Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: buyuk resim Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: buyuk resim
    Gönderim Zamanı: 29-Mayıs-2023 Saat 07:41
Nerede ise bir yıldır watsapda çocuklarım ve bir kaç arkadaşlarımla birlikte TABAKAT isimli bir gurup kurmuş yazılarımla kendim söylüyor kendim dinliyordum.. meğerse başka dinleyenlerde varmış..watsap gurubum tabakattan ayrıldı.. siyasi görüşlerimi beğenmemiş ayrılmış.. bu siyaset konusun bir DİN haline getiriliyor.. gerçekten ilginç.. insanlar koca ya da başkan seçerken TANRI seçmiş gibi mi oluyor ? Acaba insanlar neden birbirlerine saygı gösteremiyor bu yüzden mi ? İnanın bunun mahiyetini bilmiyorum.. belki bir gün öğrenirim İnşaallah ölmeden.


Her ne ise birileri ayrılınca bana daha çok bir şevk geliyor.. bazılarına birileri eklenince şevk gelir.. bende tersi oluyor.. birileri gidince daha çok güçleniyorum.. nedense.. benim derdim.. ne bu vatsap ne de face.. buradalar sadece reklam ve çağrı yeri.. propaganda ve tanıtım panosu.. hatta web sayfam bile daha geniş ve ilk elden reklam ve propaganda alanı.. YBA öğrenmeye, kullanmaya ve yararlanmaya çalışan adam ya da kadın.. çocuk iken iki senede ANA DİLİNİ öğrendiği gibi YBA dilini de edinebilecektir.. ancak bu bir taraftan nasip ve kısmet sorunu bir taraftan da ARAYIŞ konusu.. özellikle gençler.. geleceğe hazırlanmak için.. geleceği değiştirmek için.. kendini hazırlamak ve benini değişitirmek gerekiyor.. işte yöntembilimsel analiz bunun için biçilmiş bir kaftan... osmanziya 29.05.2023 üçkuyular İzmir (zaten yazının konusu da üç kuyu ya da kutu)





Bu iki gündür dünya bilglisi ve büyük resim başlıklı web sayfası paylaşımlarında.. bu güne kadar olduğu gibi sadece reklam ve propaganda bulunuyor.. reklam ve propaganda temelde bir algı operasyonudur.. yani başkalarını bir nesneyi ya da kimseyi beğendirme.. bir etkinliği ya da işlem ve işletimi tatıntma amacı güder.. amacı SATIŞ yapmaktır..

Ünlü bir ayet var: İnnallaheştera minelmüminie enfüsehüm ve emvalühüm bienne lehümülcenne.. Allah müşterilere bayii oluyor mü'minlere nefisleri ve malları mukabilinde cenneti SATIN almak için.. yani ortada bir alış veriş var.. her şey alış veriştir.. sibernetik modele göre girdi ve çıktısı olan.. algısı ve ayarı olan bir makinelerden ibaretiz her birimiz.. ya da bir öykü ve filim ortaya koyuyoruz kurulan bir oyunu bulunan.. ya da bir savaş ve barış içindeyiz.. veya bir sınav ve yarışta bulunuyoruz.. yani gördüğünüz gibi oldukça karmaşık.. fakat bir şekilde yaşamı basitleştirerek yaşamının yolu da verilmiş.. ve bu şekilde birbirine kopyelenmiş günlerimizde bir ömür geçiriyoruz.. alışkanlıklarının zebunu ve alışkınlıklarının mahkumu.. alışkanlık ve alışkınlıklarını ayıramamış.. erekleri ve amaçlarını tefrik edememiş.. yararlanma düzlemini ve yetkinleşme ekseninin farkını varmamış.. bir halde yürüyoruz.. bu arada insanlar bir satışta bulunuyorlar.. kimi bilgilerini.. kimi yetkinliklerini ve kimi de güzelliklerini sergiliyor.. seni kapmak için.. fakat ben bunlara Talip Arışahin talip olmadım.. olsaydım.. kitapları ve öğrencileri ve başarıları ile hakkında medhiyeler düzülen ünlü bir hoca olurdum.. peki neye TâLİB oldum.. kendini aramaya.. benimi bulmaya ve insanı tanımaya.. içerikleri ve muhtevaları ile din ve dil muaazzam ve muhteşem bir yapı.. dünya ise bu ikisini de içermesi itibariyle onlardan daha zengin ve tantanalı.. bütün bunlar içinde.. bir de servetin ve şöhretin bulunuyorsa insanı değil kendini bulması o kadar zor ve tam tersine kendini kaybetmesi o kadar kolay ki.. bu bakımdan başarısızlık ve günahların ve tembelliklerimle kendimi feto gibi batmış hissediyorum.. reto gibi zirveye ulaşmış olarak duyumsamıyorum.. RAZI OLUNMUŞ terakkinin sukuta ve tedenninin suuda neden olduğunu bilen birisi olarak.. bir kuyuya düşmüş ve feryada başlamış bir kimse olarak.. DÜŞÜNENLERİ ARIYORUM çünkü ARAYANLARI DÜŞÜNÜYORUM... Saygılarımla.. sağlıcakla kalinı. Osmanziya


Sonradan DUNYABILGISI dizini içinde dünya tabloları da ortaya koyduk.. dunyabilgisi dizini içinde dile, dine ve dünyaya ilişkin dosyaları yani tablolarıda aşağı yükledik.


20230528_190630_DUNYABILGISI.rar



ve bu da hem din.. hem dil.. hem dünya nın içinde bulunduğu büyük resim:




bu da büyük resmi çıkaran 30 dosya




20230529_074339_SAYGI.rar

Vakar kibir olarak sanilabilir.. tevazu zillet olarak saylanilir.. makam sahibi bir kavinin makamindaki tevazu ZILLET ve evindeki vakari KIBIR görulur. Bunun için insan YERINE gore.. izzetini ve ikramini gostermelidir.

14 mayis.. 27 mayıs.. 28 mayis.. 29 mayis.. zirveye çikildi.. her işin zirvesi ve kemali ANINDA zevali ve kirvesi başlar.. çıkış bitti.. iniş başladı.. dunya ve dil ve din üçlüsü ile dny ve dyl ve dyn DDD üç boyut ortsya çıktı...

akana.. görene ve örene..
Düşunen.. kavrayan.. anlayana..
Ilgilenen.. bilen.. sevene..
Bağlanıp guvenen ve inanana..
Her şey o kadar açık ve seçik ki
Yeter ki kutuya düşüp götü kurtarmaya çalışasin.. kimileri kuyuya düşer.. kimileri kutuya düşer.. ben kutuya düştüm..

YATAY Yararlanma çizgisj
DIKEY Yetkinleşme çizgisi
AMEDI illet ve esbab dairesi
MEDDI akibet ve itikad dairesi
HORIZON hacat-ı gida sedefi
VERTIKAL harrat-ı gaye dürru

ile bu ÜÇUNCÜ KUTU' ya indim:


bu da bizim KUYUMUZ... aslında bir KUTU'dur.



Mesut ÖZÜNLÜ dedi:
Engin Ardıç... Seksenli yılların sonlarında onun neredeyse her köşe yazısını okurdum. Bu yıllarda fikrî açıdan bazı kırılmalar yaşamakla birlikte, başta kendi dünyası olmak üzere, daha özsorgucu bir bakış açısına yönelmişti. Üslubu, zamanla biraz daha ivazsız, samimi, dobra ve dolu bir hâl almıştı. Bu empatik, kendilikli, içe bakışlı ayna tutuşları; açık ve sahici üslubu, başta bendeniz olmak üzere birçok kişiyi etkilemişti. Ne var ki iki binli yıllardan sonra onun yazılarında sanki sözlerine hiç itibar edilmemiş serzenişli bir sitem markajı hissetmeye başlamıştım. Ancak buna karşın o hiçbir şeye takılmaksızın, dahası kimsenin darılmasına veya pohpohuna bakmaksızın dağları delmeye azimli bir greyder refleksiyle çalıştı, didindi, yazmaya devam etti. Bazen biraz üslup sorunsallı olsa da o kendine mahsus sivri, etkin ve güçlü kalemiyle kelam, anlam ve malumat tünelleri açmayı sürdürdü. Kısacası netti, mertti, tatlı sertti. Yetmiş bir yıllık ömrünün büyük bir kısmını hatasıyla sevabıyla yazarak, gerçeği ve doğruyu arayarak geçirdi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Mesut ÖZÜNLÜ

Ergin ARDIÇ İyi bir insandı.. güzel bir iz bıraktı. Rabbimiz gani gani rahmet ede. dedim

DEMOKRASİ MÜNAFIĞI
Bey ayrıldı.. Sağ olsun.. değer verdiğim bir kimse idi.. İnsanlar Hakka.. hakikata.. halka.. kuvvete.. kadere.. ve rakibine yani kendi gücünün ve istencinin üstende olan nesnelere ve kimselere SAYGI duyması.. İNSANLIĞIN bir gereğidir. Vicdanın bir lazımesidir. İslamiyetin ve teslimiyetin bir icabıdır. Haksıza.. zalime.. vicdansıza.. kendisine zarar veren bir düşmana karşı mücadelesi BİREYSEL bir konu ve sorundur. Rakibi beğenmeyebiliriz.. kader hoşumuza gitmeyebilir.. kuvvete bizden üstün olabilir.. halk bizim karşımızda durabilir.. hakikat isteğimize aykırı biçimlenebilir.. hakk dileğimizden ayrı olabilir. Bütün bunlar Cenab-ı Hakk'ın bizi terbiye etmesi için kullandığı hayır ve şerlerdir. Külli nefsin zaikatül mevt.. ve nebliküm bişşerri ve hayr fitne. ve ileyna türceun. Enbiya 35 deki anlatım.. bunu bize açıkca söyler. Ölüm olduğuna göre kötülük ve iyilik.. bi'se ve ni'me.. menfeat ve tehlike.. zarar ve kar.. savaş ve barış.. bize ibtila edilmiş bir fitneden ibarettir. Bela olan İmtihandır. Verirken iyi olan RABB alınca kötü oluyorsa.. o rabb bir alettir. Ayrıca yükselen sonuna kadar çıkmış.. düşen sonuna kadar inmiş değildir. ve sonuçta DEMOKRASİ denilen oyunun bir kurula bulunur: Seçim ve Sandık. Bu bizim aramızda ilişkinin metresidir. Ancak kendilerini son karar verici gören ve bunun için KADER'in seçimini beğenmeyen açık ve seçik olarak DEMOKRASI MÜNAFIĞIDIR..

Her şeye ve her kese saygı duyacaksın.. yapabilirsen sevgi duyacaksın.. sevgi ve saygıyı gerçekleştirebilenler için sıra hoş görüye gelecektir...

Bu arada istikamet üzeri gitmek ile saygı ve sevgi ile hoşgörülü olmak birbirinden farklı işler..

Bernard Shaw demiş ki:

"Fikrini değiştiremeyenler, hiçbir şeyi değiştiremez. Önyargılarından kurtulmayanlar, hiçbir insanı anlayamaz."

işte bu iki farklı durum arasındaki kilit:

Hangi fikri değiştirebileceğini BULMAK hangi fikri değiştiremeyeceğini BİLMEK bir san'attır. Başarılı olmakta buna bağlı. Fikirler doğmalardan inançlara kadar değişik renkte ve ayrı çizgidedir.. Günlük dilden bilimsel bilgiye.. felsefi bilgiden dini dile kadar değişir ve nitekim bunun örneklerini de bu paylaşımda yeteri kadar verdik.

ve size içinde bulunduğumuzu KUYU ya ta kutuyu bir daha gösterelim..
ancak önce kuyunun içindeki çaresiz adamı vereyim:





işte bu adam şu kutunun içinde.. siz onu kuyu olarak görebilir.. acır ve çıkartmaya çalışabilirsiniz..



Düzenleyen osmanziya - 29-Mayıs-2023 Saat 15:04
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 29-Mayıs-2023 Saat 08:02



"ÇİZMEDEN YUKARI ÇIKMA"
19.yüzyılda, Fransız ressamlarından Delacroix Paris'te bir resim sergisi açmıştı. Sergiyi gezenlerden bir kişi, büyükçe bir şövalye tablosunun önünde uzun süre durarak, yakından uzaktan ciddi ciddi seyreder, beğenmediğini belirten bir biçimde de başını sallarmış. Bu durum ilgisini çeken ressam yanına gelerek sormuş.
-Bu tablo ile çok ilgilendiğiniz belli oluyor.
-Evet demiş adam. Şövalyenin çizmesindeki körük kıvrımlarında hatalar var.
-Pekiyi nasıl anladınız, işiniz bu mu?
-Ben kunduracıyım, çizme dikerim. deyince ressam hemen tuvalini ve boyalarını getirerek adamın söylediği biçimde çizmeyi düzeltmiş ve gerçekten daha iyi olduğunu görmekten memnun olarak adama teşekkür etmiş. Fakat adam yine tablonun başından ayrılmadan, bu kez de şövalyenin pantolonunda ve kemerinde de hatalar olduğunu belirtince bu çok bilmişliğe dayanamayan ressam,
-Bak dostum demiş, sen çizmecisin, çizmeden yukarı çıkma!


Çizmeye ilişkin 19.YY da Fransız Ressam Delacroix'e ait bu öykü .. san'atçı ve zaanatkar ilişkisinin güzel bir örnegi.. Yaratan ve yaratilan ilişkisine de ışık tutabilir;
Hâlık ve Bari..
Musavvir ve Sân'i
Mail.. Cail..
Müşekkil ve Sây'i
TANRI'yı
Anlatabilir.
Fakat birileri diyecek ki Ressam ve Kunduraci gözlemleniyor ve fakat Tanri'yı goremiyoruz..
Başkaları da diyecek ki saydıgin isimlerden sadece üç tanesi.. Hâlık.. Bâri.. Musavvir.. kitabda yaziyor digerlerini sen uydurdun...
Şimdi benim bu sorulara elbette verilecek yanitim olur.. yeter ki ilgilenmek dileyen ve bilgilenmek isteyen kimse olsun 😊

Bu yazıdan sonra dilbilgisi ve dinbilgisine ilişkin tablolar yaptıktan sonra bunu dunyabilgisi dizini içinde topluyarak burada yayımlıyorum.
Dil ve din tablolarının 13.ncülerine de burada yayımlıyorum.








Sonradan DUNYABILGISI dizini içinde dünya tabloları da ortaya koyduk.. dunyabilgisi dizini içinde dile, dine ve dünyaya ilişkin dosyaları yani tablolarıda aşağı yükledik.


20230528_190630_DUNYABILGISI.rar



ve bu da hem din.. hem dil.. hem dünya nın içinde bulunduğu büyük resim:




IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk