Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: bak bilinmez gor Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2598

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: bak bilinmez gor
    Gönderim Zamanı: 18-Mayıs-2015 Saat 20:35
BAK BİLİNMEZ GÖR

BAK BILINMEZ GOR   dizini içindeki dosyalar


20150518_203426_BAK_BILINMEZ_GO.rar



Bakmak ile görmek arısındaki farkı ararken duymak ile işitmek arasında fark aklıma geldi.. daha önce de ilim ve irfan arasındaki farkı aramak için yola çıkmış.. yıllar geçti hala bulamamıştım.. sonra bir haftadır suret ile şekil arasındaki farkı gösterecektim.. millet yedi haziranda doğru parti ile iyi parti arasındaki farkı bulmak için cedelleşirken ben ne ile uğraşıyorum ya..

Millet mi akıllı ben mi deliyim.. yoksa millet mi deli ben mi akıllıyım..

Ha bi de bununla uğraş…

Evet, ayırt etmek ve fark etmek..tüm ayırt edip fark ettiklerimizden önemli bir yetenek..
Bunun ön kapısı duyumsamadır.. tahassüs.. ihtisas ve ihsas namı diğer duyum alım ve duygulanım.
Yıllardır bu konularla uğraştım.. insanların etraflarını bilmek konusunda çok meraklı da kendileri hakkında bilgilenmeye gelince ilme harcadıkları marifet-i muhabbete esirgiyorlar. Suretin cazibesine kapılıyorlar da şeklin merakına yüz vermiyorlar. Bakıp duymakla yetiniyorlar da görmek ve işitmek için itina göstermiyorlar.. yüzünden yalayıp derini tadamıyorlar. Çünkü örmek ve işlemek emek ve çaba istiyor. Kolay olan yapılıyor, zor olana mecbur kalmayınca ya da sabr etmeyince gidilemiyor.

Ama şunu da unutmamak gerekiyor ki, birini kolay olan diğeri zordur. Birini olağan olan diğerine olağanüstüdür… ve o hale gelir ki hoca yasa istemediği gibi usta da çaba istemiyor. Sonunda hoca ve ustaya sadece çağırmak kalıyor ecir ve becer için…

Yöntembilimsel analizimin ustasıyım.. fakat içeriklerim insandan ve dinden ve dinden ve imandan olduğu için insanlar bana hoca diyor.. çünkü hoca sayıyor. Bu yüzden içerikli konulardan ve özellikle dinden ve imandan bahsetmemek gerekirken.. bu lazimeye riayet edemiyorum. Umarım benimde yöntebilime öğrenmeye azmetmiş arkadaşlarım olur.. onlarla gündelik ve sıradan konuları yöntembilimsel analizle işlerken ben de bu konulardan uzaklaşmış olur ve usta olarak görülürüm.. hocalığım unutulur.

Beni izleyen değerli arkadaşlarım.. web sayfamda 1000 tane yazı var.. ve her birine ortalama 10 tablo düşse ki rahatlıkla düşer.. toplam 10 bin tablo eder. Her tabloda ortalama 30 sözcük kullansam toplam 300 000 kelime eder.. tablolarda kullanılan kullandığım bir kelimeyi ikinci kez kullanmadığım için bu sözcükler günlük kullanılan kelimeler değil gerçekten bilimsel olarak ve özgün haliyle kullanılan sözcüklerdir.. bu nedenle günlük konuşma için gereken (300 ila 700) tane kelimeden olmayacaktır. Günlük konuşma dışında bilimsel kavramlar olacaklardır ki bunlarda olsa olsa (1500-2100) taneyi geçmeyecektir. Oysa geçen gün bir çalışma yaptım ve yayımladım.. hatırladığım kadarıyla kullandığım sözcükler 1000 taneyi geçmiyordu.. demek ki tahminen bin kelimenin her biri ortalama 300 kez kullanılmış.. demek beni anlamak isteyenin, yabancı ya da Arapça ya da felsefi sözcükler anlamıyorum bahanesi olmayacak.

Sözün kısası yazılarımı izleyerek, okuyanın bu bin kelimeden rahatlıkla 150 tanesini anlayacak ve anladıkça anlamak isteği artacağından bu 150 sayısı bir sene içinde 300 çıkacak ikinci senede de bin kelimeyi tamamen bilecek duruma hale gelecektir.. ve tabloları anlamak sorun olmaktan çıkacak.. çünkü simetrik kablolarla tabloları rahatlıkla örecek ve görecek ve sonunda anlayacak… anladığında ne olacak ?

Beni ELEŞTİRECEK düzeye rahatlıkla ulaşacaktır.

İşte bende bunu arıyorum.. beni eleştirecekler ile yöntembilimsel analiz düşüncesi yöntembilim dili haline getireceğiz.. bunu yapan ne olacak.. bak kim olacak demiyorum ben mi yapacağım onlar mı yapacak diye sormuyorum.. ya da dil mi yapacak bu işi düşüncemi yapacak diye söylemiyorum.. beni de içeren seni de içeren.. dili de içeren.. düşünceyi içeren.. yöntemi de içeren.. anlam sürücüsünü de içeren.. anlatım aygıtını da içeren KONUŞMA ve DİYALEKTİK yapacak bu işi.. nedir diyalektik.. kimdir konuşma.. bu ne nesnedir ne de kimse.. bu acaib bir bilinmez.. gizemli bir garaib..

Buna TANRI demiyorum..

Sizler ve Bizler O’nu tanımanın eşiğinde bile değiliz.. Sadece iyilik ve kötülük için.. daha güzeli iyi bildiklerimiz ve kötü bildiklerimiz için ya da daha gerçeği var saydıklarımız ve yok sandıklarımız uğruna.. ya da iyi olmak yolunda üstün gelmek veya çıkar ve yarar kazanmak amacıyla ya da bir erkeği veya kadını elde etmek hedefi için birbirimizle uğraşıyoruz ve yarışıyoruz o kadar.. O’na dönünce bu mutlu ya da kutlu olmak işin aslını O’ndan öğreneceğiz.. biz şimdilik DİL’i öğrenmeye çalışsak yeter. TÜM İŞİMİZ, barış amaciyle yaptığımız savaşlarda yetkin ve erdemli olmak yolunda kaynaktan hedefe ve ereğe gitmek.. bazılarının ki bu kadar da değil bir erkek ya da yarıkta kaybolmak çatışıyorlar.. bunlar içinde tanrı bildiğimiz SANRI’larımıza yakarmak ve yalvarmağı tanrıya tapmak biliyor ve aslında TANRI YAPIYOR..   tanrıya kulluğu krala köleliğe benzeterek bir KULA TAPIYORUZ. Oysa bizden istenilen ancak O’na tapmak ve ancak O’na kulluk etmekti… Bu işe de imtihan ve fitne diyoruz..

Bildiğiniz sadece dilin yüzeyi ise.. dilin derisinin yüzeyindeki bazı yalanacak konulardan ve çekici biçimlerden bahsettiğim için beni edebsizlik daha olmadı terbiyesizlikle suçlayabilirsiniz.. ancak bu siz suret vetiresini ve şekil vesilesini anlamanıza yetmez.. ruhunuzun hasret kaldığınıza ulaştırmaz.. rasahatle kalbinize nüfuz etme imkanı vermez.. zaman ve namaz düzlemindeki teslimiytiniz ve mizan ve nizam eksenindeki islamiyetiniz yeterli gelmediğinde derine ve toprağın altına inip ölüm ile bir engine yolculuğa başlamak için sanırım HADES ülkesinde bir seyahat gerekiyor. Kral Tanrı cRon-a ile Kraliçe Tanrı Rea arasındaki aşk oğulları ZE-US’a netice verdi ise.. sizin bu us’a bir uz ekleme görevi de verilmiş demektir.. Tanrı RA sanrısından kurtulmanın yolu Rahman ve Rahim olan Allah’in son mesajına ve Kur’anını iyi kulak vermek gerekiyor. A-Ton’a ulaşmak için tonton durmak ve monoton olmak değil devinmek isteniyor.. eylemek bekleniyor.. işlemek özleniyor.



Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim



IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk