Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
İnsan Bilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4331 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: Dün Saat 13:35 |
aile A ile B aile kolay kurulur ve zor yıkılır bir kurum yapmak için ne yapmak gerekiyor tamamiyle ve kemaliyle bilmiyorum ama bunun tersinin de varid olduğunu yani zor kurulur ve kolay yıkılır olanları da bulunurm. Zor kurulur zor yıkılır.. kolay kurulur kolay yıkılır.. türleri elbet bulunur. Bunu anlamak için şu çalışma bir giriş sayılabilir. Saygılarımla osmanziya ![]() Faruk ZEYLAN abimiz paylaştı: O SENİ HAK ETMİYOR… Otuz yıllık evliliğin ardından bana baktı ve o asla unutulmayacak soğuklukla şunu söyledi: “Kilo almışsın. Yaşlanmışsın. Artık seni sevmiyorum.” Sonra eşyalarını topladı ve gitti. Ne bir tartışma. Ne bir sarılma. Ne bir veda. Sadece sessizlik. Sadece boşluk. Ben 52 yaşındaydım. Üç çocuk annesiydim. Bir ömür, birlikte kurulmuştu. Hep onun yanındaydım: Hastayken, işsiz kaldığında, annesi yardıma muhtaç olduğunda… Geceleri uykusuz kalıp sabah ona kahvaltı hazırladım. Yorgunken bile. Ama belli ki artık bu yetmiyordu. Daha genç biri için gitti. Sürekli telefonu elinde, her fotoğrafta bir filtre, kendi çocuğu olmayan çocuklar, sahte gülüşler. Bir hafta sonra, sahilde çekilmiş bir fotoğraf paylaştı. Altına da şu notu yazdı: “Yeni bir hayat — ruhum hafif.” Artık uyuyamıyordum. Yemek yiyemiyordum. Aynaya baktığımda sadece kırışıklıklar, fazla kilolar, şiş gözler görüyordum. Ağladım. Sonra öfke geldi. Ve en sonunda… sessizlik. Ta ki bir gün, evi toparlarken, 20 yaşımda kendime yazdığım eski bir mektubu bulana kadar. Şöyle diyordu: “Nazik olmak istiyorum. Güçlü, sevgi dolu. Evi kurabiye kokan, kalbi çocuklarım için bir sığınak olan bir kadın olmak istiyorum.” O an gözyaşlarım sessizce yanaklarımdan süzülürken fark ettim: Ben o kadına dönüşmüştüm. Saçımda beyazlar mı var? Evet. Bedenim değişti mi? Evet. Ama kalbim hâlâ yerinde. Ellerim sevgi inşa etti. Ruhum… hâlâ ışıkla dolu. İki ay sonra geri döndü. “Hata ettim,” dedi. “Evet, güzel… ama bomboş. Bir çorba bile yapamıyor.” Ona baktım. Ve ilk kez, içten bir şekilde gülümsedim. “Benim çorbam dünyanın en güzeli. Ama artık kendim için yapıyorum. Ya da hak eden biri için.” O tekrar gitti. Ben ise kaldım. Kendimle. Dönüştüğüm kadınla. Artık hiç kimseye sevgiye layık olduğumu kanıtlamak zorunda olmadığım gerçeğiyle. Çünkü gerçek şu ki: Biz ne değişen bedenimiziz, ne kırışıklıklarımız, ne de fazladan birkaç kilomuz. Biz, verdiğimiz sevgiyiz. Dokunduğumuz eller, birlikte attığımız kahkahalar, bir kalbi ısıtan o sıcak çorbayız. Ve eğer biri bunu göremiyorsa — değişmesi gereken sen değilsin. O, seni hak etmiyordur. Ali Altay dan alıntı ![]() dedim ki: Evliliğin anlamı ve çocuğun amacına görev sonuçlar değişir kadınının ve erkeğin düşüncesinde.. eninde sonunda ortada bir kız ve bir oğlan kalır.. geçen onca şeye rağmen. İşte o KALAN biçim.. geçen içeriğe göre mi şekillenir yoksa o biçim içerikleri mi suretlendirir.. bütün mes'ele bunu anlamaktadır. Şekil ve suret.. biçim ve içerik.. görünen ve görünmeyen.. gözlenen ve gizlenen arasında bağlantılar ve ilişkiler aslında insanlığın ve uygarlığın bir sorunu.. fakat bu problemi her birimiz derinden duyumsarız.. ifade edemeyiz ama biliriz. Yaptıklarımın ve yaptıklarının oranı hangi sonucu verir bilemem ama ben seni her şeye rağmen SEVİYORUM denildiğinde ortada bir şeylerin değiştiğine tanık olmaya başlarız. Sevginin ivazsız ve garazsız ve hesabsız ifadesi çok şeyleri başkalaştırır. Hasbi bir marifet ve muhabbet.. kendini hadsiz bir hayret ve nihayetsiz bir mahviyete açar... İşte asıl o zaman insanın yolculuğu başlar. osmanziya yontembilim.com ![]() Burada betimlenen aile kadın ve erkek arasındaki sadakat ve emanet ilişkilerinin bir denklemedir. Beş S diye söylenen: Seks Sevg Saygı Samimiyet Sadakat var oluşu.. kolay bir iş değildir. Kadından SADAKAT ve erkekten EMANET beklenir. Hepsinden önemli olanda SAMİMİYETTİR. Bunlar bulunduktan sonra seks, sevgi ve saygıya ilişken pek çok sorun düzeltilebilir. Yeni bir AİLE düzeni gerekiyor bize: Kulluk edilesi koca Tapılası karı.. bu konuda bir yerde şunu yazdım: sanayi devrim ışçi ( ecir ) soz konusu iken daha önce köle (esir) varmış.. kölelerine bağli krallik ve kralima bağli kölelik.. duzeni dirayet ve rivayet ile riayet ve riyaset olarak aileden topluma.. şirketten partiye kadar enelerden oluşan tüm ZUMRE"lerde yer alir. ve bu tabloda anlatilan denge ve uyum ve koyum olgusuyla şekillenir. Bunu uzun açiklamsyacagim. Simdi biz bu MUTSAL krallik ve kolelik duzeninden KUTSAL tanrilik-kulluk üzenine nasil gececegiz.. bunu da uzunca anlatmayacağım.. Sadece hoca olan koca YASA.. usta olan kadin ÇABA.. istemez.. kolayca kocasinin başini dondurur diyecegim. osmanziya Kadının tapılası olması ve Erkeğin kulluk edilesi olması nasıl gerçekleşecek bilemiyorum ama bunun leyla ile mecnun ya da ferhat ile şirin hikayesinde bahsedilen sevdalar olmadığı anlamak ve anlatmak gerekiyor. Bir kısmımızın DİNSİZ dünyaya.. bir kısmımızın da DÜNYASIZ ahirete çektiği bir zamanda.. bunu anlamak ve anlatmakta zor. Kadın deyince baldık bacak.. erkek deyince tekme tokat.. anlaşılan bir dünyanın yanlışlığını kadın karı ve erkek koca olunca anlamaya başlayacak ama bu yetmiyor karının koca ve erkeğin baba olması da gerekiyor. Şimdi bize her iki aşamada KORKUNÇ olaylar olarak anlatıldıkça ve örneklendikçe iş daha da zorlaşıyor. Öyle ise bizde olayın tümünü şu tabloda gösterelim: ![]() Hürriyet ve hakimiyet ile istiklal ve istibdad.. bize anlatılan KADINLAR HÜRRİYET ister masalının YANLIŞ olduğunu gösteriyor. Ne kadını.. erkekler ve çocuklarlar.. zayıflar ve yoksullar.. herkes HÜRRİYET ister ancak biz bir taraftan da EBEDİYET isteriz. Hürriyet dahi en az ebediyet kadar güçlüdür.. ancak biz hürriyeti başı boş serbestiyet ve ebediyeti dünyanın sonsuzluğu olarak anladığımız olmayan bir şeyi istemiş oluruz ve bu yanılgı da tüm hesapları bozar Bu da bize din ve felsefe arasında ortak bir dile ihtiyacımızı gerektiriyor. İşte YBA bu işe aday bir çalışmadır. Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 14:28 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |