık gösterildiğinde.. SAĞLAM bilginin hem gerçek hem doğru bulunması.. SAĞLIKLI değerin hem güzel hem iyi olması.. gerektiği konusunda AYRINTI yüzlerde düz yazılar ve binlerce tablolar yayınladığımız halde.. somut ve tikel GERÇEK ile tümel ve soyut DOĞRU ile sağlam (salih) BİLGİ inşa edildiğini.. tek başına bilinendeki GERÇEK ya da tek başına bilindeki DOĞRU'nun bir bilgi oluşturmadığını.. maalesef anlatadım ve muhatablarımda anlamadılar. Hem anlam.. anlama.. anlatım dünyanın en büyük üç ZOR işi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Ne kadar gerersen ger.. Gereksinimi ve gerekçeyi ve gerçeği birbirinden ayırmakta KOLAY değildir. Söz toplarsam DAR anlamda GERÇEK yere attığında ses çıkaran ve elinde tuttuğun nesnedir. Gözlemin bir verisi olarak sayılan ve tartılan ve hesaplanan bunların en ilginci anamızın karnından çıkıp toprağın karnına girme olayıdır. Bir çok kereler tekrarlanan bu olguya ÖLÜM adı veriliyor. Bu ölüm üzerine inşa edilen HAYAT(yaşam) ise bir başka olgu olarak iki kapılı bir HAN ortaya çıkarır.. gidiyorum gündüz gece dersin.. bir ömürde böyle bin ay eder. Bu gerçeği hesaplamak için TAKVİM denilen bir alet çıkarmışlar.. işte Ahseni takvimde yaratılan insan ahseni amele adanarak dişil YARATAN'dan eril YARADAN'a geçer ki.. ahseni kasası yaşayarakta hüsnü hatimeye ulaşmaya çalışır. Bu yüzden karı tapılası ve ve koca kulluk edilesi bir ADANILASIDIR. İşte güzel kadın ve iyi erkeğin birbirini sevmesi ve sayması ile GENİŞ anlamda GERÇEK'e geçilebilir. Kısaca yaş.am am.aç da edilebilir ar.aç da edilebilir. Her iki halde de yaşam dünyevi bir AR'dır.. din ise onu bir AD haline getirir. Yani kişide.. olayda.. olguda biten gerçek bir AR (harf)dir.. ma'na'sını anlarsan AD olacaktır. Değerli Kardeşim dediklerimi büyük bir olasılıkla anlamayacaksınız.. zaten çoğu insanda bu dünya savaş ve barışı içindeki sınav ve yarışı anlamadığın bu 7 ekim katliamı iki seneye yaklaşıyor. Çünkü dünyanın da ülkenin de erkekliği kalmadı.. eğer bir devlet ülkesine ve ulusuna ve kararına (hükümetine) hakim olamıyorsa.. devlet değildir.. vesselam. Saygılarımla. osmanziya Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 01:13 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4228 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Nev-i şiir felsefe ve san'at gurubundan
Nevra Akbay Ulu paylaştı: Baktım ki, insanlar göründüğü gibi çıkmıyor , İyice tanıyana kadar iyi veya kötü dememeyi öğrendim. Baktım ki, fazla değer vermek İşe yaramıyor, Gerektiği kadar değer vermeyi öğrendim. Baktım ki, acele edince hep kötü bir şey oluyor, Sabretmeyi öğrendim. Baktım ki, nasip değilse olmuyor, Hayırlısı demeyi öğrendim. Baktım ki, arkamdan konuşanlar susmuyor, Allah'a havale edip, Yoluma devam etmeyi öğrendim... Huzurla kalın.. ⚘️⚘️🌸 ![]() Düzenleyen osmanziya - 04-Haziran-2025 Saat 15:39 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4228 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Naciye Keles DÜNYA UYGARLIKLARI face sayfasında paylaştı:
Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Burcu Demirel, mezun olan öğrencilerinin son sınavı için hazırladığı kağıtla herkesi duygulandırdı. Yaptığı işlerle öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu bizlere bir kez daha gösteren Akdeniz Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Demirel, 120 öğrencisinin final sınavında öğrencilere soru sormak yerine kendine sorular sorarak öğrencilerini duygulandırdı. Sınava katılıp kağıdı okuyan tüm öğrencilere geçer not veren Demirel, öğrencilerinin son sınavında yaptığı bu sürprizle son bir ders vermiş oldu. “Ayrılmanın gökteki yıldızlar kadar çeşidi vardır dememiş miydi Shakespeare” cümlesi ile sınava başlayan Prof. Dr. Burcu Demirel, “İşte geldi o vakitlerden biri daha. Yuvadan uçma vaktiniz artık. Somun ekmek ve makarnaya, menemenden bozma çakma yemeklere, sabahlamalara, kankalara, kaprislerimizi çekmelere, kırık dökük mobilyalı evlere, kültür mahallesine, melteme, kantinin yengesine, kankanın el şakalarına, yerine imza atmalara, çaktırmadan kopyalara, sorumluluk bilmeden, ev geçindirme derdi çekmeden, sabah akşamı olmayan günlere ve gecelere, derste uyumalara, dersi kaynatmalara, haftalık değişen aşklara, arkadaş sevdalarına, dostlukların en hakikilerine, bilmem daha nelere veda vakti… Kocaman bir ömür bekliyor sizi, upuzun yollar, nice sevdalar, nice hayal kırıklıkları, nica telaşlar, nica gözyaşları, nice mutluluklar… Hayat kendiliğinden ne iyidir ne de kötü. Ona iyiliği ve kötülüğü katan bizleriz. İyi olsun yollarınız, umut dolsun düşleriniz, hayal kurup uğruna adanan ömürleriniz olsun. Kendini tavaf edenlerden, istifleyip biriktirenlerden değil, nice canda can olan, vatan aşkıyla yanan, üretmeye, hayal etmeye can atan, umutsuzluğa düştüğünde dönüp mucizevi yaradılışına bakıp ilham alan, atasının izinde yoğrulan, onurlu, vicdanlı, üretken yiğit kadınlar ve yiğit erkekler olan kuzularımızsınız siz bizim. Sevdamızsınız, gözümüzdeki yaşsınız gidişinizle… Bize yaşamayı, bir amaca, bir hayale bağlanmanın önemini ömür geçtikten sonra öğretiyorlar. Unutmayın ki bir amaca bağlanmayan, bir hayal ile yanıp tutuşmayan ruh, yolunu kaybeder. Amaçsız, hayalsiz, aşksız kalmasın o güzel yürekleriniz… Bir deli hocamız vardı dersiniz. Bu satırlar kalsın benden size bir hatıra. Alın götürün yanınızda. Ama bilin ki delilik, Montaigne’nin dediği gibi özgür bir kafanın yiğitçe çıkışları, yüce ve görülmedik bir erdemin ortaya attıklarıyla çok yakın kapı komşusudur. Deli olarak nitelendirilenlerden olmanız dileğiyle.” Prof. Dr. Demirel, yazının devamında kendine 5 tane soru sordu. Bu sorular: Kendime soru 1: Sana emanet edilen bu gençlere ne kattın? Kendime soru 2: Onlara hayatın bir sınav kağıdından, bir test yaprağından ibaret olmadığını aktarabildin mi? Kendime soru 3: Onlarda birazcık bile olsa, toplumsal olaylara, ihtiyaç duyanlara karşı; gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz, kısacası nefes alabildiğimiz için bile sorumluluk hissetmemiz gerektiği konusunda farkındalık uyandırabildin mi? Kendime soru 4: Onlara şarjı bitmeyen kitaplarımıza sevdalanmaları yolunda küçücük bile olsa aşk duydurabildin mi? Kendime soru 5: Onlara hoşgörüyü, vicdanlı olmayı, gülümsemeyi, memleket sevdasını, istiflemeden paylaşarak yaşamayı hatırlatabildin mi? Prof. Dr. Burcu Demirel, bu sınavın ardından final sınavında neden böyle bir şey yaptığını anlattı. Demirel, “Uzun yıllardır öğretim üyesi olarak nice sınav yaptım. Çocuklara bir sürü soru sordum. Biz sınavları hep karşı tarafa yapıyoruz. Anlatıyoruz. Dikte ediyoruz sınıf içinde. Sonra bunu ne kadar iyi dikte etmişiz diye bunun kontrolünü sağlamak için sınav yapıyoruz. Daha sonra da puanlayıp çocuklara geçtin, kaldın diyoruz. O gün tamamen plansız olarak düşündüm ki, bu ders artık bitti ve öğrenciler mezun olacak. Acaba bu sınavı kendime yönelik yapsam onların huzurunda. Kendime soru sormak istedim. Ben, bana emanet edilmiş bu gençlere ne kattım, ne verdim, hangi değerleri öğretebildim. Hiçbir plan yapmadan sınav öncesinde yarım saat içerisinde bir ablanın kardeşine mektup yazması gibi mektup yazmak istedim. Arkasından da kendine sorular yönelttim” dedi. Sınavdan önce öğrencilere sınavın zor geçeceğini söyleyen Demirel, sınav öncesinde öğrencilerin yüzünün asık olduğunu, ancak sınav başladıktan sonra kız öğrencilerin gözlerinden yaşlar aktığını belirtti. Demirel, “Sınava gelen herkesin yüzü asıktı. 120 öğrenci katılmıştı. Dağıtılan kağıtları okumaya başladıklarında kız öğrencilerin gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Okuyan gelip bana sarıldı. Çok güzel anı olarak kaldı” Demirel’in yaptığı bu büyük örnek davranışın ardından İşletme Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Seren Kaplan’da bir açıklama yaptı. Kaplan, “Kağıdı alınca çok şaşırdım. Hocamız gerçekten bizi hayata hazırlamıştı yıllar içinde. O sınav kağıdında 4 yılın birikmişliğini bize yansıttı. Bizi bir yandan mutlu etti, bir yandan hüzünlendirdi. Artık bizi bekleyen bambaşka bir hayata hazırladı aslında bu sınavla. Kendine sorduğu soruların cevaplarını da bizimle paylaştı o yazdığı satırlarla. Bizim bu cevaplarla yola devam etmemiz gerektiğini de gösterdi bir anlamda” dedi. Demirel’in bu örnek davranışı sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı. Alıntıdır.. |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |