Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: pavlov.. Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2694

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: pavlov..
    Gönderim Zamanı: 08-Ocak-2024 Saat 12:27

Biz Freud ve Jung'u aştık lakin koşullu öğrenmeyi öğreten PAVLOV'u aşamadık.. hatta onun gibi iyi bir kişisel gelişimci değiliz.. James Cleaar'ın ATOMİK ALIŞKANLIKLAR kitabını okuyunca edindiğim fikir..

YBA öğretecek bir işaretciyi.. dürtüyü.. muharriki ortaya çıkaramadım.. reklam ve propagandalarımın hiç biri işe yaramıyor...

Neyse bizim yine reklamlardan başka yapacağımız bir iş yok.. BAŞLAYALIM:   


Yazılarımda hep şunu vurgularım; teknoloji bizi giderek doğaya yabancılaştırıyor.. ideoloji ise giderek insanı insandan uzaklaştırıyor. İnsanların uzaklaşması sadece teknolojik değil. İdeolojik etkisi de bulunuyor. Teknoloji ise YALANCI CENNETİ ile ideolojik olarak insanı baştan çıkarıyor. Dilin bilim ve ticaret ve teknoloji çizgisi.. dinin hukuk ve siyaset ve ideoloji çizgisi birbirini besliyor ve destekliyor.
Her getirinin bir götürüsü olur.. çağdaş uygarlık insan ilişkilerinde birbirinden uzaklaşma getirdiyse her birimiz evine değil nemrutların ve fravunuların Osmanlı sultanları ve Fransız krallarının saraylarında bile bulunmayan konforu getirdi..
Tarihin dediğine göre insanlık bu güne kadar teknoloji ve uygarlık bakından dört beş aşama geçirdiğini söyler. BİRİNCİSİ toplayıcı-avcı devri.. sanırım bunlar tarih öncesi taş devirlerine mukabil geliyor.. İKİNCİSİ tarım devri.. ki bunun on bin yıl önce başladığı söyleniyor.. ÜÇÜNCÜSÜ kentlerde toplaşma ve merkezi devletler devri ki bu da mısır, yunan ve roma imparatorluklarını oluşturuyor.. DÖRDÜNCÜSÜ sanayi devrimine rast geliyor ki bu da din ve bilimin ayrıldığı bir devir oluyor ki bu da son milattan sonraki bin beş yüz ve özellikle ortaçağın sonu (istanbulun fethi ya da Amerikanın keşfi) ve yeni çağın başladığı zaman ki bunun son üç yüz yıla rast geliyor. Bu dördüncü çağda Artık bilim ve din ayrılmıştır.. papazlardan bilim adamları çıkmaya başlamıştır.. örneği Cizvi tarikatından olan Descartes ve Diderot Fransız ihtilalini hazırlayan din adamlarına bir misaldir.
DİN VE BİLİM için ise şunları söyleyebiliriz: Kur'an 36/36 da biz sizi çift yarattık.. arzın bitirdiklerinden ve daha bilmedikleriniz çift yarattık diyerek bilimde PARİTE yasası denilen kanun-u ezvacı haber veriyor. Bilim bu gibi çift delilleriyle bizleri tevhid ve birlik davasına ikna eder. Ancak bilim İKNA değil ISBAT arar. Bu yüzden bilim ve din farklı alanlardır. Bilim alanı sınırlı ve cüz'idir.. dinin alanı ise külli ve sınırsız ve hatta sonsuzdur. Din adamları iknadan yakine gider. Bu yakinlerini esma-i hüsna olarak toparlarlar. Bilim adamları ise varsayımları ispat edip kanıtlamaktan kuramlara giderler. Kuramlarda yasalar halinde ifade edilirler. Böylece bilimden KUVVET ortaya çıkıyor.. kuvvet ve enerji ve bilgi ve buluş ile BEŞİNCİSİ olan sanayi devrinden sonraki 19.yüzyılın yani 1900 lerin ENDÜSTRİ'si başlıyor.. ÖZGÜRLÜKLER güçleniyor. Mekanik makineler kas gücümüzü.. elektronik makinelar zeka gücümüzün yerine geçiyor. Bize de bol boş düşünme ve hikmet ve san’at yapma vakti ve zamanı sağlıyor.
Şunu da unutmamak lazım ki hiç bir bilim ve özgürlük.. din ve sonsuzlukla asla baş edemez.. Din ve beka.. ise fena ve dünyayı yok etmez.. çünkü ikisinin de RABBİ birdir. Biz bu güne kadar geçmiş otoritelerin etkisiyle nebiler ve veliler ile dahileri ve delileri ayırdık.. ancak bundan sonra bu mümkün değildir. Bizim günlük dilin mantığına gereksinimimizz olduğu kadar bilimsel dilin matematiğine de ihtiyacımız bulunur. Keza felsefenin KUŞKULU sorusuna çekimimiz olduğu gibi dinin KESİN yanıtlarına da çelimimiz olur. Birisi bize dünyayı dayatır.. diğeri ise ahiretin kökeni aratır. Biz düşen de birine yaslanıp diğerinden YAKINARAK yaylım ateşi atmak yerine ikisini dengelemeye çalışmaktır.

Saygılarımla.


Osmanziya 08.01.2024 Üçkuyular İzmir.






alışkanlıklar..
alışkınlıklar..
Damardan gelen itiyadlar
Sinirden gelen adetler

Bu bireysel ve sosyal hatta sosyo kültürel PSİKOLOJİK vetireler yaşamın da cansız bir makine ve programlanan bir makenizma olduğunu gösteriyor.. eğer ŞUUR denilen beşinci boyut olmasaydı..

Zaten bütün bu konuşmaları yapan.. diyalektik.. retorik.. cedel.. cerbeze.. haklı olduğunu gösterme.. hakikatı görme ve hatta örme denilen işi yapan ŞUUR acaba kendini ne kadar iyi tanıyor.

Kendini arayanların dışarı dönüp gerçeği araması.. ya da gerçeği arayanların içeri yönelip kendini bulması.. arasında büyük bir fark var mı ?

Yani insan kendinden kendine bir yoluculuk yapar görünüyorsa.. doğumun nedenini ve ölümün amacını bulmuş oluyor mu ?

İşte bunu uyanıklık adını verdiğimiz uykuda bulmamız olası mı ?

İnsanlar ölünce uyanırlar.
HADİS

Ancak o zamanda iş İÇ'den geçmiş olmuyor mu ?

Her ne ise siz yine okumaya.. düşünmeye.. aramaya yüz verin.. başka bir yolumuzuda bulunmuyor zaten.. saygılarımla Osmanziya






İnsan kendini nasıl gösterir..
cismiyle.. zihniyle.. remziyle.. resmiyle..
peki bunlar nedir..
eşya.. isim.. harf.. eşhas..
nesneler.. ad.. ar.. kimseler..
yani İNSANLAR bir RESİM mi ?


Resim değilse bile resimleri ve suretleri ve çizgileri ve renkleri görün.. kalemlerle kelamları ören.. mallarla melleri dokuyan.. yapıp etmeleriyle kendini ve kainatı okuyan.. garib bir ÖZNE..

Buna diyorum ki ar nesneyi yükünü ve ad kimsesi yolcusunu yüklenmiş bir AT.. hatta kanatlı at PEGASUS.. yani kısaca zümrüdü anka olan SİMURG..

İşte her birimiz böyle bir KARTAL'ız.. emekli oluncu gagamız ve pençemiz ve tüylerimiz kartlaşır.. artık aşk ve ışk kanatlarıyla sevgi ve bilgi dağlarına konamaz oluruz.. tünediğimiz yerde ölüm mahkum oluruz.. Acaba böyle mi ?

Sanmıyorum.. KUŞ'lardan bir kartal olmak az bişi deği.. bu kadar tavukları kümeste görünce.. bu halimez şükr edebilsek.. bu bile bizi kurtarır.

Saygılarımla

Osmanziya




vakit geldi..
vakit para varsa gelir.. yani nakit vakitten sonradır.. lakin nakit bulunuyorsa vakit değerlendirilir.. vakit varsa sıhhatta vardır.. zaten sıhhat ve sağlık olmazsa vakit olmaz.. niye.. çünkü ölürsün.. demek ki nakit önemli.. vakit önemli.. sıhhat önemli.. önemli olan öncelikle ve acil ve can alıcı daha doğrusu can verici bulunandır.

Çok insanlar naktin kıymetini bilmezler.. çünkü ellerinde bol miktarda bulunuyor. Özellikle mirastan kendisine para kalmış zengiler. Yine çok insanlar vaktin değeri anlamaz.. çünkü ellerinde bol miktarda bulunuyor. Özellikle emekliler.. para kazanma derdi yok ve harcamak için ve tatil yapmak ve dinlenme sağlamak içinde zaman bulmuşlardır. Çok insanlar sağlık ve sıhhatın kıymetini bilmezler.. çünkü gençlikleri bulunuyor. Ancak gençliğini.. vaktini ve naktini değerlendiren gençler ileriye geçerler.

Nakit.. vakit.. sıhhat önemli ve ehemmiyetlidir.
Fakat tüm bunların temelinde yatan salah ise kıymetli ve değerlidir.

Çünkü salahın bulunmuyorsa ve salih bir insan değilsen.. mala.. cana.. namusa ve onuru tecavuz etmişsen.. seni HAPSE atarlar ve üç önemli nesneyi iyice kullanamazsın; nakti, vakti ve sıhhatı..

Cehennem böyle bozuk olanlar için bir hapishane ve çöplüktur.. Yaradan korusun. amin.


Dinnur YAŞAR 08.01.2024 15:47



Düzenleyen osmanziya - 08-Ocak-2024 Saat 15:50
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk