Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: nutuk oykuleri Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2636

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: nutuk oykuleri
    Gönderim Zamanı: 13-Nisan-2024 Saat 00:06
İnsanlar günlük dilin düz yazısını okuyorlar.. ancak okurken bir anlamanı bilmedikleri bir sözcük geldi mi ?Merdivenden çıkarken bir basamak eksikliği rastladıklarında nasıl çıkmayı sürdürmekten çekindikleri yazıyı okumayı sürdürmeye çekiniyorlar.

Bu gün Yusuf ALTINTAŞ kardeşimde konuşurken bu konuyu dillendirdi.. başta okurken güzel gidiyor ancak anlamı bilinmedik bir kaç sözcükle karşılaşınca.. zihnimiz karışıyor dedi.. Haklı.. ancak paylaştığım yazılarım GDDY mantığına uymayan bir yaklaşımla.. yazıldığı için yani bütün sözcükler bilindik olacak.. bütün sözler mantıken tutarlı olacak.. bütün tümceler olgularla uyarlı olacak ve konuyu bütünleyen örneklerle desteklenecek ve insanlar yazının savına ikna edilecek.. ben Hoca ya da Yazar olmadığım için bu gereksinimleri yerine getirmeyi düşünmüyorum. Çünkü hedefim paylaşımı yaptığım yazı değil dikkat çekmek istediğim.. tablo ve tabloların serisi.. Yani maksadım buradan bir kaç bilgi ışığı alıp gideyim zihniyetiyle değil bu osmanziya bu tabloları bize sunmakla acaba ne demek istiyor.. şu tabloları versiyon sırasıyla bir inceleyim.. dediği gibi anlaşılır bir mevzu veriyor mu diye MERAK edip tabloları incelemek isteyebilecek kimseler için bu anlatımları yapıyorum. İşte bu merak ile tablolara bakan insan tablolarda bilmediği yeni KELİMELER ile karşılasır size düz yazı gibi bırakıp gitmeyecek o kelimenin anlamını bulup gerçekten tabloda yerine konmuş mu diye öğrenecektir. Bu durumu sürdürdüğünde ise bir süre sonra bakacak ki bu tablolar öyle ilk göründüğü gibi değil.. yani bizim muradımız ÖĞRENMEK.. bana bir harf öğretenin kölesi olurum ZİHNİYETİNİ canlandırmak..



Hacat ve harrat
[07:05, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Tablo diyor ki niye hacat ve ihtiyac peşindeyiz ? Çunku naksımiz ve eksikligimiz var.. bu gereksinimi gidermes sorunu yuzunde kaliteli mal ve hizmet sunarak geçimimizi sağlamsya çalişiyoruz.. bizler nakıs ve EKSIK yaratiklarimiz.. kimimiz boşuz.. kimimiz doluyuz.. boş olan kelekler ve kayiklar doldurulmak zorunda.. dolu olan melekler ve mollalar boşaltmak zorunda.. cahil âlimi alim cahili aramazsa ne olur ? Eril dişili.. dişil erili.. bulmazsa ne olur ? Nebi sevgil.. ümmet saygili olmazsa ne olur ? Krallik ve kölelik ÜZENI kurulmaz.. bu duzen olmayinca Tanrilik ve kulluk DÜZENINE geçilmez.. bu yuzden seni üzen kadini tapilasi KARI yapincaya kadar uğrasacaksin.. bu yüzden seni uzen erkegi kulluk edilesi yapincaya kadar yorulacaksin.. aksi halde açlik ve tokluk POKLUK çikarmaktan başka bir işe yaramaz.. YARATAN o pis poklari pak tabaklar yapar da senin haberin olmaz.. bunun için gurubumuzun ismi TABAKAT.. yoksa Yunanlilar gibi tabaklari AT'ıp kiracak degiliz.. atin yuklendigi AR nesne yukunu ve AD kimse yolcusunu goren ve bilen OZNE ler olmaya çalışacagiz.
[07:10, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Tablo diyor ki niye harrat ve taharri peşindeyiz ? Çunku kasrimiz ve yetersizligimiz var.. bu arayışi yurutmek sorumlulugu yuzunden karakterli fazilet ve kemalat sererek seçimimizi yapmaya gerçekleştirmeye çabaliyoruz.
[07:20, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Bizler kasır ve YETERSIZ yapılariz.. kimimiz erteleyip geçiktirme meftunu.. kimimiz birakip kaçma mubtelasiyiz.. bu ihmal ve suistimaller yuzunden küçumseniyor ve aşagilaniyoruz.. bazen mahkemeler ve hapishanelerde ve idam sehpalarinda işi bitiriyoruz.. yukarida dedigim EKSIKLIK yuźunden de hastaneler ve morglar ve mezarliklarda telef oluyoruz.. bu işler barişta.. savaşta eksiklik ve yetersizlik bir araya geliyor TOTAL ve TOPTAN "temizlik" başliyor.. biz kendimizi ak ve pak biliriz o başka bir konu..
[07:38, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Tablo daha başka şeylerde soyluyor.. bunlar varlik ve yokluk zirvelerinden ve uçurumlarindan.. hiçlik ve heplik gögunden ve yerinden getirilmiş sert kayaçlar ve elmas tayançlardir.. Fikret Hocam ögretti.. nami diger KARAMAÇA.. sanki bir Mehmet AKIF idi rahmetli.. size imzasini gosterecegim COGRAFYA Hocamin.. yaşanç baskisinda ve taninç altinda Zümrut ve Yakuta donen INANÇ.. bilinç ve istenç primeri ile duyunç ve sevenç DVD'leri ile öyle paril paril parlarki ben bu temeller uzerine binlerce.. onbinlerce.. yuzbinlerce tablo yaptim.. pardon yazdim.. yapip etseydim.. kurup kilsaydim.. dogunun ve batinin onculeri ustad aristo..hstad dekart.. ustad kant gibi gorunur imam gazali.. imami nursı gibi gosterirdim.. fakat gerek yok ki zaten onlar yapitlari ve sureçleri ve sonuçlariyla yazmişlar.. yapmişlar.. gorunmusler ve gostermişler.. bana gerek yok ki.. yazilacagi yazdim.. yapilacak ve edilecekte size kalsin.






Işte ASLİ ( premier ve birincil) akil bilinci ve ruh istenci olan nüha ve luga DVD si..







Işte TALÎ (sekonder ve ikincil) nefis duyuncu ve kalb sevenci olan NÜGA ve LUBA.. DVD'si..

Bu cografya atlasini Hocam aldirdi.. ana babam aldi.. uç evladim kullandı.. coğrayfa varsa jeoloji de vardir.. bu ikisi varsa evrenbilim olan kozmoğrafya ve astronomiye çevrilen astroloji de vardir.. hep evle ilgilenip evrenle ilgilenmemiş ve bilimle bilgilenmemişseniz bu sizi ve sizi yetıştirenlerin sorunudur.. canli ögrenmeyi ve diri duşunmeyi sol ve sağ ayagimiz hale getirmedikçe.. dunya kabrinden ve dil mezarindan ve din kafesinden çikamayiz...





Fikr et? Dedi rahmetli TAYANÇ Hocam .."Tefekkur Şecere-i Tuba.. tezekkur ise Firdevs-i A'ladir" dedi rahmetli Ali UÇAR.. bizde 40 yildan fazladir fikrin ve zikrin ALTINDAKI vehmi hatir ve hayali hayalden.. USTUNDEKI lafzi madde ve ma'nayi mânâya.. indik çıktik.. yukseldik düştuk.. ANALITIK DUZLEM mekigi ile onbin GDDY dokuduk.. yuzbin tablo ördük.. bu surecin sonucunda YBA ortaya çikti ve çocuklarimin destegi ve Hanimimin ve Nermin Hanim Kardeşimin   gayreti ile 2020 de II FILOLOJI kongresinin tam metin kitabina emanet ettik.. çoçuklarimiz degerini bilmesede TORUNLARIMIZA degerlendirebilecekleri bir MIRAS biraktik.




Gormek bir imkandir
Bilmek bir fırsattir
Öğrenmek bir ihtimaldir
Düşunmek bir şanstir
Anlamak bir talihtir
Inanmak bir yazgıdir.
Kazanmak bir ayricaliktir
Kurtulmak bir bahtiyarliktir
Bu yuzde akibetimizin guzel ve ahiretimizin iyi olmasi için birbirimize dua ederiz.
Bununla beraber fırsatlari degerlendirme basîreti ile YBA edinme çagrisina iraz etmeden irabimizi inaba çevirerek susarak İŞITMEMIZI açmaliyiz. Söylemeden dinleme ve susmadan anlama imkani bulamayiz. Susmazsaniz benim gibi kendi söyleyen kendi dinleyen konuşmadan kurtulamazsiniz. Saygilarimla saglicakla kaliniz. Osmanziya 12.04.2024
[09:18, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Damarlarimizda dolaşan KAN'ında helali ve harami ile sinirlerimizin KIN'ında dolanan AKIŞKAN'ın emir ve nehiyleri.. endokrin iç salgi bezlerinin HORMON (düzenleyiciler).. ve beyin kimyasini MORMON (nörotransmitter) birer CÜNUDULLAH.. olduklarin anlamak gelecekte açik ve seçik belli olacaktir.
[09:25, 12.04.2024] Mustafa BUGUCAM: Cünud.. ORDU duzeninin birimleri.. hucreler zerrelerden.. zumreler enelerden.. yapılirken istimal ve istihdam edilen nesneler ve kimselerdir. Bunlari matemstige dayali FKB evren ilimleri.. mantiga dayali PSL insan ilimleri saptar.








Sahib oluş ve aid oluş.. var oluş ve yok ölüş arasında cereyan eden bir rab ve hür ruh ilişkisidir.
Bunun somut yansımalarını şöyle düşündüm.

Sahib-oluş.. PATRON
Yok-ölüş.. KOCA
Var-oluş.. HOCA
Aid-ölüş.. BAŞKAN

İşin bir tarafında oluş ve ölüş bulunuyor..
Diğer yanda sahib ve aid oluyor
Amma bunlar var ve yok ile ölüyor...


Bunlar öylesine güçlü.. olaylar ve olgular ki ana-baba ve çocuklar arasındaki duyguları ve karı ve koca arasındaki hissiyatı bile devreden çıkarıyor.

Bu sahib olmak ve aid olmak.. düşünce ve duyum değil.. duygu ve istek değil.. daha ötede bir BENLİK yansıması.

Keza varlığı kimse görmemiştir ve yoklu kimse bilmemiştir.. ancak oluş ve ölüşü doğum ve düğüm ile yaşarız.. ancak ilkinde yani doğum anına ilişkin bir anımız olmadığı gibi ikincisinde ölüm anına ilişkin bir anımızda bulunmayabilir. Çünkü yok olabiliriz.. yok isek var da olmayabiliriz.. her ne kadar bol bol durmadan vardır.. yoktur diyorsak bile bunları hakiki anlamada değil var sayma ve yok sanma anlamında kullanırız.

Bu yüzden şu vardır.. yoktur.. sözcüklerini çok nadir kullanırım. Bizler ararız.. buluruz.. oluruz.. taharri ederek.. . tecevvüd ederek.. tekevvün ederek

işte burada iki sözcük kevin ve vucud.. bunlar nedir ?


Kevn.. imkan.. ihdas.. vucud..
imkan.. mekan.. kainat.. tabiat.. tarih..
mekan ve zaman.. bina ve hadise.. bina ve inşa.. bina ve vazife...


Sonuçta kelimeler bize yazarların ve kitapların yansıttığı kadar mı anlatır ?

Acaba Martin Heidegger (1889-1976) varlık ve zamanı kitabını okuyunca banları anlayacağınızı mi düşünüyor sunuz ? Bu kitab ona bile yetmemiş ki varlık ve zaman üzerine kitabını yazmış…


İşte fikir şeceresi:


Doğum 26 Eylül 1889
Baden, Alman İmparatorluğu
Ölüm 26 Mayıs 1976 (86 yaşında)
Freiburg im Breisgau, Batı Almanya
Milliyet Alman

Kariyeri

Dalı Batı Felsefesi, 20. Yüzyıl Felsefesi (Fenomenoloji, Yorumsamacılık, Varoluşçuluk ekolünden gelerek, Varlık, Ontoloji, Epistemoloji, Dil, Teknoloji ile ilgilenmiş ve Dasein, Varoluş, Dil konularında katkılar yapmıştır.)


Etkilendikleri

Ön-Sokratikler,Platon,Aristoteles, Kant, F.W.J.Schelling, Hegel, Kierkegaard, Friedrich Nietzsche, Dilthey, Edmund Husserl


Etkiledikleri

Jean-Paul Sartre, Jacques Derrida, Maurice Merleau-Ponty, Michel Foucault, Hans-Georg Gadamer, Hannah Arendt


Doğumunu var oluşu ile Düğümün yok ölüşü.. konusundan daha derindir sahib oluş ve aid oluş..

Şimdi bu konular günlük dilin düz yazısıyla yapıldığı için ve işin içine kendini haklı göstermek olan retorik ve hakikati görmek olan diyalektik girdiği hakikati örmek kadar örtmek de işin içine girecektir. Bu konuyu bilen sofistler biz mutlak hakikatı bilemeyiz deyip bu konuları konuşmaktan ve düşünmekten kaçınmışlar.

Ancak GDDY ile değil de düşünen felsefe ve inanan din arasında ortak bir PLATFORM ve müşterek bir dil arayıp bulduğumuzda işin rengi değişebilir. YBA ise tam bu işe yarar bir adaydır.

Saygılarımla

Osmanziya 12.04.2024 23:42





IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk