Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: ZAFERLER nasıi kazanildi ? Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ZAFERLER nasıi kazanildi ?
    Gönderim Zamanı: 31-Ağustos-2025 Saat 01:40

Bazen görmek istediklerimizi görürüz ya da gösteririz...

Bazen görmek istemediklerimizi görmeyiz ve göstermeyiz...

Fakat hangisi olursa olsun aslında KENDİMİZ görmek ve göstermek isteriz.

Konular ve alanlar ve katmanlar ne kadar değişik olursa olsun.. bununla beraber cemal ve kemalimizi yani iyilik ve güzelliğimizi.. yararlılık ve yetkinliğimizi görmek ve göstermenin ne zararı var ki..
sonuçta yansıyanda hoş yansıtılanda HOŞ..

amma bir de bunun BOŞ olma olasılığı bulunuyor.

Güzellik bende ya da iyilik sende çıkmış..
bunun BOŞ olmasının bir zararı bulunuyor mu ?

Sorunda burada zaten
Boş ile Hoş arasında kesin ve kuşkusuz bir sınır bulunmuyor.

İşte YBA ile sözün taşıdığı bilgi ve değerin sağlam ve sağlıklı olmasına DUYARLIK istememiz   bizim Bir ruH'dan Hür ruH'a giderken yolumuzun güvenilir bulunması tasasını ve esenli olması kaygısından dolayıdır.

Belki benim için kişisel bir kaygı ve bireysel bir tasa olmaktan öte KENDİmİ GÖSTERME dürtüsünün tebarüzü ya da Maslov'un terimiyle KENDİmİ GERÇEKLEŞTİRME güdüsünün tezahürü gibi görünse bile.. istencim dışında bir konu üzerinde yoğunlaşmamın..

GDDY çok yönlü ve yanlı konularda, alanlarda ve katmanlarında etkisinin ve tesirinin kalmadığı GERÇEK'i de olabilir.. her ne kadar çağdaşlarım YBA öğrenme ve kullanma ve yararlanma çağrıları kulak ardası ediyorsa da.. Rabbimiz imkan ve fırsat verdiği sürece.. biz işimi yapmayı sürdüreceğiz.    

Osmanziya 31.08.2025 ÜÇYOL İZMİR 17:19

Saygılarımla.31.08.2025 üçyol izmir16:30

osmanziya





Eksik bilgi noksan karara yol açar.. cüz'i konularda BİLGİ ile ısbat.. külli konularda İNANÇ ile ikna esastır. Diğer taraftan hiç bir bilgi KESİN olmaz.. hiç bir inançta KUŞKUSUZ bulunmaz. Seksi konular çekici.. siyasi konular çelici.. olup mukayesesi ve sonuçta muhakemeyi önemli bir oranda etkiler. İşte bu yüzden insanı ve bilimi ve özellikle insan bilimleri kullanan küresel güçler yerel ve ulusal bölgelere de manüplasyonu açık halk üzerinde yüz yıllık programlar yapabiliyorlar. Oturdukları koltuklarda karşılarındaki monitör veya televizyonlardan yüzeyden bilgilenenleri ve yanlı karar verenlerı yönlendirmekte zor değildir. Bu nedenle bazılarının ekmeğine yağ sürmemek.. dimyata prince giderken evdeki bulgurdan olmamak gerekiyor. Sonuçta benim gibi yeterince tarih bilmeyenler bazılarını melek bazılarını şeytan yapmada usta çağdaş siyasetçilerin oyununa gelmemek gerekir.. diye düşünüyorum. Yazım da bu hususa çarpıcı iki örnek veriyorum. Şimdi esas sorun türk ve kürt bir araya geliyor mu gelmiyor.. diğerleri teferruat kalıyor. .    

osmanzmiya 31.08.2025





Halil DALMAN kardeşim paylaştı
Adam paylaşım yapmış. Otuz Ağustos Zafer Bayramını kutlamak istemeyenler varmış. Çünkü bunların dedeleri İstiklal savaşını kaybedenlerden yanaymış. Yani bunlar türkten yana, kutlamak istemeyenler Yunandan yana. Yunandan diyorum çünkü söylenildiği gibi biz bu savaşta yedi düvelle değil sadece Yunanistanla savaştık. İstanbulu işgal eden ingilizler Yunanlılar yenildikten sonra istanbuldan savaşsız ayrılmışlardır.
Sadece Kadir Mısıroğlu dinimizi o kadar tahrif ettiler ki, Yunan kazansa bu kadar tahrifat yapmazdı, keşke yunan kazansaydı diye saçmalamıştı. Ondan başka böyle diyen olmadığı halde Kemalistler milletçe kazanılan zafere tek başlarına sahip çıkma kurnazlığı yapmaktadırlar.
Biz de iktidarda kim varsa karşı cenah memleket düşmanı ve vatan hainidir.
Erzurum kongresi öncesi Mustafa Kemal’in tutuklanmasına karar verilmiş, şark cephesi komutanı Kazım Karabekir paşa Sivas kongresine gelen Mustafa Kemal paşayı tutuklasaydı mücadele orada sona ermişti. Kazım Karabekir paşa, Mustafa Kema’e emrinizdeyim paşam deyip selam çakınca Mustafa Kemal rahatlamış, derin bir oh çekmişti.
Kısaca Kurtuluş savaşının kazanılmasında Kazım Karabekir’in rolü Mustafa Kemalden aşağı değildir.
Hal böyleyken Mustafa Kemal başa geçtikten sonra bazı konularda muhalif olan kurtuluş savaşı kahramanları izmir suikastı teşebbüsü ve vatan hainliği bahanesiyle istiklal mahkemelerinde yargılanmışlardır. Bunlar da Cumhuriyet yanlısı insanlardı, ama değişik konularda değişik görüşleri vardı. Tam itaat olmayınca vatan haini oldular.
Başbakanlıktan azledilip yerine Celal Bayar başbakan olarak atandıktan sonra İsmet İnönü, ölümüne kadar Atatürkle görüşememiş ve öldürüleceğinden korkmuştur. Bu yüzden inönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra kendi adına para bastırmış, kendi heykelini yaptırmıştır.
Atatürk’ü öldükten sonra kalıcı hale getiren, Celal Bayar ve Adnan Menderes olmuştur.
27 mayıs sonrası Celal Bayar ve Adnan Menderes vatan haini olmuşlardır.
Bir ara türkçüler ve Alparslan Türkeş devletin zulmüne uğramış, 28 şubat eşkiyaları ise Necmettin Erbakanı vatan haini ilan etmişlerdir.
Çetin Altan’ın tabiriyle bizde türke türk propagandası bitmez. Gücü ele geçiren vatan millet Sakarya nutukları atarak karşı tarafı vatan haini ilan etmekten çekinmez. Halbuki iktidarı kaybettiğinde tam tersi olacak, vatanseverlerle vatan hainleri yer değiştirecektir.
Bu siyasi oyunlara gelmemek lazımdır. 30 Ağustos zafer bayramı hepimizin bayramıdır. Çok az sayıda başka ülkeler için menfaat karşılığı casusluk yapanlar dışında vatan haini yoktur.
Kim yaşadığı memleketin aleyhine başka bir devletten yana olabilir. Atatürkün son başbakanı Celal Bayar mı, Menderes mi, Türkeş mi, Necmettin Erbakan mı yoksa Kazım Karabekir paşa ve Kurtuluş Savaşı kahramanları olan komutanlar mı. İsmet paşanın tabiriyle hadi canım sende.
İyiki kurtuluş savaşı olmuş, iyiki Mustafa Kemal buna öncülük etmiş, iyiki zamanın Osmanlı paşaları onu desteklemişler, iyi ki savaşı kazanıp, padişahlıktan Cumhuriyet rejimine geçmişiz.
Otuz ağustos zafer bayramımız kutlu olsun.
Halil Dalman

dedim ki:

Teşekkür ederim.. Harika bir yazı olmuş.. yalnız "Atatürk’ü öldükten sonra kalıcı hale getiren, Celal Bayar ve Adnan Menderes olmuştur." neyi kalıcı haline getiren.. bu bu belli değil gibi.. devleti mi.. cumhuriyeti mi.. hükümeti mi..


dedi ki :

Parada, heykelde, devlet dairelerine asılmada kalıcı hale getirildi. Oysa inönü cumhurbaşkanı olduğunda kim cumhurbaşkanı olursa kral odur niyetindeydi. Menderes-bayar ikilisi Atatürkü değişmez şef ilan ettiler ve Atatürk için koruma kanunu çıkardılar




Teşekkür ederim.. anladım. Ancak türk milleti zaten liderine bağlı bir millettir.. islamiyet ise bunu kutsallaştırdı. Tür milleti savaşcı islamiyetin silahtarlığını ve bu arada ağalığından fazlasını yapamadı.. bilimi ve san'atı ve hikmeti ümmette kuramsal ve kurumsal hale getiremedi at sırtında yaşam bu millet. Şimdi de yakınmaktan ve kavilere trip atmaktan fazlasını yapamıyor türk milleti ve islam ümmeti.. ne yapsın bilim kökü bulunmuyor. İlk dört yüz yılda şaha kalktı son bin sene uyudu bilimi durdurdu hukuku dondurdu. Neyse tabiri caiz ise ŞANS eseri Kurtuluş savaşını yaparak milli mücadeleyi kazandık.. lakin geçmişte başımıza gelen haçlı seferleri ve iki türkün (timar ve beyazıd) savaşlarının bilimi gerilettiğini söylüyor Fuad Sesgin Hoca.. Bilimsel zihniyet Cumhuriyetle bir derece getirilmeye çalışıldı.. o da Atatürk vasıtasıyla.. fakat bu da yetmedi. Atatürk ilkeleri LAFI yaptı CHP.. atatürk ülküleri LAFI etti MHP.. dediğiniz gibi türk türk.. islama islam propagandası yapıldı.. bir devlet atatürkün devrimleri korudu.. bundan sonrası yine şansımıza.. bakalım türk ve kürt AKILLILIK yapıp bir araya gelir mi.. gelmezse bu son şans.. kitaptan ve kaynaktan okuyan bulunmuyor.. medyanın dolduruşuna gelen bu bu taraflar İNGİLİZ tarafından birbirine kışkırtılıyor.. az önce yazdım:

İsrail KATLİAMINI Türkiye Cumhuriyeti devlet televizyonları haber veriyor.. sosyal medyada haber veriliyor.. diğer ülkelerin televizyonlarında ve sosyal medyalarında haber veriliyor ki dünyada insanlar toplanıp katliamı telin ediyorlar.
Lakin dünyanın gizli devleti yüzünden tam haber olmuyor ve anlıyoruz ki dünyayı devletler değil uluslar arası mega şirketler idare ediyorlar.
Gizli dünya devletinin dört tane açık devleti bulunur..
Amerika..
Fransa..
Türkiye..
İsrail..
Nepsinin arkasında da İNGİLTERE bulunuyor.
Çünkü ingiltere imparatorluğu dağılsada Gizli Dünya Devletinin (GDD) kalesi olup iktidarını ve gücünü kimseye kaptırmaz.. Bu SADECE ÇIKARINI DÜŞÜNEN ingiliz aklının kalbi de SADECE DÜNYA HAYATI İNANAN yahudi kalbidir.. peki bu sadece ingiliz aklında ve yahudi kalbinde mi bulunuyor ? Hayır hepimizin aklında ve kalbinde.. fakat bunlar ÖRGÜTLÜ çalışıyorlar.. bizler başkalarının yararını düşündükçe.. sadece değil ahireti de nazar aldıkça bu oyundan kurtulabiliriz. Bunun içinde en az bu sesi paylaşmamız gerekiyor.
https://www.facebook.com/reel/1490535472123576
Diğer taraftan GDD bizi ne ile kandırıyor ? Biliyor musunuz ?
GDDY yani Günlük Dilin Düz Yazısı ile..
İnanamayacak sınız ama bizim düşünmemize ve anlamamıza ve inanmıza engel olan bu dil hocaların ve yazarların yönlendirmek istediği ısbatlar.. kandırmak istediği iknalar.. GDDY ile çok kolay yapılıyor. Eskiden kalan EDEBİYAT ve TARİH ile bu işler daha da kolay hale getiririliyor.. Yapay Zeka ile de bu iş zirveye çıkıyor. Kendi bilgilendirmiyor YZ dan bilgi alıyor.. kendi düşünmüyor YZ yı düşündürüyor. Peki YZ nin yönlendirilebileceğini ve kandırılabileceğini hiç düşündünüz mü ?
Saygılarımla.
osmanziya
yontembilim.com



Düzenleyen osmanziya - 31-Ağustos-2025 Saat 17:19
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 31-Ağustos-2025 Saat 10:24
Aydan KARBAL paylaştı

TARİHİ ÇOK İLGİNÇ
BİR OLAY ANLATACAĞIM..
Tarih 30 Ağustos 1968.
Afyon Lisesi öğretmeni Sabri Tanrıkut, öğretmen arkadaşlarıyla törene katıldı.
Konuşmacılardan birisi kurtuluş savaşımızın süvari kolordu komutanı
Fahrettin Altay Paşa’ydı.
Bir albay, Paşa’nın koluna girdi.
Kürsüye çıkmasına yardımcı oldu.
Konuşma süresince de elinde bir şemsiye ile O’nu güneşten korudu.
Fahrettin Altay Paşa konuşmasına şöyle başladı:
“Bana Mustafa Kemal’i anlatır mısınız? dediler.
Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim.
Ancak anlatımım kısa olacak. Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım.
Bu şekilde Mustafa Kemal’i anlatmış olacağım.”
EMRİNİ BEKLİYORDUK
Paşanın, Mustafa Kemal’i nasıl anlatacağını herkes merak etti.
Önündeki bardaktan bir yudum su içti ve konuşmasını, sonradan avukatlığa başlayan Sabri Tanrıkut’un tuttuğu nota göre şöyle sürdürdü:
“Planlandığı şekilde 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.00’te başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben ve diğer komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe’deydik.
Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı. Bu bir baskındı. (20) dakika sürdü.
Ardından ‘Tahrip’ atışları yapıldı. Bu da 10 dakika devam etti.
Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı.
Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal’in emrini bekliyorduk.
Sonuçta, Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerini vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük.
“FIRSATI KAÇIRIYORSUN KEMAL”
Mustafa Kemal’e yöneldik.
O’nun taarruz ve takip emrini bekliyorduk.
Ne var ki O, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu.
Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu.
‘Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz enirini ver’ dedi.
Mustafa Kemal:
‘Dur Abi’ diye cevap verdi.
Bir süre sonra Fevzi Çakmak, ‘Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık’ diye ısrarda bulundu.
Mustafa Kemal, yine ‘Dur abi’ dedi.
Bir süre daha geçti. Fevzi Çakmak bu kez
‘Allah aşkına Kemal ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık’ diye sesini yükseltti.
Mustafa Kemal yine ‘Dur Abi’ dediği sırada beklenmedik bir olay meydana geldi.
İŞTE, MUSTAFA KEMAL...
Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı.
Mustafa Kemal’in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı.
Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombalarını yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı.
Mustafa Kemal’in öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti.
Taarruzda ısrar eden.
Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal’e sarıldı.
‘Seni bize Allah mı gönderdi Kemal?’ dedi.
Müteakiben süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık.
Alt kademelere ilettik. Sonucu biliyorsunuz.
Bana ‘Mustafa Kemal’i anlat’ dediler. İşte Mustafa Kemal budur”
Dedi
Bir albayın yardımıyla kürsüden indi.
TC Faruk Tanrıverdi

Mustafa ÖNEL paylaştı

SAVAŞ ALANINDA YOK AMA KAĞIT ÜZERİNDE BAŞKOMUTAN. MUSTAFA KEMAL “YENİLDİK. BU İŞ BİTTİ” DİYE DÜŞÜNDÜ VE ANKARA’NIN BOŞALTILMASI İÇİN EMİR VERDİ. Sakarya Savaşı'nın 9'uncu günü. Yunan, cephenin her kesiminde ilerliyor… Hala cepheye gitmeyen ve olanı biteni ara ara telefonla Fevzi Paşa’dan öğrenen Mustafa Kemal, haberleşme kesilince paniğe kapıldı…
Mustafa Kemal güya başkumandan ama cephede değil. Savaş başlamadan 11 gün önce attan düştü. Kaburgası uf oldu. Raporlu. Savaşı, savaşın planlarını da hazırlayan Fevzi Paşa (Çakmak) yönetiyor. Bu arada Ankara’da büyük bir panik çıkmış bulunuyor. Sebebini Fevzi Paşa şöyle anlatıyor:
“Öyle kahredici ve yıpratıcı bir devreye girmiş bulunuyorduk ki, uyumak için bile vakit bulamıyordum. Bu arada Mustafa Kemal Paşa’ya bile her gün benden istediği bilgileri veremiyordum. İşte bu günlerde nereden çıkmış ise çıkmış, Yunanların hızla Ankara’ya yaklaşmakta oldukları, onları durdurabilmenin imkansız olduğu rivayeti Ankara’yı bir anda sarıvermiş. Benden bir türlü haber alamayan, benimle temas kuramayan Mustafa Kemal Paşa da bu şayiaya kapılarak Ankara’nın boşaltılması yolunda kendisine yapılan telkinleri uygun bulmuş. Bu yolda hemen emirler vermiş ve hükümet merkezinin Kayseri’ye nakledilmesi yolunda harekete bile geçilmiş. Bir taraftan bazı resmi daireler, bir taraftan bir çeşit paniğe kapılan Ankara halkı, şehri boşaltmaya ve bulunabilen vasıtalarla Kayseri’ye doğru göçe başlamış…
Benim bunlardan hiç haberim yoktu. Aksine cephedeki durumu planımıza uygun gelişir görüyordum…”
Peki, bu panik ne zaman ve nasıl düzeltilecek? Mustafa Kemal’in morali nasıl düzelecek? Günü gelince paylaşacağım…
Kaynak: Murat Sertoğlu, Mareşal Fevzi Çakmak’ın Hatıraları, Mareşal Fevzi Çakmak Açıklıyor, sayfa 60 ve 61

Alıntılar bitti:

İki ayrı yazı.. her işin bir pozitif bir negatif yönü gösterilebilir.

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 31-Ağustos-2025 Saat 10:25
Atatürk
ATATÜRK'ÜN LATİFE HANIMLA BİR SOHBETİNDEN "Bak sonrasını anlatayım Latife.. Bu zaferi ben ve birkaç komutan kazanmadık.. Bir millet kazandı. On binlerce isimsiz kahraman toprağa düştüler. Zafer onlarındır. Biz görevimizi yaptık. Çok pahalıya satın alınmış zaferden bu millet, sağlam ülkülere bağlanmış bir yurt çıkarmalıdır. İşte mesele burada, bazı arkadaşlarım, padişah ve saltanata taraftardırlar, ben değilim. Bazı arkadaşlarım tekke ve zaviyelerden tüten uyuşturucu fikirlerle milletin idaresinden yanadırlar, ben değilim. Bazı arkadaşlarım, kanun mu istiyorsun işte şeriat derler, ben hukuk derim, akıl derim. Çatışma burada. Yunan'ı yenmek kolaydı, yendik de... Ama bin yıldan beri üzerinde yaşadığımız bu toprakları vatan yapmak, yani mutlu insanlar ülkesi yapmak zordu, işte hala yapamadık... Şu önümüzde uzanan bin yıllık vatana bak Latife! Şu birbirine yaslanmış çürük evleriyle Ankara'ya bak! Şu harap ve kısır topraklar üzerinde bizim sahici bir yurt sahibi olduğumuzu kime ispat edebilirsin? Sen Orta Asya'dan kop gel. Bin yıl bu topraklar üzerinde otur. Bir çivi çakma.... Sonra da vatanım de. Bizim bir iki budalamızdan başka kime inandırabilirsin bunu? Benim bazı arkadaşlarım, toprağını verimli işletmeyen çiftçiyi kınamasını biliyor da, yurdunu şu kasvetli ve harap hale getirmiş yönetim biçimini öpüp başına koymak istiyor. İşte mesele bu! Var olmak ya da yok olmak meselesi... Bu dünyanın hiç bir devleti, böyle beceriksiz, böyle kendi çıkarını bile hesaplamasını bilmeyen bir devleti, böyle bir kilit noktasında görmek ve tutmak istemez! Ya Yunanlılar savaş tazminatımızı versinler ya da yine savaşa gireriz diyorlar. Savaşla başarılacak bir iş olsa, ben yapmazmıyım? Savaşmak benim hünerim değil mi? Neden barış istiyorum? Bu toprağı hak etmek, bu vatanı hak etmek için.... Yok Latife yok.... Bu işin üstesinden gelmek zorundayız. Bu meclis büyük işler başarmış, bir zafer getirmiştir; ama bir barış kuramaz. Ben onlara katılırsam hiçbir şey yapamayız... Onların bana katılması gerekli. Benim gibi düşünmesi, benim gözümde şekillenen yurdu özlemesi gerekli. Meclisten, yeni seçimlere gitme kararı isteyeceğim..." ATATÜRK ...
.1950 yılında Ahmet Niyazi Banoğlu, Latife Hanım'la bir röportaj yapar. Latife Hanım'a Atatürk hakkında bir kitap yazmasını söyler. Ancak Latife Hanım şöyle der: "Yirmi yıl dünya büyüklerinin hayat hikayelerini okudum. Bütün kahramanların, bütün inkılapçıların, bütün hükümdarların hayatlarına dair her dilde kitap okudum(Latife Hanım 4 dil biliyordu). Sayısız kitap okudum.. Heyhat.... Okudukça, inceledikçe anladım ki, imkansız. Yazılamaz. Her büyük adamın hayat hikayesini okudukça, Atatürk gözümde daha da büyüdü, yazılamaz, anlatılamaz bir insan olduğuna inandım." LATİFE HANIM Kaynak:İLKNUR GÜNTÜRKÜN KALIPÇI / Yazar. -Doğa ve çevre anlayışıyla Atatürk - kitabından
KENAN ÖZEK

Dedim ki:
E o zaman niçin ayrıldın demezler mi ?
İşte insanları insan yapmayan bu ikiyüzlülüğü…
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 31-Ağustos-2025 Saat 16:21


BEŞER.. Halife-i Arzin B Planidir...

Ahseni takvimdem ahseni amele giden ahseni kasas projesidir...

Esmai Husna da İsm-i A'zam a giden kurbiyet programidir...

Booyutlara YUKLENEN dunyaya implant edilen BEŞERİN yapısinda BINDIRILEN dil ve INDIRILEN dinin ortya koydugu K Ü L T Ü R.. medeniyeti inşa ederken ortaya koyduğu en yüksek yapi.. INSANIYETTIR.

INSAN olma yolunda ilk A Projesi Cinlerdi...
Cinler insan olmayi becerip başarili olamayinca bu görev beşere verildi.

Insan olma nasıl sağlanır ?
cinler neden başarili olamadi ?
beşer niçin başarili olamiyor ?

CİN
ins
cinsiyyet
insiyyet
SİN
beşeriyyet
eşeyli üreme
türsellik
GEN

Hucrelerimizin ve zerrelerinim nüvelerindeki matematik sel kodlar ve çekirdeklerindeki bireysel programlar.. düşünen ve anlayan ve inanana gizemli bir cinsiyyetigl gösterir.

Hadsiz ilim ve nihaystsiz irade yansımasi bulundugunun farkina varilması.. SALT rahmet ve MUTLAK kudret yankimasi oldugunun ayirdina varilması.. bir inayet ve hidayst uyanişidir.




Dunya'yı yaratan TANRI..
Dili bindiren DIEU..
Dini indiren GOD..

Fakat benim kimligimi ve kişiligimi ve bireyselligimi oluşturdugum gibi beşeriyet ve kultur ve medeniyetini oluşturan biz.. bir türlu INSAN olup şu katliamı durduramadık.

Yaptigimiz iş birbirimizi suçlamak:

Fetocu Retocu
Türk Kürt
Hristiyan Musluman
Laik Dindar
Şii Sünnî
Batıcı Dogucu
Bilimci Dinci





Uluslararası İslam Düşünce Vakfı ve İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı, Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ayasofya'da irad ettiği Cuma hutbesinde, Gazze'deki soykırım karşısında İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğini dile getirerek tarihi mesajlar verdi.
"Aziz kardeşlerim, tam 2 yıl oldu. Biz her gece başımızı yastığa koyup, gözlerimizi kapatırken Gazzeli kardeşlerimizin semasında her gün ölüm kusan silahlar, nice katliamlar, nice soykırımlar gerçekleştirdiler. Tam 2 yıl oldu. Biz çocuklarımızın, torunlarımızın ağlayışını teselli edip saçlarını okşarken Gazze'de bebekler yürümeyi öğrenemeden ölmeyi öğrendiler Tam 2 koca bahar geçti. Gazzeli anneler, güller, çiçekler toplamak yerine çocuklarının parçalarını topladılar. Kanlı kefenlerini koklayarak teselli buldular. Tam 2 yıldır biz en az bin geceyi sabah ettik. Gazzeliler için her sabah kan ve ateşle başladı. Akşamlar ölüm ve dehşetle geldi. Babalar evlerine dönemedi. Dönecek evleri de kalmadı.
Aziz mü'min ve mü'mine kardeşlerim! Bu iki yıl sadece Gazze için değil bütün Müslümanlar için, bütün insanlık için tarihin en büyük imtihanı oldu. Biz 2 milyar İslam alemi, 8 milyar insanlık ailesi sadece zulmü ve vahşeti İzlemekle ve seyretmekle yetindik. Defalarca hezimete uğradık. İnsanlığımız tükendi. İmanımız sınıfta kaldı. Hep beraber kardeşlerimizin parçalanışını, yakılışını toplu mezarlara gömülüşünü maalesef seyrettik."
Birkaç hafta önce Gazze'de bir hatip, 'Ey insanlar ben açım, konuşma takatim yok. Siz de açsınız, dinlemeye gücünüz, mecaliniz yok. Kalkın namaz kılalım' dedi"
"Ayasofya'nın kubbesi altında oturan 50 ülkeden İslam alimleriyle birlikte bu minberden dört topluluğa dört mesajı ifade etmek istiyorum. Hepsinin adına Birinci mesajım zalim ve katillere! Ey iki yıldır ahlak ve hukuk tanımadan yeryüzünü ifsat eden zalimler, ey kibirlerinin kiri ile ebedi hayatlarını yakanlar. Ey habis güç İktidarlarıyla zehirlenenler, siyonistler! artık adınızı rahatlıkla Allah düşmanı ve insanlık düşmanı koyabiliriz.
Israrla bu sıfatı hak ettiğinizi siz bütün dünyaya yeniden gösterdiniz. Cehennemi hak ettiğinizi kanıtladınız. 'Zalimler için yaşasın cehennem' dedirttiniz bütün insanlığa. Siz ne kötü bir seçim yaptınız? Ne acınası bir akıbeti hak ettiniz? İyi bilin ki Allah yarına bırakır, Ama Bırakmaz. Habis zaferleriniz ile feci akıbetiniz inanın birbirine işte şu iki parmağın kadar yakındır. Haydi şimdi bize söyleyin, o ilahlık taslayan firavunlarınız nerede? İbrahimleri yakmaya teşebbüs eden nemrutlarınız nerede?
Azgınlığa sapan Ad ve Semud kavmi nerede? Mekke sıcağında müminleri işkence eden geçiren Ebu Cehiller, Ebu Lehebler nerede? Dahası hendeklerde Tevhid ehlini ateşe atan Ashab-ı Uhdud şimdi nerede? Aslında siz işgal ettiğiniz Filistin'de kendi akıbetinizi hazırlıyorsunuz. Önümüzdeki yüzyıllar için tarihte olduğu gibi bir kez daha zillet belgenizi imzalıyorsunuz Dünyanın hiçbir yerinde başınızı dik gezemeyeceksiniz. Kendinize yeniden yurt aramaya başlayacaksınız. Her yerde rezil, her yerde zelil olarak dolaşacaksınız.
İkinci mesaj İslam ümmetine Ve hassaten mazlum Gazze'nin kapı komşularına! Siz ey İslam ümmeti, ey mazlum Gazze'nin tüm komşuları, ey hürriyeti ubudiyetin şartı bilenler. Ey vatanlarını iman üzerine kuranlar! Şimdi soralım kendimize; Filistinlilerle aramıza ördüğümüz duvarlar kimi tutsak ediyor? Gazze'yi mi yoksa bizi mi? Ah! O Refah Kapısı, Gazze'yi hepimizden ayıran kapı. Onları mı bizden ayırıyor, Yoksa ümmeti mi onlardan ayırıyor? O kapı kapalı kaldıkça Müslümanlar birbirlerinin yüzüne nasıl bakabiliyorlar? Artık bütün sınırları kaldırmanın vakti gelmedi mi? Bütün Müslümanların açlıkla ve susuzlukla Pençeleşen kardeşlerinin imdadına yetişme zamanı gelmedi mi? Vallahi tekrar soruyorum. Tekrar söylüyorum. Siyasi hesaplar, diplomatik dengeler, güç politikaları hiç kimseyi ahiretteki hesaptan Sınırları aşmayıp da ne yapacağız ki? Artık Gazze'nin sınırı yok. Artık Gazze bir coğrafya parçası değil. Boynumuza vebaldir, yüreğimize zevaldir. Artık Gazze, ötede bir toprak değil. Samimiyetsizliğimizin kan karnesi oldu. Korkaklığımızın acı belgesine dönüştü.
Ve üçüncü mesaj bütün insanlık ailesine. Ey ademoğulları! Ey yeryüzü halkları! Uyuyan ya da uyutulmuş vicdanlarınızı uyandır hepiniz halklar ve yöneticiler insan kardeşlerinizin insanlık dışı katledilişini seyretmeyiniz. Ancak çok az sayıda vicdan ehli Gazze sayesinde yeniden dirildi, varlığında anlam buldu. İnsan olmanın duygusunu tattı. Gazze'nin direnişi, Gazzelilerin dik duruşu, İslam'ın hakikatinin hala insanlık için bir umut olduğunu gösterdi. Tüm insanlık güvencelerinin bir bir çöktüğünü gördü. Savunması olduklarını fark etti. Güvendikleri siyasal aktörlerin ikiyüzlü acizliğiyle yüzleşti. Eline Avrupa'nın kentlerinde, başkentlerinde Filistin bayrağı alan herkes ama herkes kendi vicdanlarına, yeni bir yurt arayışına çıktı. Ve Bugünlerde bu ses neredeyse İslam dünyasını geride bırakacak şekilde yükseliyor.
Ve son olarak son mesaj Gazze halkına. Ey Gazze halkı size ancak iki cihan güneşi efendimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin Ammar bin Yasir ailesine söylediği sözü söyleyebilirim; "Sabredin ey Yasir ailesi size vadedilen cennettir." Sabredin Gazze halkı, size vadedilen cennettir. Umudunuz yalnız Allah olsun. Bize Allah'ı umut bilmeyi siz öğrettiniz. Bedenleriniz parçalanırken, şehitleriniz bombalanırken, evleriniz yağmalanırken Allah'la beraber olmayı siz bize öğrettiniz. Sabrın ateşinde pişsen asaletinizi bir bayrak gibi insanlığın gönderine siz diktiniz. Artık kimsenin gücü yetmez, o bayrağı oradan indirmeye. Mührünüz ebedidir. Şanınız bakidir. Size Hatırlatmamız gerekmiyor ama siz bize hatırlattınız ki karanlığın en koyu anında doğar sabahlar. Belanın şiddetlendiği demlerde sıdkı ortaya çıkar sadıkların. Siz dünyaya hakiki insanlığın ne demek olduğunu Gösterdiniz. Ey Gazzeliler, babanız İbrahim tek başına bir ümmetti. Siz de bugün yalnız kaldınız. Emin olun ki Allah sizden, sizin bu samimi duruşunuzdan, nice mümin ümmetler, nice medeniyetler çıkaracaktır. Yetimleriniz, Fatihlerimiz Babanız İsmail bebekken açlık ve susuzluk çekti. Ama Allah onun ayaklarının altından kıyamete kadar akacak bir zemzem serinliği çıkardı. Peygamberimiz Hz. Muhammed kuşatıldığı işkence gördü Çocuklarını, yakınlarını kaybetti. Sonra Rabb'i ona verdi ve o da razı oldu."
Hutbemi Rahmet elçisinin Taif'ten kovulduğunda yaptığı yakarış ve iltica ile bitiriyorum; 'Allah'ım güçsüzlüğümüzü ve çaresizliğimizi, insanlar nezdinde düştüğümüz hor ve hakir durumumuzu sana arz ediyoruz. Sana şikayet ediyoruz. Ey merhametlilerin, en merhametlisi bizi kimlerin eline bırakıyorsun? Sen bizi zalim düşmanların eline düşürme. Onları başımıza musallat etme ey Rabb'imiz üzerimize çöken bu musibet ve eziyetler eğer bize karşı bir gazabından değilse çektiğimiz bütün sıkıntılara aldırış etmeyiz. Hepsine tahammül ederiz. Ey Rabb'imiz bütün zulmetleri aydınlatan nuruna sığınıyoruz. Dünyayı ve ahireti sulhu selama çeviren gazabını bizden alacak ana sığınıyoruz. Ey Rabb'imiz sen hoşnut oluncaya kadar senden af diliyoruz. Tövbe diliyoruz. Istiğfarda bulunuyoruz. Biliyoruz ki güç ve kuvvet ancak sendedir."

dedim ki:

Musluman muslumanca bakar..
Hristiyan hristiyanca bakar..
Yahudi yahudice bakar..
Kavi ve Gani kavice ve ganice bakar..
Zayıf ve Fakir zayıfca ve fakirce bakar..
Turk ve Kürt ile Fars ve Arab saymiyorum..
Alman ve Italyan ile Fransiz ve İngiliz zaten INSAN degil...
NEREDE insan ?
INSAN oluşmadı.. béşer geldik beşer gidiyoruz.. cin gelip cin gittikleri gibi..
osmanziya 31.08.2025 üçyol izmir 2025

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 31-Ağustos-2025 Saat 16:55

Dunyanın bir illizyon oldugunda kuşku bulunmuyor fakat SIMULASYON oldugunda yari şubhe söz konusu..   kimileri bunu Tanrı ve meleklerine ve kitablarina ve nebilerine bağlarken kimileride yuksek uygarligin yazilim ve donanimima atfeder. Bu Ikisi arasinda da bence buyuk bir fark bulunmaz. similasyon kolay bir çözumdur.. ancak sinizodial çizgi derin anlamlar barindirir.
Zor çözum bilim ve felsefe yoluyla dunyanin nasil çaliştıgina ilişkin umniyeler..tahminler.. faraziyeler.. nazariyeler.. kanunlar.. bilim disiplinleri ve teknik uygulamalar yaparak illumine etmek yani dunyayi aydinlatmaktir.
ILLUZYON bize soru sordurur.. nereden gelip nereye gittigimizi merak ettirir. fakat yanit vermez sorun çözmez.. ahirete birakir.. Tanri nin ya da yuksek uygarligin hukmune ve kararina birakir.
AYDINLANMA yani bilim ve felsefe ise sorular ve sorunlarla ilgilnir yanitlar ve çözer ve fakat sorusal ve sorunsallari karşilsyamaz.
Üçuncu yaklasim ise buyuk resmi çizebilmek ve sinizodiali çözebilmekmtir:
ILLUSTRASYON
RESIM cisim ve isim arasinda REMIZ'im tam karşısinda durur.. lafzın ma'ası ve zikrin fikrini birleştirerek maddeden mânâya geçer böylece hem ma'nayi ismiyi hem ma'nayi harfiyi işleterek afaki ve enfüsi tefekkuru birlikte çaliştirarak Hakkin vahdeti ve halkin kesret arasinda âlemlerini gah hafi ve halveti.. gah cehri ve celveti işletirler.
Dilin dunyayi yani cismi belirlemesine ve dini yani ismi tanimlamasina bakip KELAM'ın tamamen SYMBOL olduguna INANAN bir gurub var ki ölü guruhun duzensizliginden duzen çikararak ayakta kalacaklarini sanirlar.
İşte biz remzin altindaki resmi arayan bir yolu YBA ile açtik fakat bunlar asla bulamayacak ve taguta olan inisinasyonlariyla simulasyonun işletilmesine alet olacaklardir.
Simdi beşer beş kısımdir:
aramayanlar
arayanlar
asla bulamayacak olanlar
bulanlar
olanlar
Rabbimiz bizi ve sizi aradigini bulan ve olanlardan etsin. Amin.
osmanziya 30.08.2025 üçyol izmi 02:23 rvz07:38











IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4599

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 01-Eylül-2025 Saat 14:12
zübeyda hanım mustafa kemale yolladığı haberde oğlum paramız bitti ne yapalım der mustafa kemal hiç düşünmeden anne paramız bittiyse yerdeki halıları satın onlar seni bir müddet daha idare eder der işte mustafa kemal devletin parasını asla kendi hesabına harcamaz kullanmaz kullandırtmazdı MAL VARLIĞIMI tbmm arşivlerine bakalım

AŞAĞIDAKİ LİSTE DEVLETİN RESMİ BELGESİNDEN ALINMIŞTIR

267 mal varlığı
Ankarada, Orman, Yagmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesut, çakirlar çiftliklerinden vücud bulmus Orman çiftligi. Yalova, Millet ve Baltaci ciftlikleri,
Silifkede, Tekir ve şövalye çiftlikleri. Dortyolda, Portakal bahçesi ile Karabasamak çiftligi. Tarsusta, Piloglu çiftligi

I)Bunlarda mevcud arazi:
A) 582 dönüm çesitli meyve bahçeleri.
B) 700 dönüm fidanliklar. (Buralarda meyveli ve meyvesiz muhtelif yaslarda ve çesitlerde 650 OOO fidan verdir)
C) 400 dönüm Amerika asma fidanlığı; (Burada 560 000 kök bağ çubuğu vardır
D) 220 dönümm bag, (Burada 88 000 aded bag omcasi vardir).
E) 375 dönüm çesitli sebze yetistirmege elverisli bahge

F) 220 donüm 6600 ağaçlık zeytinlik.
H) 17 1654 ağaçlı portakallık
I) 15 Kuskonmazlik.
K) 100 Park ve bahçe
L) 2650 çayir ve yoncalik.
M) 1450 yeni tesis edilmiş orman
N) 148000 kabili ziraat arazi ve meralar

154729 donüm arazi.
II) Bina ve tesisat:

A) 45 aded biiyuk ve kiigiik idare binasi ve
ikametgah butun mefrusat ve demirbaşlarile beraber

B) 7 aded 15,000 bas koyunluk agil.
C) 6 aded Aydos ve Toros yaylalarmda tesis edilen mandralar
D) 8 aded at ve sigırlara mahsus ahir.
E) 7 aded umumi ambar.
F) 4 aded samanlik ve otluk.
H) 6 aded hangar ve sundurma.
I) 4 aded lokanta, gazino ve eglence yerleri, Lunapark.
K) 2 aded gesitli inualat yapan furun.
L) 2 aded gigek ve tezyinat nebati yetistirmege mahsus ser.

51 Yekun bina.
Ill) Fabrika ve imalathaneler:
A) Bira fabrikasi:

Senede 7 000 hektolitre gesitli bira yapacak
kabiliyette, biitiin mus,temilatile ve biitiin
işletme levazimi ve miitedavil krymetlerle beraber

B) Malt fabrikasi: Senede 7 000 hekto litre biraya kafi gelebilecek mikdarda mal imaline kabiliyetli, biitiin mustemilati ve işletme levazım ile beraber

C) Buz fabrikasi: Giinde 4 ton buz yapma kabiliyetinde, biitiin mustemilati ve işletme levazım ile beraber

D) Soda ve gazoz fabrikasi: Günde 3 000 sişe soda ve gazoz yapmak kabiliyetinde, bütün müştemilatı ve mütedavil kıymetleriyle beraber

E) Deri fabrikasi: Senede 14 000 bin cesitli deri imaline elverisli, büün müştemilat ve mütedavil kiymetlerii le beraber

F) Ziraat aletleri ve demir fabrikasi:

H) Biri Ankarada, digeri Yalovada olmak üzere iki modern süt fabrikasi.

Her ikisi günde ayri ayri 15 000 litre pastorize süt ve 1 000 kilo tereyag işlemek kabiliyetindedir. Bunlarda bütün müştemilat ve isletme levazimi ve mütedavil kiymetlerile beraber.

1) Biri Ankarada, digeri Yalovada iki vasi yogurt imalathanesi.

K) Sarab imalathanesi:Yilda 80 000 litre şarap imaline elverisli bütün müştemilat ve mütedavil kiymetlerile beraber

L) Iki taşlı elektrikle işler bir degirmen, bütün mustemilati ve mütedavil kiymetlerile beraber.

M) Istanbulda bulunan bir çeltik fabrikasinin % 40 hissesi

N) Biri Orman çiftliginin, biri Tekir çiftliginin olmak üzere her biri 15 000 ner kilo kaşar, 1 000 teneke beyaz peynir. 600 teteke
tuzlu yag yapmaga elverişli iki imalathane, biitiin işletme levazimatile beraber

IV) Umumi tesisat:

A) Biri Ankarada, digeri Yalovada kurulu iki tavuk çiftligi.

B) Yalovadaki giftliklerde iki hususi iskele ve liman tesisatı

C) üçü Ankarada ve ikisi Istanbulda beş satis magazasmm bütün tesisat ve demirbaşları

D) Orman çiftliginde: Hususi sulama tesisati, kanalizasyon, telefon
tesisati, elektrik tesisati, küçük beton koprüler, hususi yollar, içme su tevzita şubesi

Yalova çiftliğinde ..Hususi su tesisati, telefon tesisati, elektrik tesisati, kugiik beton kopriiler ve yollar. Hususi sulama tesisati, beton kopriiler.
Silifke Tekir çiftliginde

E) Orman giftliginde kurulu giftlik mtizesi ve ufak mikyasta hayvanat bahgesi tesisati. Bunlarm işletme levazimi ve bütün demirbaşları.

V) Oanli umumi demirbas

A) 13 100 bas. Koyun (Kıvircik, Merinos, karagül Karaman irklar ile bunlarm melezleri).

B) 443 bas. Sığır (Simental, Hollanda, Kırım Jersey, Gorensey, Halep, yerli irklarile bunların melezleri, yani üretilen Orman ve Tekir cinsleri).

C) 69 bas, Ingiliz, Arab, Macar, Yerli ve bunların melezleri kosum ve binek atları 58
çoban merkebi

D) 2450 bas. Tavuk (Legorn, Rodayland ve yerli irklar).

VI) Umumi cansiz demirbas :

A) 16 aded. Traktör, 13 harman ve biçer dover makinesi ve bilcümle ziraat islerini gormekte bulunan zirai alat ve edavatın tamamı

B) 35 tonluk bir aded deniz motoru (Yalova çiftliginde).

C) 5 adet çiftliklerin nakliye islerinde çalistirilan kamyon ve kamyonet.

D) 2 aded çiftliklerin umumi servislerinde çalistirilan binek otomobili.

E) 19 aded giftliklerin umumi servislerinde çalistirilan binek ve yük arabasi.

tbmm zabıt ceridesi DEVRE V C1LD:19 ICTIMA : 2
Yetmiş beşinci inikad 12 -VI - 1937 Cumartesi
sayfa 267.268


Doğanay ÇERÇİ yazdı:

Bu malların hepsi ona hediye olarak, fahri olarak verildi. Bu sebeple bu malları da devletin malı olarak gördü. Vasiyetinde de tamamını devletine iade etti. Evlatlıklarına miras kalmasınlar diye de özel kanun çıkarttı.
Sizin dünya lideri reisinizin ne yapacağı şimdiden belli. En büyük kaybımız ise yurt dışına taşınan varlıkların üzerine çöküleceği.

dedim ki


Teşekkür ederim.. açıklamalarınız için.. bu bir reklamdı yorum olarak yapılan yazım.

Bakalım ne diyecek ? Hem kendisine kalan malları CHP'ye devretti.. davasını sürdürmesi içi.. eskiler dava için yaşardı.. şimdikilerin bazıları mal için yaşıyorlar.

Fakat bizim reklamını yaptığımız yazı şu:

Bizler genç iken red kit.. tommiks teksas okurduk.. Amerika kahramanlar bizim kahramanlarimizdi.. iyiler belli.. kotüler belliydi..kulturel ve sosyal katmanda iyiler ve kotuler bello ve ortaktir.. ekonomik hayatta çalma ve çalişma hemen kendinin belli eder. Politik yaşam ise ekonominin zenginlerine hizmet eder.. az parada.. az bilgide.. kucuk makam selametli işler çok parada harama.. çok bilgide yalana.. buyuk makamda hiyana kayar. Bu da buyuklerin sinavidir. şimdi bir ömür üzerimize yiğilan nimetlerle.. ne kadar fakir olursak olalim ZENGINIZ.. ne kadar cahil olusak olalim ÂLIMIZ.. ne kadar sıradan olursak olalim özel yaşam oykumuzde ünlü oyuncularin BIRER figura.. ne kadar adi ve bayagi olursa olalim bireysel var oluş oyunumuzda ünlu siyasilerin sıradan BIRER figur oldugunu anlamaniz için.. aslinda koro bir hayat turkusu degil solo bir şarki söylediginizin fakat namazi koro degil solu kildiginizin farkinda olmaniz gerekiyor.. dedigimi anlamadiysaniz SOLIPSIZM kelimesini aratin.. ben sizi FŞA ile Tanrı TANIKLIGA solo ve tek başina degil de TANRI ile birlikte namaz kilmaya çağiriyorum.. Fatiha ile siz soracaksiniz ve Zammi Sure ile O yanit verecek.. siz ŞEREFLI FATIHA ANAHATTINDA rububiyet ve ubudiye ile uluhiye ve habiniye ENVARINI ögretecek.. islamiyet ve teslimiyet ile velayet ve risalet ESRARINI belletecek ve ömrunuzun sala ile kamet arasi kadar kısa oldugunu bildirecek.. amma siz kaçiyorsuz.. ne diyelim koştugunuz hayrolsun. Dinnur YAŞAR


Düzenleyen osmanziya - 01-Eylül-2025 Saat 14:13
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk