http://cep.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2012/11/25/ataturk-bir-basogretmen-midir

 

Öğretmenler günü.. hocalar günü.. ilim.. önemlidir.

Baş öğretmeni ister Atatürk olsun ister Koç ya da Sabancı olsun.. ister arapça ile ister latince ile.. ancak şimdi okuma yazma oranından çok anlama ve inanma oranı konuşuluyor.

 

Artık ayrıca profesör bile olsan bilgisayar ve internet bilmiyorsan çağdaş okuma-yazman yok demektir.

Hatta okuma yazma öğrenmenin zeka ve hafızayı körelettiği de söylenebilir. Meşhurdur, Hikmet ve felsefenin babası SOKRAT  hafıza ve zekayı körlettiği için okuma ve yazmayı öğrenmemiş ve fikirleri ve kitabları talebesi Platon'un nakliyle çağımıza ulaşmıştır.

 

Buna rağmen okuma-yazma öğrenmek gereksizdir DEMEK İSTEMİYORUM.

 

Şarttır.. ancak bu, ARDIÇ'ın söylediği gibi, bir İMKAN meselesi ve İHTİYAÇ sorunudur.

 

Konu okuma yazmadan açılınca Dili okuma ve Dini yazma konusunda dünyanın fotoğrafını çeken ve bu konuda ayaklı kütüphane olan ENİŞTEM'den aldığım bilgileri sizinle paylaşacağım.

 

DÜNYANIN DİLLERİ (milyon kişi olarak)

 

Türk Dilleri ……………………………………………. 200

Urduca (Pakistan-Bangladeş) ………………….. 500

Farsça (iran)……………………………………………..80

Endenozya-Flipin………………………………………300

Rusça (Kril alfabesi)………………………………….500

Hind………………………………………………………1000

Çin (mandarin)………………………………………..1000

Ispanyolca-İtalyanca (Güney Amerika)….…….700

Fransızca (Kuzey Afrika)…………………………….500

Arapça……………………………………………………..300

 

Tüm bu dillerin toplamı 4.880 yapıyor.. dünyanın nüfüsu 7 milyar olduğuna göre kalan yaklaşık 2000 yani iki milyarlık nüfusun çok küçük bir kısmı, adını saymadığımız diğer “küçük” hacimli dillere aittir fakat çok çok çok  büyük kısmı da  İNGİLİZCE konuşuyor demektir.

 

Dünyanın diğer dilleri içinde dahi ortak dünya dilinin de İNGİLİZCE olduğunu düşünürsek bilim ve evrenbilim yapmak için nasıl MATEMAMATİK bilmek gerekiyorsa  ve din yapmak için (islamiyet için) nasıl ARAPÇA bilmek gerekiyor ise dünya ve dünya ilmi  yapmak için de “ingilizce” gerektiği açıkça ortaya çıkar. Zaten bu ortak olan dili bilgisayar ve internet daha da ortak hale getiriyor.

 

Dil büyük bir alettir.

Bunun yanında okuma-yazma öğrenmek fazla büyük bir meharet değildir. Rus dilini ancak 1000 yıl önce Yunancadan kırma KRİL  alfabesine kavuştu.. fakat bugün dünya çapında edebiyatçıları ve ideolojik devletleri var… Eğer okuma-yazma sonuç için çok zorunlu olsaydı bu günün süper devletinin YUNANİSTAN olması lazımdı.. ya da Finikeliler ya da İbraniler olması lazımdı..  

 

Şuna bir bakarmısınız…  okuma-yazma bilmeyen çöl bedevilerinden yani  ARAPLAR’dan (sahabelerden) dünyayı bin sene hükümran olan bir din çıktığını düşünürsek OKUMA-YAZMA öğrenmeyi fazla büyütmemek lazım.. ancak yine söyliyeyim bu eğitimi ve öğretimi kolaylaştıran ve kültürü geliştiren okuma-yazma gereksizdir, demek istemiyorum.

 

Ancak yukarıdaki TABLO ve bu tabloda gösterilmeyen okuma yazma  oranları.. iletişim ve etkileşim sonuçta bir BİLDİRİŞİM aracı olan dil VE  temeli olan SES’in anlatımı ve ANLATIM’ın derinliğini bize göstermeyen perde OKUMA-YAZMA aptallığıdır.

Bu aptallık gözümüzü iyice kör etmemişse görürüz ki:

İnsanların gönlüne giren okuma-yazma oranı değil hatta anlatım aracı olan  dil bile  değildir.. hatta daha ileri gideyim.. din dahi değildir.. insandır. Çünkü insan olmaz ise, dil de yoktur dinde…

 

ÇÜNKÜ

 

“Işık nesneyi aydınlatır fakat insan insana gerçekleri anlatır.”

Sadece diliyle değil.. davranışıyla, yaşantısıyla, görüşüyle, tutumuyla, dürüstlülüğü ile, etkinliği ile, içtenliği ile, özgürlüğü ile.. sevgisiyle.. cesaretiyle.. önderliğiyle…

 

Dünyaya yayılan TÜRK OKULLARI türk dilinden başka dilleri de okutuyor… geçmişte sahabelerin insaları gerçekleri anlattığı gibi.

Allah onlardan ve vesile olanlardan ebeden razi olsun. Gelelim dünya dinlerine.

 

DÜNYA DİNLERİ (milyon kişi)

 

Hristiyan…………………………………………2000

Müslüman……………………………………….2000

Yahudi……………………………………………….50

Putperest ……………………………………….2950

 

3000 bine  yani 3 milyara yakın putperestlikten maksad

çin ve hind dinlerini kastediyoruz.

 

Şimdi gelelim MÜSLÜMANLARIN DİLLERİNE..

 

Farsça …………………………………………….80

Arapaça …………………………………………..300

Türkçe …………………………………………….200

(Bu rakamın 80 milyonu Türkiye Türkçesi

Geri kalanı kırgız, özbek, tatar, tacik, kazak

Özbek, azeri ve uygur türkçeleridir)

 

Pakistan (urduca)…………………………….500

Endonozyaca ………………………………….200

Afrika dillleri……………………………………100

 

Bu tablo toplam 1380 ediyor ki 2 milyar müslümandan

Kalan 600 milyon diğer dillerde konuşan demektir.

 

Bu günkü dünya politikasını anlamak için KİLİT bir fikir söyledi Saygıdeğer Eniştem.. Eskiden beri Rusya müslüman ülkelerin azınlıkları olan şiileri destekler Amerika ise müslüman ülkelerin çoğunluğu olan sünnileri destekler. Acaba neden ?  

 

MÜSLÜMAN ÜLKELERİN AZINLIK TABLOSU

 

ÜLKE…………………ÇOĞUNLUK ………………AZINLIK

 

İRAN…………………. Şii (75) ………………….. sünni (5)

TÜRKİYE………sünni (70) …………..…………….şii (10)

IRAK………………………….şii (15)……………….sünni (5)

SÜRİYE…………………sünni (20) ………….………..şii (2)

SUUDİ ARABİSTAN……sün(30) ………………….. şii (5)

MISIR………………………sünni (70)…………………şii (5)

 

Endonezca, Pakistan ve Afganıstan gibi diğer ülkeleri

Kaynakları dayalı resmi bilgim yok ancak ben Eniştem’den yazdığım sözlü bilgiyi naklediyorum.

 

Şimdi 2000 binlik yani iki milyarlık islam nufusunda şii azınlık 110-120 çıkıyor hadi bunu bir katını daha al 200 milyon kişi olsun yani islam dünyasının 10 da biri şii ve azınlık demektir. Bu şiilerin azınlık olmaları onların haksız olduklarını göstermez sadece sayısalca etkisiz ve siyasalca güçsüz olduklarını gösterir. Ancak bu gücü kullanarak ülkeleri bölmenin ve tüm müslümanlara eğemen olmanın yolu olduğunu da gösterir.

 

Ülkelere bakın.. Türkiyede  çoğunluk sünnilerde ve onlar iktidar.  İranda çoğunluk şii ve onlar iktidar.. ve bu iki zıd çoğunluğün hakimiyeti.. çatışmayı bekleyen  iki ayrı kutup halinde yan yana duruyor. Bir de şuraya bakın: Suriyede sunni çoğunluk fakat şii hakimiyet ve devlet var.. irakta alevi çoğunluk fakat sünni hakimiyet ve devlet var.. bu terslik neden olmuş, bu baş ve beden uyuşmazlığı niçin.. sınırlar doğal değil de cetvelle çizildiği için mi ? ve oralar da çıkan baş ve beden çatışması.. bu çatışmaya türkiye iran çatışmasına eklenince ortaya çıkarmaya çalışılan tablodan yani  4 uçlu fitne ateşinden Allah bu ümmeti korusun. Amin.

 

Ülkemizde şiillik olan alevilik sünnilik ile kaynaşmış

Şii’likten ayrışmış özel bir kategoridir ve genelde

Alevi ile sünni yaşantısı arasında büyük bir fark yoktur. Sanki sünniler alevileşmiş alevilerde sünnileşmiştir.

Bu yüzden ülkemizde alevi ve sünni çatışmasının büyük  riski yoktur. Geçmişte derin devlet bunu kaşımaya çalıştı fakat başaramadı. Ancak geçmişte yaşanan sağ ve sol çatışması ile bu gün yaşanan türk ve kürt çatışmasının temelin de başka bir ayrışma (Ateizm-Teizm)  yatar ki bu dil ötesi ve din berisi  konuyu burada çözümlemek yazıyı uzatacaktır. Yani aslında bu sorun dil ve din sorunu ötesinde DEİZM tabanlı ve NİFAK tavanlı başka bir “MiM” durumdur.

Öğretmenler günü akşamı televizyonda Harry Potter'in alev kadehi isimli filmi vardı ve elbette her filim gibi mesajı vardır.. bilimin ve gerçeğin misyonu, filimin ve öykünün mesajı olur.. bu misyon ve mesaj da bir vizyondan kaynaklanır.. Harry'nin mesajı Potter'in misyonu.. gözünden hiç düşmeyen gözlük ve fondan hiç ayrılmışan kitap ve kütüphane ile ile öğrenmek ve öğretmekti.. amma öğrenici olan ve öğretici olanları.. SONSUZ ŞÖHRET YARIŞMASI'nın rotası, koridoru, kulvar ve bulvar hangi kanalda olursa olsun bir çizgidir ve bu çizginin bir ucunda kadın ve bir ucunda erkek vardır. Geri dönüşü olmayan bu yarışta.. rekabet hep iyiler ve kötüler arasında geçer ve eninde sonunda iyilik kazanır ve fırtınalara rağmen gemi limana getirilir. En büyük düşman yalan yılanıdır.. vefa, feda, dürüstlük, bağlılık ve güvenilirlik değişmez ülkülerdir. Sizi temin ederim eğer bundan başka olsaydı bu filmi çoğu kimse seyrettmezdi.. bütün filmleri seyrettiren mesaj da bu.. acaba bunun için mi masraflar karşılanıyor filimler yapılıyor yoksa film yapıp ve para kazanmak için mi hep bu mesajlar bulunuyor ? Şöhret bu misyon için mi oluyor yoksa bu misyon mu insanı şöhret yapıyor ?

Dünyanın efendilerinin SERVETLERİ  onları buraya kadar getirir ve  ŞÖHRETLERİ  onları buraya kadar götürür..

 

Dileyen ürünlerini ve onurlarını buraya kadar getirsin.. dileyen daha öteye götürsün...

 

Nasın birbirinden dilek istekleri yanında Rabblarına karşı yakarı ve yalvaları hep birbirini perdeler ve gölgeler.. Bunu ayırt edememek aymazlık sınavının  en başı ve açmazlık yarışının en sonudur.

Ateizm ile Teizm arasındaki büyük açıklığı kapatan DE-İZM’i açan, NAMAZ’dır. De izmi, iş izmine yükseldikçe ve deyişim değişime eriştikçe  bu kapalılık açılacaktır.Fakat başa geçirilen streç DÜŞ çorabı ve önün üstüne konulan foter DİL şapkası yüzünden ZAMANIN DEĞİŞİMİ’ni gerçekleştirmek öylesine zor ki.. belki bunun ağırlık bir nedeni yükselen okuma-yazma oranıdır… belki de eğemen olan dil ingilizcedir.. bakamayın öyle değişimi deyiştirenlere.. istedikleri kadar değişimden ve yenilikten söz etsinler.. daha kıyısında bile değiller…

 

Ülkemizde namaz kılan müslümanın 7 milyon olduğunu düşünürsek, 70 milyon sünni ile 7 milyon alevinin neden çatışmadığı ortaya çıkar.  Allah bize  nasip etmiş bu namazı..  inşallah diğer 63 milyon sünni ve alevi kardeşlerimize de nasip eder.

 

Şimdi başka ülkelerde alevilerde ve sünnilerde namaz kılıyor ve bu yüzden birbirine düşman mı oluyorlar ? Bizim ülkemizde alevi ve sünni müslümanlar namaz kılmıyorlar ve bu yüzden dışarıdaki düşmanalık ve ayrışma ve çatışma burada belirmiyor mu ?

 

Ilginç ama ciddi bir soru bu!

 

Alimler cevaplasın…

 

Ben calihim demiyorum amma şunu iyi biliyorum ki bir bilenden başka daha çok bilen başka bir bilen  vardır. Risale-I Nur Külliyatını okumasam ve bu çağdaş ve yeni kaynaktan değilde klasik kaynaklardan dinimi öğrenseydim.. şii isem sünnilere  ve sünni isem şiilere düşman olurdum.. acaba bunun nedeni sin ve şın kavgası mı ?

 

Demekki  sorunlar, OKUMA-YAZMA sorununu çözmekle bitmiyor.

 

Üniversite bitiriyor ama eşeklik baştan gitmiyor.

Namaz kılıyor ama düşmanlık gönülden çıkmıyor.

Çünkü mukallid.. çünkü ezberci.. çünkü taklidci.. çünkü düşünmüyor.. çünkü anlamıyor.. ve bu yüzden İNANÇ geri tepen güçlü bir silah haline geliyor.. etnik çıkar  ve dil faktörü gibi  DİN’in kutsalı dahi çatışmanın aracı ve kullanma aleti  haline getiriliyor.  Bu yüzden siyaseti dine.. dilini dinine.. dinini kişisel çıkarına.. ikbal ve iktisadına ALET kılanlar, eskiden beri,  milleti birbirine düşürmekte beis görmüyor. Ancak bu durumu öyle kolayca suçlama konusu haline de getirmemek lazım. Konu sanıldığından da derin bir sınav bilinmezi ve  fitne gizemidir. Bunu anlamak için İstanbulun Fethine bakınız.. hatta sahabe bile bundan kurtulamamıştır.  

 

Beyn-el-Havf ve Reca sırrını anlamayanların kıldığı namaz.. kişisel gelişimine yardım ediyor,  geçici huzuru sağlıyor, ahiretini yalancı güvence altına alıyor.. ancak dünyanın gerçeğini görmüyor, islamın siyasetini bilmiyor.. ümmetin birliğini bilmiyor.. çünkü düşünmüyor ve yukarıda anlattığım gerçeklerden bile haberi yok.

 

Evet, dil sorunu ve din sorunu okuma-yazma öğrenmekle çözülmeya çalışılır ve genelleşmesi gerekebilir.. ancak yeterli olmuyor.. Değerli bir dostum vardı.. öztürkçe tabir edilen sözcükleri kullandığımda DİLİNİ EŞŞEK ARASI SOKSUN demişti.. olanak yazınca yüzü hiddetten kızaram amirim gibi kızmıştı.. Amma her şey öyle OSMANLI okumak ve yazmakla bitmiyor.. çünkü insan dilden çok çok çok fazladır.. din de arapçadan çok çok çok büyüktür.

 

Işte bu görülürse.. Türkiye’deki 70 milyon kişi sünni ve alevisiyle çok büyük işler yapacaktır.. bin katı olan (7) milyarlık dünyayı HAK dinle buluşturacak KURAN diliyle barıştıracaktır.

 

Bunun bir emmaresi TÜRK OKULULARI’dır.

 

Bu okullar dünyaya sünnilik taşımıyor.. alevilik taşımıyor.. türklük taşımıyor.. iman taşıyor.. islam taşıyor.. Kur’an taşıyor.. ve Risale-I Nur Külliyatını naklediyor. Hepsinden de bu sayılan üç kutsal büyük “değer”den da başka şu üç kutsal olmayan “önem”i taşıyor.. ilmi taşıyor.. insanı taşıyor.. KUR’AN HARFİNİ taşıyor. Çünkü imana ciddi götüren ilimdir.. islami ciddi yapan insandır.. İnsan Kur’anın manasını saklayan en büyük HARFİ’dir.

 

Kitabın  FATİHA kapısından sonra ki TAPUSU  üç harfle başlar.. Elif.. lam.. mim…. Biz yöntembilimsel analizle önce bunu öğretiyoruz. Hatta okuma yazma öğretiminden önce.. bunun öğretilmesini de öneriyoruz. Çünkü gerçeklik nasıl yedi renkle aydınlatılıyorsa ve müzik yedi nokta ile seslendiriliyorsa ve yazı yedi gurup harflerle yapılıyorsa ve Fatiha YEDİ ÇİFT ise.. öylede  anlam sürücü  ve anlatım aygıtı da de 3+4 = 7 eli ve 7 katı  ile gerçekleşir.   

 

Gerçi Kur’anın harfleri ARAPÇA’dır.. fakat Kur’an-I Mu’ciz’ül-Beyan’ı anlayan ve  islamiyet ve teslimiyet farkını bilen müslüman için o MADDİ HARİTA, manaya açılan canlılık sırrına mazhar bir dünyadır ki onun kapısı olan 7 çiftli fatiha’yı açanlar 7 milyar insanın gönlünü bu gün değilse de yarın açmayı başaracaklardır İnşaallah.

 

Çünkü salih akıl VE  sahih kitap İLE  salim lisan VE  selim kalp bu sırat-I müstakim’de buluşuyorlar.

 

Sağlicakla kalın.

 

Osmanziya

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Düzenleyen osmanziya - 26-Kasım-2012 Saat 12:49