Burada sunulan düz yazıların tüm propaganda da ve yazı tabloların hepsi reklamdır.

Her reklam bir şeyi tanıtmak ve bir şeyi beğendirmek için.. ya paranızı alır.. ya oyunuzu.. en azından vaktinizi.

Ancak biz biraz daha masumuz.. paranızı ve oyunuzu almıyor.. vaktinizi çalıyoruz.

Bu da

YBA öğrenmeniz.. kullanmanız ve yararlanmanız içindir


Saygılarımla

Sağlıcakla kalınız

Osmanziya

23.10.2025 üçyol izmir 21:44








[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Düşünme afakî ise ÇOKLUGA.. enfüsi ise AZLIGA gider. Azliktan BIRLIĞE geçmek daha kolaydir.
[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Anma açiktan ve sesli ise NEFSİ örter. Anma gizli ve sessiz ise TABIATI örter.
[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: AFAK terimi objektif ve nesnel anlaminda bir kelimedir. Bu lafiz YUZEYSEL ma'nasinda da kullanilir.

ENFUS terimi subjektif ve kimsel anlaminda bir kelimedir. Yine bu lafiz DERIN ma'nasinda da kullanilabilir.


[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Insan hem nesne hem kimse bileşeni bir OZNE oldugu icin dışa iliskin afaki hem içe ilişkin enfusi BILGILERE sahib olabiliyor. Bu ikisinin çeşitli oranda birleşiminden gunluk dil.. bilimsel bilgi.. felsefi bilgi.. dini dil doguyor.
[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Kesretin çoklugu ve afakin nesnelliği birlikte EVREN denileni..

Kılletin azligi ile enfusün kimselligi birlikte INSAN denileni..

bir araya geldiginde birbirini kapatması ve ortmesi ve karanlikta birakmasi dusunmeden anmaya.. fikirden zikre.. geçince daha belli oluyor.. seslenince kainat tabiati açiga çikiyor.. susunca insan nefsi beliyor.. cehri zikir onu.. hafi zikir bunu.. ikinci plana atiyor.
[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Bu paylaşimda tefekkur ve tezekkurden başka bir de LAFZIN hakiki ve mecazi ma'nasi ile MA'NA nın ismî anlamindN ve harfî anlamimdan da söz etmiştir.. bunlarida anlatirsal is uzar.
[19:04, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Kisaca

tefekkur ve lafz
ile
ma'na ve tefekkur

Çeşitli yanlari bulunan okyanuslardir.. bir de bunlar arasinda bulanan

gunluk dil

bilimsel bilgi

felsefi bilgi

dini dil

kitalarini düşununce...



Şimdi hocalar ve yazarlar kendi kitablarına ve kendi ideolojilerine çekmek için öğrencilerine hazır açık ve seçik sehil yani ANLAŞILIR yazarak.. hem satır aralarını düşünmelerini engelliyor hem yeni kelimeler öğrenmesine mani oluyorlar.. HAZIR olduğundan anlaşılması kolaylaştırılmış okumalar.. kolorisi az light gıdalar gibidir. Açlığını teskin eder lakin doyurmaz ve beslemez. Böyle başkasından öğrenilmiş malumat ve paylaşılmış metinler   ve ezberlermiş bilgiler.. kendi üretmediği ve türetmediği için kalıcı olmaz ve unutulur ve silinir gider. Biz ise okuyucu kendi bilgisini elde edebileceği YBA hızlı anlam sürücüsü ÖĞRENME ve kolay anlatım aygıtını KULLANMA ve onun diller ve dinler üstü yeni dilinden YARARLANMA fırsatı sunarak yaratılıştan kendisine tahsis edilmiş kabiliyetlerinden gelecekte ikbalini ve ahiretti istikbalini hazırlayacağı bir YENİ bir İHTİSAS arz ediyoruz.


Tebrik ederim.. harika bir yazi Degerli Yazerim. Konuyu o kadar çok açik ve pek seçik etmenize rağmen yine de itiraz edeceklerdir. Çeşitli gerekceler bulacaklar ve gerçekler ortsya çikaracaklar. Çunku din oylece ve kolayca indirilen ve uydurulan din diye ayrilmaz.
Din degil dil de bile her kelime once uydurulmuş sonra yerleşerek terimi ve kavramiyla kafamiza bindirilmiş.. sonra bu bindirilmiş DİLLER uzerine DINLER indirilmiştir.
DIL bizim bilgimizdir
DIN bizim istegimizdir.
BILIM haline gelen dil geçmiste kalmiştir.
Biz buna tarih ve edebiyat diyoruz.
HUKUK haline gelen dil gecmişte kalmistir.
Biz buna itikad ve ibadet diyoruz.
Devlet ve resmi işlerimizi edebiyat ve ibadetle degil kuramlari ve kurumlar olan bilim ve hukukla çozuyoruz. Ne yazik ki resmi kamu alani ile sivil özel alani bile anlamayan ve goremeyen bilimcilerimiz ve hukukcularimiz bulunuyor.
Diyeceksiniz ki kapali oldu.. haklisiniz.. siz dusunmeyen halka dinlettiniz.. ben duşunen aydina soyledim. Elbette halk icinde duşunenler az oldugu gibi okumuşlar icinde duşunmeyenler çoktur. Bizim sikintimiz GDDY nin insanlari DUSUNMEMEK uzere kullanilmasidir. osmanziya yontembilim.com


Kısaca Değerli Kardeşim.. bazı insanlar okuyucunun ayağını giderler.. onların düzeyine inerler.. anlayacakları şekilde konuşarak onları kendine çekip bağımlı kılarlar.. çünkü artık onlar bağımsız düşünmez, inanmaz ve konuşmazlar.. bağlandıklarının BORAZANCISI olurlar ve onu ezberledikleri ve beğendikleriyle onu tanıtmaya çalışırlar. Biz buna dirayetin rivayeti.. riyasetin riayeti diyoruz.. dirayetle kendi ilimlerini oluşturanları rivayet etmek ve yaymak.. riyasetle ve başkanlığına uyduklarına diğerlerini de çağırmak. Bunlar normal ve doğal bir tutum ve davranıştır. Çünkü insanların yüzde sekseni ehli taklid ezberci avam.. yüzde yirmisi ehli tahkik araştırıcı havasdır. Ancak biz bu normal yüzde yirmi oranın ülkemizde bulunduğunu sanmıyorum. Olsa olsa yüzde beştir.. çünkü birbirinden kopye eserler ve çalıntı yapıtlarla akademik kariyer elde ediyorlar ve siyasi yağma ile koltukları ve başkanlıkları kapıyorlar. İnşaallah yanılıyorumdur. Diğer taraftan yüzde yirmi olsa bile bunların TEMEL YAPISI 2000 yıllık geçmiş kültürün KALINTILARIDIR. Dinler 600 yüz yıl yaşar.. diller 1000 yıl yaşar.. dil ve dilden oluşan kültürler ise 2000 yıl yaşar. Mezopotamyadan gelen ve hazreti İsa Aleyhiselema gelen KADİM bir kültür söz konusu.. bir de çağımıza ulaşan bir yıl çıkış ve bin yıl iniş olan ÇAĞDAŞ kültür söz konusu.. şimdi BİZ yeni bir iki bin başlatıyoruz. Bununda bin yıl çıkışı ve bin yıl oluşu bulunur mu ? bilmiyorum.. bununla beraber buraya kadar anlattığım METAFOR' anlaşıldığı gibi ana karadan çıkan dört kıtanın ilk ikisi oluştu.. Günlük dil ve Bilimsel bilgi.. bundan sonrada FELSEFİ BİLGİ ve DİNİ DİL oluşacak.. biz felsefe ve din arasında ortak platform olan YBA oluştararak bu vizyonu başlattık.. lakin gereksiniminde kaybolmuş insanları esgeç araştırı ve ehli tahkik olanlar bile kolay ve hazır işlere alışkın olduklarından bizim dediklerimi kulak ardı ediyorlar. Etsinler.. biz yazdıklarını siber uzaya yükleyerek geleceğe gönderdik.. gelecekte anlaşılacak İnşaallah. Özetle biz sizin anlayışınıza inmiyoruz.. sizi kendi anlayışımızdan ziya de yeni bir dile.. yeni kelimeler öğrenmeye.. yeni konular ve alanlar düşünmeye çağırıyoruz. Bunun içinde YBA öğrenmeye ve kullanmaya ve yararlanmaya çağırıyoruz. Saygılarımla sağlıcakla kalınız. osmanziya yontembilim.com 23.10.2025 üçyol izmir 07:34




Yarım saatte hazırladığım bu dosyayı günlük dilin düz yazısına çevirsem düzeltmelerle birlikte yarım günümü alacaktır.. hatta herkesin anlayacağı hale getirmek istesem yarım ayımı belki bir kaç ayımı alacaktır.. oysa bizim muradımızı YAZAR olmak değil.. GDDY günlük dilin düz yazısına hizmet etmek değil.. YBA Yöntem Bilimsel Analiz'in hızlı anlam sürücüsü ve kolay anlatım aygıtının öğrenilmesine.. kullanılmasına ve yararlanılmasına yol açmaktır. Saygılarımla sağlıcakla kalınız. osmanziya
































Altı sene önceki paylaşım.. KELİMENİN sağındaki İSİM ile solundaki İLMİ yazmayı.. unutmuşum.. ya da kalabalık olmasın diye yazmamışım.. dört tane boşluğu da henüz doldurmamışım.. bu bir CUMHURİYET paylaşımı olmuş.. 96 ncı yılında.. Cumhuriyetimiz ve demokrasimizi ve laikliğimizi.. yani lâikraheliğimizi.. meşveretimizi.. halkın yönetimini.. genişleteceğiz ve geliştireceğiz.. sadece inanan dincilerin.. sadece düşünen bilimcilerin tefrit ve ifratından sakınarak ORTA yolu sürdüreceğiz.. ki bu orta yolun istikameti DOĞRU yol ve KISA yol olarak bilinir.. lakin çoğu dincinin din ve yol arasında farkın ayırdında olmadığı bir vakıa.. aslında bu kısa ve doğru ve ortayol VAKIA suresinde SABIKUN olarak adlandırılmış ve tanımlanmıştır.. yani ashabi şimal SOLCULAR ile ashabı yemin SAĞCILAR arasında mücadeleden sıyrılabilen ÖNCÜLER.. Yalnız bunu anlatmak o kadar zor ki sağcıların kör sol GÖRÜŞ'üne.. solcuların sağır sağ DUYUŞ'una.. dokundurmadan.. belki bu tablodaki boşlukları doldurursak onlara da anlatabiliriz. Saygılarımla osmanziya yontembilim.com 23.10.2025 üçyol izmir 19:43



Sevgili dayıcığım maalesef şu andaki eğitilmişlerin aldığı eğitim yalan bir tarih eğitimi olduğu için Said Nursi hazretlerinin Kurtuluş Savaşı'ndaki İngilizlerle olan mücadelesini Yeşilay Derneği'ne katkısını Kurtuluş Savaşı'nı yapan I Meclis tarafından Ankara tren garında devlet Töreni ile karşılandığını resmi tarih adı altında yazılan kitaplar bunu yazmaz yazamazlar Çünkü gerçekler ortaya çıkar ama Bizler bunları anlaşılabilir bir dille bu gerçekleri anlatmamız gerekiyor Rahmetlik Sultan Vahdettin tarafından görevlendirilen Kurtuluş Savaşı'nda meclis Başkanlığı ve Ordu Komutanlığı yapan Mustafa Kemal 1 meclis Lozan Antlaşması'nı kabul etmeyince meclisi tatil edip Kurtuluş Savaşı'nı yapan gerçek inanç sahibi Bu ülkenin kurucularını tasfiye edip kendisi gibi komünist zihniyetli insanlardan oluşturduğu seçim yapmadan iktidarı ele geçirip kendi doktrinlerinle bir İslami düşmanı Hristiyan ve Yahudi yakınlığı olan bir İngiltere ve Yahudiler kontrolünde bir eğitim sistemi ile 600 yıllık bir birikim ve hafızayı yok ederek İsrail'in vadedilmiş topraklarını daha sonraki evrelerde MİT başkanı Korgeneral Fuat Doğu sahte dinayetçi Yaşar Tuna gör ve aslen evangelist olan Kasım Gülek ekibi ile gizli Kur'an kursu veren hocasını ihbar edip yakalatan Fethullah Gülen ile İsrail'e ve ABD'ye hizmet eden fetö ekibini 19 60'lı yılların sonlarında operasyonlarla her yeri ele geçirmeye başladılar bunu da yan destek ekibi olarak yine MİT başkanı Korgeneral Bülent Türker ile Kenan Evren ekibinin birlikteliği ile Abdullah Öcalan'ın İstanbul hukukta bir süre okuttuktan sonra Ankara'ya getirerek siyasal bilgilerde ve Daha sonrasında da yanına rahat hareket etmesi için devlet kadrosunda kayınpederi mitçi karısı MİT çalışanı Kendisi de mit elemanı her türlü şekilde Türkiye'nin gerçek milliyetçi Bunlar işler sadece ister solcu Dindar mutaassıp ne kadar Vatansever varsa Yahudiler bu askeri'nin kurduğu ekip PKK ve fetö bu vatanseverlere yok ettiler Rahmetlik Necmettin Erbakan bunlarla mücadele etmek istedi Turgut Özal Eşref Bitlis solcusu Uğur Mumcu gibi mücadele etmeye Kalkan kim varsa ya öldürdüler ya indirdiler ülkemizdeki dini inanç engellemesinin ana nedeni yeniden Kurtuluş Savaşı yapmaya Kalkarlar bunları dejenere etmemiz gerekiyor diyerek cumhurbaşkanından başbakanına askeriyedeki komutanından üniversitedeki hocalarına kadar bu inancı yok etmek istediler fakat hiç beklemediğim şekilde tanımadığım şekilde Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan ve İbrahim kalın ve ordu komutanı Hulusi Akar ve Ordu içerisindeki gerçek vatanseverler polisin içerisindeki gerçek vatanseverler bu hain kuşatmayı sonlandırdılar Hedef burada İslami eğitimimizin İslami yaşantımızın yok edilerek devletimizin yok edilmesiydi şu anda kendimi bizi korumamız için yapılan savunma sanayindeki hamleler bu topraklarda ilahi Nihayet kalabilmemiz için çok önemli bunların haricinde illaki sıkıntılarımız var borcumuz var fakat bunları da incelediğin zaman ilk borcumuzu 1930 yılında Merkez bankamızı korumak için 10 milyon dolarla abd'den dalavera eyaletinden rockchaeld ailesinden aldık Daha sonra İngiltere'den 18 milyon sterlin gibi bir rakam borç aldık Rusya'dan 10 milyon ruble aldık ve 19 37 yılı Almanya'dan altın vuruş yaptık 175 milyon Mark borç aldık bu 175 milyon Mark O tarihte Türkiye bütçesinin %58'liydi aldığımız bu borçlarla kendilerinden alışveriş yapmamız şartı ile kendilerindeki olan hurda fabrikalarını burada silahlarını verdikleri parayla ellerindeki hurdaları bize vererek bize satarak maalesef bizi borçlandırdılar 1940 yılında Bu ülkenin borcu Osmanlı'nın duyunu umumiye'deki borcu kadardı ve Nihayet kabak 1950 yılında bu borçların ödenme tarihi geldiğinde Adnan Menderes'in başında patladı Yani bu borçları Adnan Menderes almadı ama ödeme tarihi Adnan Menderes'e denk geldi maalesef adamı astılar kim gelirse gelsin 19 40 yılında aldığım yaklaşık 200 küsür milyon dolar borç bugün 200 milyar doları ve bu katlaya katlaya ilerliyor faizi astarı yüzünü geçiyor yani yıllar önce musulu verdiler lozan'ın 59 maddesini okursan Yunanistan'ın 4 milyar Frank borcunu sildiler ama Osmanlı'nın 80 milyon lira borcunu kabul ettiler yani 1924 yılında İflas etmiş bir Devleti Yahudiler kurdular Durum bundan ibaret faizle borç verdiler ama bugün sıkıntı çekiyorsak inşallah böyle güçlü bir devletimiz böyle güçlü bir ordumuza güçlü liderlerimizle bir şey yapamayacaklar önemli olan çocuklarımıza Bunları anlatmak Önemli olan bu topraklarda bizi istemediklerini Önemli olan bu topraklardan bizi göndermek istediklerini bizi tekrar orta Asya'ya göndermek istediklerini çocuklarımıza anlatmak hepsinden önemli etrafımızdaki yapacağımız paylaşımlarda İsrail bayrağındaki iki çizginin anlamını üsttekinin Fırat Nehri alttakinin de Nil Nehri olduğunu aradaki toprakların ve denizlerin Yahudilerin vatanı olarak kabul edildiğini çocuklarımıza öğretirsek inan çocuklarımız senin anlattığın paylaşımlara gerçekten ulaşacaklar Önce Vatan bu topraklar varsa biz varız bu topraklardan bizi gönderirlerse ne yazdıklarımız ortada kalır ne Biz kalırız bu topraklarda eserimiz bile kalmaz dayıcığım hayırlı akşamlar biraz Kafanı şişirdim ama okuyacağından anladığım kadar eminim

okan yeşildal















[00:40, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Her defasında gözümden yaş gelerek okuyorum:

Gazi M.Kemal, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı.
Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine.
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Kadın şöyle bir duralayıp;
- Neden sordun ki, dedi. Buraların sahabisi misin? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden birindenim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da... Benim iki oğlum da gavur
harbinde şehit düştü. Memleketi gâvurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip muhtara anlatinca, o da bana bilet aliverip saldi Angara'ya, giceleyin
geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan
oraya vurup duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadının birden yüzü sertleşti.
- Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki.. O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden gurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşiyoz. Sunun bunun gâvurun köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşa'yı bulacağım yeri deyiver.
Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek;
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanimizdir... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu dedi.

Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp
Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü Ata'nın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
- Tek ineğimin sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye
getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;
-'Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin.
Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.'
Bu yazıyı okurken duygulanan veya ağlayanlar varsa, hala umut var demektir..
Ortada dolaşan saçma sapan elektronik postaları 10 kişiye yollamak yerine, bu tür yazıları herkese yollarsak belki Ata'mızın değeri daha çok anlaşılır....
Ne dersiniz?
[00:40, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Tarih ve edebiyat
usture ve hayal
historia ve hurafe
haber ve hadise
tefsir ve tevil
hikaye ve destan
efsane ve ütopya
dirayet ve rivaye
vesika ve vakıa
kayit ve defter
roman ve senorya
film ve belgesel
seks ve aksiyon
merak ve gizem
reklam ve propaganda
tanitim ve begendirme
aşıri ve abartili
yalan ve uydurma
kandirma ve aldatma
benzeme ve andırma
denlik ve alegori
analoji ve metafor
benzetim ve benzetme
teşbih ve temsil
bilim ve edebiyat
bilinenler ve bilinmeyenler
beyyin ve bariz
burhan ve huccet
isaret ve delalet
tercume ve tevil
tasrih ve teşrih
manzara ve mubsira
basar ve nazar
Bizim zihnimizim tuzaklaridir


Bunlari yazabilmem için aylardir izlediğim Fetihler Sultani Mehmed Dizisinde hakikatlar içine serpiştirilmiş hayalleri.. hadiseler icine konulmuş senaryolari.. muslumanlari ve hristiyanlari birbirine duşurmek için KASITLA abartilan kahramanliklari.. insanlari ve islamlari bir birime düşman etmek icin konulan USTACA KONULMUS uydurma senaryoyu.. gorunce ve yukardaki UYDURUK hikayeyi okuyunca IDEOLOJI denilen illetin ve hastaligin mitoloji ve utopyadan beter bir filoloji kazigi ve teoloji tuzagi oldugunu anladim.

Dilin kotuye kullanilmasinin bir numarali ARACI gunluk dilin duz yazininim hocalar ve yazarlar OYUNCAGI oldugu öylesine çikti ki YBA yerleştirmek ugruna cok yonlu ve yanli felsefi ve dini katmanlarda.. dil ve insan alaninda.. bilim ve hukuk ile hikmet ve ahlak konularinda.. israrla kaçinmamin çok yerinde bulundugunu ve boylece hocaliktan ve yazarliktan.. tarihten ve edebiyattan uzaklaşmiş olmamin. ne kadar şanslilik oldugunu gordum.

osmanziya 22.10.2025 uckuyular 00:39
[01:05, 22.10.2025] Mustafa Buğucam: Evet.. bizler somut örnekleri.. öykuleri severiz... misalleri ve masallar hoşumuza gider.. bu yuzden aylardir.. fetihler sultani mehmet dizisini aktorlerin güçlü san'atlariyle keyifle seyrettim.. Yusuf Nebinin iranlilarca yapilmis uç serilik 45 cd sini iki kez seyrettim.. The Matrix gibi kurgu filimlerini severim.. mesaji bulunan bati filmlerini 16 yildir seyrediyorum..

Ancak harcanan vakit masalin aslina ulaştirmali ve filmin mesajina eriştirmeli.. senaryo elbette esinlendigi romandan ve hikayeden ve hakikattan fazla uydurma kurgu ve aksiyon ve aşk.. merak ve gizem içerebilir.. ancak bu insanlari insanlara karşiya getirerek UZAKLAŞTIRMAK .. yahudi ve hristiyan ile budist-hindu ve muslumanlar bir biri ile çatıştirmak.. erkegi ve kadini birbirine düşman etmeye çalişmak oldugunda DIL KOTU VE KOTUYE KULLANILIYOR demektir.

Işte bu durumda.. o yaptin ardinda vesvese ile vehim ve hayalleri işleten HANNAS bulundugundan emin olabilirsiniz..

osmanziya 01.04

okan Yeşildal

[16:52, 23.10.2025] okan: Sevgili dayıcığım sevindim yeni öğrendiğim bir şey var Bir profesörden doğruluğunu bilemem Latin harflerle her şeyi kolay okuyabilirsiniz fakat anlayamayabilirsiniz fakat Eski Türkçe ile okuduğunuzu anlamadan okuyamazsınız yani Latin harflerini ciddi bir şekilde birçok yönden eleştirir hali var yani dünyada eğitim dilini değiştir en tek ülke biziz Yani bunu kısmen kullanılabilirdi tamamen yok etmeyi düşünmemeleri gerekirdi

okan yeşildal

dedimki:


Bende altmış yaşıma kadar öyle düşünüyordum.. belli bir dil.. belli bir din.. belli bir alfabe insanlara belli bir KÜLTÜR veriyor ve bu kültür toplumun bireyleri tarafından özümsenerek kişilerim kişiliklerini ve bireyselliklerini işleniyor ve katılıyor. Elli yaşıma kadar Risalei Nur Külliyatını yani Sözler, Mektubat, Lemaat ve Şuat kitaplarını eskimez yazı dediğimiz hattı Kur'anla yani ARAPÇA olarak yazdım.. Rabbim İmamı Nursî dediğim Bediuzaman Said Nursi Hazretlerinden hidayetimde.. islamlaşmamda.. ahlakımda.. ibadetimde çok istifade ettim.. Hatta Nur Talebeleri içinde içinde bulunduğum gurup Hattı Kur'an ile yazmadıkları için diğerleri nur talebesi saymazdı.. onlar LATİNCE yazıdan okudukları için düşük görürlerdi. Oysa LATİNCE alfabe sadece eski latinlerinlerin dünyanın hatırı sayılır kültürlerinin alman, fransız ve ingiliz kültürlerinin yani KÜRESEL bir alfabe olup ilim ve tekniği ilerletmişti.. Zaten müslümanlar ilk dört beş yüz içinde eski yunan ve roma medeniyetini türk ve arap ve fars dilini harmanlayarak koca bir İMPARATORLUK'lar kurmuşlardı.. sonra bilim ve kuvvet ve dünyayı bıraktıklarından ortaya çıkan olumsuz durumu kafirlere yükleyerek kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlar. Şimdi biz bu YBA DİLİN nutuk (mantık).. cümle.. kelime.. harf.. hatt.. nukta (nokta) YANİ alfabe KATMANINDA harftten sonraki HATT katmanına gelerek tüm kültürlere açık EVRENSEL bir dil geliştirdik.. yani bir kültürün içinde kapalı ve kısılı kalmadık.. asıl olan ÖĞRENME ve anlama ve inanma ve yaşamadır.. dil.. din.. alfabe.. kültür.. medeniyet ise İNSANLIK ortaya çıkarmada işe yarayan araçlardır. Ancak bazıları bu araçlardan birini AMAÇ yapabilir.. bu insanını kendi zihniyetine ve bilgisine ve düşüncesine ve inancına bağlı bir seçimdir. Herkeste seçtiğinin sonuçlarına katlanır. Nitekim bizim kültür de buna katlanıyor: İki yıl süren katlıamda Netenyahu kan içicisine kuvvetli sövmekten.. kızmaktan.. karalamaktan trip atmaktan başka bir şey yapamadık.

osmanziya


[17:00, 23.10.2025] okan: Tabii ki zeka bir Allah vergisi kimi bir kere okuyor anlıyor kimi 3 kere okuyunca anlıyor kim i 5 kere okusa anlıyor kimi 10 kere okusada anlamıyor yoruluyor Bu da gelecek hayatında çeşitli meslekler olarak yani genelde doktorluk elektronik Mühendislik dalları hukuk gibi dallarda algısı kuvvetli aldığını unutmayan istenildiği anda da verebilen zeki insanlar Yaşam şekillendirmede söz sahibi olabiliyorlar bizim tercihimiz iyi niyetli oldukları sürece Bizler de mutlu oluyoruz

dedim ki:

Sevgili Okancım.. elbette dediğin önemli bir konu.. zeka gücü ve hafıza kapasitesi önemlidir. Her makine gibi insanda zeka işlemcisine ve bellek hacmine göre işler. Ancak insan SADECE zeka ve mantık ve hafıza bileşenlerinden oluşan bir AKIL değildir. Onun NEFİS.. KALB.. RUH.. SIRR gibi derin yapıları bulunur. Ayrıca onun bir ömür edindiği ihtisas ve uzmanlığı olur.. ve bununla onun ALAN BİLGİSİ oluşur. Üstelik OUTLİESRS denilen ünlü bir kitapta insanın on yılda on bin saat harcadığında başarılı ve ünlü olduklarını gösterilmiştir.. okudum.. kumanı öneririm. Bir de kültürün şifresi isimli başarılı ekiplerin sırrı diye bir kitap.. okudum.. okumanı öneririm. Bu fakir değil on otuz senedir çalıştığım halde YBA kendimden başka bir "öğrenici" dahi ekleyemedim. yani BAŞARAMADIM.. Demek ki başarı.. zeka.. mantık.. hafıza.. çalışma.. ortam.. yetenek.. beceri.. gibi şeyler üstünde başka şeylerde istiyorum. Bununla beraber kazandığım öyle şeyler bulunuyor ki ne başarılı Bill Gates veya R.T.Erdoğan yerinde olmak isterim. Aynen ARİFANE bir şekilde dediğin gibi.. "zeki insanlar Yaşam şekillendirmede söz sahibi olabiliyorlar bizim tercihimiz iyi niyetli oldukları sürece Bizler de mutlu oluyoruz"












22.20.2020

beş sene öncesinin tablosu





bu günlerin tablosu
20.10.2025



Düzenleyen osmanziya - 23-Ekim-2025 Saat 21:44

https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2898

Dunya ve Din arasinda kalan DIL..
Kalem ve Kelam ile Mal ve Mel birlikteligi
bir ALFABE'den ibarettir
ki bu Elifba ya da Abece adı verilen HATT'ın
ne kadar dunya dilleri kadar çok ÇEŞITLI oldugunu.. ciddi bir teknolojik bir cihazin kutusu icindeki PROSPEKTÜS de görursunuz.

Ancak bu sentakslarin ( SÖZ DIZIMLERI )
birbirine tercume edilip çevrilebilen
semantikleri (ANLAM BILIMLERI) bulunur.

Eski dilde

SÖZ dizimi'ne BEYAN..
ANLAM bilimi'ne MAAN..
adi verilirdi..

Bu demektir ki dizmediginizi bilemezsiniz.

Hele hiç bilmediniz bir DIZIM söz konusu oldgunda alfabe sesleri GURULTU.. alfabe yazilari anlamsiz GORUNTU.. olacaktir.

Böylece bilinmeyen yabanci BEYAN
bilinen yerli MAANI kapatacaktir.

Neden ? Alfabe yuzunden !

Çunku görmenin koşulu olan ışık aynı zamanda görmeninde engelidir.

Görmenin RÜYETİN 4 koşulu bulunur:

IŞIK
Cisim
Göz
Beyin

İşık bulunmadiginda.. cisim ve göz ve beyin olsa bile göremezsiniz.

Bunun gibi bilmeninde ILMIN 4 şarti bulunur:

ALPHABE
Dünya
Dil
Din

Alfabe bulunmadiginda.. dunya ve dil ve din olsa bile bilemezsiniz.

Şimdi bu metafor ve benzetmede MADDİ Işik ve MANEVI Alfabe bir biri ile eşleşiyor.

İşte YBA

Beyin ve dimağin liflerinin "ve cennatinelfafa"sında

ELIF-LAM-MIM sırrının yeni bir LİFİ
HIZLI ANLAM SURUCUSUYLE yeni bir dil..
KOLAY ANLATIM AYGITIYLA yeni bir alfabe..
ÇOK YÖNLU YANLI KONULARDA yeni bir ışıktir.

Ancak bunun önemini ne ben anlatabildim ne de siz degerini anlayabildiniz vesselam.

osmanziya 24.10.2025 09:12