Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: turlu konular Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2635

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: turlu konular
    Gönderim Zamanı: 21-Kasım-2014 Saat 12:18
Dil bilmeden dini bilmenin anlamı yoktur çünkü her şeyin ölçüsü insan, insanın ölçüsü ise dildir. Aksi halde kişi helva ile hevayı birbirinden ayırt edemediği gibi şükrü şirkten ayıramaz.

Yaratan kimse olmadığı gibi yaratılan nesne değildir. Yaratan “Kimse” olmadığı için ve din kimselere indiği için kimselerin diliyle iletişim kuruyor. Kimseler de nesne olmadığı için Yaratanı fotoğraf makinesi olan baktığını çeken göze ile değil ördüğü ile gören gönül ile bakar. Bu yüzden insan hazreti Ademe yapılan talim-i esma’nın hakikatı olan aynın gayrı olan işaret ve delaletleri okumak ve anlamak yeteneğiye kendinde yazılanlara bakarak, kainatta yazılanlara bakarak, rasulullahda yazılanlara bakarak, Kelamullahda yazılanlara bakarak okur ve Cenab-I Hakkı binbir isimi ile tanır. Sonuçta büyük resim şudur:


----------------------RABB------------------
----------------------Halık----------------


HAKİKAT RSL ilim-----KELİME------isim VLY HAKK


----------------------Mabud------------------
----------------------ABD-------------------

Hadise şerifle sayılan 99 esma ve Kur’an özetlerinde ve fezlekelerinde bildirilen esma-i hüsna ve Cevşen-ül Kebir sunulan 1001 esma’nın her biri AYRI bir TANRI değildir. Şirk kelimelerle ölçülmediği gibi şükür de kelimelerle gösterilemez. Gönüldeki şirk ile şikeyi   ile dildeki şükür ve sirkeyi bilmenin yolu dilin işaretleri değil gönlün delaletleridir.
Cenabı Hakkın tenezzülü kelamında ve münzel kitabın lisanında ve halkın lügatında yer alan isimlerin ZİKRİ ve kelimlerin FİKRİ ile ilim ve Irfan yapma ve onunla medeniyetler kurma ve kurulanlara yön verme kapasitesini yitiren İSLAM DÜNYASI ya selefiliğin literal dar kabına sığınarak ya hazır uygarlıkların iktidar arabasını binerek var olma savaşı veriyor.

ne sığınma evleri ile kadınları ne hayvan barınakları ile erkekleri yitirelim.. kalblerden sevgi, saygı ve hoşgörü   doğuran ortamı hazırlayım.. kızgınlıkla söylenen sözlerin rasyonel önerileri olmaz.. genelde hakikatsız bir kuvvet edinenler ve yetkilerini sorumsuz sayanlar hakka uymazlar.. sınav da zaten buradadır

beşinci kol faaliyeti.. milletin kendine güvenini sarsarak iki yüz yıllık hırsızlıklarını ve 25 yıllık katliamlarına devam etsinler.. amma artık bitti.. demokrasi ile akıllar ve laiklikle gönüller birliği sağlanacak.. bu soysuzluğun ırkı kalmayacak.


Öz eleştiri ile soyuna ve kültürüne düşmanlık arasında bir kriter yok mu ? Dost acı söyler.. düşman da acı söyler.. acının ardındaki dostluk ve düşmanlığı ayırmak için kriter ise alay ve abartı ve alçaltmadır. Çünkü şerefsiz bir düşmanın saygısı yoktur. Onuru olan bir düşman bile düşmanına saygısızca sövmez.

Gördüğümüzü nasıl ördüğümüzü KANT gösterdi.. yol ikidir.. ya bilinenleri yeniden araştırırsın ya da bilinenlerden bilinmeyenlere gidersin.. ilki araştırmamanın illeti.. ikincisi gelistirmenin akibetidir...

İnsan hic bir nesne bilmex değil.. bilir ve fakat bildiklerini kaŕıştırır. Mezci terkible.. meyzi tahlille.. bu da zeka ve hafızasına ćok güvendığindendir.. bu yüxden en temelli bilme enstrumanimix teşbih ve temsil hem bizi yanıltan tuzak hem yanıtlayan uzaktır..
Hasılı gereksinimin ardinda NAKS'tan ve arayışinın arksinda KASR'dan başkasını bulamazsin.. bulduklarinsa psikozlar ve nevrozlardır..

Dogru... eskiden dogal nebiler.. veliler ve dahiler vardı.. şimdi yapay deliler.. sanal dahiler (google) ve sözde veliler ve sahte nebiler çıktı

Sözler mutlak olunca istisnaları nazar almayan genelleme olur.. özel ya da kisisel yargılarda geçici ve adı üstünde ÖN yargı söz konusu olabiliyor.. yargım zatı alinizi kesinlikle hedeflemiyor.. son SEMAVI din islamdan sonra göksel haber çağrıları isterse islam referanlı kişilerce yapılsın tarafımcaKESİNLİKLE merduddur. Bu konuda önyargım değil taassubum var.
İmamı Nursi (R.A) imkan tarafeyn-i mütesaviyendir, der. Var ile yok arasında İMKAN vardır.. yani var olabilirsinde.. yok olabilirsin de itibar ile ihdas ettiğinde bunlardan biri gerçekleşir Allah'ın iziniyle.. hasılı imkan yani ol.an.ak.. an ile itibar.. ak ile ihdas edilen ol ve öl'dür.. diye düşünüyorum.


https://fbcdn-vthumb-a.akamaihd.net/hvthumb-ak-xpf1/v/t15.0-10/p526x296/10381775_869272796424253_869272513090948_32193_648_b.jpg?oh=193682e889e0c67bf0ef71fe6bd179f9&oe=54E2690D&__gda__=1423188673_3fef78a39b00cd5e1cb101cb341386e3
Paylaşım için teşekkür ederim.. Ord. Prog. Hilmi Ziya ÜLKEN.. insanın genel ilmini oluşturmasını buna benzetiyor. İnsan ördüğünü görür. Şimdi bizim enemiz ve ben'imiz böyle bir kozadır.. ya onu delip çıkcaksın ve geçici kelebeğin hürriyetine kavuşacaksın ya da eneyi öldürüp ipeğini elde edeceksin... zikir ve fikir örgünle hem Yaradan'ına bakacak hem dünya ilimlerini göreceksin..

kadında erkekte birbirini kullanır.. çünkü birbirine gereksinimi vardır.. ancak insan olmak bu çıkar ve yararın üstünde bir sevgi ve saygı sorunudur.. dünya için olmadık zorluk ve sıkıntılara katlananlar sevgi ve saygı için hiç bir sıkıntıya katlanmadan hemen verilmesini ve alınmasını istiyorlar. On tane saygı göstermeden bir sevgi istemenin.. yüz tane sevgi göstermeden bir saygı isteyenin ya aklı yoktur ya da deneyimi bulunmuyor.
var.. yok.. varlık.. yokluk.. var oluş.. yokluk.. yok ölüş.. varlık vardır.. yokluk yoktur.. varlık yoktur.. yokluk vardır.. hasılı adlar.. sıfatlar.. tamlamalar.. tümceler.. ile dil essence ve existance ile.. esemeler ve sezmelerle ilerler.. kazanımları toplar.. deneyimleri biriktirir.. bu arada dünyayı ve bilgiyi belirler ve dini buyruğu yaptırır.. hasılı Fehmi babanın dediği gibi dil çok önemli çok..

Cisim zulmetten ziyaya.. remiz kapalılıktan açıklığa.. isim karanlıktan aydınlığa.. çıkar amma RESİM.. ne kadar "re" yaparsan yap bir "sim"i bir türlü açılamaz... değil mi osmanziya ?


Gerçekten birleşmiş milletler kurulursa.. devletlerin silahlanmaya gereksinimi kalmayacağını düşünüyorum.. mevcut olan birleşmiş devletler hatta öyle de değil beş güçlü devletin ortaya koyduğu bir oligarşi.. silahsız dünya olmaz.. polissiz devlet bulunmaz.. çünkü tüm yasalar birbirine bağlıdır: kozmik yasa.. ahlak yasası.. hukuk yasası.. kuvvet yasası.. ve son yasa orman yasasıdır.. ancak kuvvet ve yaptırım ile diğer yasaların ortamı sağlanır.. eğer en üstteki KOZMİK yasa erozyana uğrarsa ahlak yasası çıplak kalır.. ahlak yasası erirse ortada hukuk yasası kalır.. hukuk yasası da "gür"ünü yitirerse meydan "güc"e yani orman ve kuvvet yasasına kalır.. dünyanın bu günkü durumu budur.. eğer güçte giderse kosmoz kaosa döner. Bundan sonraki safha kozmik yasa ve kuvvet yasanın birlikteliği doğar ki mühlet biter kıyamet kopar.. hesap başlar.. herkes hanyayı konyayı görür

Sanırım oraya gidiyor.. artık ülkeleri değil küreseli dillendirmeli.. eleştirilmeli.. bu tür çabalar artıyor.. change.org gibi.. 50 bize yeter gibi girişimler var. Artık şeriat bitti.. nasyonalizm sürekli yara.. sosyalizm bitti..kapitalizm artık çözüm değil sorun üretiyor.. dil.. din.. ekmek.. hürriyet.. barış değerlerin ORTAK kıymetler olduğu anlaşılıyor.. birimiz değil hepimizin dine ve dile gereksinimi var.. ekmed olmadan beden hürriyet olmadan ruh yaşayamaz.. neden birbirimizin ekmeğine ve hürriyetine göz dikerek dünyayı yaşanmaz hale getiriyoruz.. UZLAŞMA VE BARIŞ olmadan bunlar olur mu ? Savaş bile barış için yapılır.. büyük israil.. büyük osmanlı.. büyük rusya.. diye fazla uyutamayacaklar.. Bundan sonra artık büyük ingiltere ABD aşısıyla da sürmeyeceği anlaşıldı.. ancak yeni dünya yeni bir “dil” ister.. günlük dil ve bilimsel bilgi ticaretin reklamı.. siyasetin propagandası.. felsefenin edebiyatı ve dinin vaazı için bir ARAÇ olmanın berisinde.. vitrine süslenmenin ve tribünlere seslenmenin ötesinde.. hikmet, felsefe ve din konularında konuşup tartışabileceğimiz ortak bir platform gerekiyor.. biz solu anlamadık onlarda sağı anlamadı.. sol sağın hırsızına sağ da solun dinsizine bakarak hep çatıştılar bu güne kadar.. bu kavgalar yüzünden PARA insanı bozdu ve KAPİTAL dünyayı kirletti.. daha önce de dinini ve etnik değerleri paravana yaparak gerçekleştirilen istilalar oldu.. özetle artık global ve local ortasında glokal etkinliklere hız verilecek..

Kainat kitabının büyük harfleri yaz ve kış ile gece ve gündüz arasında yazılanlar... beslenen ve eşitlenen yaşam.. makinesi ve dengesi.. çoğalan ve çeşitlenen dünya.. öyküsü ve döngüsü... karmaşık dünyanın yalınlaştırılmış hali.. çok mu karışık ?

İşaretlerin tercümesi ve delaletlerin tevili.. hakikatleri hikay ederken evveline rücu.. nesnelerin ve kimselerin görüntü ve gösteri (göster-ti) ardındaki göstergeler ve görüngülere erişmek taakkül düzeyini gerekterir ki bu prensipte entellektüel seviye belli bir tefekkür deneyimi gerektirir. Düşünme ise kural olarak gereksinimlerin ardındaki arayışı görenlerin ördüğü bir bölge.. dünyanın fusus ve fusul gölgesi ardındaki bu esas ve asıl bölgeye gelenler genelde varlığı bilgi ve değer olarak ayırırlar ki bunun adına sistematik felsefe denir.. felsefe ayrıca FELSEFE TARİHİ olarak ta edinilebilir.. Ya da genel bilginin essence’dı dışında existence / var oluş vey ok ölüş olanakları duyumsamak suretiyle felsefi ve dini kaygılar çekilebilir. Konuları ve soruları itibariyle din ile ortak olan felsefe ve hikmet, yanıtları ve çözümleri açısından ondan ayrılır.. vehim ve hayal miti hepsinin atasıdır.. günlük bilgi.. bilimsel dil.. felsefi bilgi.. dini bilgi.. bunlar bir biri içinde ve bir biri üstünde dört katman oluşturur.. ancak bu katmanlar DİL ve BİLGİ dürbünün objektif ve oküler kullanımına göre görüntü değişir.. kimine din kimine dünya güç-ük ya da küç-ük görünür.. kimin de ne o ne bu.. çükünün umurunda olmaz.

Anlaşılmıyor 2. Boyut zor kavranır
3 boyutlu çiz 4 boyutlu yaşa

Bunları anlaşılması için yayımlamıyorum.. geleceğe emanet ediyor ve siber uzaya atıyorum.. zaten benim için önemli olan bu içerikler değil.. içeriklerin bu şekilde temin eden biçiminin ve yöntembilimsel analizin reklamını yapmaktır.. ola ki bir arkadaşım yöntembilimsel analizi öğrenmeye CESARET eder.. cesaret.. tecessüsü tamamlayan ve meraka aşan bir takarrübtür. Zaten dört boyutlu yaşamasak iki boyutlu iz düşümünü kuramayız.. ama tekamülü ve kemali ayrı bir konu.. belki kemaliyle yaşandığında anlatım daha dolaysız bir olay olacak.. şimdilik anlamanın kolayalığına sığınıyorum.

Cuma akşamları TRT müzik kanalında BESTEKAR adlı program sunuluyor. İlk defa dinlediğim proğramda bu hafta Rahmetli Avni ANIL besteleri vardı.. Ümit Yaşar Oğuzcan güftesinin bu Avni Anıl bestesi sazendelerin ve hanendenin enfes bir yorumuyla dile ve sese getirildi.. aslında dillendirmenin altında çok güçlü ve pek evrensel bir seslenme var ki bunu beslenmenin simetriği görürüm.

İnsan.. kadın ve erkek.. para.. ara.. beşeriyetin medeniyetinin sonucu insaniyettir.. insanın niyeti de önemlidir.. zaten elamalbinniye.. ameller niyetlere göre değerlendirilir.. naz ve zan arasında bulunan NİYAZ.. nazar ve niyetlerimiz sağlam ve sağlıklı olması için bir fırsat.. bu feryadı.. CİDDİ bu seslenmeyi.. SAMİMİ hale getirebilirsek gayretimiz verimli.. himmetimiz yararlı ve hizmetimiz halis olur. İnşaallah. Zaten İnsaniyet-i kübra olan İSLAMİYET.. medeniyetin hasenatı seyyiatına galip gelmeden sağlanamaz.





Düzenleyen osmanziya - 29-Kasım-2014 Saat 09:49
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk