Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: ilericilik Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2749

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ilericilik
    Gönderim Zamanı: 28-Haziran-2015 Saat 00:46
          
     




İLERİ ETKİ   ve   GERİ TEPKİ



ILERI dizini içindeki dosyalar



     
20150628_004544_ILERI.rar


İlerici ve gerici tartışması.. devrimci ve gelenekçi atışması.. yıkıcı.. bölücü suçlamalarının muhataplarının statükoculukla karşı suçlamasının bir türlü gerekçesi ve çeşitli gerçeği var.

Next.. İstikamet.. istikbal.. ikbal.. ileri derecede önemli bir ilericiliktir.
Ilımlı olmak varken insanlar neden ve niçin aşırı ileri ve geri giderler ?
Bu konuda ileri geri konuşmaya karar verdim.. amma kendi yöntemimle:


Bu yazı dizinin içinde alt dizinler ve onların içinde dosyalar var.. bu dosyalar içinde de nalet tablolar.. nalet malet ama iyi bir alet. Litıl litıl bakacaksınız. Öyle lıkır lıkır içerseniz kafayı bulursunuz…

Bir kere akım geçmişten geleceğe.. yürüyüş doğu (olum) kapısından batı (ölüm) kapısınadır.. ben bunu doğum ve düğüm diyorum.. bu iki gün arasındaki ve orta ki bütün günlere de   DÜĞÜN günü adını veririm.

Elbette her gün başka bir kadınla yatacak değilim. Bu çok acı ve alçaltıcı olurdu.. Bir vahşi kabile idamına karar verdikleri adama her gün tavuk eti verirlermiş.. her gün ayni işi yapmak ne kadar çekici olursa olsun gereksinim olmadığından sonuna tat vermez hale gelir. Çünkü gereksinimi karşılamaz. İhtiyacı karşlanamayan hücreler de ölür Çünkü hücrenın yapı ve yakı taşları olan gereksinimler yenilendikçe hücrenin yaşamını   yinelenirler.. her gün yinenlenenler ise gereksinim olmadığından yaşamı yenileyip sürdüremezler. Oysa maddi ve manevi bütün gereksinimlerimiz yenilenerek yinelenmek suretiyle tenimizi ve tinimizi sürüdüren araçlar ve kaynaklardır. Amaç olamazlar.

Amaç nedir ? Gaye ne anlama gelir ?

İlerici olmak zamanın ve ısının akımı yönü olan geçmişten geleceğe doğru yürümek mi dir ? Eğer böyle ile önde ve ileride ve elimizde olan ÖLÜM tarafı olan GELECEĞİ nazara almak ilericilik sayılabilir mi ?

Öyle ise ölüme göre hareket eden tüm dinciler ilericidirler. Geride kalan.. doğum.. olum.. yaşam.. am peşinde koşanlar ile gericidirler. Hımmmm.

Yoksa hımm.. hımm.. diyenler mi ilerici ? Ya acaba bu doğum ve ölüm arasında kısılıp kalmamızın bir anlamı var mı yok mu.. madem doğduk niçin ölüyoruz.. madem ölüyoruz niçin doğduk diyenler.. yani DÜŞÜNENLER mi ilerici ?

Bu iletinin dizinindeki dosyalarda hep ileriden bahsettim.. onlara bakıp ilerinin ne olduğunu örebilme ve görebilme ve sonuçta bulabilme olasılığının doğması için sizin arayışın olanaklarını bir yoklamanız lazım.

Ben yokladım ve buldum ki bizler koca ve büyük bir makinenin parçalarıyız.
Sibernetik makine modelime göre yaptığım tablolarda dilin dünya ile.. düşünenin de din ile ilişkiye girip birinin DEVLET diğerinin MEDENİYET denilen iki çocuğu doğurduğunu gördüm.. Hangisi meşru hangisi gayri meşru siz karar verin…

Ancak ileri etki ve geri tepki makenizmasına göre çalışan makinalar döngüleri bir süpervizör tarafından programlanan yürüyücüler ve ilerleyiciler ve ilericilerdir. Bunların ilerlemeleri bir gereksinim ötesi bir arayış sayılabilir mi ? Bir ereğe ve hedefe ulaşmak İÇİN bir kaynak ve araca olan gereksinim.. ilerleme.. arayış.. AMAÇ.. bütün “için”ler ve de “niçin”ler amaç sayılabilir mi ? Hatta yaş-am am-aç olabilir mi ? Yoksa savaş ve barış arasındaki MAÇ amaç mı dır ? Yoksa tüm bunlar içinde bulunan SINAV ve YARIŞ amaç mı dır ? Bu saydıklarımız arayıp bulduklarımız mı yoksa bulduklarımız üzerine bir arayış mı ? Hasılı merak ve aşk kanatlarıyla uçuşan sorular ve sorunlar.. savlar ve sorumluluklar.. zorluk ve kolaylıklar.. aydınlıklar ve karanlıklar.. böyle sıkıcı ve baskıcıdır.. öyle ise biz iştah ve iştiyak ayaklarıyla gerekleri ve erekleri kaşımaya ve eşinmeye devam edelim. Oh be dünya varmış.. şu güzel düğün gününü berbat etmene ne gerek var… Çoğalma.. Beslenme.. Seslenme.. Sevinme programlarından en en başatı olan çoğalmanın çekiminde MEŞRU senaryomuzu ve MAKBUL öykümüzü sürdürmeye çalışalım ve sonumuzu güzel ve yerimi iyi etmeye çalışalım. Felsefeyi de filozoflara bırakalım.

Hani dedim ya ileri geri konuşacağım.. konuşmama bir hadd ve sınırlama koymayacağım.. dilime bülbülden ve gülden.. zirveden ve kartaldan.. horozdan ve tavuktan ne gelirse ve düşünmemden ne giderse.. satırlara dizeceğim.. Çünkü ağzım var. Ağzı olan da konuşur. Susturamayınca us dahi uslu uslu oturmuyor. Bu yazıyı okuyanların yüzde doksan dokuzu ki 70 kişinin de okuyacağı kuşkulu.. bu düz yazının keyfiyle yetinip nalet tablolarla meşgul olmayacak.. kendini dilin aleti olarak konumlandırmaya sürdürüp dili kullanmayı sürdürecek ve dile saygı gösterip onu tanımayla ilgilenmeyecektir. Dilini ve milini kullanırken milletin ağzından konuşan diyalektik tarafından kullanılmaya devam edecektir. Vesselam.




Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA

DUYURU

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim.

UYARI

Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.


http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/
www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com


     
     
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2749

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 06-Temmuz-2015 Saat 13:45
Geleneksel zihniyet bir işe yarasaydı Osmanlının çöküşünden beri İslam Dünyasını ayağa kaldırıp İslam ALEMİ haline getirirdi.. Siyasal İslamcılar sadece rekasiyoner hareket ediyorlar.. davası olan aksiyon insanı.. çözümü olan proje adamı değiller.. sadece Mevdudiler.. Seyyid Kutuplar.. Necip Fazıllar tarafından İDEOLOJİ gazı verilmiş nesiller.. biri nasıl felsefeyi DİN haline getirmişlerse bunlarda dini İDEOLOJİ haline getirmişlerdir.. temel de bulanan.. iman ve küfür.. islam ve isyan.. elem ve emel.. kalem ve kelam.. karşıtlığını yaşama taşımadılar.. küfüre küfür etmekle bir yere varılmaz.. amelinde sadece isyanı taşımakla islam olunmaz.. elemleri tatmadıkça emellerine ulaşamaz.. şuur kelamını yaşam kalemine yansıtmadıkça ne kendinelerine çözüm bulabilirler ne de başkalarına örnek olabilirler.. Buna yaşayarak görüyoruz.. Başka türlü ayağına kurşun sıkamazdı başımızdaki.. Batının derdi bu gelenekçi zihniyete güç vererek tüm yeniliklerinin ve gelişimlerin önünü tıkamaktır. Onlarda hakikatler kulak tıkayarak bu işe yardım ediyorlar. Bu tarihte yüzlerce kez tekrar edildi.. geçmiş müslümanlar.. İseviler.. Museviler.. ve önceki ümmetler tarafından: İmanı elde edince ilimle bağlarını kestiler.. islamı elde edince insanla bağı kopardılar.. Allah’a itikadın ve ahirete imanın dünya ve kuvvet ile ilişkisini kuramadılar.. insanlara zulmettiler.. insanda ilimle kuvvetin yenilik gücünü elde ederek yaptıklarının acısını bir zamanlar haklı görünenlerin başına vurarak aldı.. oysa esas misyon hak ve kuvveti birleştirmek ve insaniyet-i kübra olan islamiyeti insanlıktan çıkarmak ve asıl mesaj vahdeti ve rahmeti beşeriyete yaymak ve medeniyette yaşatmaktı.. dini ve etnik yararları ekonomik ve politik çıkarlarına alet ettiler.. haçlı savaşları ve cihatlarla zenginlikleri istilaya yeltendiler.. herkesi kendilerine benzetmeye çalıştılar.. kendilerini kutsallaştılar ve kusurlarından akladılar.. evladı rasulü bile katlettiler.. hakikatı ihata etmeyi ve kuvveti hakk ile buluşturmayı ve insanı yaşatmayı seçmediler. Ancak buda kuvvetin bir fitnesidir ki kuvveti elde eden hakka uymakta zorlanır.. zayıflar horlanıp hakkı çiğnenerek nefret ve öfkeyle harlanır.. insanlarda istikameti bulmakta zorlanır.. bu yüzden kemalin zevalini yaşatarak eşyanın fenasını gösteren kusur her dönem tekrarlanır.




Değerli Kardeşim, murad etmediğim manalarla eleştirmişsiniz.. ama bu da normal.. bazen insanın kendisi de maksadını aşan ifadeler kullanabiliyor. Burada Genel bir hastalığı vurgulamak istedim. Bu nedir.. kuvvetli olan hakka uymakta zorlanıyor. Kendini haktan müstağni sayıyor ayetin ifadesiyle.. Bu Müslüman olsun olmasın fark etmiyor.. aslında Müslümanda bu kusur daha çok göze batması gerekirken .. tam tersine onun inancıyla beraber kutsallaştırılıyor ve onu bir kılıf ve gerekçe bulunuyor. Kafirin zulmüne bakılıyor ve yakınılıyor.. müslümanın zulmü hoş görülüyor. Eğer bir çetele tutulması kafirin Müslümanı öldürmesinin on katı Müslümanın birbirin öldürmesi var. Bu yanlış.. Müslümandaki nefsi muhasebe (otokritik) kafirden daha güçlü olması lazım. Müslümanın eleştirisi (Tenkidi) daha köklü ve yapıcı olması lazım.. eğer ileri gitmek ve başarmak istiyorsak. Diğer vurgulamak istediğim.. kültürel doğu ve batı.. fikri iman ve küfür.. hissi hak ve batıl karşıtığının artık bir işe yaramadığı.. bunlar yıllardır sunulan ve vurgulanan tezler ve fakat artık işe yaramıyorlar. Kuvvetli olanların gücü ele geçirenlerin HAKLI görüldüğü bir dünyada değil hakkı yükseltmek insan haklarımızı bile korumamız için muktedir olmamız gerekiyor. Ancak bu askeri ve siyasi bir güçten ziyade   ekonomik ve kültürel bir güce dayanmalı. Askeri savaşların ekonomik savaşlara bunun da bilgi yarışına geçildiği bir dünyada.. doğunun elindeki ile batının elindekini sentezleyen bir YENİ mesaj, ÖZÜN misyon ve proje olmadıkça.. ve la şarkıyyatün ve la garbiyyatün bir NUR ve aydınlık ve yol ve çözüm bulmadıkça yakınmaların ve bunalımların önüne geçilmesi zordur.
Biz bu buhrana karşı bürhanımızı biliyoruz.. İki yüzyıldır malımızın çalındığını ve yirmi yıldır da canımızın alındığını görüyoruz.. biliyoruz.. canımız acıyor.. ama buna duygusal tepki vererek zulumdan yakınmak ve sövmek kolay.. ancak sorunu akılcı ve gerçekçi olarak görmek ve çözmek durumundayız ve saldırıyı soğukkanlılık ile karşılamak zorundayız.
Elde edilmeye çalışılan ve çalınan petrolü işleyecek sanayimiz var mı idi ? Sanayinin alt yapısı olan bilimi ve teknolojiyi üretecek kültürel yapımız nerede idi.. böylece gücü elimizden yitiren köken sorun ne idi.. teorik akıl ile pratik akıl arasında dengeyi bozmak ve usul ve iman mabeynindeki uyumu kırmak.. iman ile ilim arasını açmak.. islamın insan ile bağını koparmak.. bu işler zordur.. ancak başarmakta bize verilen görev ve sınav.
Ancak insan deneme ve yanılma ile öğrenir.. araştıra ve geliştirme ile ilerler.. değiştirme ve düzeltme ile yükselir.. artık öğrendik ki dil.. din.. emek.. hürriyet.. barış.. gibi ortak insanı değerler üzerine ne ulusal partiler ne ne de uluslararası ideolojiler çare ve çözüm değildir. Artık sağcılık ve solculuk yanlarının yön tutulması bitti bunları yan yapan öncülük başlıyor. İşte bunu bildik söylemlerle hain.. işbirlikçi.. münafık.. batıcı.. yenilikçi.. karalamaya çalışıyorlar.. on yıldır mali götürdüler.. yoksulları borçlu hale getirdiler.. şimdi kıçlarını kurtarmaya çalışıyorlar.




Sevgi ve saygı yanında bir de korku ve öfke var yaşamın bir parçası hatta diğer bir yanı olarak .. maddi olarak zaten yaşamın bir tarafı doğum olumu ise öbür tarafı da ölüm düğümüdür. Yaşamı tek yanlı görmektense iki taraflı görmek daha yetkin ve yararlı.. ancak bu da bir seçim.. kimi ölümden oluma doğru yürür.. kimi olumdan ölüme ilerler.. kimi ise iki yanı birlikte götürür.. solunu ve sağını yanlara bırakarak önüne bakar ileriye yürür geriye gitmez.. hiç olmazsa iki ileri bir geri gider.. sonuçta hep ileriye yürür.. böylece iki yanı yani solu ve sağı yön yapmak yanlışından kurtulur.. diye düşünüyorum. Ancak bunu yapmak ve öncülüğe soyunmak kolay değildir.. hele uygulamak çok zordur.. meşeme.. yemin.. sabıkun sahiplerini anlattım.. sağ ve sol yanlardan ve öncülerden.. yön ve yol haline getirilen sol görü ve sağ duyudan başka SOL görüşlüler ve SAĞ duyulular.. var.. bir de bunları cılkını çıkaran solcular ve sağcılar.. neyse ki beşeriyet bu SOLCULUK denilen körler okulundan ve SAĞCILIK sağırlar mektebinden ve birbirini ağırlar üniversitesinden yavaş yavaş kurtuluyor.
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk