Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: nasıl yanılırız(Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya01
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 29-Ekim-2009
Konum: İzmir
Gönderilenler: 381

Hak Puan : 10
Kidem : 7
OrtalamaHak : % 100
Irtibar :2

bullet Konu: nasıl yanılırız
    Gönderim Zamanı: 27-Haziran-2012 Saat 23:47

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NASIL

 

 

 

YANILMA  dizini içindeki dosyalar


uploads/20120627_234657_YANILMA.rar

 

Nasıl geçti habersiz o güzelim günlerim…

 

Eğer Türkçe karakter sorunu olsaydı.. “Nasil” diye başlardım tümceme.. bir şarkının güftesinden aldığım bu sözlerin her biri üzerine bir roman yazabilir yazarlar.. fakat “nasil”in ters çevrilip burada “lisan” yazılı olduğunu görmek için yazar olmaya gerek yok.. LİSAN, bize “nasıl” sorunun yanıtını dile getiren bir yetimizdir. Kah aklı kalb ederek fikir çıkarır, kah kalbi naklederek zikir çıkarır, kah fikri fikre çarparak ilim çıkarır, kah zikri zikre çarparak irade çıkarır.. bu nedenlerle fuadın tasadduru lisanın tasarrufları halinde kalemden kelama dökülür.

 

Çekici olsun diye yazının başlığına da bu soru sözcüğü olan ‘NASIL”ı koydum. Bu dizinin içinde bu başlıklı (s=nasil) şemaya bakarsanız insanın “nasıl” resimlendiğini de görürsünüz.. şimdi bu resim,  son “insan” modelimdir. Ancak modellemelerin  bu son modelle bitmeyecek.. yirmi senedir bitmediği gibi.. ancak ne zaman “en” son olacak bilmiyorum.. belki nefesim kesildiğinde… Ancak önemli olan sizin bu dosyayı açmanız, içindeki tabloyu görmeniz ve tablodaki kavramlarla çizilmiş resmi okumanızdır.

 

Nasıl okuyacaksınız ? Simetrik bakarak.. simetrik bakansanız iki terimi birleştirerek bir tümceyi kuracak, iki kavramı yanaştırarak bir anlamı anlayacak, iki sözcüğü bağlayarak bir söz / kelam  çıkaracaksınız. Böylece şekilde bulanan, dikey, yatay, çapraz, kenar, köşegen,  bir sürü simetrik çizgilerde çok cümleleri okuyacak ve çok anlamları anlayacaksınız. Anlarsanız bilirsiniz ve bilirseniz, eleştirmek ve değiştirmek için,  soracaksınız ?

 

İnsan nasıl dile getirir kuyusuna girdiğimden beri bu dehlizden çıkamıyorum.. hoş evren nasıl dillendirilir çukurundan da çıkan olmuş mu ? İnanın insan evrenden daha derin bir kuyu..

 

Kelam bir bataklıktır yutar, ilim bir kuyudur emer, insan ise bir ucu gökte bir ucu yerde bir ağaçtır ki dallarında yere düşmeye namzet bir meyve olarak  asılı kalırsın… ya da bir ırmaktır ki çıktığın pınar ile döküldüğün denize kadar yolda giderken buharlaşırsın.

 

Bu iletinin başlığında  “nasıl”, bu iletinin dizinin adı da “yanılma”, o zaman buranın konusu “nasıl yanılırız ?” olmalı.. cehalet ve dalalet ile zulum ve zilletten başka sui zan, sui niyet, hükmü peşin, fikri sabit gibi pek çok yanılma ve aldanma nedenleri bulunabilir.. Bunların hepsini bir yazıda elbette bitiremeyiz.. ancak bulabildiklerimizi bir tabloda bütünleyebiliriz.

 

Yukarıdaki terim ve tamlamaları, sui-i zan,  hükmü takdim, haml-i sabit, niyet-i şer ve olarak değiştirdim.. niçin değiştirdim gerekçelere tablolarda.. tablolar edebi metinler olmadığı için kullanılan bir terim ya da kavram ikinci kez kullanılmaz.. tanımlama yapmak için ayrı bir terim ya da kavram kullanmak zorundayım.

 

İnsanın  yanılmasının yukarıda bulabildiğimiz nedenlerinin kökünde CİDDİYETSİZLİK yatar.

 

Ciddiyet, dikkat ve heyecan ile hads ve aks dörtlüsünün bir fonksiyonudur.

 

Dikkatle gerilir ve fakat dikkatin tersi olan  heyecanla gevşersiniz.. hads ile düşünceye gider, oradan elde ettiklerinizi  aks ile dile getirirsiniz.. sonunda diğer koşullarında etkisiyle girdiğiniz denemede büyük bir olasılıkla yanılır, ara sıra isabetli kararlar verir ve uygulamalar yaparsınız. Ancak yanıldıklarınız ve başarısızlıklarınız dahi size değiştirme, düzeltme ve geliştirme olasılığı ile geri dönerler.

 

Şimdi malum bu yazılanlar sadece bir giriş mahiyetinde ki bunlara reklam ve propaganda adını veriyorum.. bu tür anlatımlar ciddi bir tebliğ sayılmazlar sadece ürüne bir tanıtım  burada konuya bir çağrı yaparlar.. bu tablolar içinde bu düz yazıdan kıyaslanmayacak sayıda çok eleştirilerecek ve tartışılacak bağlamlar, çok düzeltilecek ve değiştirilecek terimler, çok araştırılacak ve geliştirilecek kavramlar var. Öyle ki bunlar bir tez doğrultusunda bir kitap bile yazılabilir.

 

Ancak bu kitabın yazılması, okunması, tartışılması, eleştirilmesi, eleştiri ve tartışmaların geri dönmesi ve bunların değerlendirilerek yeni bir tez ortaya konulması emek, zaman ve masraf ister. Oysa burada sadece şemaları inceleyerek daha kısa zamanda, daha az masrafla ve daha az bir emekle aynı sonucu olabiliriz. Bu da yöntembilimsel analizin bir dil olarak geliştirilmesine bağlı.. belki bir gün o da olur.

 

 

Bu yazı.. avea telefonum  ve turkcell vinn internet hizmetini dikkatsizlikle karıştırmam nedeniyle birinde olan sorunu diğerinde sanarak sorunu çözüm yolunda yaptığım yanlışlar,  ki bunların ayrıntısına girmiyorum, nedeniyle ve onlardan aldığım dersle yazıldır.

 

Olaylar her zaman göründü gibi değildir.. malum haber ve yorum bir vakıa.. haberler yetse idi yazarlar takımına gerek kalmazdı.. olayların verileri mutlaka yorumlanıp  anlamlandırırlar.. en yalın veriler bile öyledir.. sonuç bilgi kuramları evrenin kaos olduğunu ve bunu kosmos haline getirenin insan olduğunu söylerler. Bu anlam ve yorumlamada da hatalar bazen kaçınılmaz oluyor.. örneğin iki bin yıldız dünyayı düz zannettik.. ama çoğu zaman onlardan uzaklaşabileceğinizi anlıyorsunuz.. Örneğin anaksagoras samanyolu bulutunun aslında çok uzakta olan yıldızlar olduğunu söylemişti amma Aristo’nin Yer merkezli evren telakkisi yerlerdi..

 

Çoğu zaman yanlışınızı anlıyorsunuz fakat gene yapıyorsunuz.. çünkü bu çok köklü bir nedene dayanan yanılma oluyor. Bu köklü yanılmalardan biri de sui zandır. Zamanla sui zanna alışıyorsunuz.. Ya da gıybete alışıyorsunuz.. ya da kalb kırmaya alışıyorsunuz.. bu bir ahlak ve huy haline geldi mi terki zor oluyor.. Şayet bir  kötülük yer etti mi arkasından zeka ve hafızanın oyunuyla.. hırs ve hasedin numarasıyla.. heva ve hevesin zehiriyle aldanmaların ve hatta aldatmaların arkası geliyor.

 

İnsan nesneleri ve kimseleri kullanmayı öğrenir. Kişileri ve toplumları kullanılır ve hatta milletleri ve devletleri de kullanır makamına göre.. ne yazık ki kendini ve benini öğrenme, kullanma ve yararlanmada geri kalıyor.. göz ardı ediyor.. hatta unutuyor.. oysa yukarıda saydığım yanılmaya yol açan kötülük  katmanların  hepsinin temelinde bu BEN VE KENDİ denilen özek  var.. buradaki yanlışlık merkezden çevreye yayılıyor..  Benini idare ve kendini terbiye edemeyen ilk mektepten son mektebe kadar okusa kötülüğe merkeb olmayı sürdürüyor.

 

Şimdi yazımı burada bırakıp hızla şemalara göz atacak.. birkaç bağlamı daha dile getireceğim.. tablolarda dikey eksende şu kavramlar amuda dikilmiş..

 

BASAR

 

 

NAZARİYE

 

 

 

NAZAR

 

 

BASİRET

 

 

Sonra bu dikeyin katmanları işlenmiş..

Bu katmanlar görme düzeylerimiz.. kısaca anlatırsam:

 

Basar hassasiyetimizdir.. basiret hissiyatımız.. nazariye dışarıya dair kuramımız.. nazar ise içerden bakan kurmayımız.. Şimdi bu dışarıdan (yukarıdan) içeriye (aşağıya) doğru olan bu tabaka tabaka katmanlar resmi, İNSAN  konusunda bir deneme.. şuur aynası için bir model.. bu modelle görme ve bilmemiz  tanımlanmaya ve anlama ve inanmamız açıklanmaya çalışılmış..  tablolarda bu ana çatının ayrıntılarıda yazılmış.. eleştiri ve düzeltmelerinizi bekler..

 

Yöntembilimsel analizin biçimi, burada insanbilimi içerik alarak kullanılıyor.

Burada insan anlatılıyor ama insanın hepsini birden göstermek nasıl mümkün olsun ki ?  Mümkün mü bitirmek imkanı olsaydı insanda belki bitirilebilirdi ! Çünkü mümkün ile makul arasını ayırt edemedim! Bir defa bu tablolarda muhabbet yok..  konulmamış..  burada hürmet yok..  yerleştirilmemiş..  burada edeb  yok.. söz konusu edilmemiş.. 

 

Edebsize edeb vermeye kalkışmak, edebden haberin olmadığını gösterir..  O ancak cezadan anlar. Hatta ceza bile edebsizliğini artırdığından yokluk ile varlığın bir yerinde mahpus ve mahkum kalır. Çünkü edeb’in tedibi “ebed”  iledir,  Allah bizi ve sizi bundan korusun. Cehennem ne yalan ve yanlışlara yakarak yalınlaştırır fakat edeb-sizliğin cennette ebediyen yeri yoktur.

 

O zaman ilimden çok edebe.. başkasından çok kendimize.. yazıdan ve hattımızdan çok çok haddimize dikkat etmemiz lazım. Bazen insan sözümüzün  sarhoşu olup edepsizlik ediyoruz, affola..Yaradan bağışlaya yaratılan bağışlana..

 

Allah akıbetimizi ve ahiretimizi iyi ve güzel etsin. Amin.

 

DUYURU

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim.

 

UYARI

 

Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları  izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com

www.insan-bilim.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk