Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: yazarlık Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya01
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 29-Ekim-2009
Konum: İzmir
Gönderilenler: 381

Hak Puan : 10
Kidem : 7
OrtalamaHak : % 100
Irtibar :2

Alıntı osmanziya01 Cevaplabullet Konu: yazarlık
    Gönderim Zamanı: 29-Eylül-2013 Saat 08:58

 

 

 

 

YAZAR OLMAK

uploads/20130929_085202_YAZAR.rar

 

 

Yazar olmak, okunur olmak demektir.

Okunur olmak içinde de önceden bol bol okumak gerekir.

Ancak her okuyan da yazar olamıyor, okunur yazılar yazamıyor.

Demek ayrıca bir yetenek ve bir artı çaba gerekiyor.

 

 

Acaba neden okur.. niçin yazar.. nasıl okunur insan ?

 

Yazarlık üzerine bir yazı yazmak yerine yazarlık ve yazerlik üzerine bir resim yaptım.. kavramlarla..  terimlerle.. eskiden sentetik geometri varmış.. ya da kurulduğunda geometri sentetik imiş.. yani kare ve üçgenlerin  yani SURETLERİ tanımlar parçalar ve bütünü birbirinden ayırırlarmış. Birleştirilmiş parçalar üzerine elde edilen RESİMLERİN (bir kenar (doğru) iki kenar (parelel) üç kenar (üçgen) dört kenar (dörtgen) kare, daire v.s.  resimlerin (çizgelerin)   kenarları ve köşeleri hakkında yapılan ilime HENDESE yani geometri demişler. Bu ilim  GÖRSEL’e dayanıyor ve PARALEL postulasına oturuyordu.. 1611 yılında DESCARTES’in koordinatlarıyle geometri ilmini bu sentetik halden analitik hale getirdi.. artık hendese çizilmekle kalmıyor hesaplanabiliyordu böyle hesaplanabilir bir dünya oluşturuldu..  artık her suretin bir denklemi.. her denklemin de bir sureti elde ediliyordu.. sayılar çizgilere, çizgilerse sayılara dönüştürebiliyordu  ANALİTİK DÜZLEM ile.. Analitik Geometri’nin MATEMATİK kullanımı ile geometri aritmetiğe  ve aritmetik de geometriye dönüştürülünce binaları düzgün yükseltme ve aya zamanında adam indirme hesaplanabilir ve hendeselendirilebilir hale geldi muhasipler ve mühendislerin imar ve inşa ettiği bir dünya medeniyeti elde ettik..

 

Şimdi diyorum ki  analitik GEOMETRİ sayıların ve çizgilerin birbirine dönüştürüldüğü bir dünya kurulmasına yardım etmişse..  analitik YÖNTEM,  terimlerin ve kavramların birbirine dönüştürüldüğü bir başka dünya kurulmasına yardım edemez mi ? Etti bile.. çünkü insanlar analitik geometriden aldıkları bir ruhla KARZEYENİZM denenen koordinaatik bir düşünme yolu açtılar.. buna çeşitli adlar verilir.. matematik düşünce.. analitik düşünce.. x ve y koordinatlarının oluşturduğu alanın tanımlanmasına ve betimlenmesine dayanan açıklama, açılama, öngörme, sayılama, simülasyon, animasyon.. türlü kullanım şekilleriyle bu düşünce artık bizim zihin hapishanemiz oldu.. dünyayı enlem ve boylamlarla kafeslediğimiz gibi sayfaları satır ve sütunlarla ekselledik.. zihnimiz “fî amedimmümeddede” de mahpus halde.. yatay (medd)  dikey (amed)  cenderesinde sıkıldıkça sıkılıyoruz ta suyumuz çıkıncaya kadar.. beşeriyetin meydana getirdiği bu medeniyette.. insanlığın suyunu çıkarttık.. İslamlığın suyunu çıkarttık.. her ne ise bu tencerede  artık bu sadece rakamlar ve çizgiler yok.. önümüze açılan bu pencerede  terimler ve kavramları da birbirine dönüştürüyoruz.. Bu windows’ta  uzay-zaman süreklisi yaptık ve hesapladık.. bu ekranda continium içinde yer kürenin geleceğine dair öngörü ve hesaplar yapıyor.. bu monitör de  yıldızımızın geçmişine ilişkin  hendese ve öyküler çiziyoruz. Kısaca biz artık ANALİTİK DÜZLEMİ  sadece matemtiksel olarak değil mantıksal ve metodik olarak ta kullanıyoruz.    

 

Şimdi dediklerimi bir suret (biçim)  ve resim (çizge)  ile göstereyim.

 

 

Sayılar ……………………………..  Terimler

 

 

MATEMATİK                                  MANTIK

 

 

Çizgiler …………………………….    Kavramlar

 

Bu TABLO ve şema  buraya kadar söylenenleri özetliyor.

 

Hasılı lojiko-matematik yani mantıksal matematik bir gerçek üzerine inşa ettiğimiz dünya..

sayıların ve terimlerin İŞARETİ ve çizgilerin ve kavramların DELALETİ  ile inşa edilirler.

 

Fakat biz  işareti daha sarih ve delaleti daha şarih yapmak için maanı daha  beyyin ve beyanı daha bariz yapmalıyız. İşaret-i gayra  şehadet etmek ve delalet-i gayba iman etmek ayrı bir durum.. yukarıda bahsedilen işaret ve delalet aynasını  daha açık ve seçik hale getirmek başka bir konu.. hey.. hey..  nereye geldin be arkadaşım.. ipin ucunu kaçırdın…

 

Bazıları ilim yapmak için uyumaz.. bazılarını  kelam etmek uykusunu kaçırır ?  Geçenin üçünde parmaklarım tuşlarda geziniyor… uyku ferman dinlemez.. çünkü rahmeti Rahman çağırır. 

 

Acaba yazar hangisi.. ya da yazar hangisi olur  ?

 

“İlim” yapmak ile “kelam” etmek arasındaki farkı ararsan yazar olamazsın.. çünkü bundan bir “hakikat” çıkar amma  hazır bilgi çıkmaz.. ve bu bilgi  günlük dilin işine yarayan bir nesne olmaz.. amma hazır bilgileri verirsen.. görüşleri açıklarsan.. çözümleri paylaşırsın.. düşünceleri yani bilgi içerikleri başkalarının yararına sunarsan okunur  olursun ve sonuçta bir de bakmışsın ki kendi yazar bulursun.

 

İnsan bilgisini paylaşmak istiyor.. acaba niçin istiyor ?

 

Bildiğini göstermek için paylaşmak istiyor..

Bilgisinin sorumluluğundan dolayı onu başkalarıyla paylaşmak istiyor..

Bilim uzmanlığının yükümlülüğünden meslektaşlarıyla tartışmak için paylaşmak istiyor.

Güzel bir meyve olan sözü, bilgiyi ve gerçeği  başkalarıyla bölüşmek için paylaşmak istiyor.

Gerçekle.. malla.. bilgiyle.. hizmetle.. sözle.. çözümle para kazanmak için paylaşmak istiyor.

Milletini toplumunu çocuğunu aydınlatmak, yönlendirmek ve eğitmek için paylaşmak işitiyor.

Ürünü kadar onuru olduğu için bir ürün vermek amacıyla bilgi paylaşmak istiyor.

Ürünü ünlü bir ad haline  getirmek için paylaşmak istiyor.

Hasılı karşılıklı ya da karşılıksız öğretmek ve öğrenmek ve bununla yararlanmak ve yararlandırmak  BİLGİ PAYLAŞIMI güdüleri, dürtüleri, erekleri, nedenleri ve amaçlarıdır.

 

Bunların hepsinde bir bilgi İÇERİĞİ verirsin.. bu içerik bazen somut bazen soyut olabilir. Özel olabilir ya da herkesin işine yarayan genel bir konu söz konusu edilir. Yazarlık genelde somut bir bilgi içeriği vermeye ya da belli bir karanlığı gidermeye veya artı aydınlık vermeye ya da belli bir sorunu çözüme dayanır. Yoksa kuru söze insanın karnı tok. Bu içeriğin konularına göre de yazarlık çeşitlenir.

 

Bir ünlü gazetenin yazarı olmaktan sıradan bir kitabın yazarı olmaya kadar genişler ve daralır. Bir arkadaşım bana SİLİK yazar dedi.. yani okunurluğu ve okuyanı olmayan bir yazar.

Doğrudur..  şimdi bu yazıyı okuyan kaç kişi.. okuduğunu anlayan kaç kişi.,,

 

Amma kaç kişi olursa olsun.. okuyan on kişi beğenen bir kişi de olsa biz bu on bir kişiye okunur bir ileti  ya da anlaşılır bir bilgi içeriği verdik mi.. kendimizi gösterdik mi.. bilgimizi paylaştık mı SESİMİZİ DUYURMUŞ sayıyoruz. Akıllı bir yazar on bir kişi için yazmaz.. öyle ise ya biz silikte olsa yazar değiliz ya da silikliği göze alarak yazmak için yazıyor değiliz.

 

BEN ya da on bir artı bir on iki kişi olan BİZ bu nette ne yapıyoruz ?

 

Sanırım gösteri ya da kendini göstermekten fazla bir şey var ki onun etrafında dolanıp duruyoruz.

 

O bizi güdüleyen. o bizi çeken.. o bizi hobi olarak etrafında tutan.. söz.. bilgi.. gerçek.. kendini böyle azar azar ortaya çıkaran yazarlık mı ? Bir iki yazar ve on yirmi okurla yazarlık ve okurluk yapılmaz. Bu bilgi paylaşımı öğrencilik ve öğretmenlik dahi olamaz.. ben buna ÖĞRENİCİLİK diyorum. Öğrenci bilineni öğretir oysa öğrenci bilinMEyeni öğrenir.. öğrenciye hazır bilgiler verilir halbuki  öğrenİcİ ise hazır olmayanı öğrenir.. şimdi net bunlarla dolu.. olsun  bir konuyu uzmanca bilmiyoruz ama bilme işinde uzmanlaşıyoruz. Öylesine laflar ediyoruz ki yazdığımızı okuduğumuzda kendimiz dahi şaşıyoruz. Diyoruz ki nasıl olsa KİTAP yazmıyoruz.. kitap ile hava arasında kalan nette dokunuyor ve okunuyoruz. Hoşlanan okusun hoşlanmayanı okumaya zorlamayız hatta zorlayamayız.. zorla güzellik olur mu ?

Beğenen olursa bunları toplar kitap bile yapabiliriz fakat kitap okumaya zaman bulabilir mi ?

 

Zaman zaman hazır bulunan ve okunan zamanda bir tık kadar uzak olan SİBER UZAYDA arayanlar ve soranlar MOLLO GOGOL’da bulsun diye paylaşacak bir şey atmak.. kendini gösterme güdüsü ile de yazılsa.. bu bir başkasının işine yarayacak dürtü olabilecektir. Zaten  o da bize yetiyor.

 

Bu yüzden yazar olsak ta olmasak ta biz yazıyoruz. Gösterişlerimizi paylaşıyoruz. Belki biri gelir bu küllerimizden ortalığı aydınlatacak bir ateş çıkarabilir. Öyle ise şu yazarlık konusunda yazdıklarından ziyade bu iletinin ekindeki tabloları versiyon sırasıyla inceleyerek  bir yeni dünyanın yeni bir dilini paylaşın ta ki belki bir gün hayatta..  sözün.. bilginin.. gerçeğin.. yani yazının altındaki dili ve ardındaki söz, bilgi ve gerçek olmayan “gerçek”i görebilirsiniz. Bu hayattan sonraki hayat için bize ve size bir ışık verebilir.

 

Sağlıcakla kalın.

 

Osmanziya

 

 

OSMANZİYA

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANÎ  yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim

 

 

NOT:

Evet, aslında benim kullandığım sistemde

cümleye, kelimeye  hatta harfe de ihtiyaç yok…

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

 

www.yontembilim.com

www.insan-bilim.com

www.osmanziya.com

www.mustafabugucam.com.tr

 

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

 

 

 

 

 

 

BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk