Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: 08 09 2023 turlu yazilar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2674

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: 08 09 2023 turlu yazilar
    Gönderim Zamanı: 08-Eylül-2023 Saat 01:53
Salah ve Sıhhat
Salih ve Sahih
Sağlamlık ve Sağliklik
Hem BILIM hem de HUKUK
Esas ve temel kavramlarıdir.
YBA Arabasi da bunlarla inşa edilmiştir.
Çunku YBA in amacj sozun taşidigi bilgi ve degerlerin
Sağlam ve sağlikli olmasina duyarliktir.
Osmanziya.
08.09.2023






Fatma Hanım Kardeşim, "Bu memlekette tartışmaya ayırdığımız zamanı, çalışmaya ayırsaydık şimdi tartışacak hiçbir şeyimiz kalmazdı, diye düşünüyorum." diyorsunuz.. Haklısınız.. eleştiren ve konuşan çoktur da yapan azdır, deniliyor.

HAKK ve KUVVET hakkında

Bey Kardeşim..

Kuvvet Haktadır, diyorsunda kuvvet ve hakk basit bir denklem degildir. Hakk kuvvettedir.. denilebilir. Bunun için kuvvet ve hakk arasina Kanun ve Hurriyet terimleri de konulur.

Kuvvet ve Kanun ve Hurriyet ve Hakk..

Sonra bundan HUKUM çıkarilir

Kuvvet olmadigindan 1000 yildir degil Hakkı.. insan kakk ve hurriyetlerimizi de koruyamiyoruz.

Kuvvet oldugunda da hakki.. hakikatı ve hurriyeti tekelimize aliyoruz.

Bu yuzden bir çalişma yapilmasi gerekir dedim.

İonna KUÇURADI..demişki.. "Düşunceye düşunceyle karşı çikilir.. cezayla değil."

Dedim ki:

Kuvvet sahipleri.. hakka uyduklari kadar hakikata izin verirler.. ancak her fikir sahibinin hakikati ifade ettiği söylememez. Ancak yanliş ve yanilmişta olsa herkes fikrini söyleyebilmelidir.

Bununla beraber gunluk dilin ve bilimsel bilgini üzerindeki çok yonlu ve yanli konularda.. totaliter ve otoriter yeşil ve mavi..sistemler ve rejimler.. hazir ve açik ve seçik yapılariyla kafamiza geçirilmiş sepet ve başımiza örulmuş çoraplar.. kızil ve kirmizı angajeler ve i ideolojiler.. arayışimizin perdeleridir.

Bu durumda partilerin dili ve dini paravana yapmasina izin.. emeği ve özgurlügu paratoner etmesine prim vermemek gerekiyor.

Butun bu ortak dil ve din ile emek ve özgürlük ORTAK İNSANI DEGERLERIN gelişmesi ve surdurulebilmesi için gereken BARIŞ degerinin sağlanmasi da ayrıca icab ediyor.

Bu da hakk ve kuvvet ve hukuk ve bilim konusunda ciddi bir kuramsal çalişma yapilmasini gerektiriyor.

Osmanziya

08.09.2023
Yontembilim.com


SEKS HAKKINDA

Degerli bir Arkadaşim dedi..
neden ferc ve zeker yerine vulva ve penis sözculerini kullaniyoruz.

Dedim ki:

Temas (mass) ve temaşa (meşş)
E d e b (hacel) ve E b e d ( haled )
Keşiflerimden biridir
Temel yapilarin başatlarindandir

Hassasiyetimuzden temaşa ve mücaveretimiz ve seyrimiz eger arka planinda tevehhumu EBEDIYET hissiyatı bulunmazsa ve insan sevdigine sonsuzluk rengi vermezse.. ornegin çocuguna ya da bir doğa manzarasına.. huzurlu ve keyifli bakamaz.

Bunun gibi hassasiyetimizden temas ve mubaşeretimiz ve lemsimizin eger ön planda zırhi EDEB ve hacalet örtüsu hissiysti bulunmazsa daha en şiddetli refleks olan seks tum insani nezaket ve nezaheti kaldırır idi.


Bu konun derinine girmeyecegim kisaca INSANI beşerden ve diger hassasiyet ve mass ve meşş sahibi hayvanattan ayiran.. dogalı törel yapan ve tuzele yer hazirlayan hissiyatin başinda edebiyet ve ebediyet gelmektedir.

Eger boyle olmasaydi HISSIYAT şehvetten ibaret kalir şefkate.. hurmete.. uhuvvete.. muhabbete ve muhammede yer kalmazdı...

Eger merhameti edeb olmasaydi..HAYAT içice vulva ve lenis borularından ileri gidemez.. gayyanin boklu deliginde yiterdi.. ŞUUR açilmazdi.. IMAN dogmazdi.

Bununla beraber kanunu tekessurun en birinci tezahuru olan tenasul ve cinsiyyet geri plana atilacak ve ilmi olarak konuşulmayacak bir mevzu degildir.

Tensellik ve tursellik en az dinsellik ve tinsellik kadar onemli ve değerlidir.

En azindan hayat olarak dunyanin yarisidir ve sıhhat ve sagligin dortte birisidir.

Çunku saglik.. KALITELI uyku zemini üstunde yükselen iki sütuna dayanir; alkali beslenme ve fiziksel egzersiz. Bu iki okyanusadan soz etmeye ne ilmim ve ne zamanim yeter. Fakat bu iki sutunu kapayan meşru cima yani yasal seks maalesef tabibler tarafindan bile kapatiliyor.. geregi ve yeteri kadar onemi ve degeri anlatilmiyor.

Saygilarimla

Osmanziya 06.09.2023

yontembilim.com
YONTEMBILIM
Yontembilim'i Beğenen Arkadaşlar

Lem An paylaşımıdır.

Bir duygu tetiklendiği andan itibaren etkisi beyinde sadece 90 saniye sürüyor.
Dr. Jill Bolte

Ünlü sinirbilimci Dr. Jill Bolte Taylor, bir duygunun tetiklendiği andan itibaren etkisini yitirmeye başlamasının 90 saniye sürdüğüne dikkat çekiyor. Yani bizim günlerimizi, aylarımızı alan duygularımız 90 saniye sonra etkisini yitiriyor.

Peki ne oluyor da bu kafar uzun süre etkisinde kalıyoruz? Dr. Jill Bolte'un araştırmalarına göre ilk 90 saniyeyi nasıl geçirmemiz gerektiğini bilmememiz işleri içinden çıkılması zor bir hale getiriyor.

Duygularımız bize sadece bilgi taşıyan araçlarımızdır.
Gelip geçebilirler.
Duygularımız bize kendimizle ilgili bilgi taşır.
Otobüs gibi düşünün.
Duygularımız ihtiyaç durağından otobüse biner, zihnimize bu ihtiyacı taşır.
Yolcular otobüsten inmeden, indi-bindi olmadan, sürekli yolcu almaya devam ederse ne olur?
Otobüs taşıyamaz hale gelir.
Bir yerde mutlaka arıza verir.
Bizim zihnimizde böyle.

Gün içinde o kadar çok uyaran, o uyananlara karşı o kadar çok duygu taşıyoruz ki, otobüste bütün duygular ayakta, sıkış tepiş gidip, söylenmeye şikayet etmeye başlıyorlar.
Bizde sonrasında diyoruz ki; çok yoruldum, kafamın içi çok karışık, kafam kazan gibi, ne düşüneceğimi bilmiyorum, yeter.
O duyguları o otobüsten gerekli duraklarda indirmezsek, nerede indireceğimizi bilmezsek duygular kendi içinde karışır.
Kaos, kaçınılmazdır.
Bazı şeyler kendiliğinden olmaz, eylem gerekir.

Farkındalık pratikleri bize önce yolcuları tanıtır, duygularımızı, bedensel tepkilerimizi ve tabii ki nefesimizi.
Farkındalığın tek sorusu vardır; bu nedir?
Bu hissettiğim nedir?
Bu duygunun adı nedir?
Bedenimde nerede hissediyorum?
Nefesim nasıl?

Uyarana karşı verdiğim bütün tepkilere karşı uyanık olmaktır.
Bir süre sonra duygularımız otobüsten kendiliğinden iner.
Şoför rahatlar, yani biz.

Zihin, bedenin şoforüdür der Jon Kabat Zinn.
Duygularımızı görmeye başladığımızda zihin, beden ve kalp rahatlar.

İşte o zaman o aradığımız ve hayalini kurduğumuz sakinlik ve dinginlik kendiliğinden gelir.

Dr. Jill Bolte Taylor diyor ki; "Kendimizi hangi dış koşulların içinde bulursak bulalım, her an dünyada kim ve nasıl olmak istediğimizi seçme gücüne sahibiz.”

Ve hepimizin içinde bu güç var, sadece fark etmemiz ve pratik yapmamız gerekiyor.

Kaynak: Canan Coşkun Sayın


ALYUVAR

Başka bir öbekte alyuvarların bir damla kanda 250 milyon tane bulunduğunu ve alyuvarların esnek olması sayesinde alvuyor çapında kılcar damarladan bile geçebildiğini ve bunun Rabbimizin bir lutfu olduğunu söyledi. Bende böyle bir bioloji bahşettiği için Yüce YARATAN'a minnet ve teşekkür ederim. Bilim diyor ki: "Alyuvarlar (eritrositler): Kana kırmızı rengi veren hücrelerdir. ... Akyuvarlar (lökositler): Beyaz kan hücreleri olarak da adlandırılan akyuvarlar, belirli şekilleri olmayan, çekirdekli kan hücreleridir. ... Kan pulcukları (trombositler)" Ancak bilimin bunu demesi için insanlarını bunu Yaratan yapıyor (harfi manada) demesine karşılık bazılarının da, bunu Yaratılan yapıyor (ismi manada) tartışmalarının yapılması gerekmiştir. Çünkü birisi kalbini çalıştırırken diğeri aklını işletiyor. Ancak bu tartışmalar çeşitli nedenlerde tanrı tanırlar ve tanrı tanımazlar çatışmasından dinciler ve bilimciler çarpışmasına dönüşüyor. Eğer böyle olmasaydı ne din gelişebilir ne de bilim genişleyebilirdi. Bilgi nesnesi olarak bir işi tanımlamak başka.. değer nesnesi olarak bir işe teşekkür etmek başkadır. Bize düşen birbirimize saygılı olmak ve karşı tarafında ne dediğini anlamak için dikkatle dinlemektir. Saygılarımla. Osmanziya



Kan Hücresi Alyuvarların Şekil Değiştirme Yeteneği
Alyuvar hücreleri tek bir kan damlasına 250 milyon tane sığacak kadar küçük boyutlardadır. Bu alyuvarların damarlarda kolay hareket edebilmesini sağlayan avantajlı bir durumdur. Ancak insan vücudunda çapı bir alyuvar hücresinin çapından çok daha küçük kılcal kan damarları vardır. Bu, ilk bakışta oldukça büyük bir problem gibi görülebilir. Çünkü alyuvar hücresinin kendisinden çok daha küçük çapa sahip bir kılcal damardan geçmesi gerekecektir.
Bu zor işlem nasıl gerçekleşir?
İşte bu noktada alyuvarların esnek yapıları devreye girer. Alyuvarlar yassı ve oldukça esnek yapıları sayesinde en dar damarlardan bile rahatlıkla geçebilirler. Bu esneklik alyuvar hücrelerinin sahip olduğu bir başka tasarım örneğidir. Eğer alyuvarlar biraz olsun bu esnekliklerini kaybederlerse oldukça ciddi problemler doğar. Örneğin bazı şeker hastalarının gözlerindeki hassas dokular, esnekliklerini kaybetmiş alyuvar hücreleri tarafından tıkanır ve bu durum ileri aşamada körlüğe neden olur. Tek bir örnekte bile görüldüğü gibi insan vücudunun her parçasında var olan tasarım son derece hassas, kusursuz bir denge üzerine kuruludur.

Ramazan BİRDAG
Teşekkür ederim.. Değerli Kardeşim bilgi paylaşımları kıymetli olmakla birlikte asıl olan kişilerin olaylar ve bilgiler hakkında düşünce ve görüşlerin paylaşabilmeleri ve tartışabilmeleridir. Bu neden sayfamda paylaştığım düz yazı ve tablolar hakkında anladıklarınızı eleştirmenizi ve takıldığınız hususları sormanızı beklerim. Saygılarımla.

Faruz ZEYLAN
Paylaşım için teşekkür ederim. Kültürün olmazsa olmaz bileşenlerini olan dilin ve dinin çeşitli bölgelerde çağlar boyunca türlü türlü görünümleri olmuştur. Ancak çeşitlilik LOGOS tarafından derlenir, toparlanır ve bölümlenir. Bu paylaşımda HANNAN Pacha (TANRILARIN Dünyası) dikkatimi çekti. Bunu kültürlerin ortak dil ve din temeli bulunduğu savıma kanıt olarak gördüm. Çünkü Kitabımızın son suresinde "Vesvasi el-HANNAS" tamlaması bulunuyor. Vesvese veren Hannas.. Han-Nas.. nasın hanı.. halkın reisi.. toplumun sesi.. bu gün biz onu kamu oyu olarak adlandırırız.
Bir de “Ya Hannan.. Ya Mennan.. Ya Deyyan” nidası bulunur.
Mennan.. ekmek veren anlamında.
Deyyan.. borç veren anlamında
Hannan.. koruyan anlamında..
Saygılarımla. Osmanziya

ANDİNA ÜÇLEMESİ

Hazırlayan: Bilhan Akkaya

Andina Kültürü; akbaba, yılan ve dağ aslanı üzerine kurulmuş bir inanç yapısına sahiptir. Peru'da gelişen bir kültürdür.

Hannan Pacha (Tanrıların Dünyası); akbaba tarafından temsil edilmektedir. İnkalar; akbabanın, İnsan ve Tanrılar dünyasını bağladığına inanıyordu. Akbabanın; tanrıların elçisi olduğuna inanılırdı. Akbaba; güç, zeka ve heyecanı sembolize ederdi. Her sabah Güneş'in doğuşunu haber verdiği için sonsuza kadar saygı duyulacak bir kuştur onlar için.

Kay Pacha (Dünyevi Dünya); puma yani dağ aslanı tarafından sembolize edilmektedir. Güç, bilgelik, zeka ve sabrı temsil etmektedir. Şimdiki anı ve gerçekliği simgelemektedir. Sessiz bir hayvandır, mırıldanarak iletişim kurar. 6 metre uzağa atlayabilir. Avlanma esnasında çevik ve akıllıdır.

Ukhu Pacha (Ölülerin Dünyası); yılan tarafından simgelenmektedir. Yılan , İnkalar için bilgeliği temsil etmektedir. Toprak hayvanı olduğu için ölüler dünyasını simgelemektedir. İnsanın ölüp; dünya değiştirmesi ile yılanın deri değiştirmesi arasında bağ kurmuş olmalılar.

Heykelin ismi; Aguascalientes ( Machupicchu Halkı).

PERU

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2674

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 08-Eylül-2023 Saat 03:32

ÖRTÜLÜ VARSAYIMLAR


Richard FEYNMAN

"Problem insanların eğitimsiz olması değil, insanların sadece kendilerine öğretilenlere İNANACAK kadar eğitilmişler ve kendilerine öğretilen her hangi bir şeyi SORGULAYABİLECEK kadar eğitilmemişlerdir." demek ve İNANCI suçlamak suretiyle örtülü olan kendi varsayımını gizlemiştir.

Oysa burada yapıldığı gibi "inanç ve bilgi ile eğitim ve öğretim" arasında bağıntılardan ortaya bir nedensellik çıkarılamaz. Kuşkulu soru ile yapılan bilim ve felsefe kadar, kuşkusuz ve kesin yanıt veren hukuk ve din insana gerekmektedir.

Sorunlar zorluklardan çıktığı gibi.. kolaylıklarda çözümlerden çıkar.. bu ikisi arasında da bilinenlerden soruların ve bilinmeyenlerden yanıtların çıkartılması kalır.

Ayrıca başkasının düşüncesi ile bilgi edinilmediği gibi.. kendinin deneyimi ile bilgi edinilemez. Sonuçta deneyim ve bilgi ve düşünce ve inanç.. sadece eğitim ve öğretimden elde edilemez.. eğitim ve öğretim kadar üretim ve tüketim.. üretim ve tüketim kadar ticaret ve siyaset.. ticaret ve siyaset kadar bilim ve hukuk.. bilim ve hukuk kadar teknoloji ve ideoloji interaktif bir bağıntı ve ilişki içerisindedirler ve bunları böyle günlük dilin düz yazısının retoriği ve diyalektiği ile çözme olanağı kalmamıştır.

Hatta on yıldır bu türlü içerik ve bilgi ve düşünceleri kullanarak YBA reklamını yaptığım halde bir kişi bile onu öğrenmeye ilgilenmemiş ve kullanmaya başlamamış ve yararlanmaya girişmemiştır. Aksine bu meraklı ve gizemli.. seksi ve siyasi konular yazılar YBA içeriksiz biçimini daha çok örtmüştür.

Bu benim göremediğim yanlışım.. bununla beraber kafalarındaki dil sepetini kaldırmaya.. başlarındaki düş çorabına çıkarmaya.. kimsenin niyeti olmuyor.

Dil, din, emek, özgürlük, barış gibi ortak insanlık değerlerini ideoloji ve partilerine paratoner ve paravana eden angaje olmuş müslümanlar ve masonlar ve marksistler kutsalları ve dokunulmazları ve ellenilmezleri ile mutmain ve meşbu ve meşgullerdir.

Yer yüzünü idare eden iki yüz devletteki üçyüz.. iki yüz uluslararası şirketteki üç yüz.. yetkili ve sorumlu.. dünyanın illüzyonu için ortaya koydukları illimünasyonları bir süre sonra insiyasyonlara çevirerek nasıl oldukları bilmedikleri bir akibete.. körü körüne inanarak ve boşu boşuna savaşarak.. doğru yürümekteler.

YBA bu üçlü "İ"ye ilişkin büyük resimlerinin illüstrasyonunu felsefe ve din arasındaki ortak bir dil platformunda.. tartışmaya açma çağrısı yapmaktadır.

Sonuçta bilimsel paradigmalar ve dinsel doğmalar.. saptanıncaya kadar hem bilim ve din adamı zihninin öyküsünde mahpus ve şuurunun oyununda hapistir.

Kimsenin birbirini suçlamaya ve karşısındakini geri zekalı sanmaya ve kafir saymaya hakkı bulunmaz. Her birimizin bulunmayan özgürlüğümüze ya da olmayan sonsuzluğumuza dayanarak karşımızdakine saygısızlık etmeye yetkimiz olmaz.

Kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olan dil ve din ile yeni bir dünya imar ve inşa ediliyor. Bu dünyada İNSAN olmadan islam olunmaz.. İNSAN da islam olmadan kurtulmaz. İnsanlar ve islamlar birlikte yaşama yolunu bulmadıkça dünyada barış kurulmaz.. diye düşünüyrum.

Osmanziya 08.09.2023

yontembilim.com


Düzenleyen osmanziya - 08-Eylül-2023 Saat 03:53
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk