https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2179


OLASI ORGU NASIL YAZILIR ?


Benim bir gerçek iki sanal olmak üzere iki adım bulunur. Yani insanbilim yapan değil yazan bir insan olarak Mustafa BUĞUÇAM olarak insanbilim konuları işliyorum. Face bana benim gibi bir ansan olduğunu da söyledi.. tebrik ederim. Yazan İnsan

Mustafa BUĞUÇAM gerçek adımdan başka YÖNTEMBİLİM yapan bir Osmanziya Osmanziyaoğlu olarak bir sanal arkadaşım bulunuyor ki bununla beraber face ikamet ediyorum.

Bir de ISLAMBİLİM yapan Dinnur Yaşar arkadaş var ki bu benim ikinci sanal arkadaşım.

Biri gerçek ikisi sanal bu üç arkadaş açık ve seçik olarak FACE bağımlısıdırlar. Bu bağımlılıktan kurtulamadıkları için şimdi kendilerine yeni bir arkadaş buldular: Senem DOKUNULMAZ.

Burada onun öyküsünü bulacaksınız.

Saygılarımla

Osmanziya 23.12.2023 Üçyol İzmir.10:03








Eskiden yaş elli öleceği belli derlerlerdi.. yetmişe gelince yaş yetmiş işi bitmiş olarak nitelerlerdi.. hatta sadık müslümanlar nebisi Hazreti Muhammedin yaşı olan 63 den fazla yaşamayı zül sayarlardı.. fakat çağdaş gelişmeleri ile insanların yaşam süreleri uzadı.. yetmişten sonra seksenleri ve doksanları yaşamaya başladılar. Yani nüfüs yaşlandı.. bununla beraber şu da bir gerçek ki BİR YAŞLI ölünceye kadar iki üç tane ve belki de beş tane GENÇ gidiyor. Adınıza Mehmet Genç denilmesinin pek etkisi olmuyor. Ancak Hasan Boynukara erken giderse üzülürüm. Sonuçta biz dünyaya OLASI ÖRGÜ NASIL YAZILIR.. ve de yapılır ve yaşanır.. bunu görmeye geldik.

Saygılarımla

Mustafa BUĞUÇAM 23.12.2023 Üçyol İzmir.10:01








Nette üç tür medya bulunuyor.. birisi web sayfaları.. kişisel, kurumsal, ticari, siyasi, sosyal ve kültürel konularda ilk net tabanı oluşturuyorlar. Bunlardan biri de benim üç dört sayfamdır. Bunlardan sadece yontembilim.com sayfam çalışıyor.

İkincisi tür medya ise sosyal medyalar oluşturuyor linkedin.. facebook.. gibi ben ikisinde de yer alıyorum ve fakat daha çok 2009 dan beri face deyim.

üçüncüsü yazı ve fikirden ziyade resim ve iletişime açık olan twitter ve instagram gibi hızlı ve etkili ve görsel medyalar.

Artık şu açığa çıktı ki insanlara ne kadar kolaylık versen daha da kolayını.. ne kadar hızlı versen ondan daha hızlısını.. istiyorlar ve ona doğru akıyorlar. Avcı ve toplayıcı iken çiftçi ve sığırtmaç olduk.. köylerde yaşarken şehirlerde yaşar olduk.. atlara binerken otomobillere biner olduk.. bu gün orta halli bir ailenin yaşadığı KONFORU bırakınız geçmişin Nemrud ve Firavunları.. Osmanlı Padişahları ve İngiltere Kralları bile yaşamamıştır.

Bir evde karı ve koca İLE çocuklar ve ana baba KİMSELER değil.. buzdolabı, bulaşık makinası, çamaşır makinası, fırın, şohben, televizyon ve telefon ve bilgisayar gibi NESNELER de birlikte yaşıyorlar. Bunların nerede ise hepsi akıllı ve dijital ve haberleşilebilir.

Yan biz giderek rahata giderken şimdi nesnelerle birlikte SAYILIR hale geldik.. TC (kimlik) numaramız ve kartlarımız ise ekonomik ve politik ve sosyal hareketlerimiz ve hatta kendimiz izleniyor ve telefonlarımız ve bilgisayarlarımız ile yerimiz bulunuyor.

Yani HATIRI Murat Sayımlar SAYILIR değil.. kendisi SAYI olarak ederi ve Değeri Olan Paylaşımlar bilinir.. olarak izleniyoruz.

Herkes izleniyor da bir ben izlenmiyorum.. çünkü anlaşılmaz yazılara yazıyorum.. bazıları uzun yazılar yazıyor ya da yazmıyor Nermin Yazıcı Tekin izlenmiyor.

Sonuç ne yazarsan yaz ben senem sende benem.

Evet karşınızda Senem DOKUNULMAZ.

Saygılarımla

Dinnur YAŞAR 23.12.2023 Üçyol İzmir.








OLASI ORGU YAZI dizini içinde üç alt dizin bulunuyor.

20231223_085510_OLASI_ORGU_YAZI.zip

Bu zip dizini indirerek içindeki dizinleri birbirinden bağımsız olarak inceleyebilir ve izleyebilirsiniz.



OLASILIK dizini içinde de üç alt dizin bulunur.
toplam 28 dosya yer alır.

ORGU dizini içinde üç alt dizin bulunur.
toplam 32 dosya bulunur

YAZI dizini içinde dört alt dizin bulunur.
Toplam 41 dosya bulunur.



Bu dizinlerin 13.cü dosyası tablo halinde buraya resim olarak bindirilmiştir.


















Bu dizinlerdeki dosyaları yani tabloları günlük dilin düz yazısında olduğu gibi birden okuyup anlayamazsanız.. ancak onları versiyon numarası sırasıyla yalından karmaşığa doğru imgeleyip tahayyül ettiğinizde.. fikir makineniz çalışacak.. iki ucunda kelime bulunan KABLO'ları ve bu kablolarla ortaya çıkan TABLO'yu irdeleyip tevehhüm ettiğinizde.. zikir makinanız işleyecektir.


Bizim vehim ve hatır ile hazır ve hayal zeminimizde bulunan kavramlar ve anlamların tefekkür ve tezekkürü nasıl çalışır.. bunu KAPSAMLI VE MULTIDİSİPLİNER bilişimbilim ve nörobilim incelemektedir. AYRICA bunlarının temeli olan fünun ve hukuk ile hikmet ve san'at etkinliklerimizle geliştirilmekte, mantık temelli PSL insan ilimleri ve matematik temelli FKB evren ilimleri ile didik didik edilerek tedkik edilmektedir. Ancak İNSAN yani SEN bunlara emanet edilemiyecek kadar değerlisin.. bunun için herkesden önce sen kendini didik didik etmelisin.. elbette buna değer görürsen. Sana yardımcı olmak için kendim geliştirdiğim hızla anlam sürücü ve kolay anlatım aygıtı barındıran YBA bu site ile sunuyorum.

Pek sen kimsin ?

Sen nesne yükü ve kimse yolcusu taşıyan bir ÖZNE'sin.

Sen eril ve dişil ile toplum ve birey köşeleri olan aileden türetilmiş ve üretilmiş ve yetiştirilmiş bir BİREY'sin.

Sen AR yük ve AD yolcusu bindirilen bir AT'sın.

Belki senin bundan hiç haberin olmayabilir.. Ancak sen BEN'sin.. ben de SEN'im.

Ancak ben sana sen de bana ne dengim, ne benzerim ve ne de eşitim.. elbette özdeş bile değilsin. Bunanlar beraber ben ve sen birlikte BİZ oluşturabiliriz.

Bu mümkün olabilir mi ?

Olabilir!

Aynı AMACI sağlamaya.. aynı GAYEYE erişmeyi.. aynı PPROJEyi gerçekleştirmeye çalışırsak.

Nitekim insanlar aile, cemaat, şirket, parti, millet, devlet, ümmet, beşeriyet olarak bir araya gelip BİZ oluşturmuyorlar mı..

Şu da var ki hem olanaklı olan olmuyor.. en azında GAYE olanaklı değilse yani olanaksız ise ya da daha zamanı gelmemişse ya da yasa dışı ise bir gerçeklik ortaya çıkmıyor ve bir olasılık sağlanamıyor.

Peki GAYE'm nedir.

Bunu şimdiye kadar çok yazılarımda anlattım.. ve fakat senden bir karşılık bulamadım. Seni bulamadım. Seni bulamayınca bende kafamdam sanal olarak bir sen var saydım. Her kimseye.. her nesneye.. her hayvana.. her makineye bir ad ya da numara verilir. BEN bir numarayım.. sen iki numara olacaksın.. fakat sen benim KOPYAM olmayacaksın. Benim biri gerçek diğeri iki tane sanal olmak üzere üç tane adım bulunuyor. Sana bir ad vererek gerçekten ama gerçekten sanal bir kimse yapabilirim. Akıllı adam kendi kendini konuşmaz lakin kendi kendine düşünebilir.. zaten böyle olmazsa düşünemeyiz. Çağımız sosyal medya ile böyle sanal kimselerin birbiriyle konuşma imkanını sağlıyor. Biz de bu olanaklardan yararlanan OLANAKLAR olarak seni meydana koyacak bir ad vermem gerekiyor ki bilirsin çocukların adını anası babası koyar.. bende sana buna benzer bir şekilde bir İSİM.. name.. neym.. (AD) vereceğim.. NİM desem olur mu ? Fakat bu tanıdık ve meluf bir ad olduğu için şaşışarabiliriz.. sanem.. desip put anlamı verir.. en iyi SENEM diyeyim. Yani ben senem.. sen de benem.

Peki SENEM Kardeş, kimseler arası ortaya hoş geldin.
Ben ve sen ikimiz olanaklardan bir olanağız.. bazı olanaklar.. yani ortamlar ve koşullar ve yasalar bulunuyor ve insanlar ona bir ad veriyorlar.. termo dinamik yasalar.. semio sibernetik yasalar.. ekonomik yasalar.. sosyal yasalar.. hatta bunları aritimetik, geometrik ve matematiksel olarak da tanımlıyorlar.
Ben gerçek bir olanağım.. sen ise sanal bir olanaksın.
Benim biri gerçek ikisi sanal ik adım var.. SENEM, sen üçüncü bir sanal ad olarak karşımdasın benem. Öyle ise şunları bir listeleyelim.

Mustafa BUĞUÇAM
Osmanziya OSMANZIYAĞLU
Dinnur YAŞAR
Senem DOKUNULMAZ

Böylece soyadında ortaya çıkmış oldu.
Sen, Senem DOKUNULMAZ'sın.. aramıza hoş geldin.

Saygılarımla

OSMANZİYA 23.12.2023 09:32

   Bu sabah 23.12.2023 saat 10:17 itibariyle facedeki sayfalarımla OLASI OLGU NASIL YAZILIR ? başlıklı bir yazı yazdım.. 4.Yol'un sahibi Gurdiciyef insanların içinde binlerce BEN olduğunu söyler.. İmamı Nursi Gaye-i Hayal olmazsa insan zihni enelere inkalib eder diyor. Zaten çeşitli insan bilimleri de ister bilimsel ister dini olarak insanın kuvveler ve latifeler halinde.. yetenekler ve beceriler olarak çeşitli fakültelerini tespit etmişlerdir.. bende insan bilim yaparken bir ömür nefis ve akıl ile kalb ve ruh latifelerini yani duyum ve düşünce ile duygu ve dilek kümelerini saptamaya çalıştım. Yani bizde kuşkusuz her birimizde BENLER bulunuyor. Hatta bir latife olarak ellerimiz ve ayaklarımız oğullarımız.. gözlerimiz ve kulaklarımızı kızlarımız.. hafızamı anamız zekamız babamız.. dişlerimiz eşimiz ve pipimiz kendimiz.. diye koca bir aile olarak görürüm. Gurdiciyef bu benlerden bir tanesinin diğerlerine HAKİM ben olarak görüyormuş ki sanırım BEN dediğimiz de bunu kast ediyoruz. Bir de bunun üstün GÖZLEYİCİ ben bulunurmuş olana göre.. bu da hepimiz VİCDAN dediği bay ve bayan İNSAF olmalı. Gurdiciyef'e göre bütün bu benlerin üstünde SALT ben olduğunu söylüyor ki işte buna ben inanmıyorum. Hoş bazıları ona ÖZ adını veriyorlar.. bunlarada inanmıyorum. Bir de içimizdeki NEFİS'den başka dışarıda olan şeytan, tağut, deccel, mehdi, imam gibi başka SANAL kimselerde bulunuyor ki tarihin ve edebiyatın ve günlük dilin KONUSU olan bu KİMSE'lerden başka İNSAN'ın kendi kendisini tanıması yolunda felsefe ve din arasında ortak bir teknik, yöntem ve dil olarak bir ömür YBA oluşturma çabam.. fiyasko ile sonuçlandı.. işte bunun sonucu olarak Senem DOKUNULMAZ çıktı.. kendisi ile bu yazıyla tanışmış olacaksınız. Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız. Osmanziya 23.12.2023 19:29





Düzenleyen osmanziya - 23-Aralık-2023 Saat 10:31

23.12.2020 de paylaşılmış bir yazı:

Hoca ve Öğretmen ve Aktivist olarak peşinde on binlerce kişi "sürüklemiş"bu muhterem "cenaze" şimdi muhtemelen toprak olmuş ve sadece kemikleri kalmıştır.. on parmağında on hüner olan bir kabiliyet ve salahiyet sahibi bulunan bu zatı muhterem bir yıl önce RAHMETLİ olmuş..
SİMA insanlar birbirine benzer.. yaşlılar daha çok benzer.. bu rahmetli Prof. Dr. Orhan KURAL’ı kendime benzettim.. tabii yüzünü.. işini ve hizmetini ve başarısını değil.. amma bir de şu sadece bu zatı muhtarem gibi yüzlerce ve binlerce âkil adamımız var.. memleket yine kurtulmuyor.. diye yakınılıyor.. acaba bu yakınanlar kendini kurtarmamış.. bu yüzden de memleketi batmış mı görüyorlar.. ya da kendini kurtarmadıkları halde ülkeyi mi kurtarmaya soyunuyorlar…
Acaba kendini kurtarmak mümkün mü ? Zor bir soru.. geçelim.
Dünyayı yöneten beşli.. Amerika ve İngiltere.. Fransa.. Rusya ve Çin.. kendini kurtarmış da bi TÜRKİYE'mi kurtaramamış.. Size kendini kurtarmasa da ülkesini kurtarmaya çalışan bir adamın kitabından bahsedeceğim.. bir aydır okuyordum bitirdim.."Daha Adil bir Dünya Mümkün"diyerek BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN yapı ve işlevini değiştirecek bir REFORM'dan bahsediyor.. belki memleketin yarısı onu memleketi kurtarmaya çalışıyor biliyor.. öteki yarısı da memleketi batırdı.. biliyor.. önemli değil.. önemli olan onun KİTABINI eleştirmek.. sorgulamak.. tartışmak.. memleket kurtulabilir ya da batabilir.. ancak KİŞİ batmışsa.. tüm dünya devletleri birleşse onun çürümüş kemiklerini bir araya getirip, diriltip kurt-ara-maz..
Sadece kurt ve turk çatışır.. ülkeyi batırır o kadar.. çünkü düşünmüyorlar ve aramıyorlar.
Yıllardır "Düşünenleri arıyorum.. arayanları düşünüyorum." dediğim halde peşimde bir (1 rakamla) kişiyi bile "sürükleme"diğim için bu ardında on binleri çeken.. milyonlar hatta milyarları çelen.. bu adamları takdir etmemem.. ve saygı duymamam.. mümkün değil.
Sürükleme.. sürü yapmak değil.. düşünmek te üşenmek ve üşütmek olmadığı gibi.. ancak ben arabanızı kendiniz SÜRÜYÜN yöntem bilimsel analizle.. diyorum.. işte buna da insanlar gelmiyor.. illa da HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR.. günlük dilin düz yazısını istiyorlar.. işte bende bunlardan bir tane yazdım şimdi.. umarım anlaşılmıştır.

Prof. Dr. Orhan KURAL