Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: BYR MÜDDET ZEYTYN YYYECE?YZ, SONRA...(Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
fazilet
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 02-Nisan-2010
Konum: Yzmir
Gönderilenler: 88

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

bullet Konu: BYR MÜDDET ZEYTYN YYYECE?YZ, SONRA...
    Gönderim Zamanı: 18-Ocak-2011 Saat 22:27
BYR MÜDDET ZEYTYN YYYECE?YZ, SONRA...
 
Kendisini kar?ylayan sekretere; Nazif Beyle görü?mek istedi?ini söyledi.  
Bunun üzerine sekreter birden ciddile?ti: "Nazif Bey mi?"dedi.  
"Evet, Nazif Bey!" diye cevap alynca,  hüzünlü bir ses tonuyla
"Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yyl oldu." dedi.  
Hiç beklemedi?i bu haberle bir acy saplandy yüre?ine. "Ya, öyle mi...?"diyebildi sadece.  
Hicranly bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldy. Gözlerine hücum eden ya?lar yanaklaryndan süzülüp gö?süne damlady. Kendisini Toparlayyp "Onun
adyna görü?ebilece?im bir yakyny var my acaba?" diye sordu.
"Evetvar, o?lu Selim Bey....".Titrek bir sesle "Öyleyse Selim Beyle görü?ebilir miyim?" dedi.
Görevli hanym,insanda saygy uyandyran bu kibar beyefendiye, 
"Selim Bey oldukça me?gul bir insan, randevusuz görü?mek pek mümkün olmuyor; ama ben yine de kendisine bir haber vereyim. 
" Dedi ve telefona yöneldi.. Sonra "Kim diyelim efendim?" diye sordu. 
"Kendimi ona ben tanytmak istiyorum kyzym." cevaby üzerine sekreter dahili telefonu çevirdi.  
Daha sonra mütebbessim bir çehreyle, "Selim Bey sizinle görü?meyi kabul etti, lütfen beni takip edin."
dedi. Beraber merdivenden çyktylar.Ynce bir zevkle dö?enmi? geni? bir salondan geçip büyük bir kapynyn önünde durdular, sekreter kapyyy açarak, 'Buyurun!' dedi.
O da içeri girdi. Kendisini ayakta bekleyen vakur ve mütebbessim gence do?ru
hyzly adymlarla yürüdü, elini uzatarak, "Merhaba, ben Prof. Dr. Mehmet
Baydemir."dedi. 
"Bendeniz de Selim Cebeci... Lütfen buyurun, oturun." dedi, genç i? adamy.
Mehmet Bey, kendisine gösterilen yere oturur oturmaz:
"Yirmi üç yyl, tam yirmi üç yyl... Vaktiyle bana burs verip okumama vesile olan insanyn
elini öpmek için bu âny bekledim." dedi ve dudaklary titredi,gözleri doldu.  
"Ama o büyük insanyn elini öpmek nasip de?ilmi?, bunun için ne kadar üzgünüm anlatamam." 
Ya?army? gözlerini kuruladyktan sonra Selim Beye döndü: "Fakat en azyndan o büyük insanyn mahdumunun elini sykmaktanda bahtiyarym." Misafirin bu sözleri üzerine Selim Bey yerinden fyrlady,  kulaklaryna inanamyyordu. Kelimelerinin her biri birer hayret nidâsy gibi dizildi cümlelerine: "Mehmet Baydemir demi?tiniz de?il mi, Tosyaly Mehmet Baydemir mi?" Profesör, delikanlynyn bu heyecanly haline bir anlam  veremeyerek ba?yyla "Evet" dedi. Bunun üzerine Selim Beyin gözleri sevinçle parlady.  
"Babamla sizi uzun yyllar aradyk; ama bulamadyk." dedi. 
Profesörün yanyna gelerek iki eliyle elini tuttu, candan bir dost gibi sykty
ve "Sizi kar?yma Allah çykardy." dedi.  
Bu sözler profesörü çok ?a?yrtmy?ty  
"Uzun yyllar beni mi aradynyz? Peki ama neden?" dedi.  
Selim Bey gülen gözlerle profesöre bakarak  
"Bizdeki emanetinizi vermek için..." deyince, profesörün ?a?kynly?y iyiden  iyiye artty.  
"Emanet mi?" dedi.  
Selim Bey cevap vermeden yerine geçip telefonu çevirdi.
Kar?ysyndakine "Gelebilir misiniz?" deyip  telefonu kapatty. Mehmet Bey, ?a?kyn gözlerle Selim Beye bakarken kapy çalyndy, odaya iyi giyimli bir bey  girdi.  
Selim Bey ona yanyna gelmesini i?aret etti, sonra kula?yna bir ?eyler fysyldady. Gelen ki?i bir ?ey söylemeden  geldi?i kapyya yöneldi. O çykarken Selim Bey, misafiriyle tatly
bir sohbete ba?lady.Sohbetleri koyula?tykça, çehrelerindeki ?a?kynlyk, yerini birbirlerine Hasret kyrk yyllyk ahbaplaryn yeniden bulu?malaryndaki sevinç,  samimiyet ve güvene byrakmy?ty. Mehmet Bey yurt dy?yndaki tahsilinden, ara?tyrmalaryndan ve yirmi üç yyl boyunca her yyl büyüyen memleket hasretinden bahsetti. Sonra Nazif Beyin
duvardaki portresini göstererek, "Bu günlerimi  ?u büyük insana borçluyum." dedi. "Bana yalnyzca maddî destek vermedi, mânen de beni hiç yalnyz byrakmady.  
Yurt dy?ynda tahsil görürken yanly?a her yeltendi?imde hayalen Yanymda hazyr oldu. 'Sana bunun için burs  vermedim.'  
Diyerek bana istikamet verdi. Ona her namazymda dua ediyorum."
dedi ve gözlerini Nazif Beyin duvardaki foto?rafyna myhlady. Sonra gözleri portrenin altyndaki ilk anda mânâ veremedi?i di?er tabloya kaydy.  
Son derece ?yk bir çerçevenin içinde, bazy yerleri yamaly ve tamir görmü? oldukça eski bir çift çorap duruyordu.
Biraz daha dikkatli bakty?ynda çerçevede bazy cümlelerin de syralandy?yny fark etti:  
"Bir müddet zeytin yiyece?iz, sonra..."
Selim Bey, kendisine bir soru sordu?u için ba?yny ona çevirdi; fakat akly tabloda kalmy?ty.  
Selim Beye cevap verirken tabloya bir daha bakty. Ykinci cümle de birinci cümle gibi üç nokta ile bitiyordu:  
"Bir müddet sabredece?iz, sonra..."  
Yyice meraklanmy?ty. Bu ilk görü?meleri olmasaydy, yanyna Gidip Tabloyu iyice inceleyecekti;  
fakat bu uygun dü?mez, dü?üncesiyle Yalnyzca sohbet arasynda göz ucuyla merakyny gidermeye çaly?yyordu.  
Ancak her seferinde biraz daha artan bir merakyn içinde kalyyordu. Üçüncü cümlede:
"Bir müddet yürüyece?iz, sonra..."  
diye yazyyor ve altta böyle birkaç cümle daha syralanyyordu.
Artyk akly hep tablodaydy. Sonunda dayanamayyp,  
"Selim Bey merakymy mazur görün. ?u tabloya bir mânâ veremedim." Dedi.  
Selim Bey kendisine has bir gülü? ile misafirine bakty, derin Bir nefes alarak  
"Malumunuz, babam varlykly bir insandy. Oldukça iyi bir Hayatymyz vardy. Sonra ne olduysa her ?eyimizi kaybettik.  O zenginlikten geriye hiçbir ?ey kalmady. Kö?kümüzdeki hizmetçiler de gitti. Yemekleri artyk annem yapyyordu.  
Hatyrlyyorum da bir sabah, kahvaltyya sadece zeytin koyabilmi?ti.
O zengin kahvaltylarymyza bedel, yalnyzca zeytin...  
?a?kynlyk içinde, 'Ba?ka bir ?ey yok mu?' diye sormu?tum. Bu soru kar?ysynda annemin hüngür hüngür a?layy?y gözümün önünden hiç gitmiyor.
 
Annemin a?layy?yna mukabil babam: 'Bir müddet zeytin  yiyece?iz,  sonra...'
dedi ve durdu, güçlü baky?laryny üzerimizde ezdirdi,'Aly?aca?yz.'dedi.  
Ve i?tahla bir zeytin alyp a?zyna atty. Birkaç gün sonra haciz
memurlary gelip kö?kümüzü de elimizden aldylar. Kenar bir mahallede küçük, eski bir
eve ta?yndyk. Do?ru dürüst bir e?yamyz da kalmamy?ty.  
Annem bezgin bir sesle: 'Bu evde hiçbir ?ey yok! Burada nasyl
ya?ayaca?yz.' Diye haykyrdy.Bunun üzerine babam:  
'Bir müddet sabredece?iz, sonra aly?aca?yz.' dedi  
Gitti?im özel okuldan ayrylmy?, bir devlet okuluna
yazylmy?tym. Sabahleyin okula servisle gitmeyi umarken,
babam elimden tuttu, 'Bu ilk günün, okula beraber gidece?iz.' dedi.Yürümeye ba?ladyk.
Okul oldukça uzak gelmi?ti bana, yorulup geride kaldy?ymy hatyrlyyorum.  
Babam kim  bilir hangi dü?üncelere dalmy?ty. Geride kaldy?ymy fark
etmemi?ti. Biraz sonra fark edince bana döndü.  
Ysyan dolu baky?larymy yüzünde gezdirdim. Bir an bana yzdyrapla
baktyktan sonra, yanyma geldi.  
Bir ?ey söylemesine fyrsat vermeden, kyzgyn ayny zamanda nazly
bir tavyrla, 'Yoruldum.' dedim.  
Babam oldukça sakin bir ?ekilde: 'Bir müddet yürüyece?iz,
sonra aly?aca?yz.' dedi.
Babam her sabah erkenden çykyyor, geç saatlerde ancak
dönüyordu. Döndü?ünde ise küçük odaya çekiliyor,  
bazen saatlerce orada kalyyordu. Ço?u zaman buradan gözya?lary
içerisinde çykty?yny görüyordum. Bir gün,  
merakyma yenilip babamyn küçük odasyna girdim. Yerde bir
seccade, seccadenin üzerinde de bir tespih vardy.  
Duvarda ise Arapça bir ibarenin altynda ?u yazy vardy: 'Allah borcunu ödeme niyetinde
olanyn kefilidir.'  
Babamyn dedi?i gibi oldu, zor da olsa zamanla aly?tyk. Bu
hal birkaç yyl sürdü.  
Bir gün babam eve çok farkly bir yüz ifadesiyle geldi.
A?lamakly bir yüz ifadesi vardy. Her birimize bir paket
getirmi?ti.  
Kö?kten ayryldy?ymyz günden beri ilk defa paketlerle eve
geliyordu. Bizi bir araya toplady. 
'Bugün, benim için ne mânâya geliyor biliyormusunuz?' dedi,
kelimeleri bo?azyna dü?ümlendi,
gözlerine ya?lar hücum etti. Sözlerini kesmek zorunda kaldy. Her
birimize hediyelerimizi teker teker  
verdi ve bizi ayry ayry kucaklayyp yanaklarymyzdan öptü, kendisi
de bir koltu?a oturdu.  
Cebinden gazeteye saryly bir ?ey çykardy. O syrada da a?lyyordu.
Hepimiz ?a?kynlyk içinde babama bakyyorduk.  
Gazeteyi açty, içinden bir çift yeni çorap çykardy.  
Bu gözya?laryyla, bir çift çorabyn alâkasyny kurmaya çaly?yrken
babam, beklemedi?imiz bir ?ey yapty.  
Çoraby burnuna götürdü, koklady, koklady. Arkasyndan hyçkyrarak
a?lamaya ba?lady.  
Hepimiz ?ok olmu?tuk, tek kelime bile söylemeden bekledik.  
Babam nihayet kendisini toplady ve 'Bir zaman önce, büyük bir
borcun altyna girmi?tim.
Borcumu ödeme niyetiyle yeniden çaly?maya ba?lady?ym zaman kendi
kendime 'bütün kazancym, borçlarymy ödeyinceye kadar alacaklylarymyn hakkydyr. Onlaryn hakkyny
vermeden aya?yma bir çorap almak bile bana haram olsun.' demi?tim. Bugün ise, Allah'yn
yardymyyla, borcumu bitirdim.
 
Artyk kimseye tek kuru? borcum kalmady." dedi. Sonra gözya?lary içinde
aya?yndaki çoraplary çykaryp yeni çoraplaryny giydi. Ben de o eski çoraplary hem aziz
bir baba yadigâry, hem de bir ibret
ni?anesi olarak sakladym. Bu çoraplar her gün bana: 'Paralaryny
ödeyinceye kadar bütün kazancym alacaklylarynyn hakkydyr.' diyor".  
Selim Beyin baky?lary bilinmez âlemlere dalarken o, nemlenen
gözlerini kurulady, sonra dönüp duvardaki siyah-beyaz fotografa hayran hayran
bakty.  
"Babanyz sandy?ymdan da büyükmü? Selim Bey. Ben olsaydym
öyle müreffeh bir hayattan sonra anlatty?ynyz gibi bir darlykta, herhalde çyldyryrdym."
Selim Beye döndü ve
"Siz ne yapardynyz?" diye sordu.  
Selim Bey kendisine has tebessümü ile: "Bir müddet zeytin
yerdim, sonra..."dedi ve gülümsedi.  
O syrada kapy çalyndy, biraz önceki beyefendi elinde bir Kutuyla
içeriye girdi. Kutuyu Selim Beyin masasyna byrakyp çykty.
Selim Bey yerinden kalkyp kutuyu alarak Mehmet Beye uzatty.  
'Buyurun, yyllarca size vermek istedi?imiz emanetiniz.' dedi. Mehmet Bey
bilinmez duygular içerisinde kutuyu açty. Yçinden kadife bir kese çykty. Keseyi
açyp içini kutuya bo?altty?ynda meraky iyiden iyiye artty.  
Keseden birkaç tane cumhuriyet altyny ile bir not çykmy?ty.
Mehmet Bey hassasiyetle katlanmy? kâ?ydy açyp okumaya ba?lady.  
Sevgili Mehmet Bey o?lum,  
Bazen istedi?imizi yaparyz, ço?u zaman da mecbur oldu?umuzu...
Tahsil hayatynyz boyunca size burs vermeyi taahhüt etmi?tim.
Ancak e?itiminizin son alty ayynda size burs verme imkânyny
bulamadym. Bir müddet sonra imkânlaryma yeniden kavu?tum;
lâkin bu sefer de size ula?amadym. Dolayysyyla size borçlandym ve
borçlu kaldym. E?er böyle bir borcu gözya?y ve yzdyrapla ödemek mümkün
olsaydy,ben bu  borcu fazlasyyla ödemi? olurdum.  
Zira sevgili o?lum, bu alty aylyk zaman diliminde
bursunu verememenin yzdyrabyyla kaç gece a?ladym.
Her neyse, bursunuzu tarihlerindeki de?eriyle altyna çevirdim. Bu
altynlar sizindir.
Bunlar elinize ula?ty?ynda, borçlarymyn tamamyny ödemi?
olaca?ym.
 
Sevgilerimle, Nazif Cebeci.
 
Mehmet Bey neye u?rady?yny ?a?yrmy?ty.
 
Bu büyük insanyn yüceli?i kar?ysynda bir çocuk gibi yalnyzca a?lyyor, a?lyyordu.
Selim Bey de bir hayli duygulanmy?ty. Onun da yanaklaryndan  ya?lar süzülüyordu.
Bir ara ya?ly gözlerle babasynyn siyah-beyaz portresine bakty.
Kendisine yyllarca hüzünle bakan gözleri, bu sefer sevinçle bakyyor gibiydi.
fazilet
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

bullet Gönderim Zamanı: 19-Ocak-2011 Saat 02:25
Te?ekkür ederim, Ke?ke bu öykünün yazaryny ve kayna?yny bilseydik ya da bulsaydyk. Bunu kurgulayanyn adyny anmak suretiyle ona payla?dy?ymyz için te?ekkür, ba?ardy?y için tebrik  etmi? bulanacak ve ayny zamanda dua etmi? olacaktyk.
 
Bu öyküdeki fazilet ve kemalaty  okuyunca duyguladym..  güzellikler insany nasyl tebessüm ettiriyor ve  GÜLDÜRÜYOR ise iyiliklerde insana surur veriyor ve A?LATIYOR.
 
A?layan ve gülen insan.. aslynda  iyiliklere a?lyyor ve güzelliklere gülüyor.
 
Sevmek ve nefret etmek.. sevinmek ve kyzmak.. ve bunun dy?aryya yansymasy olan GÜLMEK VE A?LAMAK bizim hissiyatymyz ve duygularymyza tercüman olan belirtiler.
 
Ve bizler, bu hüsranly asryn çocuklary,  ço?u zaman gülüyoruz ve hep gülmek istiyoruz.. ve a?lamaya vakit ve fyrsat bulamyyoruz.
 
Neden ?
 
Gerçek güzellikleri göremiyoruz.. köklü iyiliklerden uzak kalyyoruz.
 
Belki insan bu derinli?e inince güzellikler kar?ysynda bile sevinir ve a?lar.. Gözlerin a?lamasy derindeki karanlyk dü?meleri ve kirlenmi? a?lar'y söker atar.
 
Bilgi do?ru ve gerçek olmalydyr.. buyruk iyi ve güzel olmaladyr.. yasasyny bulmu?sanyz bunlary parçalamadan bütünlemeye çaly?yrsynyz.
 
Öykünün veya dü?üncenin dizilmesi ve kurgulanmasy güzeldir fakat kolaydyr.. ancak önemli olan ba?ka  bir yazyda bahsedilen "hayat, silgi kullanmadan resim yapma san'atadyr" benzetmesinde oldu?u gibi yasanyn kurallaryny ya?am ko?ullarynda uygulamak, ya?atmak ve  gerçekle?tirmektir.
 
Y?te bu i?letme i?i  i?i söylemeden ve yazamadan daha önemli ve de?erlidir.  
 
Ancak bu demek de?ildir güzel söyler söylenmeyecek, iyi ö?ütler yapylmayacak, örnek öyküler yazylmayacak.. çünkü insanyn her zaman anymsatan öykülere ve yönlendiren örneklere dahi ihtiyacy vardyr.
 
 


Düzenleyen osmanziya - 19-Ocak-2011 Saat 02:28
IP
Fatma
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 04-Kasım-2009
Gönderilenler: 60

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

bullet Gönderim Zamanı: 19-Ocak-2011 Saat 14:11
Allah razy olsun...
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk