Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
İnsan Bilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4362 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 15-Temmuz-2025 Saat 23:16 |
Sibel ATASOY paylaştı:
Bugün #huzursuzbülten gönerisini paylaşmak istiyorum, bana hayli dokunaklı gelen şu cümle ilginizi çekiyorsa tamamını okumanızı öneririm: Estes’e göre anlamsızlık kıtlık yaratır. Kıtlığın beraberinde getirdiği sorun açıktır: Gerçek ihtiyaçlarımıza benzeyen bir şey özlemimizi giderecekse, onu sımsıkı tutarız, hem de hiç sorgulamadan. Tıkınırcasına yediğimiz abur cubur, durduramadığımız mesajlar, sürekli tıkladığımız platformlar… hepsi anlamın eksik olduğu bir hayatta geçici tatmin arayışıdır. Anlamı kendimiz inşa edemezsek, dışarıdan gelen sahte doyumlara bağımlı hale geliriz. Bu noktada dönüp kendimize sormamız gerekir: Gerçek açlık neyin yokluğudur? Ve tüm yazı….. Merhaba sevgili okuyucu, İnsan, ağır ağır vazgeçebilir hayatından. Baudrillard’ın ‘yavaş ölüm’ dediği şey, büyük travmalarla değil; insanın yavaş yavaş duygusal bağlarını kopardığı bir hayatta ortaya çıkar. Kişi, birden değil, azar azar kendisi olmaktan vazgeçer. Sadık Hidayet’in dediği gibi, ölmeye yirmi yaşında başlayan insanlar vardır. Çoğu insan yağı bitmiş bir gaz lambası gibi yavaş yavaş gelen ölüm vaktini bekler ve o vakit geldiğinde sonsuza dek susar. … Yavaş ölümün dışarıdan fark edilmemesi, onu daha da tehlikeli kılar. Günler dolu geçiyor gibi görünür ama bu doluluk, bir yön ya da anlam taşımadığında, insanın varoluşunu emen bir kalabalığa dönüşür. Hayatın dolu gibi görünmesi ama anlamdan yoksun kalması, bir diziyi art arda izleyip birkaç hafta sonra hiçbir şey hatırlamamıza benzer. Clarissa Estes, yönün ve anlamın kaybolduğu hayatın “kendi elimizle yaptığımız hayattan vazgeçmek” olduğunu ileri sürer. Anlam kaybı sanki varlığımızı saydamlaştırır. … Yavaş ölüm şöyle işler: Önce umutlarımız kırılır. Sonra yaptıklarımızın bir etkisinin olmadığına inanırız. Bağırırız ama dünya bir yankı vermez. Harcadığımız emek anlamsızlaşır. Günün getirdiklerine baktığımızda avucumuzda bir şey hissetmeyiz. Yine de yorgun, hem de çok yorgunuzdur. Enerji harcadığımız için değil, anlam bulamadığımız için tükeniriz. Bitmek bilmeyen bir çözüm arayışına girer, başkalarının reçetelerinde şifa ararız. … Estes’e göre anlamsızlık kıtlık yaratır. Kıtlığın beraberinde getirdiği sorun açıktır: Gerçek ihtiyaçlarımıza benzeyen bir şey özlemimizi giderecekse, onu sımsıkı tutarız, hem de hiç sorgulamadan. Tıkınırcasına yediğimiz abur cubur, durduramadığımız mesajlar, sürekli tıkladığımız platformlar… hepsi anlamın eksik olduğu bir hayatta geçici tatmin arayışıdır. Anlamı kendimiz inşa edemezsek, dışarıdan gelen sahte doyumlara bağımlı hale geliriz. Bu noktada dönüp kendimize sormamız gerekir: Gerçek açlık neyin yokluğudur? Asıl açlığımız, kendi ellerimizle anlam kattığımız bir hayata duyduğumuz özlemdir. Anlamın aktörü olmak isteriz, bunu başaramadığımızda sahte besinlere yöneliriz. Estes’e göre içimizde ruhun tamiratından sorumlu bir yer bulunur. Buna “içsel şifacı” der. Bu şifacı yabancılaştığımız eylemlere ve besinlere şüpheyle bakar. Bu kadar çabaya, bu kadar tüketime neden doyuma ulaşmadığımızı sorgular. Onu gerçekten dinlediğimizde varlığımız adım adım güç bulmaya başlar. … İçsel şifacı, hayal kırıklığına, hüsrana, öfkeye teslim olmamış sessiz bir merkezdir. Orası tamirciliğini dinginliğinden ve yavaşlığından alır. Estes, onu güçlendirmemiz için geçmişte hangi eylemlerimizden gurur duyduğumuza bakmamız gerektiğini söyler. Peki bugün hangi hareketleri yaparsak beş yıl sonra gururlu hissederiz? Bazen, tüm telaşa rağmen sabah on dakika hiçbir şey yapmadan oturabilmektir cevap. Bazen geçmişte iyi gelen bir eylemi hatırlamak, bazen diyete başlamaktır. ... Bizim başkalarının reçetelerine değil, kendi küçük, doğru, basit eylemlerin sürekliliğine ihtiyacımız var. Yeter ki sürecin ağırlığı bizi telaşa süreklemesin. Ama umutları zedelenmiş kişi incinmeye karşı fazlasıyla duyarlıdır ve bunlardan kaçınmak için bütün savunma mekanizmalarını kullanır. İnançsızlık, umutsuzluk, kötümser genellemeler, ertelemeler bu mekanizmalara örnektir. Yavaş şifa, karanlıkta bir kibrit yakmaya benzer. Belki etrafı aydınlatmaz ama bir sonraki adımı gösterecek kadar ışık verir. Bir sonraki adımda neyle karşılaşacağımızı kim bilir? … Günümüzde sık sık yavaş ölümler yaşarız; tıpkı bir nehrin kıyıyı dalgalarıyla yok etmesi gibi. Ümitlerimiz ölür, emeğimize yabancılaşırız, varlığımıza karşı dünyadan bir yankı duymayız. Ama kendini yavaşça kaybeden, yavaşça geri dönebilir de. Bunun için hız kültürünün dayattığı "çabuk çözüm" yalanlarından, sahte ihtiyaçlardan, anlamsız karşılaştırmalardan sıyrılmamız gerekir. Estes'in içsel şifacısı, Baudrillard'ın tanımladığı bu sessiz aşınmaya karşı en güçlü panzehir olabilir. Bazen, yalnızca o kibriti yakmak bile yeter. Çünkü anlam, büyük anlarda değil; küçük, doğru adımların sabrında saklıdır. Kaynaklar: Jean Baudrillard - Simülakrlar ve Simülasyon Clariss Estes - Kurtlarla Koşan Kadınlar Sadık Hidayet - Kör Baykuş dedim ki: EDEBİYATLA yavaş ve bilimle biraz daha hızla.. felsefeyle tırıs.. ahlakla rahvan.. dinle dört nala ölüme koşar insan.. bunun için insanlar dinden ve tanrıdan ve ahiretten söz edilmesinden pek hoşlanmazlar. osmanziya yontembilim.com 15.07.2025 dedim ki Dogum yavaş yavas gelir dokuz ayda.. ölüm yavas yavaş gider hastanede ve hapishanede.. her gun uyumayla gider olum.. uyanmayla gelir ölüm... her yıl ilkbaharla gelir doğum.. sonbaharla gelir dügüm.. olum ve ölüm arası bugün.. dogum ve düğüm arasi düğün.. bugün olur düğün... X ve Y den Z.. gelecek A ve B den C.. geçmiş yinelenen ve yenilenende DEĞİŞEN çıksın.. diye... 15.07.2025 üçyol izmir 23:14 Mustafa Buğuçam yontembilim.com ![]() Düzenleyen osmanziya - 15-Temmuz-2025 Saat 23:28 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4362 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
idrak zihin şuur akıl hakkında bildiklerimiz.. ![]() |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |