TAHKİK
TAHKİK dizini içindeki dosyalar

20160809_130719_TAHKIK.rar



İnsanların yüzde yirmisi ehli tahkik yüzde sekseni ehli taklittir.. denilir.. yani beşte bir kişi hak ve hakikatı arayıcı.. maslahat ve hürriyeti sağlayıcı.. geri kalanı onların açtığı yolda yürüyenler anlamına geliyor bu.. Ancak bu beşte bir oranı.. sabit sayılabilir bir dalgalanma mı gösterir yoksa büyük bir
İniş ve çıkış yaşar mı ?

Bunun için elbette bu tahkik ve taklid yüzdesini ölçecek kriterleri olan durum olup olmadığını saptamak gerekir ?

Ancak burada söz konusu olan bu değil.. tahkik ve taklidin kökeni olan hakikat ve kilid kavramlarına dikkat çekmek istiyorum.. dikkat olduğu kadar heyecanda var.. ancak irade işletiminin bu rüçhan ve rağbet yaklaşımı tek başına değil.. aynı zamanda ilim hafıza ve zeka işleminin hads ve aks (refleks) yönelimi de var.. tasarlar ve tasarımlar önerirken.. kararlar ve biçimlemeler onaylarken.. insanların seçimi çoğu zaman sağlam ve sağlıklı değildir.


İktidarımız itiyadlarımızla bağımlı ve kısıtlı.. ihtiyarlarımız itimadımızla bağlı ve kilitlidir. Yani gücümüz alışkanlığımız kadar, seçimimiz de güvenimiz kadardır.


Özellikle seçim sorumluluğumuz, çoğunlukla, kuyruk olduğumuz buyruğa göre işler..
Örneğin genellikle erkek ailenin başıdır ve fakat boynu eşi ve karısıdır.
Yani beyat kadar meşveret.. dayatım kadar danışma dahi vardır
Örgütsel bir yapı nedeniyle.. hocaya.. patrona ve amire bağlıyızdır.
Ancak bu durum anormal bir konumlanma değildir.. meşrudur ve makbuldür.


Ancak bu bağlanışın.. buyrukluğun.. kuyrukluğun.. krallığın.. köleliğin..
Sınır uçları olan iktisad ve adalet ilke ve ülkülere akılcı ve gerçekçi yaklaşmayınca
Sorunlarımız ve sorumluluklarımızı yararlı ve verimi çözülmüyor ve sağlanmıyor.

İşte bu noktada sorumluluk
yüzde yirmi ehli taklide ve beşti bir olan aydınlara düşüyor.

Hakikat nedir ve aydınlanma ne olmalı dır ?


Ancak bu şöyle de çözülmeye çalışır “A” kimsesi haklıdır ve “B” nesnesi aydınlıktır.


Çünkü bu yol “X” hakikatını aramaktan ve “Y” aydınlığını bulmaktan zordur.


Ve doğa da hep kolay olan yol seçilir ve Russell’in dediği gibi kozmik tembellilk yasasa (en az iş kanunu) yürürlüktedir. Önce başlat sonra bitir dünyasındaki çok kısa sürede en az süre alan işleri seçerek ilerleriz. Ve bütün işletmelerimiz ve makinelerimiz buna göre çalışır. Çünkü en az emek harcarız. Ve sanırım yine bundan dolayı örmek yerini görmeyi seçeriz.

Kör..gör..ör..   ister kör ol istersen gör.. dil diyor ki yaptığın iş “ör”.. dile genelde hep haklı çıkar.. çünkü o hikmetle örülmüştür.. bir kişinin eseri değildir hepimizin yapıtıdır.

Ehli TAHKİK kantite / kesret / nicelik yönünden çoğalmasını ve kalite / keyfiyet / nitelik bakımından artmasını temin edecek bir yeni dil.. anlam sürücü ve anlatım aygıtı öneriyorum; YÖNETMBİLİMSEL ANALİZ.. yöntembilimsel analiz ile İNSANIN örülmesini teklif ediyorum.. fakat daha önce ve ön mesele olarak yöntembilimsel analiz ile HAKİKATIN saptanması gerekir.. bunun çalışmasını da YÖNTEMBİLİMİ BEĞENEN ARKADAŞLAR gurubunda yapıyoruz..bu yazının iletisinin ekinde olan İNSANBİLİM’e ilişkin en son örgülerim bulunuyor.. merak edenlere duyurulur.



Sağlıcakla kalın.


Osmanziya








OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim