Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: sorun nedir ? Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: sorun nedir ?
    Gönderim Zamanı: 03-Ağustos-2021 Saat 04:15

 

 

 

 

Modern İnsan Ve Gelinen Nokta

Akıllarını hırslarına teslim etmiş bir zihniyet, günümüzde; sermayeyi, bilimi, teknolojiyi, medyayı, sağlık ve ilacı, devletleri dahası dünyanın yönetiminde etkin bütün kurumları dilediklerini yaptıracak bir baskı aracına ve yönetim yeteneğine sahiptir.İnsanlara kutsanması yönünde telkin edilerek tanıtımı yapılan bütün bu alanlar onlar için sadece hegomanya aracıdır.

16. yy’da Bacon, insanlığı daha güzel ve konforlu bir yaşama kavuşturmak için tabiatla kuracakları ilişkiyi; ‘’Tabiatı dişi bir kadın gibi ıssız köşelerde sıkıştırarak dilediğimiz her şeyi almalıyız.’’ diyerek özetliyordu.Aydınlanma ile birlikte gerçekten de öyle yaptılar.Yerin beş bin metre altına inip petrol çıkardılar, tüneller kazıp kömür, bakır, demir çıkardılar, bir gramı intihar için yeterli tonlarca siyanürü dökerek altın çıkardılar.Gerçekten de tabiatı haydutların elde etmek istediği bir kadın gibi her köşede sıkıştırıp istediklerini aldılar.Yerin altını üstüne getirdiler.Yetmedi göğe el attılar.Şimdiden uzayı bir uydu çöplüğü haline getirdiler.Yaptıkları en rezil şeyleri insanlığın zaferi diye tanıttılar.Günümüzün, gelişmiş dinlere ve inanca ihtiyacı olmayan modern insanı aklını kullanarak bunların hepsini bir bir yedi.O rasyonel, aklını kullanmaya cesaret eden insana yüz yıl boyunca sağlığın en baş düşmanı colayı içirip hem hasta ettiler hem para kazandılar hem de toplumları kültürel hegemonyaları altına alarak istedikleri yönde dönüştürdüler.

Şimdi; iki yüz yıllık tabiatı talanın sonuçları örtbas edilemeyecek şekilde her yerden fışkırmakta.Kuraklık, hortum, hava kirliliği, suların çekilmesi, buzulların erimesi, denizlerin yükselmesi, yeni nesil virüslerin meydana çıkması, nörodejenaratif hastalıkların alıp başını gitmesi gibi bir sürü sıkıntılar!

Şimdi, modern insan yaşadığı bunca süreci yaptıklarını görmezden gelerek pişkince soruyor?Dünyamıza ne oluyor?Bunca nüfusu dünyamız kaldıramaz!Bir an önce önlemler almalıyız!

İki asırdır dini demokrasi için, tabiatı konfor için, inancı akıl için tasfiye ederek önlem aldın. Geldiğimiz nokta mevcut durumumuz.Ve sen hala utanmadan soruyorsun;Niçin böyle?

Niçin olacak, akşam yenilen hurmalar elbette sabah tırmalayacak bir yer bulacaktı.

N.Alabuğa

 

Sorundan yakınmak ve suçlamak yerine çözum ve çare gostermek.. sorunu saptamakla başliyor.. sorun ne ? Osmanziya

 

 

Yazıyı yine okudum.. bu sefer biraz daha dikkat ettim.. sorum değişmedi.. verdiğiniz "Bir yerde bir problemin kaynağı yanlış bir şey yapmaksa o problemin çözümü yapılmaya devam edilen şeyi yapmayı terketmektir." Tümcesi yine soyut ve soruma yanıt değil.. bu soyutluk sorun ve çözüm konusunda yeterli bir yanıt veremeyeceğinizi de gösteriyor.

Ancak size Bozkur GÜVENÇ'in 500 sayfalık İNSAN ve KÜLTÜR kitabına öneririm.. şu kadar söyleyeyim ki din değil dindarlar üç yüz sene öncesine dünyanın sorunularına çare bulamadığı için insanlar nasyonalizm, kapitalizm ve sosyalimz gibi yeni dinler çıkardılar.. bunların temelinde rasyonalizm.. emprizm.. materyalizm gibi felsefi inançlar olabilir.. ancak masonlar ve marksistler, geçmişte muhalefet ettikleri gibi müslümanlar gibi başarılı olamadılar.. eski ve yeni dinler şimdi tümüyle.. çöktü.. yapılanlar sadece birbirlerini suçlamak.. ve bu gün Müslümanların, masonların ve Marksistlerin gelenekçileri ve yenilikçiler arasında amansız bir çekişme ve bu çekişmenin boşluğundan dünyanın efendileri bildiklerini okuyorlar ve buna karşı insanların yapabildikleri tek şey koru halinde "dünyamızı ne oluyor" diye yakınıyor ve buna siz de dahilsiniz.. sorunu yakınmaktan çözümü bulmaya geçemiyorsunuz.. buhrana (bunalıma) karşı belitiniz (Bürhanınız) de bulunmuyor.. sanırım bulunsa da açıklamıyor ya da açıklayamıyorsunuz. Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız. osmanziya

 

Yazıda, problemin nereden kaynaklandığına dair bir tesbitte bulunuluyor.Çözümün ne olduğuna da örtülü olarak işaret ediliyor.Bir çıkarımda bulunmak çok mu zor? Bir yerde bir problemin kaynağı yanlış bir şey yapmaksa o problemin çözümü yapılmaya devam edilen şeyi yapmayı terketmektir.Bunu da mı açıkça yazalım? Nursin alabuga

 

Osman Ziya Bey; sayfama olan minnetiniz, yazıya olan ilginiz, şahsıma olan eleştiriniz ve okumam için verdiğiniz referanslardan dolayı teşekkür ederim.Ancak kişisel olarak konfeksiyon fikirlerle ilgilenmiyorum.Düşünce olarak soyut alanı tercih ettiğim yazılarımdan kolaylıkla anlaşılabilir.Unutulmamalı ki, somut soyut un rahminden südur eder.Bu bağlamda yazının soyut bir karekter içerdiğini söylemek ;’’manava sen niçin elma satıyorsun?’’ demek ile eşdeğerdir.Her şeye rağmen yazının eleştiri konusunu pratik çözüm alternatifleri sunarak destekleyebilirmiyiz?Samimi biçimde tatmin edici çözümler önerebileceğimi söyleyebilirim.Yazıda hepsinin ipucu var.Ama konuyu açmak istersem; birey anlayışımız, aile anlayışımız, üretim-tüketim anlayışımız, ekonomi anlayışımız, toplum anlayışımız, tabiat anlayışımız, hayat anlayışımız ……………şeklinde alt başlıklar açıp tafsilatlandırmam gerekir.Önem verdiğiniz bu tafsilatı zikretmenin buranın imkanlarıyla örtüştüğünü söyleyebilirmiyiz?Peki yazsak kim okur?Ben hala meslek hayatı devam eden çalışan birisiyim.Yazmaktan çok okumayı severim.İşinize yarayacaksa gül hatırınız için açtığım başlıkların altını doldurup size gönderebilirim.Bu kişiliğime getirdiğiniz eleştirinin cevabı olsun.

Konuya gelince, ‘’bir yazı nasıl olmalıdır?’’ sorusunun cevabı benim anlayışımda;’’okuyucunun katkısına fırsat veren, ona konuşma, düşünme alanı bırakan’’ şeklinde yer almaktadır.Dinlerin çöküşünü ifade etmiş, geçmişe ve şimdiye değinmiş ancak çorba yapmışsınız.Unutmayın birileri çökmesini arzu ettiği için ‘’din çöktü’’ dediği için din çökmez.Din; insan fıtratını esas alarak yaşamı düzenleyen yegane kurumdur.Akıl vahyin alternatifi değil anlamak için yardımcısıdır.Bilim hayatı yönetemez.Öyle bir gücü yoktur.Zira bilim iki yüz yıldır insanlığa hizmet için değil, hegemonyanın alanının genişletmek ve kavileştirmek için çaba vermektedir.Benim gördüğüm seküler paradigma çökmüş ve dünyayı bir felaketin eşiğine getirmiştir.İnsanlık kurtulacaksa Kant’ın kaçamadığı gibi hayatında inanca daha fazla yer açarak kurtulacaktır.Aksi durumda mı?Ne olacağının belirtilerini dünyamız ciddi biçmde sunmakta.Her şey görmek isteyen için.Osmanlıda bir söz vardır;’’lafın tamamı ahmaklar için söylenir’’.Umarım dünyanın sinyallerini anlayacak kadar akıllı insanlar çok, ahmaklar azdır. Nursin alabuga

 

 

 

Değerli Hocam, yeterli ve yararlı yanıtınız için teşekkür ederim. Dediğiniz gibi “birey anlayışımız, aile anlayışımız, üretim-tüketim anlayışımız, ekonomi anlayışımız, toplum anlayışımız, tabiat anlayışımız, hayat anlayışımız ……………şeklinde alt başlıklar açıp tafsilatlandırmam gerekir.”di. ve bu ayrıntıları tartışmak yeri de burası değildi.. ancak eleştirimde size bu ayrıntı yerine ana hatta ve yönteme yönlendirmek istedim. Meramımı son orman yangınları için yapılan tartışmalara yanıt olarak verdiğim şu yazı çok iyi anlatacaktır.. ki bunun size yaptığım eleştiriyle de paralel olduğunu anlayacaksınız. Yazı şudur:



Birilerini.. akp yi ya da pkk yı suçlamak.. komplo teorileri kurmak.. tanrinin gazabı demek.. sorundan yakınmaktır.. bu bir yol.. bu yol daha ileride sorunlar arttikça bunalımdan bağırmaya gider.

 

Diger bir yol ise sorunu sorulara donuşturerek onu saptamak ve onun çözümunu yuklenmektir.


Birinci yol kolay.. ikinci yol zordur.

 

Şunu da unutmamak gerekir ki kolaydan sonra zorluk.. zorluktan sonra kolaylık gelir.

 

Sorunun çözumunu yani ZORLUGU yüklendiginde.. bunda samimi ve ciddi isek.. zorluk.. KONUNUN DERINLIGINE gore daha da artacak.. usrun.. vizrin.. külfeti.. buhranin.. zirvesinde:

Bürhan ve belit ve çare ve çözum ortaya çıkacaktir.



Öyle ise hadi başlayalim: Zorlugu soruna.. sorunu soruya.. soruyu yanıta.. yanıtı çözume.. çozumu kolayliğa.. çevirelim.

Bunlarin hepsi diri öğrenme ve canlı düşunme ister.. donmuş bilmeleri devindirmek.. durmuş anlamaları ilerletmek.. kemikleşmiş inançları kirmak için.

Ben bu işe giristim.. başlatmak için bir kaç arkadaş.. ariyorum...

 

TEMEL SORUN  ise üç tanedir:



Dünya ve ahiretin dengesini kurmak. Bu TANIRLIĞI ve Rububiyeti gerektirir.

 

Aklı ve kalbi bağdaştırmak. Bu TANRILIĞI ve malikiyeti ister.

 

Bireyi ve toplumu uyuşturmak. Bu aşama insan  bir tür sanrılık  olan bu sahte    tanrılığı ve uluhiyeti (vesvasilhannası) bırakıp TANIKLIĞA geçer. Hacatı ve harratı ile naksını ve kasrını anlar.

(Nas suresi)   

 

Çünkü bizler ancak insanız Tanrı değiliz. Hayvanlıktan insanlığa ve insanlıktan tanrılığa geçtiğini  çağımız seslerini.. maymunular cehenneminden yapay zeka cennetini gittiğini sanan sözde tanrıları  İNSANLIĞA çağırmak.. insanlığın büyüğü olan İSLAMLIK için, en iyi başlangıç olacaktır.  



Aslında sandığımız gibi asrı saadette çözülmedi.. daha sonra da çözülmedi.. ancak çözülmeye başlandı. Asrı saadette çözülseydi.. nebiyi Zişan ahir vaktinde zırhını rehin vererek yahudiden borç para almazdı.. çözülseydi cani gibi sevdiği torunları şehid edilmezdi.. Müslümanlık.. masonluk.. marksistlik geldi diye sorunlar hiçbir zaman bizleri terk etmediler. Bir zamanlar çözüm olan bu ideolojiler (bunların bir kısmı ideoloji haline getirilmiş dinlerdir.. bir kısmı ise din haline getirilmiş ideolojilerdir ve sizden teslimden başka bir şey istemezler) şimdi en birinci sorun haline geldiler.. çünkü yeni çözümleri aramıyorlar ve aratmıyorlar.

 

Kısaca hiç bir sorunun HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR çözüm olmaz.. oluyorsa bu ya bir yazarın döktürmesi ya da bir hocanın söktürmesidir. Çünkü sorunluluk ve sorumluluk bitmez.. bir sorun çözülür on tane yeni sorun çıkarır..  ağırlık artarak sürer ki yeteneklerden yetkililer ortaya çıksın.. esma da hüsna olsun. Lâ rahata fiddünya...

Osmanizya 03.08.2021

 

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk