(O müşrikler gibi) Dinlerini fırkalara ayırıp hiziplere bölünenlerden olmayın. Onların her biri kendi mezhebiyle övünür.. Rum suresi 32 ayetiyle yaptıkları bu resme dedim ki:
(Dinlerini bölüp bölüp parçalayanlardan.. gurup gurup olanlardan da olmayın. Her gurup elindekiyle mutlu olmaktadır. Mustafa ÖZEL meali)

Mezheb, meslek ve meşreb sahibi olmak kötü bir şey değildir.. ancak onlarla övünmek yerilmiştir.. mezhebiyle yetinmek yanlıştır.
Aliimran suresinin 4.ayetinde belirtildiği gibi bu gün semavi ve ilahi dinler her biri ayrı kitabi ve nebevi dinlere dönmüş durumdadır. Allah katın tek bir din olan İSLAMI.. ilk kitab bende siz kafirsiniz.. son kitab bende siz kafirsiniz.. geçerliği ve yürürlüğü kalmamış iddialarda parça ve bölük etmiş durumda.. dünyanın kavilerinin zulmune ve küresellerinin oyuna gelmiş haldeyiz. Dinde mezheb normaldir.. çünkü yorumsuz metin olmaz. Ancak iki ay sonra iki sene olacak bir katliama dayanmak ve alışmak yanlıştır.

Din ne kadar eski ise o kadar da mezheb olur. Yahudilğin 400 Hristiyanlığın 200 Müslümanlığın 100 mezhebi.. bulunur. Bunlar yollarını, mezheblerini ve sıratlarını ve izmlerini DİN haline getirerek birliklerini yitirmiş ve güçlerini kaybetmişlerdir.

Zaten mezheb sahibi olmak başkasının borusunu öttürmektir. Kendisi dinden ve kaynaklardan bizzat çıkarmak yerine başkasının ezberini tercih etmektir.

Bu durumda aslında bir tek din ve insanlar sayısınca yol ve mezheb.. görüş ve düşünce sahibi olması gerekirken maalesef tutulmuş bir kaç tane yol ve mezheb sabitlenmiş ve böylece bu sırat ve İDELOJİ din haline gelmiştir.

Bir de bu parçalanmaya felsefelerin din haline gelmesini eklerseniz cehaletimizin ve tembelliğimiz eni.. din ticaretinin ve tin satışının boyu ve taklid ve ezberimizin yüksekliği ortaya çıkacaktır.
Artık öğrenmeliyiz ki dünya tarih ve edebiyat ve vaaz ile değil bilim ve teknik ile hukuk ve ahlakla yönetilmekte ve yönlendirilmektedir.



Dinnur YAŞAR 30.07.2025

MEZHEBLER sorunların çözümü için zamanında kurulmuş PARTİLERDİR.. hatta o zaman bu yollar kurdukları ideolojiler ile devletlerle kurmuşlardır.. bu sünni ve şii devletler bu gün bile söz konusudur.

Ancak insanlar için de metinlerin yorumlanması kaçınılmaz.. çünkü insanlar konserve kutusu değildir ki beyninden aynı malzeme çıksın.

Diğer taraftan halkın yüzde sekseni MUKALLİD yüzde yirmisi EHLİ TAHKİK olur.

Şimdi bu dediğim MUKALLİD ile EHLİ TAHKİK sözcüklerini okuyanların yüzde sekseni anlamamıştır.

MUKALLİD.. taklid eden demektir.. sesin kökü ise KİLİD (kld) kilitlenmiş olup anahtarla açılması gereken nesne anlamına gelir. Yani bu tür insanlar ancak teşbih ve temsil ile anlarlar ve bu anladıkları ise zihinlerinde kilitlenmiş.. donmuştur. Yani kendi mukayese ve muhakeme etmeden.. karşılaştırmadan ve yargılamadan.. yani düşünme işleminden geçirmeden güvendiği kimsenin sözlerini kabul etmek durumunda kalmışlardır. Kendileri zahmet edip kaynaklarından araştsırmamış.. doğrusu ve gerçeğini.. iyisini ve güzelini kendileri bulmamışlardır. Bizim hazır bulup kullandığımız telefon ve bilgisayar gibi bu düşünce ve görüşleri sürdürmektedirler.

EHLİ TAKİK ise HAKİKATI araştıran kimselerdir. İşin doğrusunu ve gereğini.. iyisini ve güzelini bizzat kaynaklarından araştırıp ve sorgulayıp ortaya koymuş kimseler demektir. Yani buldukları sözleri bizzat kendileri bulmamış ve söylememiş olsalar bile bunu kimin söylediğini bilirler ve hatta o sözün kimler tarafından söylenip kaynak tarafından nasıl yorumladığını da biliyor olabilirler. Bu ise bir UZMANLIK ve İHTİSAS meselesidir. Hayatını ve mesaisini bu yola harcayanlar özel yetenekleri ve özgün imkanları ile ortaya koyarlar. Bunlar ya adam yetiştirip ve muridleri olan şeyhler ya da kitab yazıp talebe yetiştiren imanlardır.

Denir ki bir kısım insanlar peygamberimizi ilmini varis olmuşlar ve kitap yazmışlardır.. bir kısım insanlar ise peygamberimizin ameline varis olmuşlar ve mürid yetiştirmişlerdir.

Bir kısım insanlar ise hem kitabı olmuş hem talebeleri bulunmuştur.
Bu insanların ünlüleri de bulunur ki bunlara KİTABI bulunur fakat nebi değildir denilir. Peygamberimiz bir hadisinde benim ümmetimin âlimleri beni israilin peygamberleri gibidir.. demiş.. ben bu hadisi ne okudum ve fakat bir kaynağından araştırdım. Okuduğum kitab müteber olduğu için güvendim ve kabul ediyorum. Fakat onlara itimad ederek diyorum ki İmamı Gazali.. Hazreti Mevlana.. İmamı Rabbani.. İmamı Nursî DÖRT büyük islam alimidir Her biri bir islam devletinin İDEOLOJİSİ olmuştur. Selçuklular İmamı Gazali.. Osmanlı da Hacı Bektaş ve Mevlana.. bi İmam NURSÎ olmamıştır.. o da gelecekte olacaktır.. İnşallah. Ancak türkün arabın kürdün değil irandan yunanistana.. iraktan israile İNSANIN imamı olacaktır.

Şimdi ben ne yaptım.. bir ehli takik âlimin sözlerini beğendim ve ezberledim ve onun borazanı oldum.. ancak diğer mukallidler gibi her dediğini bir ayet saymadım.. istersem on tane yanlışını gösteririm.. on tane yanlışı bulunuyor diye doksan tane doğrusunu niçin yok sayayım ki..

İşte mezhebler böyledir.. her birini birbirinin yanlışını göstererek gelecekte yanlış azaltılmış bir bilim ve ortaya çıkarırlar.

Dinnur YAŞAR.. bu sayfanın asıl sahibi Nurettin YAŞAR kardeşime rahmetler olsun.. Rabbimiz makamını âli eylesin. Amin.   30.07.2025