Dilin bir PARMAZ İZİNİN bulunduğu savı sadece bir BENZETME.. linguistik.. sonuçta lojik ve psikoloji BİOLOJİYE dayanır geri bildirimi yaptırıyor. Her tartışma kendi bağlamında tartışılır.. Hilmi Ziya Ülken Hoca Dydoloji'sinde her bilimin iki ana akımda kutuplaştığını söyler.. fizikte kuantum ve rölativite.. ışıkta dalga ve parça bioloji de yaratılış ve evrim.. felsefede a priori ve a postariori köken gibi.. linguistikte ise Chomsky nin başını çektiği EVRENSEL dil.. karşıtlarının bu kurama karşı sipariş olarak Evans'ın EVRİMSEL dil.. yani din gibi dili te MİT derecesine indirmeye çalışan yaklaşım. Parmak izi kavramı ya ÖZEL dillerin çeşitliliği ve birbirine benzemezliğini işaret ediyor.. ya da EVRENSEL dilin ortak kökenine delalet ediyor olabilir. Atomik Alışkanlık kitabında James Cleair "Londra'daki Kings College'dan davranışsal genetikçi Robert Plomin'in bana söylediği gibi, 'ÖZELLİKLERİN GENETİĞİN BİR ÖĞESİ OLUP OLMADIĞINI TEST ETMEYE SON VERECEK NOKTADAYIZ, ÇÜNKÜ GENLERİMİZİN ETKİLEDİĞİ TEK BİR ÖZELLİK BULAMIYORUZ' Bütün bunlar bir araya getirildiğinde benzersiz genetik özellikler öbeğiniz sizi belli bir kişiliğe yatkın hale getiriyor. Kişiliğiniz farklı durumlarda tutarlılığını koruyan özellikler topluluğudur." diyor. Şimdi genetik EVRİME.. nöroloji HORMANLARA.. ÇEVRE nükleer peryoda.. KÜLTÜR cansız kütle ve enerji İNDİRGENDİKTEN sonra ortaya hiç bir anlamlı sonuç çıkaramazsınız. Sadece yapı ve işlevlerin nasıllar kümesini işin nedeni ve gücün amacı saymak zorunda kalırsınız. Fakat ben böyle anlamıyorum.. fizik atom ve biolojik hücre çekirdeklerini master EMİR.. atom peryodlardan gök yüzü yıldızları ve yaşam kodlarından (genetik) yer yüzü yıldızlarını da HALK sayıyorum. Bu buyruluş ve yaratılışı O'na veriyorum iş bitmiyor, anlamlı ve amaçlı hale geliyorlar. Sonuçta kültürün olmazsa olmaz bileşeni olan dilin ve dinin kökenini arama ve bulma yolunda yapacağımız çok iş var. Kimi evrim masalına inanır kime yaratılış öyküsüne.. ancak evrim gibi bir de devrim olduğunu.. yaratılış gibi bir de buyruluş olduğunu ve bundan dolayı dayatım gibi deneyiminde bulunduğunu unutmadan savlarımızı tartışabiliriz kanıtlarımızla. Sonunda bilinenlerde bilinmeyenlere giden yolculuğumuzda elimizde benzerlikten başka bir bilim