Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Yöntembilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4676 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 06-Ekim-2025 Saat 15:51 |
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2881
![]() Sadece BEKLENTİ ile olmuyor.. tarabbus ve intizar ve umut gereklidir lakin yeterli değildir... Biz eğitim ve öğretim deyince geçmişten gelen bir gelenek olarak tarih ve edebiyatı biliriz. Oysa taallümden başka tekellüm, teemmül ve taammül de bulunuyor. arihi efsane ve hürafe ve ustureden kurtardık lakin edebiyatı mitoloji ve teoloji ve ideolojiden kurtaramadık. Bundan daha önemlisi dili ve dini KARARLI DENGE'den kurtaramadık.. aynı yerde duruyoruz.. bulunduğumuz yerde duruyoruz.. yinemeleri yenilemeden kurtulamıyoruz.. peki ne yapacağız.. sevmek ve iştah ve iştiyak yetmiyor.. İLGİ göstereceğiz.. bilmek ve merak ve merak etmek yetmiyor ALAKA duyacağız... Bunun için işin başından başlayıp BİLGİ nedir bu binanın temeline ve bu ağacın köküne ineceğiz. Bilgi BİLEN ile BİLİNEN ilişikisinden ortaya çıkan nesne ve kimse bileşenlerine rağman nesne ve kimse olmayan bir ( ? ) soru işaretiyle gösterilendir. Bilgi güzel bir benzetme ile IŞIKTIR.. aydınlıktır. ÖZNE nesne ve kimse bileşeni olarak tanımlanandır.. bu bir beşer olabilir.. bir cin olabilir.. bir ruhani olabilir.. bir melek olabilir. NESNE [ I ] tamsayı.. integer olarak gösterilir. KİMSE [ X ] iks.. yani ters ve düz slaş işaretlerinin birleşimi olan harf ile gösterilir. Bilginin daha özel hali BİLEN KİMSE ve BİLİNEN NESNE ile ortaya çıkar. Biz BİLGİ konusunı VARLIK kurama ontoloji ve DEĞER kuramı AKSİYOMATİK'enten öne alarak.. ÖNEM vererek ve dayanak olarak DEĞER veriyoruz. YBA davası Sözün taşıdığı bilgi ve değerin sağlam ve sağlıklı olmasına duyarlık göstermesi de bundan dolayıdır. Güncel bir örnek vermek istersem Günlük Dilin Düz Yazısı (GDDY) ile bilgiyi kötü ve dili kötü kullananlar.. diyorlar ki GAZZE işgal altında.. ya da Gazze dışında her yer işgal altında.. yani KESİN ve KUŞKUSUZ bir "bilgi" bulunmuyor. BİLGİNİN çok yönlülüğü ve yanlılığı Yahudi kalbi ve İngiliz Aklı ortaya çıkardığı ZİHNİYET-i küresel ile Türk cesareti ve Müslüman hamesetinin ortaya çıkardığı MİLLİYET-i yerel düşünen insanları zorluyor. Bu bakımdan BİLGİ konusunda temelli bilgilere önem ve değer vermek durumunda hatta zorundayız. Osmanziya 06.10.2025 ankara 15:11 ![]() Bilgi.. bilgiden önce düşünce ve bilgi, ilim ve irfandan sonra da isim geliyor.. ilim ve isim taşıyan KELAM ise en kompleks bir ışık ve aydınlıktır. Bu durumda ilim tarafına BİLİNEN ve isim tarafına da BİLEN koyabiliriz. Ancak konu ilim ve bilgi olduğu için onu ortaya yerleştirdik.. onunu da bilen ve bilinen ile nesne ve kimse olarak ayırdık.. sonra bilen KİMSE ve bilinen NESNE olarak özelleştirdik. ![]() Şimdi siz öncelikle yazdığımı bu düz yazılara değil.. tabloya bir daha göz atınız... orada bu yazıda söz konusu ettiğim KELİMELERİ görünüz.. kelimelerin nereye yerleştirildiğine dikkat ediniz. Yukarıdaki metinde söylediğim sözler.. YATAY eksen üzerine sıralanmışlar.. bu hiç dikkatinizi çekmiş mi idi ? Sağda BİLEN yer alıyor.. bilen ya SADIK oluyor ya ŞÜPHECİ oluyor.. zaten bilgi bakımından iki karakter ya da iki ana akım bulunuyor.. insanlar ya DOĞMATİK oluyorlar.. ya da SEPTİK davranıyorlar.. yani ya sadık oluyorlar ya da kuşkulu oluyorlar. Bilgi iki uçta dalgalanır BİLEN'de.. ancak yetmiş dördüme geldiğimde öğrendiğim şey.. KUŞKU.. septik şüphecilik.. bilgiye ya da bilinene ait bir ÖZELLİK değil.. bilene ilişkin bir özellik. Belki siz şimdi bu edindiğim bilgiyi edinemezsiniz.. anlamasınız.. ancak beğenirseniz ve yadsımazsanız ve benimserseniz.. öğrenirsiniz bir süre sonra da ezberlersiniz. Çünkü kendi edindiğiniz değil benden duyduğunuz ve belki de ilk defa öğrendiğiniz bir bilgi. Konuya dönersem; tablo SAĞ tarafta bunu dediği gibi SOL tarafta da şunu söylüyor: Kesin ya da yaklaşık olmak BİLİNEN'e ilişkin bir özellik.. bilinenlerimiz biriktikçe.. buluşlarımız arttıkça ve araçlarımız geliştikçe.. bilenlerimiz geliştikce.. bilgilerimiz evrildikçe geçmişte yaklaşık olarak bildiğimiz konuları daha kesin olarak öğrenmeye başlıyoruz. Tabloda sadıkı bağlı, şüpheyi kuşkulu, kesini kat'i , yaklaşıki takribi olarak karşıladık.. ingilizcelerini bilseydim.. onları yazardım.. hatta Fransızca ve Farsca olanları da ne kadar çok sözcük bilirsek BİLGİ ışığımız o kadar çok parlar. osmanziya 06.10.2025 ankara 14:54 dğş: 15.35 Düzenleyen osmanziya - 07-Ekim-2025 Saat 09:38 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4676 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
![]() Tablonun orta yatayını anlattım.. şimdi üst ve alt yatayını anlatayım. ÜST 'de cüz'i ve baz'i bilgilerimiz yani ŞUHUD olan.. görünen ve gözlenen alan.. bunlar NESNE tarafında ALT'de bunun simetriği külli ve câmi yani GAYB olan.. görünmeyen ve gözlenmeyen alan.. bunlar KİMSE tarafında Saklambaçta sağım ve solum önüm arkam SÖBE.. saklanmayan EBE.. üç buçuk yaşındaki Meryem ve Semih'ten öğrendik.. sağda BİLEN kimse.. solda BİLİNEN nesne.. önümde ki burada ÜST oluyor.. gözlenen cüz'i ve görünen baz'î arkam bura da ALT oluyor.. görünmeyen külli ve gözlenmeyan câmi.. oluyor. Demek ki dünya bir oyundur ve bu oyunu iyi oynayarak güzel bir öykü çıkarmaya çalışacağız. osmanziya 06.10.2025 ankara 14:56 Düzenleyen osmanziya - 06-Ekim-2025 Saat 16:26 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4676 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Talip TEVKUR Paylaştı:
''Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler. Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı ‘hayat dersi’ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar. Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm’den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir. Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yaşadıklarına ‘cam tavan sendromu’ denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır. Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. İnsan inandığına denktir. Dr.David Schwartz - “ Cam Tavan Sendromu ” Düzenleyen osmanziya - 06-Ekim-2025 Saat 22:12 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |