Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: imtihan Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2679

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: imtihan
    Gönderim Zamanı: 21-Ağustos-2023 Saat 08:15


İmtihan.. mihnet ve meşakkat.. sınav.. sadece ilk ve orta ve yüksek okulda geçirdiğimiz yaşam değil.. okul.. ev.. iş.. emeklilik gibi ereklerde ve hedeflerde de başımıza gelen geleceği kurtarma operasyonudur.

ELBETTE sınavın içinde ince ince bir de YARIŞ ameliyesi bulunuyor.
Bu çalışmada buna yer verdik.. örnekleriyle ve sonunda demişiz:
Eskiden derdimiz ikiydi.. teknoloji insanı doğaya yabancılaştırıyor.. ideoloji insanı insandan uzaklaştırıyor.. şimdi üçüncüsü çıktı: Yapay Zeka nereye gidiyor ? Çözüm bu sunumdaki 185 sayfadaki deyimde " Keki hem yeyip hem ona sahip olamazsınız." Özgürlük ise zaten bulunmuyor.. doğadaki koşullara bağımlı ve toplumdaki kuralları bağlı yani ortamların yasaları ve düzenlerin yasakları ile var olan nükleer ve genetik ÇEKİRDEKLERİNDEN kurtulamayan insanın dünyadaki altmış senelik GEÇİCİ yaşamında kalıcı bir sorun olamaz. Ancak köleler ve işçilerden biraz daha fazla ÖZGÜRLÜK hepimizin işine yarayabilir. Osmanziya

Oku-yaz.. kopyala ve yapıştır.. nereye kadar ?
En çok yaptığımız iki iş..
oku ve yaz
Kopyala ve yapıştır

Bu ikisi birbirinden ayrı bir iş mi ?
okuma bir tür kopyalama ve aynalama değil mi ?
yazma bir tür yapıştırma ve saklama değil mi ?

Kelimelerle nereye kadar varabilirsiniz.. o yazarı oku bu yazarı oku.. Maşaallah face çıkarı o kadar çok yazar okuduk ki birer okuyucu iken hepimiz aynı zamanda bir yazar kesildik.. peki neden ?

Kendimizi
Görmek ve göstermek
için..

İşte bu yazı ve yazıdan ziyade tabloları size anlatacak ki bu görmek ve göstermek bir sınav ve yarıştır.. görme sınavı ve gösterme yarışı.. siz bu ikisini meşru ve makul ve makbul bir şekilde O'nu görmeye ve göstermeye çevirebilirseniz ne mutlu size.. lakin henüz biz bu işi başaramadık.. çünkü Fatiha-i Şerife anahtarı çalışmasına katılanlar bulunmuyor ki onları Esma-i İlahiye aynasını çalışmasına çağıralım.

osmanziya




Dün ahale ile İMTİHAN konusunda çalışma yaptık.. çalışırken onuncu tabloda uykusu geldi.. yorgundu.. kalanını sürdererek kırka yakın tablo yaptım. onu bilgisayar dili konusunda çalışmaya ilişkin önemli bir çalışmanın dosyalarıyla birleştirerek buraya bindirdim.

20230821_080045_21_AGU_2023.rar

Buradaki çalışmalar geleceğe göndermiş oluyoruz. Dün iki olaganüstü iki insanın öyküsünü okudum ve dinledim. Necmeddin ERİŞEN ve Ted KAC'ın hikayelerini

https://www.youtube.com/watch?v=oYY2akKP2-0
Ted Kaczynski'nin Karanlık Hikayesi
Barış OZCAN

TOROSLARIN MÜNZEVÎ KARTALI

Necmettin Turinay

Tarık Buğra ağaçlar ayakta ölür diyor. Fakat bazen olur ki insan da ayakta ölür. Hayata karşı, devir ve zamana karşı boynunu bükmeyen, rutine ve alelâdeye teslim olmayan kahramanlara da ancak böylesi yaraşır.

Nitekim o da onlardan biri idi ki Toroslar'ın yüksek dağ yamaçlarında esen yeller arasında ruhunu teslim ediverdi. Zeytinliklerin dibini eşelerken, dağdaki kulübesine üç-beş çivi çakarken yorulmuş olmalı ki bir kerevete veya kanepeye oturmuş öylece kala kalmış. Yani ölümünün bile kimseler farkında varmamış. Gelip giden etrafta dolaşan ya da ona hafiften seslenenler, yenice dalmış uyuyor sanmışlar. Meğer o oturduğu yerde dimdik, hayatta olduğu gibi eğilip bükülmeden, kimselere de muhtaç olmayarak son nefesini öylece teslim etmiş! Üstünde mavi gök- beyaz bulutlar etrafında Toroslar'ın gür yeşilliği ve dağdan dağa vuran sessiz yankılanmalar arasında bir ömür böylece sona ermiş.

Sanki bir garip ölümü gibi.

Kimsesiz ve yalnız.

Fakat tabiatın inzivasına çekilen bu adamın hayatı, eğer bilseniz tam bir destandır. Milyonları peşinden sürüklemeyi bilen ve meydanlara sığmayan lider karakterli birinin Toroslar'ın inzivasında ne aradığını kuşkusuz siz de merak edersiniz. Fakat bu konuda size ne söylesem boş... Çünkü ne bunları kendisine sorabildim, ne de o içindeki bastırılmış ukdeyi açmaktan yana oldu. Eminim ki sorsam bir tel kopacak, derinden derine işleyen bir yara yeniden nüksedecek, ya da ciltlere sığmayan bir kitap orasından burasından savrulup dağılacak.

İyisi mi küçük küçük bazı noktalarla iktifa edeyim.

Geçen cuma günü çıkan Regaip Edirne yazısını kaleme alırken, aslında hatırımda o vardı. Edirne Selimiye'de perşembe günü Roman'lardan bir grup meğer mevlit ve ilahiler okuyacak mıymış? Bu haber beni o kadar ferahlatmıştı ki, işte o an Necmettin Erişen hatırıma gelmiş ve Edirne Regaibi'ni de o vesileyle yazmıştım. Fakat ne o romanlardan ne de Necmettin
Erişen'den o yazıda bahis edememiştim. Olacağa bakın ki daha o yazının mürekkebi kurumadan, Erişen'in vefat haberi Toroslar'dan aşağı yuvarlana yuvarlana inmesin mi?

İşte o gün Toroslar'daki ölümün ardından ben de neler neler sökün etti. Adı bilinen, kendisi hatırlanmayan eskinin eskisi bir örgüt: Mücadele Birliği!... Ve onun ilk genel başkanlarından Necmettin Erişen!... 12 Mart 1971 darbesinde Doğan Öz tarafından kapatılan örgütün önce isimlerinden. Bakışları acılı ve siması da muzdarip. Gülmeyen ve belki lütfen tebessümle yetenen. Omuzlarında taşıdığı tarihin yükü ile de öylesine vakur biri.

Bir tarihte kendi köyünden çıkmış Konya'ya mı gidiyor, Konya'dan mı dönüyor belli değil. Kara tren Konya'nın düzünde emeklemeye başlamış. Konuşuyor, sohbet ediyorlar. Kimse kimseyi bilmiyor. Fakat sonradan öğreniyoruz; konuşanlardan biri Cemil Meriç diğeri de Necmettin Erişn.

Aradan yıllar geçmiş, Cemil Meriç o yolculuğu Jurnal'lerinden birinde anlatmak ihtiyacını duymuş: "Dağdan dağa vuran bir çağlayandı o" diyor. Ve o konuşma Cemil Meriç üzerinden o kadar etkili olmuş ki tahmin edemezsiniz! İşte Cemil Meriç'in eve dönüşü ya da kendi kültür ve medeniyetimize rücû edişi, bu tren yolculuğundan sonra başlamış. Yıl 1966 veya 67. Erişen o sıralarda tanınmayan bilinmeyen kayıp bir adres mesabesinde.

O Kur'an okurken yerleri ve gökleri titremenin. bir ürpermenin kapladığını sanırdınız. Öylesine içten bir okuyuş!.. Kendi okuyuşunun tesiri kendine aksetmiş gibiydi. O koca cüsseli vücut sanki erir giderdi. Ortalıkta da sadece büyük Allah'ın hükümranlığı!... Yani böyle heybetli seslerin yakarmaları arasında İnsan kendinden geçer, geçerdi.

İşte o heybet ve vakarın, tevâzu ve alçak gönüllülükle izdivaç ettiği büyük ruh, şimdi aramızdan çekildi gitti.

Bir defasında Ankara'da evime gelmişti. Ellerinde, avuçlarında ve omuzlarında kuşlar yuva yapmış gibi küçücük çocuklarıyla. Orasından burasından çocuklar dallarına konuyor. Siz sanın ki meyveli bir ağaç gibiydi Necmettin Erişen.

Bu haldeki bir insan bir gün geldi, genel başkanlığı da, örgütü de bırakıverdi!... İşsiz güçsüz, memuriyetten atıldığı için de maaşsız ücretsiz!... İşte o hâldeyken ne yapmış biliyor musunuz? Üsküdar sokaklarında, çarşı ve pazarlarda hamallık!... Omuzları yara-bere içinde. Fakat kimseler onun bu durumundan haberdar da değil!... İnsanlığın sıfır noktasından başlatılmış yepyeni bir dünya! Bütün insanlığa karşı itimadın yitirildiği bir nokta.

O sıralarda olmalı sanıyorum. Üsküdar'daki Çingeneler arasında bir yakınlık doğmuş. Yıllar sonra bir keresinde ben de şahit oldum bu duruma. Biz onunla Üsküdar çarşılarında beraber yürürken, oradan buradan sayısız Roman ellerine sarılıyor, yüzünü, gözünü öpüyor, bir daha ne zaman geleceksin diye adeta sitem ediyorlardı. ş
Şahit olduğum bu ülfet ve kalp yakınlığı diyebilirim ki beni ezmiş ve insanlığımdan utandırmıştı. Neydi bu adam? Ondaki bu derin tesir nereden ileri geliyor diye o anda dalıp gittiğimi hatırlarım.

Sonra ne olmuş biliyor musunuz? Özal zamanında öğretmenliği ancak dönebilmiş. Üsküdar Halit Rüştü Ortaokulunda Yalansız Bir Dünya kurmuş! Öğrencileri onu öyle sevmişler ki yalana yer yok artık dünyalarında. O şanslı Çocuklar da geçirdikleri bu iç tecrübeyi 'Yalansız Bir Dünya' adıyla kitaba dönüştürmüşler. Ticaret Lisesinde de genç çocuklara apayrı bir numune-i imtisal! Onlar da hocaları ile geçirdikleri yılları 'Bir Bizi Anlasanız' diye ayrı bir kitapta toplamışlar.

Şimdi o Romanlar, o yalansız çocuklar ve biz eski dostları! Toroslar'ın eteklerinde, bomboş bir ovanın ortasında, Bursa Müftüsü'nün sorduğu sorulara muhatap bekliyoruz:

Nasıl bilirsiniz?

Bu yazıyı paylaşırken demişim ki:
Ömur verildiginde akıl mı alınır.. akıl verilirse ömür mü ? Bu meçhul. Fakat bazi ömürlerin öykuleri ve akılların oyunları gariptir.
Cemil Meriç ve Necmettin ERIŞEN çizgilerinin kesiştigi bu öykü den de anlıyoruz ki bazılarinin önculuğü ve önderliğinin öyküsu ve oyunu sınav ve yarış gibi gizemli savas ve barış gibi bilinmez.
Baziları kalemi ve bilgisiyle sınavini çizerken bazilari malı ve caniyla yaziyor. Bazilari makami ve saltanatiyle.. bu soldan da oluyor sagdan da.. burada sağdan bir öykü verilmiş.. soldan da verilebilir.. aslinda HER BIR INSANIN hikayesi ve ticareti muhteşem siyaseti ve oyunu muazzamdir.


ŞİMDİ BAKIN .. SINAV ve YARIŞ içinde savaş ve barış ile oyun ve öyküye...






ve birde 2020 27 mayısında yaptığım şu gün izleme programının tablosuna:

Biz gidiyoruz ve gelip geçiyoruz yanı ve arkada bıraktığımız şeyler var.. çocuklarımız ve mallarımız ve yapıtlarımız ve eserlerimiz gibi nesneler..
yürüyoruz..
uyanıyoruz..
arıyoruz..
ancak daha çok aldanıyoruz.
işte bu sınav ve yarış dünyasının mahiyetini anlamıyoruz.. elde olanları fark etmelerin zenginliği olan MARİFET elde olmayanı kadr etmelerin zenginliği olan MUHABBET bizi aldatıyor..

Marifet ve Muhabbet bizi oyalıyor ve bir süre sonra da usandırıyor ve baktırıyor bile sevi.. dileye ve isteye.. işte bundan sonra hakk ve hakikatiyle bilene.. kuvvet ve hürriyetiyle sevene.. yeni kapılar açılıyor ki bu Feridunu Attar ve Şeyh Galib HAYRET ve MAHVİYET olarak açıklamış..

Saygılarımla..
Sağlıcakla kalınız
Osmanziya 21.08.2023




Düzenleyen osmanziya - 21-Ağustos-2023 Saat 08:36
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk