Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Dünya | |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
<< Önceki Sayfa 2 |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4600 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
RNK Birinci Şua daki Mehdi konusuna açıyor Allah nurunu tamamlıyacaktır ayatenin ebced hesabı 1284 Üstaddan evvelki müceddin Halidi Bağdadı.. 1324 üstadın Müceddilik görevi.. 1424 diyor.. yıl şimdi 1446 yani 22 yıl önce.. ne eder 2003.. yani ak partinin çıktığı ve benim noterliği başladım yıl. :))) bu durumda mehdi bu fakir ya da recep tayyib erdoğan.. ben olmayacağıma göre garanti Recep Tayyib Erdoğan MEHDİLİK görevini.. yani islamın siyasal sahipliğini gösteriyor.. Doğrusunu Allaha bilir. Şimdi sıkı dur.. o zaman Avrupa'nın islama saldırması Anadolu'nun Türkiye Cumhuriyetini kurması da aynı tarihe geliyor.. bu durumda benim şu yazımda durum ortaya çıkıyor. Ülkenin yazılımını İmamı (Beduuzzaman) Nursi ülkenin donanımını Mustafa Kemal (Atatürk) değiştirdi ve ikisinin hizmetlerinin birlikte sonucu Anadolu etrafında irandan yunanıstana... iraktan israile hakların ve insanların birleşmesi ile HALİFE ARZ olan İNSAN ortaya çıkacak demektir. Doğrusunu Allah bilir. osmanziya 19.03.2025 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4600 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Mehdilik konusu
https://www.youtube.com/watch?v=3UmKgb1f134 SAİD NURSİ,HZ MEHDİ TARİHİ.#hzmehdias Furkan ile Kurtuluş Risale Nur 1. Şua da Mehdi konusunda Allah nurunu tamamlıyacaktır ayetinin ebced hesabı 1284 Üstaddan evvelki müceddid-i din Halidi Bağdadı.. 1324 de sevr anlaşmasının yapıldığı tarihte.. üstadın Müceddilik görevi.. videoda 1424 yilı diyor.. yıl şimdi 1446 yani 22 yıl önce.. ne eder 2003.. yani ak partinin çıktığı ve benim noterliği başladım yıl. :))) bu durumda mehdi bu fakir ya da recep tayyib erdoğan.. ben olmayacağıma göre garanti Recep Tayyib Erdoğan MEHDİLİK görevini.. yani islamın siyasal sahipliğini gösteriyor.. Doğrusunu Allaha bilir. Şimdi sıkı dur.. o zaman Avrupa'nın islama saldırması Anadolu'nun Türkiye Cumhuriyetini kurması da aynı tarihe geliyor.. bu durumda benim şu yazımda durum ortaya çıkıyor. Ülkenin yazılımını İmamı (Beduuzzaman) Nursi ülkenin donanımını Mustafa Kemal (Atatürk) değiştirdi ve ikisinin hizmetlerinin birlikte sonucu Anadolu etrafında irandan yunanıstana... iraktan israile hakların ve insanların birleşmesi ile HALİFE ARZ olan İNSAN ortaya çıkacak demektir. Doğrusunu Allah bilir. https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1781 ATATÜRK VE BEDİUZZAMN başlıklı yazım. |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4600 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
https://www.youtube.com/watch?v=_rkPPAlbg4s 31 DAKİKA Said Nursi ile Atatürk Münakaşası MUSTAFA ÖZTÜRK ARŞİVİ Düzenleyen osmanziya - 16-Temmuz-2025 Saat 23:53 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4600 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
BEN OKUDUM ATATÜRK TEFSİR ETTİ
Başlıktaki bu cümle, tüm Beykozluların ve rahmetlik babamın çok sevdiği, Beykoz’da yaşamış Medineli Hafız Hacı Osman Akfırat’a ait. Prof.Dr. Haydar Baş hocamız Hoşgeldin Atatürk eserinde kendisini “Beykoz camii imamı” olarak anlatıyor. Açıkçası kıymetli hocamızın eserini okuyana kadar bu önemli olayı bilmiyordum. Eserde bahsedilen imam efendinin de Hacı Osman Efendi olduğunu da sağolsunlar Beykozdaki yaşlılarımız bize söylediler. Doğrusu Prof.Dr.Haydar Baş hocamızdan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hafız olduğunu öğrenmiştik ama onun “müfessir” derecesinde ilim sahibi olduğunu bilmiyorduk. Hacı Osman Efendi’nin Atatürk hakkında aşağıda anlattıklarını okuyunca, bir kısım cenahın geçmişte yaşanan bu önemli olayı neden gizlediğini ve gizleyenlerin “dinsiz Atatürk” algısı üzerine çalışan batı uşağı ajanlar olduğunu bir kez daha anladık aslında.. Uzatmayayım, olay aynen şöyle; Beykoz camii imamı Hafız Hacı Osman Efendi, Atatürk'ün Beykoz'a gelişini ve kendisine sorduğu ilginç soruyu anlatıyor: -Sıra gelmişken sizlere bütün ömrümce unutamayacağım bir hatıramı anlatayım da dinleyiniz. Büyük inkılapların birbirini takip ettiği günlerdi. Ben o zaman Beykoz Camii'nde imamlık yapıyordum. Sarıkların yalnız vazife başında sarılacağı bildirildiği için camiden çıkınca şapka giyiyorduk. Bir ikindi vakti iskelenin yanındaki kahvede oturuyordum. Bir an kahvenin önünde birkaç otomobil birden durdu. En önde duran otomobilden, o zamana kadar karşılaşmamış olduğum fakat görür görmez tanıdığım Atatürk çıktı. Sevincimden şaşkına dönmüştüm. Onun geldiği haberi o kadar çabuk yayılmıştı ki, bütün Beykozlular bir an içinde etrafını sardılar. Ben de kendimi toplayarak kalabalığın arasına karıştım. Onu çok yakından görebilmek için çok yakınlarına kadar yanaştım. Halkın sevinç nidaları uğultu halinde yükseliyor ve herkes biraz daha ileriye yaklaşmaya çalışıyordu. Atatürk, etrafına baktıktan ve halkı sükunete davet ettikten sonra şöyle dedi; -Beykoz imamı burada mı, gelsin de konuşalım. Zaten tam karşısındaydım. Kalabalıktan ayrılarak ileriye çıktım ve şöyle dedim; -Buyur Paşam, konuşalım. Atatürk, sol avucunda duran üzümleri bana göstererek şöyle sordu: -Hoca, bu helal de bunun suyu niçin haram, bize anlatsana? Şaşırmıştım. Bu güç suale ben nereden cevap bulacaktım. Bir müddet düşündüm, aklıma bir şey gelmiyordu. Allah'tan imdat bekliyordum. Bir ara nasıl oldu bilmem, aklıma gelen bir cümle dudaklarımdan döküldü: -Paşam, karın sana helal de kızın niçin haram? Atatürk, bu sözümü işitince hafifçe gülümseyerek yüzüme baktı başını sallayarak şöyle dedi: -Hoca, sen alimsin, ben softaları arıyorum. Yarın saraya gel de seninle konuşalım.. Ertesi günü saraya gittim. Beni karşısına oturttu, saatlerce bana Kur'an'dan ayetler okutarak kendisi tefsir etti.. (Hacı Osman Efendi burada, “o çok büyük adamdı, Allah rahmet eylesin” diye mırıldanıyor, gözlerinden dökülen yaşlar, beyaz top sakalından süzülüyordu). AFERİN HAFIZIM, ÇOK GÜZEL YAPMIŞSIN Devam ediyor Hacı Osman Efendi: Çanakkale zaferinin Mustafa Kemal Paşa için ayrı bir önemi olduğu malumdur. Hani Mustafa Kemal'e "dinsiz, inanmaz" diyorlar ya, onun Çanakkale'de şehit olanlar için her yıl Mevlid okuttuğuna ne diyecekler? Bu mevlitlerden birinde 1932 yılında bana görev tevdi edildi ve Veladet Bahri'ni okumam istendi. Kürsüye çıktım, başladım okumaya, "Bir acep nur kim güneş pervanesi" mısrama gelince bir fırtına koptu. Her taraf toz duman içinde kaldı. Zaten epeydir kara bulutlarla kapalı gök, bütün bütün karardı. Arkasından bardaktan boşanırcasına bir yağmur başladı. Kürsünün etrafında ilahi ve teşvih okuyan hafızlar koşarak çardak altlarına sığındılar. Meydanda kimse kalmadı, fakat ben mevlide devam ettim. Sırılsıklam olduğum halde kıpırdamadım. Beş dakika sonra yağmur dindi, hava açıldı. Her taraf güneş içinde idi. O zümrüt yeşil ovada şehitlerimizin kokuları esmeye başladı. Mevlid de hitama erdi. Hatm-i şerifler kıraat edildikten sonra İstanbul Müftüsü Hafız Fehmi Efendi tarafından yapılan beliğ ve veciz bir dua ile merasim hitam buldu. Bundan sonra şehitlerimizin kabirleri ziyaret edildi ve nutuklar irad olundu. Tahsis edilen otomobillere binilerek Gelibolu'ya geldik. Motorla Çanakkale açıklarında hazır bulunan Gülcemal vapuruna binerek akşam üstüne doğru İstanbul'a döndük. Ertesi akşam Dolmabahçe Sarayına gittim. Atamın huzurlarına kabul edildim. Çanakkale merasiminin tafsilatını verirken bu fırtına bahsine gelince, Atatürk o yağmura ve rüzgara rağmen mevlide devam edişime o kadar mütehassis oldu ki hiç unutmam. Elini tekrar tekrar masaya vurarak, “Aferin hafızım, çok güzel yapmışsın, vazife başında iken taş yağsa insan yerinden kıpırdamaz" diye iltifatta bulundular.. Kaynaklar: - Prof.Dr. Haydar Baş - Hoşgeldin Atatürk, s.600-603 - Nafız KÜLÜNK, Atatürk’e ait Hatıralar, s. 121-122 - Hilmi YÜCEBAŞ, Atatürk’ün N. F. Hatıraları, s. 124 - Sadi BORAK, Atatürk ve Din, s. 66-67 - İsmail YAKIT, Atatürk ve Din, s. 55-52 dediler dedim ki: Tek tarafli karar verilmez.. aleyhindeki delillere de bakmak lazim.. herkes hakkindaki.. nebiler dahil.. son hukmu.. Rabbimiz verecektir. Ataturkun nesli dindardi Kur'anin uçte birine hafizdı.. denilir. Ancak devlet adamları delidir.. devrimlerini yerleştirmek için hapsederler ve sürgün ederler.. asarlar ve keserler.. ancak dünyada yargılanmasalar bile Rabbimizin hükmünden kaçamazlar. |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4600 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Aydan Karbal Paylaştı:
ATATÜRK'ÜN, (KIYTIRIKTAN) DÜŞMANLARI, İYİ DINLEYİN ŞU SÖYLEYECEKLERİMİZİ... BOŞVERİN CENAZELERİNİZE 100.000'LERİN KATILMA DURUMUNU, YABANCI ÜLKELER 3.KATİPLERİNİ GÖNDERİNCE BÜYÜK ADAM OLUYORSUNUZ YA; ATATÜRK'ÜN CENAZESINE, SAYGILARINDAN 8 ÜLKE ASKERİ TÖREN BİRLİKLERİNİ GÖNDERDİ..... OKUYUNDA, GÖRÜN, NE KADAR KÜÇÜKSÜNÜZ Okumayan "Türküm" "ATATÜRKÇÜ'YÜM" demesin. Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D.von Mikusch'un ''GAZI MUSTAFA KEMAL'' kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk'ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi. Yazdıklarından oldukça etkilendim ve okuması zor gotik yazılı Almanca metni Türkçe'ye çevirdim. Okuyun derim. *** ATATÜRK İÇİN YAS Ankara'da cenaze töreni Ankara, 21 Kasım 1938 Atatürk'ün cenazesi onun son zaferi oldu. Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu. Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı. Stalin ve Hitler'in temsilcileri aynı sıradaydı. Valencia ve Franco çelenk göndermişlerdi. Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler. Türk halkının her kesimi ağlıyordu . Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiç bir fark yoktu. Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu. Tören, bir süvari bölüğü tarafından açıldı. Onların arkasından bir topçu bölüğü ile ellerinde bayraklarla ve bando ile cumhuriyet muhafızları geliyordu. Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik sırayla önce Almanlar olmak üzere Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, Romenler, Ruslar ve nihayet Yugoslavlar’dan oluşan birlikler yer alıyordu. Her dilde komutlar yükseliyordu. Almanca komutu Farsça komut, Yunanca komutu Rusça komut takip ediyordu. Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini göndermişlerdi. Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v. Neurath, kolu yukarıda, Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye birliğini selamlıyordu. Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti. Bando, Chopin'in cenaze marşını çalıyordu. Onların arkasından büyük ölünün naaşını taşıyan top arabası geliyordu. Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş oniki general yürüyordu. Mütevazi giyimli yaşlı bir kadın, tek aile üyesi olarak Atatürk’ün kızkardeşi, eşinin kolundaydı. Onları, kanunun öngördüğü şekilde yalnız olarak cumhuriyetin yeni başkanı İsmet İnönü takip ediyordu. Onun arkasında tek sıra halinde millet meclisi başkanı, başbakan ve Türk ordusunun genel kurmay başkanı geliyordu. Yabancı özel misyonların renkli üniformaları harika bir görüntü teşkil ediyordu. Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu. İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi Baron Aloisi, Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut, Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık ediyordu. Onların arkasından Türk hükümeti üyeleri, milletvekilleri, devlet memurları ve subaylar geliyordu. Bir bölük piyade ile görkemli cenaze alayı son buluyordu. Cenaze alayı saat onikide, Atatürk’ün şanına layık bir anıtkabir yapılıncaya kadar geçici istirahatgahı olan etnografya müzesine ulaştı. Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Mustafa Kemal Atatürk ölümünde de aynı şeyi yaptı. Onun naaşının arkasında ilk defa birbirleri ile savaşan İspanyol cumhuriyet hükümetinin temsilcileri ile Franco’nun resmi olmayan askeri idaresinin temsilcileri yürüyorlardı. Müzenin önüne gelindiğinde tabut generaller tarafından top arabasından alınarak salona taşındı. Orada, cumhurbaşkanı ve Atatürk'ün kızkardeşinin yanı sıra yüksek yetkililer toplanmıştı. Üç dakikalık saygı duruşunda salona sessizlik hakimdi. Hiç konuşulmadı ve hiç bir dini tören düzenlenmedi. Cumhurbaşkanının müzeyi terk etmesiyle resmi cenaze töreni tamamlandı. Dünyanın her yanından çelenkler gönderilmişti. Türk gazetelerinin tahminlerine göre bunların sayısı yirmi bini buluyordu. Bunları Ankara’ya getirmek için sekiz vagon gerekmişti. Müze içinde naaşın her iki tarafına sadece devlet başkanlarının gönderdikleri çelenkler konuldu. Diğer çelenkler, yaşamı sırasında kendisi için yapılan anıtlarda yerlerini aldılar. Tören sırasında bazı ufak hadiseler de yaşandı. Yunanistan başbakanı General Metaksas bayıldı ve subayları tarafından cenaze alayından çıkarılmak zorunda kaldı. Türkiye'de, 10 Aralık’a kadar ulusal yas tutulacak. Tüm okullar sekiz gün daha kapalı. Anıtların önünde meşaleler yanıyor ve halk önderinin heykellerini seyrediyor. Yas sadece devlet başkanı için değil, aynı zamanda cumhuriyetin kurucusu ve şekil vereni için de. Atatürk’ün naaşını taşıyan top arabası geçerken askerler gözyaşlarını tutamadılar; aynı imparatorluk muhafızlarının Napolyon’la vedalaşırken ağladıkları gibi. ****** Nusret Öker teşekkürler ![]() Dedimki: Bir insan bir insandır.. büyütülmez.. büyütülürse büyüten insanı bitirir. Tanrı'yı inanırken de maalesef öyle yapılıyor ve insan bitiriliyor.. hiçleniyor.. yok sanılıyor hatta yok sayılıyor. Bu sefer dünya da bu işleri konuşmanın anlamı kalmıyor. İnsanı, kainatı, Tanrı'yı, esmasını.. dünyasını, ahiretini hakkını hakikatını hürriyetini kuvvetini ilmini iradesisine.. kudretini.. rahmetini.. çünkü insan bulunmuyor ne anlamı var bu söylediklerimin. Fakat insanın böyle sapıklığı söz konusu.. isayı tanrı sayan.. aliyi tanrı sayan.. muhammedi tanrı sayan öyle sayısız insan var ki bunları görünce Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu bu değerli insanı böyle öve büyüte bitiremeyenler sadece kendilerini küçültüyorlar, Mustafa Kemali büyültmüyorlar. Osmanziya yontembilim.com |
|
![]() |
|
<< Önceki Sayfa 2 |
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |