Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: MUTEADDID VE MUHTELIF yazilar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: MUTEADDID VE MUHTELIF yazilar
    Gönderim Zamanı: 02-Ekim-2023 Saat 21:56
Bu sefer TABLO paylaşmadım.. günlük dilin düz yazısını kullandım.. zorlu konular ve soyut kavramlar üzerinden ilim ve iman konularına değinilmesi üzerine ilim ve imanın ile şüphe ve sıdkın alanlarının ve yöntemlerinin farklılığına işaret etmeye çalıştım.

DÜNYANIN "rububiyeti" ile DİNİN "ubudiyeti" arasında ne bulunuyor ?

Çoğu zaman.. dolaylı ifade ediyoruz ki DİL'in.. dünyanın İMAN sınavı ve dinin AHİRET yarışı.. yani dilin sınavı ve yarışı.. dünyanın savaşı ve barışı içerisinde gizlenmiş ve saklanmıştır.

RUBUBİYET risale ve UBUDİYET velayeti dönük bir halde de ESRAR-I ŞERİAT denilen bir gizemi bulunur ki bu da İmamı Nursî'nin RNK da parça parça açıklanmıştır.

Esrarı Şeriat olan RISALET ve VELAYET.. çağımız bilimin ve özellikle hukukun gelişmesiyle ortaya çıkan RESMİ ve SİVİL yanlarımızdır.

Bende otuz yıl boyunca bunları parça parça açıkladım.



Cuma Özüsan Abinin yazısı için:

Yazınız için teşekkür ederim. Oldukça yararlı olmuş. Tebrik ederim. Karl Popper 1934.. Bilimsel Arastirmanin Mantigi kitabinda Imami Nursî 1938 de Yedinci Şua olan Ayetulkubra risalesinde.. bu zamana kadar gelen DOGRULAMA ile ispat paradigmasini kaldirarak YANLIŞLAMA ilkesini getirmistir. Yani ancak OZEL ve TIKEL inkarlar kanitlanabilir.. GENEL ve TUMEL inkarlar kanitlamaz.
(ilimler ve cehiller.. irfanlar ve inkarlar.. isbatlar ve iknalar.. şüpheler ve sıdklar.. hakklar ve hakikatlar.. kuvvetler ve hürriyetler.. külliler vecüz’iler.. geneller ve özeller.. cem’ler ve baz’lar)

YBA çalişmalarinda gordum ki zihinlerin çogunlugu sozun tasidigi bilgilerin ve degerlerin saglamligi (SALAHATI) ve sagligi (SIHHATİ) konusunda duyarli degiller.. duyarli olanlarinda SAGLAM bir bilginin (belgenin) hem gercek hem dogru olmasi icab ettigi.. SAGLİKLİ bir değerin (buyruğun) hem guzel hem iyi bulunmasi gerektigi.. konusunda arastirmaya ve tartişmaya giremiyorlar.

(günlük bilgiden, bilimsel bilgiye.. felsefi bilgiden dini bilgiye kadar ana-karadan ayrılan bu disiplinler kültür, düşünce ve din tarihi içinde.. resmi filolojiden ve teolojiden sivil filozofi ve teozofiye geçiş sureci içinde tarih boyunca ortaya çıkan DEVRİMLER arasında EVRİMSEL olarak ortaya çıkıyorlar. Bunlardan günlük bilgi ve bilimsel bilgi kuramları ve kurumları ile kendilerini mantık vematematikile belirgin ettiler lakin.. felsefe bilgi ve dini dil henüz tamamiyle ve kemaliyle ortaya çıkmadı.. .dil ve bilgi ayırımı henüz kesin olarak belirlenemedi.)

Esasen zihin.. şuur.. akıĺ.. usul.. mantik.. nutuk.. lisan.. din.. dunya.. hikmet.. felsefe ve insan gibi çok yonlu ve yanli konularda.. gunluk dilin mantigi ve bilimsel bilginin matematigi ile işletilen gunluk dilin duz yazisi ile tasvir ettiginiz retorik ve diyalektikten fazla yapabilecekleri ve bir yana angaje ve âmâde olmaktan başka edebilecekleri bir çözümleri de bulunmuyor.
(Din bir tekliftir.. dil de bir külfettir.. dünya ile bu teklif ve külfet ile mükellef olanların üzerine bindirilmiş ağır bir sorunluluk yükü ve sorumluluk yükümlülüğüdür. Ne yaparsın ki buna rağmen onu severek üzerimize alıyoruz.. dünyayı cennete çevirmek için daha fazla cehennem yapıyoruz. Amma çoğumuz tersine cenneti büyük cehennemi küçük sayıyor. Onun refahını elde etmek uğruna iktisad ve adaleti çoğu zaman feda edmiyor.. ısrafa ve zulme yöneliyoruz. Zaten ayet zalim ve cahil olan ene.. zerreyi yükleniyor.. diye eleştiriyor)

Din ve felsefe arasında ortak bir dili arama çabaları da bu güne kadar netice vermedi. Bu işe aday olarak sunduğum hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlam aygıtı barındıran görsel, mantıksal ve metodik YBA çalışmasına yaptığım otuz üç yılı aşkın çağrım da sonuçsuz kaldı. Yazınızda betimlenen ve Mülk suresinde DALALİN KEBİR olarak nitelenen durumdan dolayı .. ne dinin kesin yanıtını dinliyorlar.. ne de aklın kuşkulu sorularını sürdürebiliyorlar. İkisinin de çıktığı aynı kapı olan yakin ve ikna yolunun suhuletini tutmayınca isbat yolunun suubetli bu'duyla kurbiyeti yitirip suhklarını artırıyorlar.

(makul ve muhal.. suhulet ve suubet..
selb ve icab.. isbat ve nefy..
YAKİN VE BU’D.. KURB VE BU’D..
ubudiyet ve rububiyet.. salat ve zekat
velayet ve risalet.. ittiba ve itaat..
bunları uzun uzun anlattım yani tabolaldım. )

Dediklerimi bu kadar yıldır tablo tablo da anlattığım halde ne anlattıklarını eleştirdiler ne de anlamadıklarını sordular. Çünkü onlar armut piş ağzımı düş istiyorlar. Zira hocaların ve yazarların hazır açık ve seçik sehil yani anlaşılır yazılarını alışmışlar. Bağışlayın.. otuz yıl sonra ben asabi onlarda Allahümmeassabiri oldular.
Saygılarımla. 02.10.2023
Osmanziya

MANTIK VE MUHAKEME HATALARI
(Bunu az kişi okuyacak ama yine de paylaşıyorum, düşünmeyi sevenlere gelsin).
Antik Yunanda Sofistler mantığın bazı zaaflarından yararlanarak insanları şaşırtan çok garip kıyaslar yapıyorlardı. Bunu da bir sanat ve meslek haline getirmişler, para ile insanlara öğretiyorlardı. Usulleri, rakibin iddiasını tam tersine çevirerek kendi lehine onu kullanmaktı. Nitekim bu yolla hareketin olmadığına dair saçma sapan bazı fikirlere ulaşmışlardır (sofizm). Safsata sözü de sofizmden gelir.
Günlük hayatımızda pek çok yanlış çıkarımlar yapar, yanlış kıyaslar ve muhakemeler yürütürüz ve birçoğunun farkında olmayız. Çünkü istek ve arzularımız, çıkarlarımız, alışkanlıklarımız, zaafımız doğru akıl yürütmeyi saptırır. Bir insanı çok seviyorsanız onun kusurlarını görmezsiniz veya ondan hoşlanmıyorsanız her şeyi size yanlış gelir. İnsanın ayağı taşa çarptığında kendisini değil, taşı suçlaması türünden hareketlerimiz pek çoktur. Buna rağmen kendimizi mantıklı sayarız.
Duygular, aşırı sevgi veya nefret mantıklı düşünmemizi engelliyor. Seven sevdiğinin hiç kusurlarını görmez. Kin, nefret ve intikamla dolu olan kimseler düşmanlarında hiç iyi bir taraf görmezler. Bizim en büyük hatalarımızın başında bir şeyi bütünüyle kabul veya reddetmek yani yanlış genellemelerde bulunmaktır. Nesneler ya siyah ya beyazdır. Ya iyi ya kötüdür. Bu insan ya dost ya düşmandır, ortası yok.
Mantık sadece akıl yürütmelerin sağlıklı işlemesi için gerekli olan düşünme yöntemini öğretir. Sağduyu vermez. Çünkü mantık formel yani şekli bir disiplindir. İçerikle ilgisi yoktur. Önermelerin sadece tutarlılığını denetler. Sonucun öncüllerden doğru çıkarılıp çıkarılmadığına bakar. Öncüllerin doğru ve yanlışlığını araştırmaz. Mesela Allah vardır veya yoktur demek mantığın konusu değildir, bu bir inançtır.
Yanlış genellemeler en çok ve en sık rastlanan mantık hatalarıdır. İnsanlar birisinden bir kötülük görse onun soyunu, şehrini, ırkını, mesleğini, onunla ilgili her şeyi kötüler. Suç, kusur ve kabahat bireyseldir ama insanlar birisine kızdı mı bunu hiç düşünmezler. Duygular ve çıkarlar insanın muhakemesini bozar.
Demagoji, insanları yanıltmak için başvurulan görünürde doğru bir muhakeme tarzıdır. Aklı zayıf olanlar bunun yanlışını göremez. Demagojide bir gerçek vardır fakat bu gerçeğin tamamı değildir. Diğer yarısı insanlardan saklanır. Mesela bir siyasetçi kendi dönemlerinde yaptıkları hizmetin büyüklüğünü geçmişle kıyaslayarak ispatlamaya çalışır. Hâlbuki bu aldatıcıdır. Dünyada olduğu gibi kalan, ilerlemeyen bir ülke yoktur. Hakiki ilerleme başkasıyla kıyaslayarak anlaşılır.
Totoloji (kısır döngü), bir kavramın dışına çıkmadan benzer sözlerle tekrarlanmasıdır. İddiaya hiçbir haklı delil ve kuvvet ilave etmez. Mesela Allahın varlığını Kuran ayetleriyle ispatlamaya kalkmak totolojidir. İnanmayana ayet okunmaz. Bir kavramın ancak dışına çıkılarak onun doğruluğu veya yanlışlığı anlatılır. Totoloji boş sözler söylemektir. Bu “masa, masadır” demek kabilindendir.
İddiayı delil gibi kullanmak, ispatlanmadığı halde bir şeyin doğru farz edilmesine dayanan bir mantık hatasıdır. Mesela bir politikacı: “Size fabrika, yol, su, elektrik, okul getireceğiz. Bunlar kötü şeyler midir” der. Ortaya konulmuş bir şey yoktur ki iyi veya kötü olsun. Bunları gerçekleştirebileceğine dair bir delil ileri sürmüyor. Bunları yapılmış gibi farz ederek iddiasına hayali delil yapıyor.
İkilem, bir denklemin iki ucundan hangisi tutulsa savunulabilecek önermelerle gerçeği saptırmaktır. Eğer muhatap akıllı ve zeki ise aynı önermelerle eşit derecede aksini savunabilir. Mesela siyasete atılana birisine şöyle derler: doğru söylesen halkı darıltırsın, yalan söylesen Allahı darıltırsın, sen vazgeç bundan. Buna şöyle cevap verilebilir, doğru söylesem Allahı, yalan söylesem halkı memnun ederim.
Mantıki çıkmazların bir çeşidi de paradokslardır. Paradokslar aykırı kanılardır. Doğru bildiğimiz şeylerin öyle olmadıklarını söylemektir. Paradoks kendi karşıtını içinde taşıyan bir sözdür. Yani kendi kendisini çürütür. “Bir şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir” sözü paradokslara güzel örneklerden biridir. Keza bir Giritlinin “bütün Giritliler yalan söyler” sözü de böyledir. Söz kendi kendini çürütüyor.
Mantık ve akıl mutlak bilgiyi kavrayamaz. Kavramaya kalktığında kendisiyle çelişir ve safsataya varır. Tanrının mahiyeti ile ilgili konular mesela böyledir, asla kavranamaz. Sonsuzluk, nedensellik ve özgürlük de kavranamaz şeylerdir. Burada akıl kendisini kaçınılmaz olarak çürütür. Bu konularda ancak iradenin sözü olabilir. Bu yüzden Kant: “İmana yol açmak için aklı inkâr etmek zorunda kaldım” demiştir.
Bizler çoğu zaman akla ve mantığa göre değil; içinde büyüdüğümüz ortama, geleneğe, bedensel ve ruhsal mizacımıza göre davranırız. Çok tekrar edilen yalanlar gerçek gibi algılanır. Propaganda gücü ile doğruluğu çok zayıf olan şeyler bilinçaltına yerleştirilir. Halkın büyük önem verdiği düşünce ve inançların çoğunun bir değeri yoktur. İnsanları etkilemek istiyorsanız duygularına hitap edin.
Mantık bir şeyin hem kendisini hem tersini eşit derecede savunabilir. Mesela özgür olduğumuzun da olmadığımızın da delilleri vardır. Evrenin sonluluğu da sonsuzluğu da aynı derecede aklidir. En sağlam bilim sayılan geometride bile temel kavramların tam aksi tezler savunulabiliyor. Örneğin Öklid geometrisine karşı ayni kuvvette Riemann geometrisi vardır. Muhakemelerin çoğu hakikati bulmaya değil, inanılan bir şeyi doğrulamaya yarar. Deliller inancı aklileştirmek için başvurulan bahanelerdir. İnsanlar önce inanır sonra onları makulleştirmeye çalışır.
Klasik mantığın dışında analoji, diyalektik mantık, tümevarım ve sezgi vardır. Günlük hayatımızda çoğu kere sezgiye göre hareket ederiz. Aristo mantığı bilim yapmada işe yarar ama insanı ve iç dünyasını tanımada yetersizdir. Çünkü madde hep ayni iken, insanın ne zaman ne yapacağı kesti kestirilemez. Dünkü insanla bugünkü insan ayni değildir. İnsan ruhunda tezatlar ve çatışmalar yaşanır. 2 EKİM 2023. cuma özusan

DİĞER BAZI PAYLAŞMLAR


Paylaşım için teşekkür ederim. "Bu filmde yönetmen de, yapımcı da, başrol oyuncusu da sizsiniz. Diğer herkes yardımcı oyunculardır. Hadi bunu biraz daha keskinleştirelim.. siz esas oğlan ya da kızsınız.. diğerleri figüran 🙂 Bunu şöyle ifade ederim.. tapılası karı.. kulluk edilesi koca.. kadın ve erkek eskide kaldı.. onlar bir zaman kız ya da kızandı.. şimdi önümüzde büyük bir görev bulunuyor; ana ve baba olmak. Bu karı ve koca olmaktan çok daha zor bi iş.. bu zorlu işe girişmeyince de yollar ayrılıyor.. zaten bizler bizim gibi birine daha yol vermek için yaratıldık.. bunu anlamadan ne dünya ne de ahiret mutluluğu olabiliyor. Çünkü mutlu olmak BİZ diyebilenlerin hakkı.. ben diyenlere zaten diyebilecekleri kadar süre veriliyor. Saygılarımla. Osmanziya
Kendime gidecek yolu sende mi buldum ?

Dedin ki ben sen değil miyim ?

Öyle ise beni senden ayıran nedir ?

Sen kalemsin bende kağıt.. fark sadece bu..





Düzenleyen osmanziya - 02-Ekim-2023 Saat 23:23
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk