Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: belge sayar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2682

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: belge sayar
    Gönderim Zamanı: 12-Şubat-2022 Saat 23:27




BELGESAYAR

Bilgisayara BELGESAYAR diyorum.. çünkü makine BİLGİ'ye tanımaz.. o sadece ışık hızında katlar ve atomik hacme bilgi yerleştirir.. sadece elektriğinin artı ve eksi ve toprak yüklü tümleşik devreleriyle yapılmış bir NESNE yani yere atıldığı zaman ses çıkaran bir DONANIM değil aynı zaman KİMSE'nin mantığının ve matematiğinin kurallarıyla çalışan programlamanın yapıldı bir YAZILIM'dır.
Ancak kimsenin bir gelişen İNSAN ve nesnenin evrilen bir MAKİNE olduğunu düşündüğümüz artık o sadece bir BELGESAYAR değil aynı zamanda bir BİLGİSAYAR haline gelir ki şimdi biz bu makinelere ögrenmeyi de öğretmiş (makine öğrenmesi) bulunuyoruz.
işte bu belgesayar ve bilgisayarın.. insan ve makine ile donanım ve yazılım birlikteliğine İNTERAKTİF diyorum.

1980’lerde o zaman otuzlarda idim.. bilgisayarler ne çıkıyordu.. orta ve lisede DELİKLERİ kartlar gördük.. önce elektronik hesap makinaları çıktı.. sonra elektronik saatler sökün etti.. elektronik hesap makine ve saatin evliliğinden de bilgisayarlar.. yani “gerçek zamanlı hesap yapma” yeteneği elde edilince.. bilgileri belgeleri olan harfleri zaten çeviriyorduk.. harfleri ve karakterleri ve işaretleri de ASCI kodlara yerleştirince belgilerin belgeleri olan harfler atomik hacimde yazılmaya ve ışık hızında okunmaya başladı ve BİLGİ İŞLEM denilen olay ortaya çıktı… ve uzun sure bilgisayarla uğraştım.. bilgisayar almak için dualar ve zikirler yaptım.. ilk okuduğum kitab DİLAVER Beyin kitabı idi.. daha sonra BİLGİSAYAR işletmenlik ve programcılık kursları açıldı.. işletmenlik kursu dört ay idi.. dört ay daha ekleyerek programcılık kursunu sürdürdüm.. böylece bilgisayarın ekranındaki diyagramın ardında bulunan programlara muttali oldum.. BİLGİSAYAR aslında bilgiyi tanımıyor ve saymıyordu.. sadece ışık hızıyla katlıyordu.. pozitif olursa toplama ve çarpma.. çıkarma olursa çıkarma ve bölme oluyordu.. yani dört işlem yapıyordu.. bu yetmiyordu o belge haline getirilmiş bilgileri ÇOK AYRINTILI PROGRAMLAMA’ya dayanarak işliyordu.. sadece bir BELGESAYARDI.. ancak bu gün makinelere öğrenmeye öğreterek.. yani makine öğrenmesi ile BİLGİSAYAR’ların yolunu açtık.. hedefte YAPAY ZEKA görünüyor.

PROGRAMCIYA düşen uygun bir programlama dilini öğrenmekti.. İŞLETMEN’e düşünde bu programlarla yapılan işletim sistemleri ve buna bağlı kelime işlemci gibi paket programları kullanmayı öğrenmekti.. Hangi programlama dili öğrenilecek.. hangi işletim sistemi kullanılacak.. bu bir SEÇİM işi idi ve İHTİYACIM olan hangi programlama dilini öğrenileceğine ilişkin çalışmamı ve araştırmamı KENDİME yazdım.. bu kitapta programlama mantığını ele aldım ve amatörler için BASIC ve profesyoneller için C+ dilinin öğrenilmesine önerdim.. kendime programlama dili PASCAL ile telefon rehberi yaptım. Ancak daha çok BİLGİ İŞLEMİN mantığından ve uygulamasından ziyade bilginin işlenmesinin mahiyetine anlamaya çalıştım.. şu anda bilgi bilimciler ve hatta fizik bilimciler evreni BİLGİ İŞLEME dayandırıyorlar ve her işin “cps”ile ölçümlüyorlar. Biz bu olayı YBA dili ile ifade ediyoruz ve çizgiler ve noktalarla ölçüyoruz. Anladım ki YBA bilgi işlemini yapacak bir bilgisayar programı ve donanımı bulunmuyor.. çünkü bilgiler kübik matrisklere yerleştiriliyor ve düzenli bilgi erişimi esas alınıyor oysa YBA makine ile yapmak için küresel hacimlere ve rastgele erişime gereksinim bulunuyor.

Bilgisayarın matematiksel ve mantıksal işlemcisinin nasıl çalıştığını.. KERNEL’in çıkan yapının nasıl işlediğini.. taban mimarisinin nasıl yapılandığını.. kuzey güney köprüsünün nasıl kurulduğunu.. ROM ve RAM belliğinin ilişkisini.. ayo (I/0) yani iput ve output kartının ve ekran kartının nasıl organize olduğuna ve diğer DONANIM bileşenlerinin nasıl işlediğini bilmek için BİLGİSAYAR BİLİMİNA sahip olmak gerekmek.. ayrıntılı ve teknik işleri elbette bu işin uzmanları yapacaktır.. ancak temeldeki yapının bizim kendi AKIL bileşenimiz olan zeka, hafıza ve mantık aygıtlarımızın yalın bir uzantısı olduğunu anlamak.. zekanın kalem ve hafızanın bir levha gibi çalıştığını algılamak.. yetmektedir. Ancak insan denildiğinde onun akıldan başka nefis, kalb ve ruhu ve sır denilen daha yüksek bir yapılanmasının bulunduğunu ve sonuçta insanın ZEKA’dan ibaret olmadığı fark ettiğinizde durum değişecektir. Ayrıca insana emanet verilen özdeşlik ve özgürlük temelli teorik ve pratik akıl aygıtlarının tabanında HAYAL ve VEHİM dünyamızın enginliğini bilmek gerekiyor. Üstelik bizim seks zaafımızın.. heva hassasiyetiminiz.. hevesimizin.. hırs ve hased hissiyatımızın farkında olmak gerekiyor. Bunları bu güne kadar YBA ile yaptığım insanbilim ve islambilim çalışmalarımla oldukça ayrıntılı bir bir biçimde ortaya koydum.
Burada tablolarla belgesayarın nasıl bilgisayar haline gelip bilgi bankaları ve robotlara esas teşkil edecek pro-tasar ve pro-karar yapacağının yol haritasını çizdim..
Diğer tablolar gibi bunlarda anlaşılmayacaktır.. ancak yalından karmaşığa doğru versiyon sırasıyla izlendiğinde.. imgelendiğinde.. irdelendiğinde.. incelendiğinde.. anlaşılanların eleştirilip anlaşılmayanların sorulduğunda elbette bize değerli bilgiler verecektir.
Şimdi size vatsapta sorduğum gibi soruyurom..
YBA bu tabloların neresindedir ?

Bunu anlamak için buraya bindirilen INTERNET dizininde 44 tabloyu sırasıyla incelemelisiniz.





Bilgisayara ilişkin bir yazı gönderince bir kardeşim dedi.. ey Hasan dunyayi ve mezar taşlarini oyun mu sandin.. bende dedim.. guzel bir uyari.. geri donusun için teşekkur edeim.. ancak plaeolitik.. mezolitik.. neolitik.. yani eski taş (litos) devirlerinde atalarimiz taşlardan aletler yapmislar.. simdi de kumlardan (silisyum) cipler yapiyorlar.. mezar taşları ise mazi nakişları.. dunya ve ahiret dengesini sağlam ve saglikli kurmayan yakin atalarimiz yuzunden geri kalışimizin acisini.. bu çiplerin gucunun aleyhimize kullanilmasiyla çekiyoruz.. dunya boş vermek ayrı.. esmaya ve ahirete bakan yuzunu göz onunde tutmak ayrı.. bilim ve kuvvet ve medeniyet kazanarak insan hak ve hurriyetlerimizi korumak ve savunmak ayrı.. bir her insanin kendi uzerine düşen işi başarması ve bitirmesi ayrı.. bu tablo bize bu gunku dunyayi gosteriyor.. dikkatli bakarsan gorursun..






Düzenleyen osmanziya - 12-Şubat-2022 Saat 23:33
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk