Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim  
Mesaj icon Konu: Kimse.. kimlik.. kişilik.. bireysellik... Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: Kimse.. kimlik.. kişilik.. bireysellik...
    Gönderim Zamanı: 11-Haziran-2025 Saat 22:52


Kültür.. aslında KÜLT bir dini inancı ifade eder.. Kültür deyince hars, ekin anlamında medeniyetin bir parçasıdır.. diğer parçası ise umran, bayındırlık anlamında TİN kısmıdır. Fakat ben kültürü dil ve din birlikteliği olarak ele alırım. Kül din, tarafını.. Tür ise dil tarafını gösterir. Külliyet dine ilişkindir bir bütün olarak toptan kabul ve toptan reddi içerir.. Tanrı, ahiret, sonsuzluk.. yanıdır. Tür ise dil tarafıdır. bilim tarafıdır.. Türlerin bilimidir. Cansız, bitki, hayvan ve insan olmak üzere dört genel türün ilmidir. Her bir tür özel alt türlere ayrılır.
Hars ve ekin Tini.. Umran ve bayındırlık Teni.. bizim İNSAN olarak iki yanımızdır. Bu kültürel taban üzerine de sosyal, ekonomik, politik ve askeri katmanlar yüklenir.
Tablo da kültürün BÜYÜK RESMİ örülmüştür.. öngörülmüştür.. kurulmuştur.. kurgulanmıştır yani düşünülmüştür. Belki böyle yüzlerce tablo yaptım kablolarla bu son tablodur.. tartışma ve eleştiri üzerine değiştiririm.
Çağdaş medeniyetimizin gelip çattığı ideoloji ve tekneloji en üstte duruyor.. lakin altta bulunun iktisad ve adalet temeli sarsılıyor.. Kültür sarsılırsa altındaki üstündeki uygarlıkta sallanır.. Burada sosyal sınıflar ve medeniyetin kurumları.. gösterilmedi.. sadece dil ve din gösterildi.. dünya ve devlet dahi gösterilmedi.. lakin gösterilmese bile dört etkinlik; bilim ve hukuk ile san’at ve hikmet faaliyetlerin rengi, kokusu ve tadı uygarlığımızın anlamını ve amacını arıyor.. uygarlığı yürütenlerin misyon ve vizyonlarını gösteriyor.
Uygarlığını iyiliklerinin kötülüklerine galip gelmesi için.. Partilerin kırmızı çizgilerinde demokrasi (meşveret-i meşrua) gerçekleştirilmeli ve laiklik (hürriyet-i şeriyye) sağlanmalı cumhuriyet (temel insan hak ve hürrriyetler) ciddi ve samimi bir şekilde uygulanmalıdır. Aksi halde Kapitalizmin güdümünde Doğaya yabancılaşan teknolojinin ve dili ve din ile emeği hürriyeti paratoner ederek insanı insandan uzaklaştıran ideolojilerin seyyiat ve kötülüklerini azaltamayız.

osmanziya 11.06.2018



IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 11-Haziran-2025 Saat 22:56
TABAKATI V U C U D
Varlık KATMANLARI
Bizler var oluşun HAYAT katmaninda bulunuyoruz.
Altımızda cansiz CEMAD yer alıyor
Üstümuzde uslu ŞUUR bulunuyor.
Şuurun ustunde IMAN tabakasi var.
Varlik katmanlari bu dördunden ibaret.. bunun dışındac Tanri ya da kendim veya bocek ya da çakıl için VAR diyemeyiz.. yok da diyemeyiz.
Çakil ve bocek ve kendim olanaklar icindedir.Fakat Tanri olanaklar dışındadir. Olanaklar ise aranır , bulunur ve olunur.
Diye düşunuyorum.
Düş ve dilden oluşan KÜLTUR bizim var sayma veya var sanma yetimizin.. yok sanma ya da sayma kabiliyetimizin.. kurgulamasi ile ortaya çıkarilan düşunce ve inançlarin.. bilgilerin ve degerlerin mimaridir. Bunu TANRI ile karıstirmamak gerekiyor.
Var sayma ve yok sanma yetimizin üstunde.. hic yok deyip HIÇLEME.. hep var deyip HEPLEME.. yetkimiz de bulunur.
Bu düşunme ustunde anlama ve inanma yetkisiyle ne yapabiliriz ?
Kimligimizi inşa ederiz
Kişiligimizi bina ederiz
Bireyselligimi yapılandiririz
Tanrı'mızi tanıriz.
Nitekim bir hadis ben kulumun zanni uzereyim.. kulum beni nasil bilirse.. oyleyim.. der.
Osmanziya Osmanziyaoğlu
11.06.2025 üçyol



Bizim muradimiz boyle cümlelerle GDDY ile merakli ve gizemli yazilar sunmak degil şoyle kelimelerle tablolandirilmiş YBA ile resimler çizmektir.

Tablo oncelikle zamani gostergeliyor ve bir saat kadrani gibi 24 saatlik vakti gösteriyor.

vakit 11 Haziran 2025 CARSAMBA gunu saat 22:45 gunun bitmesine 1 saat 15 dakika bulunuyor. Gunun resmini 6 saat kenarli KARE ile gorebiliyorsunuz.

osmanziya
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 00:55
Çok güzel anlatmışsınız sevgi.. biz de katkı edelim bu güzelliğe..Sevgi ve bilgi.. ilgi ile ortaya çıkar.. gül de güzeldir.. yüz de güzeldir.. nerede güzellik bulunursa orada da sevgi olur.. bu konuda az önce bir yerde yazdığım katkıyı buraya YAPIŞTIRIYORUM: Çok güzel anlatmışsınız sevgi.. biz de katkı edelim bu güzelliğe.. Muhabbet ve Sevgi bin bir kılığa bürünen istektir.. istemdir.. istençtir. Muhabbet iradesi MUHAMMEDDEN gelir derler. Bu MERHAMET bazen şehvet olur ardından şefkate döner. MERHAMET muhabbet olur ardandan nefrete döner. Bazen uhuvvet olur arttıkça hürmetE değişir.. sabrı ve şükre sadakat ve emaneti götürür.. bunlarda vefayı ve fedayı tetikler. Bununlar beraber nedensiz dört sevilenden en gizemlisinin peşinden koşar; güzelliğin.. bu yüzden güzellik arttıkça sevgi de artar. Galib'in Hüsn ü AŞK ise bunun destanını yazar. osmanziya yontembilim.com   (not: muradım bunun reklamını yapmaktı: https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2757 )

Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 01:01
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 18:51

Face de Abdurrahman Erim arkadaş dedi ki:


VİCDAN/FITRAT/AKIL


Gazze Hristiyan olup bu zulme düçar kalsaydı muhtemelen Müslüman dünya sessiz kalırdı. Sesini yükseltenler vicdanlı insanlar olurdu. Vicdan fıtrattır ve insan yaratılışında Allah'ın yüklediği programdır .Tüm insanlara eşit şekilde yüklenmiştir. Fıtratta Allah'ın ayetlerindendir. Bir çocuk kendisini ilgilendirmeyen haksızlığa itiraz ediyorsa o vicdanındandır. Vicdan zamanla aile, eğitim ve toplumda şekil değiştirir. Zamanla vicdan körelir. Vicdansızlığa dönüştüğü an artık kendini tanrı sanır. Vicdansız insanlar sadece kendisi ve sevdiklerinin çıkarı için yaşarlar.
Akıl nasıl doğrunun terazisi ise vicdan da duygunun terazisidir. Akıllı ve vicdanlı insan kendisiyle barışık insandır. Vicdan aklın yanlışına da müdahale eder. Vicdan sevgi, merhamet, şefkat .öfke ,kin, intikam kısacası empati ve sempatiyi denetler. Bu denetimin red edilmesi vicdansızlığa yani zulme götürür.


ZULÜM AKLIN DEĞİL VİCDANSIZLIĞIN ESERİDİR.
STRES, AKIL İLE VİCDAN ARASINDAKİ ÇATIŞMANIN SONUCUDUR
Bu yüzden "aklım ayrı söyler kalbim ayrı "sözünü sık sık duyarız.
Din akla ve vicdana hitap için gelmiştir. Akıllı, ama vicdansız insana din etki etmez ,vicdanlı ,ama akılsız insanda din eksik kalır.
Kimisinin aklı vicdanın kimisinin de vicdanı aklının üstündedir. Hakikat yakın olan akıl değil vicdandır. Akıl rahat, huzurlu ve toplumsal düzenin sağlanmasının aracıdır. Vicdan insan gibi yaşamanın ölçütüdür.
KAMİL MÜMİN, VİCDANI TEKAMUL ZİREVESİNDE OLAN İMAN EDENDİR.


Müslüman dünya vicdanını yitirmiştir. O yüzden kendi dininden hatta mezhep, meşrep, tarikat, cemaat daha ilerisi partisinden olmayana karşı zalimdir, vicdansızdır.
Oysa, bağlı olduğu din zulmün her çeşidine karşı mazlumla birlikte olmayı emreder.


İslamcılık özelde Sünnilik güçlünün yanında konumlanır. Amaç Dünyayı ıslah etme değil nimetlerinden maksimum fayda sağlamadır. O yüzden ezilenlere ve dünyanın ıslahına yönelik ümit vaad etmezler.
Bunlar BAE şeyhinin Londra'da grup seks 'ten uyuşturucudan ölümünü görmezler Gazze'ye ölümü göze alarak açlıktan kıvranan masumlara un götüren 17 yaşındaki şortlu kıza söverler. Çünkü bunlar dini, mezhebi vs gibi fanatizm saplantısına mıhlanan vicdanı tenekeleşen insanlardır.


Bunlar, ülkelerinden kalkan silah yüklü gemileri inkar ederek "bunların yardımına gidecek olan varsa o da ancak biziz biz" diyen iyi seyircilerdir.


Bunlar, pratiğin değil teorinin adamlarıdır. Doktoriner tartışmayı çok severler ve kendilerinin Allah tarafından dinini koruyan bekçiler olduğuna inanırlar.
Bunlar, kendi doğruları için insanların ölümünün bir değerinin olmadığına inanan basireti kapalı topluluklardır.



dedim ki:

İNSAN hakkında hemen karar verip.. bir yana yaslanıp karşı tarafa yaylım ateşi yapmak doğru değildir. İnsanın bir biri içinde katmanları barındırır. Dışında bedeni ve nefsi bulunur.. genetik olarak eril ve dişil iki yönü olur.. beden eskir nefis yaşlanır. Bunun altında aklı ve zihni olur. Nefsin lezzetleri iki taraflı ise aklın keyifleri de iki kanatlıdır.. ya zeki olur ya gabi olur.. IQ ile ölçülen budur ve bu da beynin nörolojik kapasiteni gerektirir. Nefis ve akıl sol görüsü ile çevresinden etkilenerek ortaya bir kimlik sergiler. Bu iki katmanın altında ise kalbin duyguları sempati ve antipati ve empat ile şekillenen üç kutuplu bir teslis arz eder. Transistörlü bir gibi chip and ve not ve or ya da but ile çalışır. aklın zihni bulunuyorsa kalbinde şuuru olur. Ruha yakın kalbin bu sevgi ve saygılarla kurulan ekip ve liderlik zevkinin toplumsallığı hizmet ettiği açıktır. Bu üç katmanın altında ruhun dört uçlu dördüncü katmanı yer alır. Bu dörtüncü konumda insan sürur-u ruhanisi ise Hem halka dönüktür hem Hakka yöneliktir. Hem malikiyetinin rububiyeti bulunur hem melikiyetinin ubuduyeti bulunur ki bu rububiyet ve ubuduyet ile risalet ve velayet kanatlarına İmamı Nursî Esrar-ı Şeriat adını vererek RNK isim şaheserinde açmış ve açıklamıştır. Böyle bir eseri ellerinden düşürmeyen YENİLİKÇE cemaatlar bile.. siyasal islamın GELENEKSEL cemaati ve partisi ile yapılan çatışmada yenilmiş ve ipler siyasal islamın eline geçmiştir. Siyasal islam sadce Feto'cü cemaatlere değil tüm risale kökenlik cemaatlere de karşıdır. Siyasal islam, sadece kültürel islam ile değil deaş ve askeri islamla ile savaş halindedir. Fakat hangi islam olursa olsun.. kültüreli ve siyasalı ve askerisi ÇAĞ'a karşı YENİLMİŞTİR.. kanıtı nerede ise iki seneye veren KATLİAM ve SOYKIRIM değil İNSAN-KIRIM karşısında da çaresiz kalmıştır. O yüzden her birimimiz tencere tavayız.. bir birimizden karayız. Din bitti.. artık yeni bir çözüm gerekiyor. Dinsiz dediklerinizin bile dine karşı olduklarından onlarında bir karşı-dini bulunur. Saygılarımla. osmanziya yontembilim.com    
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 18:57
Atakan DAŞDAN paylaşımı

KURBAN VE TEK/BİR

İbrahim'in duası,
Sadakat ve ihlâsı,
Gördüğü bir rüyası...
Öyle buyurdu TEK/BİR,
Diyelim Allahu Ekber!

Teslimiyet ve inanç,
Bedelidir inen koç,
İsmail için ilaç,
Öyle buyurdu TEK/BİR,
Diyelim Allahu Ekber!

Kurban yaklaşmak demek,
Hak yolunu seçerek,
O'na kul olmak gerek...
Öyle buyurdu TEK/BİR,
Diyelim Allahu Ekber!

Kur'an ile söz etmek,
El açıp niyaz etmek,
Fukarayı gözetmek...
Öyle buyurdu TEK/BİR,
Diyelim Allahu Ekber!

Atakan DAŞDAN

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4245

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 19:24
Saygıdeğer Yazerim Selim ATEŞ dedi:


SUSMAK, HUKUKU YARGILAMAKTIR: 17 HAZİRAN’DA KONUŞACAK OLAN YA HUKUK OLACAK YA DA KORKU!
Silivri Cezaevi’nde bir akademisyen oturuyor.
Bir siyasi parti lideri.
Bir muhalefet figürü.
Ama aslında, çok daha derin bir gerçek var:
Bir düşünce yargılanıyor.
Adı Prof. Dr. Ümit Özdağ.
Hakkındaki suçlama:
“Zincirleme şekilde halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek.”
Delil olarak gösterilenler:
Sosyal medya paylaşımları…
Yani anayasal koruma altındaki düşünce açıklamaları.
İddianamede, önceden takipsizlik verilmiş paylaşımlar yeniden gündeme alınmış.
Oysa hepimiz biliriz:
“Suç olmayan bir fiil, takvim değişince suç olamaz!”
Ama burası Türkiye.
Günün değil, bazen saatin değişmesiyle bile hukuk değişebiliyor.
Sabah özgürlük, akşam ceza.
Sabah anayasa, akşam yorum.
“Dezenformasyon” diyorlar.
Peki, hakikatin ölçüsü nedir?
Yorum mu? Yorumcunun görevi mi? Görevlendirenin niyeti mi?
Emniyet raporları bile “etki yarattığı değerlendiriliyor” diyor.
Değerlendirme.
Yani öznel yorum.
Yani yoruma göre suç isnadı.
Bu ülkede bazı beyanlar ekranlarda alkış alırken, bazı sözler mahkeme salonuna çağrılıyor.
Ölçü ne? Kimin söylediği mi, ne söylediği mi?
Özdağ, hiçbir şekilde fiziksel şiddet çağrısı yapmamış.
Devlet arşivinde bulunan görüntülerle, tarihî bir atıf kurmuş.
Bunlar, “tahrik” suçu mu?
Görünen şu:
Bir ifade değil, bir siyasi duruş yargılanıyor.
Bu dava; sadece bir kişinin değil, ifade özgürlüğünün sınırlarını tartışmaya açıyor.
Bu dava; düşüncenin özgürce dile getirilip getirilemeyeceğine dair bir turnusol.
Bu dava; muhalefet yapmanın meşruiyeti üzerine bir testtir.
Bugün mahkeme salonunda sadece bir sanık değil, hukuk devleti yargılanacak.
Bugün beraat etmesi gereken yalnızca bir birey değil, temel haklardır.
17 Haziran 2025…
Tarih bir duruşmayı izleyecek.
Ama karar yalnızca hâkim tarafından değil, kamu vicdanı tarafından da verilecek.
Ya hukuk konuşacak…
Ya da suskunluğa bir çığlık daha eklenecek.
Unutulmasın:
Susmak, hukuku yargılamaktır.
Silivri sadece beton değil, bazen bir ülkenin hukuka dair cesaret eşiğidir.
Tarih, bu tür eşikleri asla unutmaz.
✍️ Zamanın Noteri
🗓 11/6/2025 – Bursa





dedim ki:


Saygıdeğer Yazerim.. güzel bir değerlendirme tebrik ederim. Ancak hukukun sadece ülkede değil dünyada dahi bulunmadığını 7 ekim katliamının neden ikinci yılına doğru yürümesi gösteriyor. Sekiz yıldır olağanüstü kanunlarla yönetilen bir ülkede elbette hukuk bulunmaz ancak şunu unutmamak gerekir ki kavi israile karşı zayıf filistinin durumu ne ise.. Güçlü küresel dengelere karşı ülkenin güçsüzlüğü odur. Hukuk yasası.. ahlak yasası gibi sadece KURAL'dan ibaret değildir.. YAPTIRIM'da ister. Yani yaptırım gücünün olmadığı yerde hukukta bulunmaz. Bu durumda dışarının ve küreselin gücüne karşı ülkenin ve ulusalın gücünün tehdit edilmesi ve tehlikesi söz konusu olur. Ülkenin gücü bulunmazsa güçlünün haklı olduğu orman yasası ortaya çıkar ve bu da kolaylıkla anarşiye ve kargaşaya ve iç savaşa dönüşür.   Sonuçta olay hukuki bir sorun değil ekonomik ve politik bir problemdir. EKONOMİ emek ve sermayesi ilişkisi .. POLİTİKA muhalefet ve iktidar münasebetidir.. bu ilişkilerde DEVLET politikalarıyla düzenlenir. Dünyada ve ülkede ekonomik güçler ve politik güçler bizi günkü manzarayı ve bu dünyanın ve ülkenin güçler dengesi karşısındaki pozisyonları konjonktüre bir konudur. Bu konu hakkında bilgim olmadığından bir yargıya varamıyorum. Sadece bu karmaşık konuyu    HUKUK ile karıştırmamak gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla. osmanziya yontembilim.com
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk